• Sonuç bulunamadı

Sanal Müzeler, nesneleri temsil etmenin yeni bir yolu olarak dijital ortamda üretilen ve faaliyet gösteren potansiyel müzelerdir. Sanal Müzeler yenilikçi bir müze türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Çok zengin, çeşitli, katlanarak büyüyen ve yaratıcı bir üretime yönelik potansiyellerinin olmasına rağmen kendilerini mevcut müzelerin işlevleri içinde sanal müzeler sınıflandırmasıyla sınırlandırmaktadırlar (Beer, 2015: 1).

Sanal Müze, kullanıcıların odadan odaya tek bir hareket ile geçebilecekleri ve daha ayrıntılı inceleme için bir odadaki herhangi bir sergiyi seçebilecekleri etkileşimli, elektronik bir müze olarak tanımlanmaktadır. Müze ile etkileşimi kolaylaştırmak, önceden oluşturulmuş üç boyutlu bir alanda rahatlıkla gezinmek ve bu alandaki nesnelerle etkileşim kurmak için “sanal gezinme” adı verilen bir yöntem geliştirilmektedir (Miller, Hoffert, Chen, Patterson, Blackketter, Rubin, Applin, Yim ve Hanan, 1992: 183).

Müzeleri yerinde ziyaret ediyormuş hissi yaşatan sanal müze uygulamasında ziyaretçiler, mekânı gezmeye istedikleri bölümden başlayarak koleksiyonları yakınlaştırıp inceleme imkânı bulmakta, ortamın ve eserlerin bilgilerine ulaşabilmektedir. Sanal ortamda 3 boyutlu olarak ziyaretçileriyle buluşan müzelerde, camekanlı alanların içinde bulunan eserler detaylı bir şekilde incelenebilmektedir.

Ayrıca müzelerin krokilerinin ve farklı bölümleri de sanal müzeler üzerinden tanıtılarak, sinevizyon gösterisi olarak hızlı bir şekilde de gezilebilmektedir (Karadeniz, 2020: 981).

Sanal müzeler alanında çalışan uygulayıcıların ve araştırmacıların geçmiş çalışmalarına bakıldığında online müze, elektronik müze, hiper müze, dijital müze, siber müze veya Web müzesi olarak adlandırılmalar bulunmaktadır. İsmi ne olursa olsun, bu kavramın arkasındaki düşünce, müzenin internette dijital bir uzantısı olan duvarsız bir müze inşa etmektir. Hatta meraklılar, dünyanın her yerindeki müze koleksiyonlarından dijital nesneleri bir araya getirebilecek dünya çapında bir sanal müze kurmayı bile düşünmektedir (Schweibenz, 2004: 3).

Sanal müzeler farklı kategorilerde tanımlanabilmektedir. Bunlar arasında, potansiyel ziyaretçileri koleksiyon türleri, müze ile ilgili temel bilgiler ve iletişim bilgileri gibi konularda ziyaretçileri aydınlatmak adına düzenlenen Web siteleri olan broşür müzesi, müzelerde bulunan nesneleri çevrim içi ortamlarda keşfetmeye yönelik sunulan içerikleri kapsayan, amacı koleksiyonların ayrıntılı tasvirini yapmak olan içerik müzesi, sanal ziyaretçilere kişisel bilgilerine ve ilgi alanlarına göre farklı erişim noktaları sunan, amacı sanal ziyaretçilerin müze ile kişisel bir bağ kurmasını sağlamak olan öğrenme müzesi ve kendi koleksiyonunu paylaşmanın yanında farklı dijital koleksiyonlara da erişimi amaçlayan André Malraux’un gerçek dünyada karşılığı olmayan “duvarsız müze” kavramını kapsayan sanal müzeler bulunmaktadır (Schweibenz, 2004: 3).

Canlı video ve yüksek bant genişliğine sahip ağlarda dolaşım imkânı, ziyarete aktif olarak katılım duygusunu geliştirebileceği için bu ziyaretleri daha da heyecanlı hâle getirmektedir. Sınırlar ortadan kalktığı taktirde, bir müze, katılımcı şekilde erişilebilen sanal bir ortamda sanal eserlere sahip olmaktadır. Böyle bir müze

bir mekân değil bir hizmet olarak faaliyet göstermektedir ve veri bitleri dışında hiç mevcut olmayabilir. Bu yüzden sanal müze adını almaktadır (Tsichritzis ve Gibbs, 1991: 18).

