• Sonuç bulunamadı

Sadece Kurum Kazancının Yeterli Olma- Olma-sı Durumunda Uygulanacak Istisnalar:

Belgede ÖZEL BÖLÜM vergi raporu (sayfa 27-32)

Aşağıda yer alan istisnalar sadece kurum

kazancının yeterli olması durumunda indirilebile-cek olup, kurumlar vergisi beyannamesinin

"ka-zancın bulunması halinde indirilecek istisna ve in-dirimler" sütununa eklenecektir.

a- Kurumlar Vergisi Kanununa Göre Istisna

Kapsamına Alınan Kazançlar:

1- Rlstum Istisnası:

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8'inci mad-desinin 2 numaralı bendi hükmü uyarınca, ko-operatiflerin ortakları için hesapladıkları risturn

kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Kooperatifler ancak karlı bulundukları durumda risturn hesaplamaları söz konusu olacağından

zarar halinde bu istisna uygulanmaz.

Kooperatifierde kar dağıtımı söz konusu

ol-madığından ortaklıkla yapılan işlemlerden

do-ğan gelir-gider farkının ortaklara iadesine risturn

adı verilmektedir. Risturn istisnasından bütün ko-operatiflerin yararlanması mümkün değildir. Söz konusu istisnadan sadece üretim, tüketim ve kredi kooperatifleri yararlanabilir. Ayrıca

ortakla-rın idare giderleri karşılığı olarak ödedikleri para-lardan harcanmayarak iade edilen kısmı da istis-nadan yararlanır.

- Tüketim Kooperatiflerinde Risturn:

Ortak-ların kişisel ve ailevi gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldıkları malların değerleri­

ne göre hesaplanan risturnlar.

- Üretim Kooperatiflerinde Risturn:

Ortakla-rın üreterek kooperatife sattıkları veya koopera-tiften üretim faaliyetinde kullanmak üzere satın aldıkları malların değerine göre hesaplanan ris-turnlar.

- Kredi Kooperatiflerinde Risturn: Ortakların kullandıkları kredilere göre hesaplanan risturnlar.

- Ayrıca bütün kooperatiflerde, ortakların

idare giderleri karşılığı olarak ödedikleri paralar-dan harcanmayarak ortaklara iade edilen

kısım-lar.

Söz konusu risturnların nakden veya aynı kıymette mal ile ödenmesi istisnanın

uygulanma-sına mani değildir. Kooperatif esas sözleşmesine

uygun olmayan işlemler ile ortaklık dışı işlemler­

den doğan kazançlar risturn istisnası kapsamın­

da değildir.

Ortaklardan başka kimselerle yapılan iş­

lemlerden doğan kazançlar ile ortaklarla ortaklık

statüsü dışında yapılan işlemlerden doğan ka-zançlar bu istisnadan yararlanamaz. Bunların

genel kazançtan ayrılmasında ortaklarla yapı­

lan hacminin genel hacmine olan oranı esas

alınır.

Risturn istisnasının uygulanması için

bunla-rın ortaklara ödenmesine gerek

bulunmamakta-dır. Hesaplanmış olması risturnların kurumlar ver-gisi matrahından düşülmesi için yeterlidir.

Risturn-ların ortaklara dağıtımı kar dağıtımı sayılmaz.

b- Gelir Vergisi Kanununa Göre Istisna

Kapsamına Alınan Kazançlar:

1-Yatınm Indirimi Istisnası:

Yatırım indirimi, yatırımların teşviki ve özen-dirilmesi amacı ile belirli şartlar dahilinde yapılan harcamaların belirli bir oranda matrahtan indiril-mesi suretiyle uygulanan bir istisnadır.

Yatırım indirimi uygulaması GVK'nın Ek: 1-6 maddelerinde düzenlenmiş iken 4842 sayılı Ka-nunla yapılan değişiklikle 24.04.2003 tarihinden itibaren söz konusu maddeler yürürlükten kaldırı­

larak aynı kanunun l9'uncu maddesinde yeni-den düzenlenmiştir.

