• Sonuç bulunamadı

2.1.2 Sanal Zorbalık

2.1.2.1 Sanal Zorbalığın Özellikleri

Sanal zorbalık yazılı, görsel ve sözel bir zorbalık türü olarak nitelendirilmektedir. Özellikle çevrimiçi yazılı iletişim yolları (anlık mesajlaşma, e- posta, blog) aracılığıyla kaydedilebilmekte, çoğaltılabilmekte ve kalıcı hale gelmektedir (Shariff, 2008).

Willard’a (2007) göre sanal zorbalık, geleneksel zorbalığa kıyasla çok daha acımasız ve amansız olabilir. Okulda ya da başka bir ortamda mağduru olduğu zorbalık olayından o fiziksel ortamdan kaçarak kurtulabilen bir kimse sanal ortamda bu şansa sahip olamayabilir. Teknolojik cihazların bulunduğu her ortamda zorbalık olayı sürebilmektedir.

Internet insanlara yeni kişiliğini istediği gibi sunmaktan, sahte kimlik yaratmaya kadar pek çok hile imkanı sunabilmektedir. İnternet bazı uzmanlara göre kişiler arası güvenin sağlanması için uygun bir yer değildir (Whitty ve Joinson, 2009).

Pek çok sanal zorbalık olayının faili belli değildir. Bu duruma yol açan kimseler gerçek kimliklerini gizlemek için sanal ortamda kullandıkları takma adların arkasına gizlenmektedirler (Shariff, 2008; Willard, 2007; Hinduja ve Patchin, 2009). Klasik zorbalıkta sosyal anlamda kınanabilecek ya da ceza alabilecek olan zorba, sanal zorbalık olaylarında bu nedenle böyle bir endişe taşımayabilir (Willard, 2007).

Sanal ortamda kimliğin gizli olmasının bir takım etkileri olabilir. Bunlardan biri etkileşim halindeki kişiler arasındaki sosyal ipuçlarında azalmadır. Bilgisayarla iletişim konu merkezlidir. Sosyal ve duygusal aktarımdan daha çok salt bilginin aktarımı için uygundur. Bunda mimikler, vücut dili gibi sözel olmayan ipuçlarının eksikliği rol oynamaktadır (Whitty ve Joinson, 2009). Sanal zorba zorbalığın kurban üzerindeki duygusal, psikolojik ya da fiziksel etkileriyle, geleneksel zorbalıkta olanın aksine başa çıkmak zorunda kalmaz, bunlara şahit olmayabilir (Hinduja ve Patchin, 2009). Bu kısıtlı olanaklar dahilinde kurulan iletişim kurban açısından bir diğer olumsuzluğu daha beraberinde getirebilir. Karşısındakine inanan ve kimi zaman bu kişilerlerle duygusal bağlar kuran kurbanların kandırılmalarına, dolandırılmalarına (CNNTÜRK, 2009), taciz edilmelerine (Vatan, 2011) ve hatta öldürülmelerine (İnternethaber, 2011) dair haberler farklı haber kaynaklarında sıkça yer almakta ve bu emniyet sorunlarına dünya genelinde çözüm aranmaktadır (NTVMSNBC, 2008; Cumhuriyet, 2011).

Sanal zorbalığı diğerlerinden ayıran bir diğer özelliği de bir süre sonra engellenemeyecek hale gelebilmesidir. İnternet ortamına izinsiz yüklenmiş bir fotoğraf ya da video pek çok kişi tarafından kişisel bilgisayarlara aktarılabilir. Sınırsız sayıda kimse verilere ulaşabilir ve bu verileri çoğaltabilir. Zorba daha sonra istese bile bu tür verilerin tamamen ortadan kalkmasını sağlayamaz (Shariff, 2008). Hinduja ve Patchin (2009) sanal zorbalık aracılığıyla verilen zararın virüsler gibi kontrolsüz biçimde çoğalması nedeniyle bu duruma sanal zorbalığın viral doğası adını vermektedir.

Sanal zorbalık olaylarında akran zorbalığından farklı olarak taraflar kolayca yer değiştirebilmekte ve olaya tanık olanlar farklı roller alabilmektedir. Zorbalık olayları ne kadar uzun sürerse, şahit sayısı da o kadar fazla olabilmektedir. Bu da zorbalığın daha da şiddetlenmesi, zorba ve kurban arasındaki güç dengesizliğinin daha da artması anlamına gelmektedir (Henderson ve diğerleri, 2002). Sıradan zorbalık olaylarında güç çoğu zaman belli kişisel özelliklere dayanırken sanal ortamda güçlüyü tanımlamak için genelgeçer bir değişken bulmak neredeyse imkânsızdır (Kowalski ve diğerleri, 2008).

Tablo 2’de akran zorbalığı ve sanal zorbalığa ait özellikler, bu iki zorbalık türü arasında görülen farklılıklar temel alınarak listelenmiştir:

Tablo 2. Akran Zorbalığı ve Sanal Zorbalık Arasındaki Farklar

Akran Zorbalığı Sanal Zorbalık

Görünür Anonim

Belirli zaman ve yer Her zaman, her yerde Yavaş yayılır & dar alanda Hızlı yayılır & geniş

Gizlenmesi zor Gizlenmesi kolay Öğretmenlerle zayıf ilişkiler Öğretmenlerle iyi ilişkiler

Özellikle okulda Özellikle okul dışında

Kaynak: Li, Q. (2008b). A cross-cultural comparison of adolescents’ experience related to cyberbullying. Educational Research, 50(3), 223-234.

