• Sonuç bulunamadı

Samsun'a Dair Bazı Meselelerin TBMM'de Görüşülmesi

1946’da TBMM’de bütçe görüşmeleri esnasında Samsun Limanı gündeme gelmiştir. Yine bu dönemde Samsun’da 1947’de meydana gelen dolu ve kuraklık afeti de TBMM’de görüşülen konular arasında yer almıştır.

1.6.1. Samsun Limanı Hakkındaki Görüşmeler

25 Aralık 1946'da TBMM Genel Kurulu'nda Bayındırlık Bakanlığı bütçesi görüşülürken Samsun milletvekili Yakup Kalgay söz istemiş ve Samsun Limanı ile ilgili bir konuşma yapmıştır. Samsun Limanı’nın eski bir geçmişi olduğunu belirten Kalgay Osmanlı Devleti'nden bu yana bulunulan teşebbüslere rağmen ne yazık ki bugüne kadar liman için denize bir taş atılmasına imkan oluşmadığını ifade etmiştir. Konuyu önemle ele alanın Cumhuriyet hükümeti olduğuna, 1926 ve 1929 yıllarında limanın inşası için kanunlar çıkarıldığına işaret etmiştir. Geçen yılın bayındırlık bütçesinde "15-20 milyon liraya mal olacağı tahmin edilen Samsun Limanı’nın derhal ele alınması zaruridir." denildiğini dile getiren Kalgay, 1946 yılında derhal denildiğini ama şimdi 1947 yılının bütçesinin görüşüldüğünü hatırlatmıştır. Bütçe Komisyonu’nda dinledikleri Bayındırlık Bakanı'nın "Liman projelerinin bir an önce gerçekleştirilmesi" temennisinde bulunduğunu söylemiştir. Günlerin geçtiğine, zamanın azaldığına, bu durumun yalnız Samsun için değil bütün yurt ekonomisi için büyük bir kayıp olduğuna değinmiş, Bayındırlık Bakanı'nın bu seneki proje ve tesisler arasında Samsun Limanı için de denize birkaç taş atmasını dileyerek sözlerine son vermiştir212.

Bayındırlık bütçesi görüşmelerinde söz alan Bayındırlık Bakanı Cevdet Kerim İncedayı Mersin Limanı projesinin hazır olduğunu ancak Samsun Limanı projesinin hazır olmadığını, bu sene koydukları 200.000 liranın üzerinde bir ödenekle projeyi bitireceklerini ifade etmiştir. Samsun Limanı projesinin bir senelik zamana ihtiyacı olduğunu belirten İncedayı, milletvekili arkadaşlarının limanın önemi üzerinde

211 Ali Baba, 31 Mart 1950, Yıl: 3, Sayı: 93.

65

durduklarını ve gerçekten de bu limanın önemli olduğunu dile getirmiştir. Bu sene gerekli olan ödeneği koysalar bile bir senede bitirilecek proje hazırlanmadıkça işe başlayamayacaklarını söylemiştir213.

3 Eylül 1947'de TBMM Genel Kurulu'nda "Artırma, Eksiltme ve İhale Kanununa Ek Kanun"un görüşülmesi sırasında çıkarılacak kanunu savunmak için söz alan Bayındırlık Bakanı İncedayı konuşmasında Samsun Limanı konusuna da değinmiştir. Samsun Limanı meselesini de görüştüklerini, henüz bu limanın bir projesinin olmadığını ifade eden İncedayı bunu hazırlamanın bir senelik zaman alacağını, ancak ödenek sağlanabilirse 1948 yılında ihale edebileceklerini belirtmiştir. Liman için geçen sene sadece proje hazırlama yetkisi aldıklarını fakat Samsun Limanı projesini uluslararası ehil bir müesseseye yaptırmak için mevcut mevzuatın uygun olmadığını dile getirmiştir. Çünkü ihale edildiği zaman ihaleye girecek firmaların gelip bu limanın etüdünü yapacaklarını, bu etüt neticesinde proje ve keşfini meydana getirmek için 100.000-150.000 lira masraf edeceklerini ancak bu masrafı yaptıktan sonra ihaleyi kazanıp kazanamayacaklarının belli olmadığını söylemiştir. Bu takdirde bu firmaların harcadıkları paraların ne olacağını sormuş ve bu yüzden uluslararası müesseselerin gelmediğine işaret etmiştir. İncedayı TBMM'ye sunulan kanun tasarısının bu gibi etütleri uluslararası ve ehliyeti tespit edilmiş müesseselere pazarlıkla verip vatanda iş görme imkanını temin edeceğini savunmuştur214.

1.6.2. Samsun'da Yaşanan Dolu ve Kuraklık Afeti Hakkındaki Görüşmeler Samsun milletvekili Naşit Fırat, Karadeniz sahil şeridiyle Samsun ilçelerinde 1947'de meydana gelen dolu ve kuraklık afeti karşısında bu bölgedeki yurttaşlar için ne gibi tedbirler alındığının bildirilmesi için Başbakanlık'a sözlü soru vermiştir. Naşit Fırat'ın sözlü sorusunu Başbakan Yardımcısı Trabzon milletvekili Faik Ahmet Barutçu cevaplamıştır. Sahil bölgelerimizde çoğu yıl bu ayarda bir darlık ve fiyat yükselmesiyle karşılaşıldığını belirten Barutçu bu durumun bölgenin doğal yapısından ileri geldiğini söylemiştir. Aynı gelişmenin bu yılda meydana gelebileceğini dikkate alarak Ekim 1947 ile Ocak 1948 tarihleri arasında Karadeniz bölgesinin mısır ihtiyacının Toprak Mahsulleri Ofisi'nce mahallelerden sorulduğunu

213 TBMM Tutanak Dergisi, 8. Dönem, 2. Yasama Yılı, 3. Cilt Fihristi, 23. Birleşim, s. 513. 214 TBMM Tutanak Dergisi, 8. Dönem, 2. Yasama Yılı, 6. Cilt Fihristi, 80. Birleşim, s. 590.