Yatırım indirimi ile ilgili GVK'nın 24.04.2003 tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümlerin

uygulamasına yönelik geçiş dönemi ile ilgili ola-rak da aynı kanuna geçici 61 'inci madde

eklen-miştir. Bu durumda yatırım indirimi istisnası ile ilgili olarak vergi mevzuatımııda iki farklı düzenleme

aynı anda uygulanacaktır.

GVK'nın 19. maddesi ile yeniden düzenle-nen yatırım indirimi uygulamasına ilişkin usul ve esaslar çalışmamızda öncelikli olarak açıklana­

caktır.

Gelir Vergisi Kanunu'nun 4842 sayılı

kanun-177

sayı:81 • nisan · mayıs 2006

ÖZ E L B ÖLÜM vergi raporu

la değiştirilen 24.04.2003 tarihinden itibaren

yü-rürlüğe giren l9'uncu maddesinin l'inci bendi "

Dar mükellefiyete tabi olanlar dahil. ticari veya zirai kazançları bilanço esasına göre tespit edi-len vergiye tabi mükellefler (adi ortaklıklar, ko-lektif ve adi komandit şirketler ile kurumlar vergi-si mükellefleri dahil) faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldıkları veya imal ettikleri arnortis-mono tabi iktisadi kıymetlerin maliyet

bedelleri-nin

"'o

40' ını vergi matrahlarının tespitinde ilgili

kazançlardan yatırım indirimi istisnası olarak indi-rim konusu yaparlar.

Petrol kanunu ve maden kanuna göre yü-rütülen arama ve sondaj faaliyetleri için yapılan

ve aktifleştirilen harcamalar yatırım indirimi

istis-nası uygulamasından yararlanır" şeklindedir.

Yatırım indirimi istisnasından kazançlarını

bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurum-lar vergisi mükellefleri yararlanabilirler. Yatırım In-diriminden yararlanmada tam mükellefiyet -dar mükellefiyet ayırımı söz konusu değildir.

Dar mükellefiyete tabi olanlar dahil ticari veya zirai kazançlarını bilanço usulüne göre tes-pit eden,

-Ticari Kazanç sahipleri -Zirai Kazanç sahipleri -Kurumlar Vergisi Mükellefleri

-Sermaye şirketleri

-Kooperatifler

-iktisadi Kamu müesseseleri

-Dernek ve vakıflma ait iktisadi kıymetler -iş ortaklıkları, yararlanır.

Yatırım indiriminin konusu GVK'nın 19'uncu maddesinde açıklandığı üzere mükelleflerin fa-aliyetlerinde kullanmak üzere satın aldıkları veya imal ettikleri amortismana tabi iktisadi kıymetle­

rin maliyet bedelleridir. Yatırım indirimi oranı ise amortismana tabi iktisadi kıymetlerin maliyet be-delinin % 40'ı olarak belirlenmiştir.

GVK'nın ı9'uncu maddesinde yatırım indi-rimi hesaplanmayacak iktisadi kıymetler sayılmış

olup bunlar aşağıda sıralandığı gibidir.

- Bedeli (O ı .O ı .2005 tarihinden itibaren ge-çerli olmak üzere ) ı 0.000 YTL' den az olan

iktisa-di kıymetler C iktisadi ve teknik bakımdan bütün-lük arz eden iktisadi kıymetler haddin aşılıp aşıl­

madığının tespitinde bir bütün olarak dikkate alı­

nır. )

- Yurt içinde veya dışında daha önce

kul-lanılmış olan iktisacfı kıymetler ( yüzer havuzlar ile on iki yaşından küçük gemiler hariç ).

- Gayri maddi haklar ile ekonomik ömrü 5

yıldan daha kısa olan özel maliyet bedelleri C

ya-tırım indiriminden yararlanan iktisadi kıymetlerin kullanılabilmesi için gerekli olan bilgisayar

prog-ramları hariç ).