Tablo 2’de akran zorbalığı ve sanal zorbalık arasında yer alan farklar yer almaktadır. Tabloya göre akran zorbalığı özellikle okulda, belirli dar bir alanda yavaş yavaş yayılırken, sanal zorbalık özellikle okul dışında, bir zaman ve yer sınırlaması olmaksızın hızla geniş bir alana yayılmaktadır. Akran zorbalığının görünür olduğu ve zor gizlendiği belirtilmektedir. Sanal zorbalık ise kolay gizlenmektedir ve anonimdir; diğer bir deyişle faili belli olmayabilir veya sanal ortamda çok fazla kişi fail haline gelebilir. Akran zorbalığına dahil olan öğrencilerin öğretmenleriyle zayıf ilişkiler içerisinde olduğu belirtilirken, sanal zorbalığa dahil olan öğrencilerin öğretmenleriyle iyi ilişki kurduğu belirtilmektedir.

Kadın ya da erkek her bireyin yetişmesinde hem biyolojik hem de sosyal süreçler etkilidir. Kişinin evinde ya da yaşadığı toplumda yer alan kültürel atmosfer ve sosyal normlar onun cinsel kimliğini şekillendirmektedir (Gözütok, 2008; Doll ve diğerleri, 2008). Sanal ortamlar da bu bağlamda birer sosyal çevre olarak düşünülebilir.

Sanal ortamda daha dışa dönük hisseden kadınlar için iletişim teknolojileri kimi toplumlarda sosyal baskılardan kurtulma konusunda yardımcı olabilir (Shariff, 2008). Bargh, McKenna ve Fitzsimons (2002), internetin bazı özelliklerinin kişilerin asıl kişiliklerini sergilemesi ve iletişim kurabilmesi için rahat bir ortam sağladığını ileri sürmektedir. Bu olumlu etkilerin bazı olumsuzluklara dönüşme ihtimali bulunmaktadır, Gerçek hayatta utangaç kimseler, sanal çöpçatanlık sayfalarının

kişiliklerinin farklı yönlerini ortaya çıkardığına daha fazla inanabilirler. Bu da onları sanal ortamda romantik ya da cinsel ilişki aramaya daha fazla itebilmektedir (Whitty ve Joinson, 2009). Internet ortamında sağlanan kendini ifade etme ve onaylattırma gibi olanaklar hızlıca aşağılama ve sanal zorbalık araçları haline gelebilmektedir (Kowalski ve diğerler, 2008).

Willard (2007), gerçek hayatta sosyal hiyerarşide düşük konumlarda olan bireylerin sanal ortamda fiziksel etkilerin söz konusu olmamasından yararlanarak zorba pozisyonunda olabileceğini belirtmektedir. Okullarda yaşanan zorbalık olaylarında kimi öğrencilerin okulda mağduru oldukları zorbalığa son verebilmek için sanal zorbalığa başvurduğu belirtilmektedir (Willard, 2007; Aftab, 2010). Hinduja ve Patchin (2009) yapmış oldukları araştırmada öğrencilerin sanal zorbalık yapma nedenlerini incelemiştir. Elde ettikleri sonuçlara göre sebepler arasında ilk sırada % 22,5 ile “intikam alma” yer almaktadır.

Türkiye’de okul personeli tarafından kötü muameleye maruz kalan öğrencilerin sanal ortamda öğretmenler ve diğer okul çalışanlarından videolar ya da kötüleyici web sayfaları aracılığıyla intikam almaya çalıştığı olaylar günlük haberlere ve video paylaşım sayfalarına yansımıştır (NTVMSNBC, 2006; Video Vitrini, 2010).

Aftab (2010) sanal zorbaları dört grup altında toplamaktadır: 1. Adaleti sağlamak için sanal zorbalık yaptığını ileri

süren “intikam meleği” (The Vengeful Angel)

2. Geleneksel zorbalarla benzerlik gösteren, güç edinmek ve gücünü göstermek için sanal zorbalık yapan “güce aç” zorbalar (The Power Hungry)

3. Canları sıkıldığında eğlenmek için zorbalık yapan “kötü kızlar” (The Mean Girls)

4. Mağduru oldukları sanal zorbalık olayıyla baş edebilmek için istemedikleri halde zorba konumuna gelmiş olan “Yanlışlıkla sanal zorbalar” (The Inadvertent Cyberbully)

Çeşitli sebeplerle ortaya çıkan bu sanal zorbalık olayları farklı sonuçlar doğurabilir. Hinduja ve Patchin (2009) sanal zorbalık olaylarında, kişilerin aşağılanma ve utandırılma sonucu ciddi psikolojik ve duygusal yaralar alabileceğini belirtmektedir. Bunun yanısıra sanal zorbalık olaylarının %17’sinin gerçek çatışmalara dönüşmekte olduğunu eklemektedir.