• Sonuç bulunamadı

ORTODOKS MÜMİN TANRI’YA NASIL TAPIYOR?

4) Sabah Ayini

Kelimeden de belli olduğu gibi sabah icra edilen Kutsal Ayin’dir. Şafak Vakti’nden biraz önce başlıyor ve güneş

doğduktan sonra sona eriyor, bu yüzden Kutsal Ayin’in sonunda Büyük Övgü terennüm ediliyor: “Işığı veren, şan ve şeref senindir...”

Genellikle sabah ayinine 1. SAAT bağlı bulunuyor.

İsa Mesih’in döneminde günün saatleri bugün olduğu gibi gece yarısından değil fakat güneşin doğuşuyla başlıyordu.

Böylece Kilise her yeni günün duayla başlamasına karar verdi.

Bu yüzden günün bu ilk saatinde bu Kutsal Ayin terennüm ediliyor: “Kralım ve Rabbim sabahları, içimdeki sesi dinle!”

ve şu duayla bitiyor:

“Mesih, dünyaya gelen herkesi aydınlatıp kutsayan gerçek ışık, yüzünün ışığı üzerimizde iz bıraksın, öyle ki onda senin yaklaşılmaz ışığını görebilelim ve adımlarımızı senin emirlerini yerine getirmeye yönlendirelim. Senin, tümden lekesiz Annenin ve tüm kutsallarının dualarıyla...”

Hıristiyan, bu muhteşem duayı kolayca ezberleyebilir ve işine başlamadan evvel söyleyebilir.

5) 3. Saat

Söylediklerimizin temeli üstüne Bizans’ın 3cü saati günümüzde sabahın dokuzuncu saatine düşüyor. Elçilerin İşleri kitabında (2:15) bildiğimiz gibi o saate Hamsin

(Pentakost) gününde Kutsal Ruh Aziz Havarilerin ve Kudüs’te o yüksek konumunda bulunan herkesin üstüne çöktü. Bu yüzden bu Kutsal Ayin Paskalya’nın elinci gününde olanlara değiniyor:

“Rabbim, Kutsalardan Kutsal Ruh’un Havarilerin üstüne çöktü, öyle… sana dua edenlere kucak aç!”

6) 6. Saat

Altıncı saat günümüzde öğle vaktinin 12’ci saatine karşılık veriyor. Kutsal İncillerden (Luka 23, 44) bildiğimiz gibi, Rabbimiz o saatte Golgota (Çile) Dağı’nda çarmıha gerildi.

Tarihin bu evrensel olayı şu mezmurla terennüm ediliyor:

“Güçlerin Tanrısı ve Rabbi ve tüm yaratılışın mimarı, sen

ki kavranamaz merhametinin şefkatiyle insan soyunun kurtuluşu için tek-doğan Oğlun Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih’i yeryüzüne gönderdin ve onun değerli çarmıhı aracılığıyla günahlarımızın kaydını yırtıp attın ve onunla karanlığın yönetimlerine ve güçlerine galip geldin. Ey

insanlığı seven Efendi, şükran ve dilek dualarımızı da kabul et.

Bizi yok edici ve karanlık suçtan ve bize zarar vermek isteyen görünür ve görünmez tüm düşmanlarımızdan koru.

Bedenlerimizi senden duyduğumuz korkuyla çivile. Ve kalplerimizin kötü düşüncelere veya sözlere eğilimli olmasına izin verme. Ancak ruhlarımızı sana duyduğumuz özlemle yarala, öyle ki her zaman sana bakıp ve senden gelen ışıkla yol gösterilmiş olarak, sonsuz ve yaklaşılmaz ışık olan seni görerek sana şükürler sunabilelim: Başlangıcı olmayan Baba’ya, tek-doğan Oğlun ve tümden kutsal, iyi ve yaşam veren ruhunla birlikte; şimdi ve sürekli ve sonsuza kadar...”

7) 9. Saat

Dokuzuncu saat öğlenden sonra saat üçe eşittir. O saatte çarmıhın üstüne bulunan İsa Mesih, Kutsal İncillerin yazdıklarına göre, ruhunu Tanrı Baba’ya teslim etti. “Saatin dokuzunda... İsa yüksek sesle bağırarak son nefesini verdi.”