- Mal ve hizmet üretimi ile doğrudan ilgili olmayan; alet, edevat, mefruşat ve büro

demir-başları.

- Bedelsiz olarak iktisap edilen iktisadi kıy­

metler.

-Satın alma suretiyle iktisap edilen veya

in-şa edilen binalar ( mal ve hizmet üretim yeri ola-rak kullanılmak üzere inşa edilenler hariç ).

- Arazi veya orsalar.

- Binek otomobili ve benzeri kara taşıtları,

yat, kotra, tekne ve benzeri motorlu deniz

araç-ları ile uçak ve helikopter gibi hava taşıtları (işlet­

menin esas faaliyet konusu ile ilgili olanlar hariç).

- Yurt dışındaki yatırımlarda kullanılmak

üzere alınan iktisadi kıymetler.

Yatırım indirimi istisnasının uygulamasına,

istisnaya konu iktisadi kıymete ilişkin

harcamala-rın yapıldığı yılda başlanacağı ve indirilecek tu-tara ulaşıncaya kadar devam olunacağı GVK'nın l9'uncu maddesinin 3'üncü bendinde yer verilmiştir. Yatırım indirimi uygulamasına, yatı­

rımın konusunu oluşturan aktif değerlere ilişkin harcamaların yapıldığı takvim yılından itibaren

başlanır ve indirimden yararlanılacak tutara

ula-şıncaya kadar devam olunur.

Yatırım harcamalarının yapıldığı yıla ilişkin

vergi matrahının tespitinde, kazancın yetersiz

ol-ması nedeniyle dikkate alınamayan istisna

tuta-rı, izleyen dönemlerde, bu dönemlerde Devlet istatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyatları Genel En-deksinde meydana gelen artış oranında artırıla­

rak dikkate alınır.

verg i

raporu ÖZEL BÖLÜM

sayı:81 • nisan · mayıs 2006

Enflasyon düzeltmesi uygulanan dönem-lerde, yatırım indirimi istisnası tutarının hesaplan

-masında amortismana tôbi iktisaôı kıymetin akti-fe alındığı hesap dönemi sonundaki düzeltilmiş değeri esas alınır.

Ancak iktisaôı kıymetin aktife alındığı he-sap döneminden önceki hehe-sap dönemlerinde

gerçekleşen harcamalar, gerçekleştirildikleri dö-nem sonundaki düzeltilmiş değerleri ile dikkate alınır. izleyen dönemlerde enflasyon düzeltmesi nedeniyle bu harcamalardan kaynaklanan farklar üzerinden yatırım indirimi istisnası hesap-lanmaz.

GVK'nın l9'uncu maddesinin 5'inci ben-dinde yatırım indirimine konu aktif değerlerin

sa-tışı veya devri halinde yapılacak işlemlere yer

verilmiştir. Buna göre yatırım indirimi istisnasına

konu iktisadi kıymetleri aktife alındıkları tarihten itibaren iki yıl içinde elden çıkaran mükellefler, bu iktisadi kıymetlerle ilgili olarak yatırım indirimi

istisnası uygulama hakkını kaybederler. Bu du-rumda daha önce yararlanılan yatırım indirimi

is-tisnası için herhangi bir işlem yapılmaz.

Geçici 61 'inci Madde Kapsamındaki Yatı­

rımlara Uygulanacak Yatırım indirimi

Uygulama-sı:

4842 sayılı Kanunun l7'nci maddesiyle Ge-lir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 61 'inci mad-de hükmüne göre, 24.04.2003 tarihinmad-den önce

yapılan müracaatlma istinaden düzenlenen

ya-tırım te~vik belgeleri kapsamındaki yatırımlarla

il-gili yatırım harcamalarına (teşvik belgelerine bu tarihten sonra ilave edilen iktisadi kıymetler için

tapılan harcamalar hariç) GVK'nın 24.04.2003 tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümleri

uygulanacaktır.