66

ifade etmiştir. Şubat 1948 sonlarına doğru Samsun'da yiyecek sıkıntısı olduğunun bildirilmesi üzerine 159 ton mısır ve 100 ton arpanın derhal bu ilin emrine verildiğini, 16 Nisan 1948'de 50 ton ve 25 Nisan 1948'de yine 50 ton mısırın Samsun'a çıkarıldığını dile getirmiştir. Sonuç itibariyle 250 tonu Samsun'a olmak üzere toplam 1.909 ton mısırın Karadeniz bölgesine tahsis edildiğini belirtmiştir. Bölge halkından mısır ile gönderilecek buğdayı peşin para ile alacak durumda olmayanlara Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından ödeme güçleri dâhilinde kredi açılmasının kararlaştırıldığını ve Samsun'a daha önce açılmış olan 100.000 liralık krediye ilaveten 130.000 liralık bir kredi daha açıldığını sözlerine eklemiştir. Samsun bölgesine Ziraat Bankası'nın yapacağı kredi yardımının bu mevsim için 360.000 lira olacağının kararlaştırıldığına işaret etmiştir. Yiyecek tedarikinden aciz, kredilerden faydalanması mümkün olmayan, çiftçi dışındaki hakiki ihtiyaç sahibi vatandaşlara hükümetin Kızılay eliyle parasız yiyecek yardımında bulunmayı kararlaştırdığını söyleyen Barutçu bu kişilerin mahallelerine tebligatın yapıldığını ve bütün bu tedbirlerle o bölgedeki darlığın önlendiğini ifade etmiştir215.

Başbakan yardımcısı Faik Ahmet Barutçu'dan sonra söz alan Samsun milletvekili Naşit Fırat, Samsun ve Ilgaz vapurlarıyla gönderilen 2.000 ton mısır, yemlik arpa, Ziraat Bankası'nca açılan krediden başka Kızılay eliyle yapılmaya devam eden yardımlardan ferahlık duyduklarını ve vatandaşlardan aldığı mektupların bunu doğruladığını belirtmiştir. Bir ziraat memleketi olan Türkiye'de kıtlık ve açlık tehlikesiyle karşılaşılmasının elem verici olduğuna değinen Fırat, yaşanan kıtlığın tabiat ve iklim şartlarının olumsuzluğundan kaynaklandığını dile getirmiştir. Karadeniz bölgesi'nde meydana gelen kıtlığın başka sebepleri de olduğunu söylemiş, bu sebepleri şöyle açıklamıştır216:

- Terme ve Çarşamba ovalarında bataklıkları kurutmak için derin ve geniş kanallar açılmış ve arazi kurutulmuştur. Bu nedenle yer altı suları daha derin seviyeye inmiştir. Mevsim kurak olunca tarlalara atılan tohumlar yeşermeden kaybolup gitmiştir.

215 TBMM Tutanak Dergisi, 8. Dönem, 3. Yasama Yılı, 11. Cilt Fihristi, 53. Birleşim, s. 208-209. 216 TBMM Tutanak Dergisi, 8. Dönem, 3. Yasama Yılı, 11. Cilt Fihristi, 53. Birleşim, s. 209-211.

67

- Güney komşu memleketlerdeki kıtlık bizdekiyle kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Bu nedenle hububata yüksek fiyat vermişler ve bu durum kaçakçılığa yol açmıştır.

- Bölge halkı gıda maddesi değil tütün ekmektedir. Bunların alım gücünün yüksek olacağı düşünülebilir ama öyle değildir. Halk tütün için bankaya, kooperatife, şahıslara borçlanmış ve yeni üretime kadar elinde ailesini geçindirmek için beş para kalmamıştır.

Bir gün bile geçirmeden köylüyü varlıklı, kuvvetli kılacak ziraat planı yapılması gerektiğini belirten Fırat, bu planın yapılıp gerekleri sağlanmadıkça ve bu düğüm her ne pahasına olursa olsun çözülmedikçe hiçbir şeyin kendilerini amaçlarına ulaştıramayacağını ifade ederek sözlerine son vermiştir217.

1946-1950 yılları arasındaki gelişmelere bakılacak olursa Türkiye’de çok partili hayata geçilmesi siyasi alandaki hareketliliği arttırmıştır. Uzun yıllar seçimlere tek parti olarak giren CHP erken seçim hamlesi ile milletten dört yıl daha yetki almıştır. DP ise hızlı bir şekilde teşkilatlanmış ve ilk il örgütünü Samsun’da kurmuştur. 1950’ye kadar olan süreçte CHP bu zamana kadar yapmış olduğu hizmetlerden bahsederken DP ise seçim emniyeti ve hürriyet konuları üzerinde durmuştur. DP’li Refik Koraltan ve Celal Bayar ile CHP’li İsmet İnönü ve Hasan Saka Samsun’u ziyaret eden önemli isimler arasında yer almıştır.