(Markus 15, 34 ve 39).

Terennüm edilen mezmurlar, okunan diğer ilahiler ve dualar olduğu gibi Mesih İsa’nın kovuşturmalarından bahsediyorlar:

“Ey Mesih Tanrı, sen ki bu dokuzuncu saatte, bizim kurtuluşumuz için beden üzere ölüm kadehini içtin, bizim beden düşüncemizi öldür ve bizi kurtar.”

Böylece Kilisemiz cematinin şu mezmuru uygulamasına yardımcı oluyor:

“Sabah, öğlen, akşam kederimden feryat ederim. O işitir sesimi.” (Mez. 54/55, 17) ve “Doğru hükümlerin için, gece yarısı kalkıp sana şükrederim.” (Mez. 118/119, 62).

35. Bölüm

İlahi Liturji (Badarak)

► Ortodoks Kilisesi’nin tüm Kutsal Ayin düzenlemelerinden en önemlisi hangisidir?

En önemlisi İlahi Ayin Töreni-İlahi Liturji’dir. Bahsetmiş olduğumuz diğerleri gibi o kadar basit değildir. Ortodoks ibadetinin merkezi ve doruk noktasıdır. Işığını ve ısısını diğer uydulara yansıtan parlak güneş olarak mecazi anlamda karakterize edebiliriz. İlahi Liturji diğer Kutsal Ayin düzenlemelerini aynen öyle yönetiyor. Diğer Kutsal Ayin düzenlemeleri hatta diğer Kutsal Gizem törenlerinin hepsi bu İlahi Ayin Töreni’nin İlahi Liturji’nin etrafında birleşiyorlar.

Orada İlahi Liturji’de bütünleşiyorlar. Bu yüzden vaftiz, mesh gibi diğer Kutsal Gizemlerin yürütülmesi İlahi Liturji’nin düzenlemesiyle alakalıdır. Mümini, İlahi Liturji esnasında yürütülen Kutsal Komünyon’un Yüce ve Eşsiz Gizemiyle Tanrı’yla karşılaşacağı ve O’nunla birleşeceği mertebeye ulaştıran basamaktır.

► İlahi Liturji kelimeleri ne anlama geliyor?

İngilizcede “liturji”, Romencede “liturghie” olarak geçen ve daha birçok dilde -tercüme edilmeden- olduğu gibi kullanılan “liturji” kelimesinin kökü Yunan “liturgia”

(λειτουργία) kelimesinden geliyor ve “iş, eylem” anlamını taşıyan “litos” (λείτος) ve “halk, cemaat” anlamını taşıyan (λαός) kelimelerinden oluşan bileşik bir kelimedir. Din adamları ve halk yani Tanrı cemaatinin tümü için uygulanan ve ruhban sınıfıyla sivil halkın genel olarak tüm müminlerin birlikte Tanrı’ya tapma eylemlerin tümüdür. İlahi Liturji’nin yapısı sadece görevlilerin, yani piskoposların, rahiplerin, diyakozların değil aynı zamanda halkın da katılmasını talep

ediyor. Rahibin, ayini, halkın katılmasını engellemek süretiyle tek başına gerçekleştirmeye kalkışmasını yasaklayan kilise kanunu mevcuttur.

Eklenen “ilahi” kelimesi, bu “ayin”nin sıradan bir insan eseri olmadığını fakat Tanrı tarafından ihsan edildiğini ve Tanrı’ya ithaf edildiğini ve O’nun yüceliğine hitap ettiğini gösteriyor.

► İlahi Liturji’nin diğer kutsal ayinlerden üstün olmasını sağlayan özelliği nedir?

Diğer kutsal ayinlerde Tanrı ile temas kurabilmemizi sağlayan, Tanrı’ya hitaben övgü, minnet ve tesbih duaları mevcuttur. Bu kutsal ayinleri her Hıristiyan, ister keşiş ister sivil halktan olsun, kadın veya erkek nerede bulunursa

bulunsun evinde dahi icra edebilir. Fakat İlahi Liturji kilisede, piskopos ve rahibin önderliğinde (onlar olmadan İlahi Liturji icra edilemez) ve tabii ki söylediğimiz gibi halkın katılmasıyla düzenleniyor.