Yukarıda belirtilen şekilde yatırım indirimi

is-tisnasından yararlanan kazançlar ile bu madde-nin yürürlük tarihinden önce gerçekleşen yatı­

rımlar üzerinden hesaplanan ve kazancın yeter-siz olması nedeni ile sonraki dönemlere devre-den yatırım indiriminden yararlanan kazançlar üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın "'o 19,8 oranında

gelir vergisi tevkifatı yapılır.

isteyen mükelleflere 24.04.2003 tarihinden

önce yapılan müracaatlma istinaden düzenle-nen yatırım teşvik belgeleri kapsamında bu tarih-ten itibaren yaptıkları harcamalar için yatırım in-dirimi istisnasından GVK'nın l9'uncu maddesin-de yer alan hükümler çerçevesinmaddesin-de yararlana-bilmelerine imkan tanınmıştır.

VI- KURUMLAR VERGISINDE BEYAN ESASI: Kurumlar vergisinde beyan esası geçerli-dir. KVK'nın 20'nci maddesinde kurumlar vergisi-nin, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı

üzere tarh edileceği ifade edilmiştir. Kurumlar vergisi mükellefleri bu kanunun ı 'inci maddesin-de sayılan kurumlardır. 213 Sayılı VUK'nun 8'inci maddesinde açıklandığı üzere vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı sorumlu olan kişidir.

Vergi sorumluları genel olarak mükellef ile hukuki veya fiili yönden yakın ilişkisi bulunan kişi­

lerdir. Gerçek veya tüzel kişi olabilirler. Vergi ida-resi asıl mükellefin vergi borcu nedeniyle vergi sorumlusunu muhatap olarak alır. Vergiyi doğu­

ran olay her zaman mükellefin kişiliğinde

gerçek-leşir ve mükellef vergi borcunu mal varlığından

öder.

Kurumlar vergisi açısından vergi

sorumlula-rı, tam mükelleflerde bunların kanuni temsilcileri, dar mükelleflerde dar mükellef kuruma kazanç ve iration sağlayanlar, tasfiyeye giren kurumlar-da tasfiye memurları, kurumların kazançları üze-rinden tevkifat yapılması hallerinde ise tevkifatı yapanlardır.

Kurumlar vergisi mükellefleri kurum

kazan-cının tamamı için bir beyanname verirler. Ancak kooperatiflerden gelirleri GVK'nın 94'üncü mad-desine göre tevkifata tabi tutulan g.menkul kira gelirlerinden ibaret olanlar, bu kira gelirleri için beyanname vermezler. Bunun yanında mükel-leflerin işyerlerine bağlı şube, büro, mağaza ima-lathane veya sair işyerlerinin olması, bunların

müstakil muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri ol-sa dahi bu işyerleri için ayrıca beyanname ver-meyeceklerdir.

11.04.2005 tarihinde yayımlanan 17 Nolu KVK sirkülerinde Kurumlar Vergisi beyannamesi-nin elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin usul

179

sayı:B1 • nisan · mayıs 2006

ÖZEL BÖ LÜM vergi rapo ru

ve esaslar açıklanmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 5228 sayı­

Kanunun 8'nci maddesiyle değişik mükerrer 257' nci maddesinin birinci fıkrasının (4)

numara-lı bendi ile Maliye Bakanlığı. vergi beyannamele-ri ve bildibeyannamele-rimlebeyannamele-rinin internet ve diğer elektronik bil-gi iletişim araç ve ortamında doğrudan mükel-lefler tarafından gönderilmesine izin

verebilece-ği veya zorunluluk getirebileceği gibi, bunların

yetki verilmiş gerçek ve tüzel kişiler aracılığıyla

gönderilmesine izin vermeye veya zorunluluk ge-tirmeye de yetkili kılınmıştır.