Günümüze yaklaşırken Web 1.0, Web 2.0 ve Web 4.0’a doğru devam eden internetin hızlı gelişimi ve dönüm noktalarıyla birlikte sanal müze oluşumunu da beraberinde şekillendirmektedir. İnternetin bu hızlı gelişimi kullanıcıları da etkisi altına alarak sanal müzelere karşı tutumlarına değer katmaktadır. Kurumları kendilerini internet sitelerinden bağımsız düşünememeye iten internetin bu evrimi kurumlara kendilerini temsil etmek adına yeni bir ortam sunmaktadır. Böylelikle kurumlar bilgiyi merkezlerinden uzaklaştırarak çok yönlü şekilde internet kullanıcılarına yayma imkânına sahip olmaktadır (İralı, 2019: 41-46).

Walsh (1997) müzelerin geleneksel medya yerine internet tabanlı medyayı kullanmalarını üç temel ilke üzerinde durarak önermektedir. Bunlardan ilki müze alanının her zaman bir değişim ve gelişim hâlinde olduğu varsayımı ile hareket edilerek bilgilerin sürekli revize edilmesi gerekliliğine dayanmaktadır. İnternet ortamı bu değişimi yansıtmak için anlık güncellenebilir ve değiştirilebilir olması sebebiyle büyük potansiyele sahiptir. Aynı zamanda sergi ve geçici etkinlikler hızlı bir şekilde kurularak dünyaya sunulabilmektedir. İkinci olarak müzelerin, internetin etkileşim özelliğinden yüksek derecede fayda sağlayarak bunu fırsata dönüştürmesinin gerekliliği üzerinde durmaktadır. Ziyaretçilerle internet üzerinden diyalog hâlinde bulunarak geri bildirimleri ve topladıkları bilgileri kendi avantajları doğrultusunda kullanmalarının her işletmeye büyük katkılar sağlayacağını belirtmektedir. Son olarak müzelerin fiziksel varlıkları ve koleksiyonları dışında çok yönlü ele alınarak ziyaretçilere derinlemesine bilgi akışı sağlayabilmek adına internetin yeteneklerinden yararlanmanın ve çeşitli projeler üreterek müzelerin zenginliğinin daha geniş kitlelere ulaştırılmasının öneminden bahsetmektedir (Walsh, 1997: 82-84).

Web 2.0’ın gelişimiyle birlikte sosyal medya platformlarının kullanımı yaygınlaşmış ve sanal müzeler de daimî olarak içerik oluşturma ve yenileme konusunda bu gelişimin etkilerini kendi kurumlarına yansıtmak durumunda

kalmışlardır. Bu noktada içerik iki farklı şekilde incelenebilmektedir. İlki müzeye has olan temel bilgileri kapsayan sabit içerik iken, ikincisi müzede düzenlenen sergiler, etkinlikler, haberler ve duyurular gibi güncelleme gerektiren bilgilerden oluşan ve sanal ziyaretçilerin erişimine açık olan aktif bilgilerden oluşan içeriklerdir.

Bu bağlamda bir sanal müzenin öncelikle Web 2.0 altyapısına sahip bir veri tabanı uygulamasına sahip olması ve buna uyumlu bir şekilde tasarlanması ve içerik etkileşimi açısından da müze ile ilgili her türlü enformasyonu sunma yeteneğine sahip olarak sosyal medya araçlarında aktif şekilde rol alması gerekmektedir.

Böylelikle sanal ziyaretçilerin kendi istek ve tercihlerine yönelik farklı sosyal medya araçları vasıtasıyla kişiselleştirilmiş hizmet alabilecekleri yeni bir döneme girilmektedir (İralı, 2019: 52-60).

Müze ve ören yerlerinin 3 boyutlu modellerinin internet ortamından, etkileşimli olarak ziyaret edilebilmesi ve kültürel mirasın dijital ortamda da tanıtılması için 25 Mart 2020 tarihinde “www.sanalmuze.gov.tr” Web sitesi ücretsiz olarak ziyaretçilerin beğenisine sunulmuştur. 32 müze ve ören yeri ve bir geçici sergi sanal olarak meraklıları ile buluşmaktadır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2021).

Nisan 2021 tarihi itibariyle sanal müzelerin ziyaret sayıları 12 milyon 529 bin 246 olarak kaydedilmektedir. En çok ziyaret edilen müzeler arasında ise Göbeklitepe Örenyeri, Kurtuluş Savaşı Müzesi Efes Örenyeri, Troya Müzesi ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi yer almaktadır (Anadolu Ajansı, 2021).