İlahi Liturji de diğer kutsal ayinlerde olduğu gibi, mezmurlar, ilahiler, dualar ve fatimalar içeriyor fakat sadece bunlardan ibaret değildir. İlahi Liturji esnasında, yedi Kutsal Gizem’den bahsettiğimiz zaman dediğimiz gibi Rabbimizin müritlerine ve onların vasıtasıyla Kilisesi’ne devrettiği Kutsal Komünyon’un Yüce Gizemi gerçekleşiyor.

► Kutsal Liturji’de tam olarak neler gerçekleşiyor?

Her çağın müminleri sayesinde insan tarihinin en müthiş olayı gerçekleşmiş bulunuyor: Tanrıinsan Rabbimiz İsa Mesih’in hayatının ve kurtuluşumuza hizmetlerinin canlı mevcudiyeti.

Dirilmiş olan İsa Mesih’in göğe yükselişinden evvel yanında bulunan herkese ne vaat ettiğini görmüştük:

“Kıyamet gününe kadar her çağın müminlerinin yanında olacağım gibi, sizin hayatınızın da her anında yanınızda olacağım.”

Peki, bu nasıl oluyor? Bunu onlara Kutsal Komünyon Gizemini sunduğu Son Akşam Yemeği esnasında söylemişti.

Havariler Rabbin kutsal bedenini ve kanını Kutsal Komünyon olarak aldıktan sonra onlara şöyle demişti:

“Bunu her içtiğinizde beni anmak için böyle yapın.” (1 Korintlilere 11,25-26). “Ben, Kutsal Komünyon Ayiniyle, şimdi olduğu gibi, gelip yanınızda olacağım fakat beni gördüğünüz insan şekliyle değil ancak Kutsal Komünyon olarak aldığınız Ekmek ve Şarap şeklinde olacağım.”

Yemek sırasında İsa, eline ekmek aldı, şükran duasını yapıp ekmeği böldü ve öğrencilerine verdi. “Alın, yiyin.”

dedi. “Bu benim bedenimdir.” Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu da öğrencilerine vererek, “Hepiniz bundan için.” dedi.

“Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır.” (Matta 26, 26-28). “Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda.”

(Yuhanna 6, 56).

Rabbimiz, dirilişinden sonra kırk gün süreyle havarileriyle görüşmelerinde, onlara Kilise’nin kurulması ve

sağlamlaştırılması için misyonları/ görevleri hakkında talimat veriyordu. (Elç. İş 1, 3). Aziz Havarilerin İsa Mesih’in vasiyeti üzerine Kutsal Komünyon’u nasıl uyguladıklarını, Rabbimizin Kudüs’ün ilk piskoposu olarak tayin ettiği Alfayoğlu Aziz Yakup’un icra ettiği İlahi Liturji’de görüyoruz. Bu İlahi Liturji’nin metni günümüze kadar gelmiş, hâlâ korunmaktadır.

Günümüzde uygulanan diğer İlahi Liturjilerin metninin temel kısımları da aynıdır.

► İlahi Liturji esnasında, İsa Mesih’in yaşayan kutsal varlığını ve onun kutsal hizmetlerini nasıl hissedebiliriz?

Kutsal İncillere göre, Rabbimizin hayatındaki önemli geçiş safhaları şunlardır:

Betlehem’de doğumu, Baptizinden sonra halka görünmesi, vaazı, insanlara sunduğu hizmetler, Kutsal Komünyon

Gizemi’ni müritlerine teslimi ve onların vasıtasıyla Kilise’ye

devretmesi, ölüme mahkûm edilmesi, Golgota (Kurukafa) Tepesi’ne doğru yol alması, Haç’ın üstüne kendini feda etmesi, dirilişi ve en sonunda Göğe Yükselişi.

Dünyanın kefaretine hemen hemen 2000 sene evvel vuku bulanlar İlahi Liturji esnasında bizce bugün hissediliyor.