Beyannamenin elektronik ortamda gön-derilmesi halinde, tahakkuk fişinin elektronik or-tamda düzenleneceği ve mükellef veya elektro-nik ortamda beyanname gönderme yetkisi

veril-miş gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda

iletileceği; bu iletinin, tahakkuk fişinin mükellefe

tebliği yerine geçeceği hükme bağlanmıştır. Be-yannameler gerek elektronik ortamda mükellef

tarafından doğrudan. gerekse yetki verilmiş

ara-cılar kanalıyla gönderilsin, her iki halde de mü-kellef tarafından verilmiş addolunacak ve mü-kellefin kendi beyanı olarak değerlendirilecektir.

03.03.2005 tarih ve 25744 sayılı R.G.' de

ya-yımlanan 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel

Tebliği ile 3ı.ı2.2004 tarihi itibariyle aktif toplamı

(200.000 YTL) veya 2004 hesap dönemine ait

ci-roları toplamı (400.000 YTL) 'yi aşan kurumlar ver-gisi mükelleflerinin, yıllık kurumlar vergisi beyan-namesi ve geçici vergi beyannamelerini elektro-nik ortamda göndermek zorunda oldukları ifade

edilmiştir.

A- Kurumlar Vergisinde Beyanname Çeşit-leı1:

ı- Kurumlar Vergisi Beyannamesi: Kurumlar vergisi mükellefleri bir hesap dönemi içerisinde

GVK'nın 2'nci maddesinde yazılı gelir unsurların­

dan oluşan kurum kazançlarını, hesap dönemi-nin kapandığı ayı takip eden dördüncü ayın

ıs·inci günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine vermeleri gerekir.

Vergi Usul Kanunu'nun hesap dönemi baş­

lıklı 174'üncü maddesinde hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu ifade edilmiştir.

Yani hesap dönemi de takvim yılı gibi ı2 aylık sü-reye tekabül eder. Takvim yılında kayıtlar ı Ocak itibariyle başlayıp 31 Aralık ta sona erer. Ancak gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden bazıla­

rının faaliyetleri takvim lı esasına uygun düşme­

yebilir. Özel dershaneler veya özel okullar örnek olarak verilebilir. Maddenin devamında yer aldı­

ğı üzere bu gibi mükellefler Maliye Bakanlığına başvuruda bulunarak kendi faaliyetlerine uygun hesap dönemi tayin edilmesini isteyebilirler. Bu

şekilde bakanlık tarafından başlangıç ve bitiş ta-rihi tayin edilen 12' er aylık vergilendirme döne-mi, söz konusu mükellefler açısından hesap dö-nemi olacaktır. Bu açıdan bakıldığında hesap dönemi olarak takvim yılını benimseyen mükel-lefler beyannamelerini takip eden yılın dördün-cü ( Nisan ) ayın ıS'inci günü akşamına kadar vereceklerdir. Kendilerine özel hesap dönemi ta-yin edilen mükellefler de beyannamelerini he-sap döneminin bittiği tarihi takip eden dördüncü

ayın lS'inci günü akşamına kadar vermeleri ge-rekir. Çünkü bu maddeye göre kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerin ticari ve zirai ka

-zançları, hesap dönemlerinin kapandığı takvim

yılının kazancı sayılır.

Tasfiyeye giren kurumların vergilendirilme-sinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi ge-çerli olur. Tasfiye beyannameleri, tasfiye

memur-ları tarafından tasfiye döneminin sona ermesini

takip eden dördüncü ayın 15'inci akşamına

ka-dar, tasfiye dönemi içinde tasfiyenin sonuçlan

-ması halinde ise bilançonun veya nihai hesabın kesinleştiği tarihten itibaren ıs gün içinde kuru-mun bağlı olduğu vergi dairesine verilmesi gere-kir.

Tasfiye ve birleşme halinde tasfiye edilen kurumlar namına tasfiye karı üzerinden tarh olu-nan vergiler, tasfiye beyannamesini verme süre-si içinde vergi dairesüre-sine yatırılır. Tasfiye edilen

ku-rumların bu kanuna göre tahakkuk etmiş olup henüz vadeleri gelmemiş bulunan vergileri de

aynı süre içinde ödenir.

Dar mükellefiyette vergi muhatabının Tür-kiye'yi terketmesi halinde Kurumlar vergisi be-yannamesini memleketi terke takaddüm eden

vergi

raporu ÖZEL B ÖLÜM

sayı:B1 • nisan · mayıs 2006 on beş gün içinde vermesi gerekir. Terke

takad-dümden, terk tarihinden geriye doğru gidilerek son on beş günlük süreyi anlamamız gerekir.

Sermaye şirketleri dışında kalan kurumlar vergisi mükelleflerinin yukarıda belirtilen beyan-name verme süresini Maliye Bakanlığı uzatmaya yetkilidir.

Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin neresi olduğu hususu KVK'nın 21 'inci maddesin-de açıklanmıştır. Buna göre,

- Tam mükellefler beyannamelerini kuru-mun kanuni veya merkezinin bulunduğu yerde bulunan vergi dairesine,

-Dar mükellefler ise; kurumun Türkiye'de iş­

yeri veya daimi temsilcisinin bulunması halinde

işyerinin veya daimi temsilcisinin bulunduğu yer-deki vergi dairesine, bunların ikisinin de

bulun-maması halinde dar mükellef kuruma kazanç ve iration sağlayan gerçek veya tüzel kişiler tarafın­

dan bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri ge-rekir.

Kurumlar Vergisi, bu kanuna göre tespit edilen kurum kazancı üzerinden % 30 oranında alınır. CAncak yabancı ulaştırma kurumlarından

kara, hava ve deniz ulaştırma faaliyetinde bulu-nan mükellefler için ayrı ayrı olmak üzere ortala-ma emsal nispetleri üzerinden tayin olunan oranlarda alınır. )

Kurumlar vergisi beyannamesi hesap dö-neminin kapandığı ayı takip eden dördüncü

ayın l5'inci günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine verilmesi gerektiğini daha önce ifade etmiştik. Kurumlar vergisi de, beyanname-nin verileceği ayın sonuna kadar bir defada ol-mak üzere ödenmesi gerekecektir.

2- Özel Beyanname : Dar mükellefiyete ta-bi yabancı kurumlardan vergiye tabi kazancı GVK'nın 80'inci maddesinde yazılı kazanç ve iratimdan C telif. imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret

unvanı, alameti farika ve benzeri gayri maddi

hakların satışı, devir ve temliki karşılığında alınan

bedeller hariç) veya bu kurumlardan ulaştırma

faaliyetini arızi olarak yapanların elde ettiği ka-zançlardan ibaret bulunması halinde, yabancı

kurum veya Türkiye'de bu yabancı kurum namı­

na hareket eden kimse bu türden kazançları el-de ettiği tarihten itibaren 15 gün içinde GVK'nın 101' nci maddesinde (Münferit Beyannamenin verilmesi gereken yerlere ) belirtilen vergi daire-lerine beyanname ile bildirmeye mecburdur.

Özel beyanname, beyannameye konu

kazançların elde edilmesinden itibaren 15 gün içinde kazancın konusuna göre ilgili vergi daire-sine verilmesi gerektiği ifade edilmişti. Beyanna-menin verilmesine ilişkin olarak tarh olunan vergi-ler de beyanname verme süresi içinde ödene-cektir.

3- Muhtasar Beyanname: KVK'nın 24'üncü maddesinde "Dar mükellefiyete tabi kurumların

ticart zirai ve diğer kazanç ve ir atları dışında ka-lan kazanç ve iration ile telif, imtiyaz, ihtira, işlet­

me, ticaret unvanı, alômetifarika ve benzeri gayri maddT hakların satışı, devir ve temliki mu-kabilinde alınan bedeller % 25 nispetinde kurum-lar vergisi tevkifatına tabidir." Denilmektedir.

Dar mükellef durumunda olan kurumlara

yukarıda yazılı kazanç ve iratları sağlayan ger-çek veya tüzel kişiler, bu kurumlara söz konusu kazanç ve iration nakden veya hesaben öde-dikleri veya tahakkuk ettiröde-dikleri esnada bu ka-zanç ve iratimdan kurumlar vergisi tevkifatı yap-maya mecburdurlar.

Bu madde gereğince vergi tevkifatı ya-panlar bir ay içinde nakden veya hesaben öde-dikleri veya tahakkuk ettiröde-dikleri kazanç ve iratlar ile bunlardan kestikleri kurumlar vergisini müte-akip ayın yirminci günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine muhtasar beyanna-me ile bildirecekler, beyan ettikleri vergiyi de yir-mi altıncı günü akşamına kadar ödeyeceklerdir.

Türkiye'de işyeri ve daimi temsilcisi bulun-mayan dar mükellefiyete tabi kurumlar vergisi mükelleflerL Gelir Vergisi Kanunu'nun 30' uncu maddesinin Cl) numaralı fıkrasında yazılı sergi ve

panayır kazancı elde etmeleri halinde bu ka-zançlar kendilerince % O C sıfır ) oranında tevkifa-ta tevkifa-tabi tutulacaktır. Ancak tevkifat oranı sıfır

ol-duğu için buna ilişkin beyanname verilmeyecek-tir.

181

sayı:B1 • nisan . mayıs 2006

ÖZE L B Ö L ÜM verg i

raporu

B- Kurumlar Vergisi Beyannamesinin Tarhı, Muhatabı Ve Zamanı:

Yukarıda beyanname türleri itibariyle kim-ler tarafından, nereye, ne zaman verileceğine

yönelik açıklamalar ayrıntılı olarak yapılmıştır. Ku-rumlar vergisi, beyannamenin verildiği vergi da-iresi tarafından tarh edilir. T arhiyat, vergi dairesi

tarafından yapılan ve vergi alacağının kanun-larda gösterilen matrah ve oranlar üzerinden hesaplanarak bu alacağın miktar itibariyle tespit edilmesini sağlayan idari bir işlemdir. Bu işleme is-tinaden mükellefin ödeyeceği vergi. miktar ola-rak tespit edilir.

Kurumlar Vergisi Beyannamesinin verildiği

vergi dairesi tarafından yapılan tarhiyatın

muha-tabı yine bu kanunun 27'nci maddesinde açık­

lamıştır. Buna göre:

Bu kanunun ı 'inci maddesinde sayılı ku-rumlardan tüzel kişiliği haiz olanların kurumlar vergisi, tüzel kişilik namına tarh olunur.

iktisadi kamu müesseseleri ile dernekler ve

vakıflma ait iktisadi işletmelerden bazılarının tü-zel kişiliği haiz olmayabilir. Bu durumda kurumlar vergisi, bunların bağlı oldukları kamu tüzel kişileri

veya dernek veya vakıf namına tarh edilir.

Dar mükellefiyete tabi yabancı kurumların

vergisine gelince, verginin asıl mükellefi

kendile-ridir. Ancak tarhiyat bunlar hesabına Türkiye'de-ki müdür veya temsilcileri adına yapılır. Şayet

müdür veya temsilcileri mevcut değil ise, kazanç ve iration yabancı kuruma sağlayanlar adına

tarh olunur.

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 29'uncu maddesinde tarhiyatın ne zaman yapılacağı

hususu ele alınmıştır. Buna göre Kurumlar Vergisi beyannamesi elden vergi dairesine verilmişse

tarhiyat beyannamenin verildiği günde yapılır.

Ancak beyanname posta ile vergi dairesine

gönderilmişse, beyannamenin vergi dairesine in-tikal ettiği tarihten itibaren üç gün içinde tarhi-yat yapılır.

Belgede ÖZEL BÖLÜM vergi raporu (sayfa 27-32)

Benzer Belgeler