Hıristiyan mümin “ayin zamanı” diye nitelediğimiz geçen sürede tüm bunlara mevcut olduğunu hissediyor. Bizim iyliğimize binlerce yıl evvel meydana gelenleri, bugün meydana geliyormuş hissini uyandıran bir Gizem’dir! Bu yüzden Rabbimizle ilgili yortuların (bayramların) ilahilerinde ve dualarında “bugün” kelimesi kullanılıyor. Mesela:

İsa Mesih’in doğuşunda: “Kutsal Bakire bugün Yüceler Yücesini doğuruyor.”

Teofani Yortusunda: “Bugün dünyaya zuhur etti...”

“Kutsal (büyük) Cumada: “Bugün çarmıha geriliyor.”

“Kutsal Paskalya’da: “Bugün bize Kutsal Paskalya armağan edildi.”

O’nun Göğe Yükselişinde: “Bugün gökteki güçler...

yükselişi... gördüler.”

Kilise bu olayları bugün yaşanıyormuş gibi hissediyor.

Yirmi asır önce meydana gelmelerine rağmen kilise cemaati üzerine kerametsel faaliyetlerinin özelliklerinden hiçbirini kaybetmediler. Bugün oluyormuş gibi yaşıyoruz, bu yüzden inançla yaklaşan herkesin ruhuna, kutsayarak tesir ediyorlar.

Şayet biri tüm bunların insan mantığına aykırı düştüğünü iddia ederse bir başkası astronomiden gelen argümanla karşılık verebilir. Astronomlar (gökbilimcileri) dünyamızdan iki milyon hatta üç milyon ışık yılı uzaklıkta yıldızların bulunduğunu savunuyorlar. Bugün onlardan gördüğümüz ışığın iki milyon yıl önce onlardan çıktığını ve hâlâ ışıldamaya devam ettiğini söylüyorlar. Şayet Tanrı’nın yarattığı bir gök cismi, bu özellliği taşıyorsa kendisinin yaratanı olan “Adalet Güneşi” İsa Mesih’in, iki bin yıl önce meydana gelen yaşamının mücizevi olaylarının bize kadar ulaşmasını sağlaması mümküm değil mi? Ancak bu imanla kazanılan,

Tanrı’nın üstün bilgeliğinin “mantık üstü” bir Gizemi’dir.

İsa Mesih’in yaşamındaki bu kutsal olayları İlahi Lituri’yle bağdaşık olarak ele alalım.

• İsa Mesih’in Doğuşu

Ayini yürüten rahip, kutsal sunumların hazırlamasında (Kutsal Altarın solunda bulunan) Kutsal Prothesis’te Kutsal Sunum Ekmeğini (yani müminlerin özel şekilde hazırladıkları ve sundukları ekmeği) ve “nama”yı (yani saf olması gereken şarabı) alıyor ve özel bir ayinle Tanrı’ya ithaf ediyor. Kutsal Sunum ekmeğinin vasıtasıyla üstündeki kabartma yazılarda belirtildiği gibi “Tanrı Kuzusu” ima ediliyor. Üstündeki yazılar: ΙΣ/ ΧΡ ΝΙ/ΚΑ (Bu dilim İlahi Liturji’nin en kutsal anında İsa Mesih’in kutsal bedenine dönüşecektir.). Rahip,

“Kuzu”yu, yuvarlak olan ve tüm evreni sembolize eden Kutsal Tepsinin ortasına yerleştiriyor. Bu noktada İsa Mesih’in Meryem Ana’nın tertemiz bedeninden doğuşunun ve dünyaya görünmesinin bilincine varıyoruz. Rahip, müneccimlerin Betlehem’de gördükleri yıldızı anımsatan “yıldız amblemi”ni alıyor ve “kuzu”nun üstüne dikiyor. Daha sonra özel bir örtüyle Kutsal Tepsi’yi kuzuyla örtecek, bazıları bunda Meryem Ana’nın onu sardığı kundak bezini sembolik olarak görüyorlar. “Onu kundağa sarıp bir yemliğe yatırdı.” (Luk. 2, 7).

Tabii ki İlahi Liturji’nin ana olayı olan İsa Mesih’in çarmıhın üstüne kendini kurban olarak sunmasının hatırlanması Kutsal Sunum (Proskomidi) ile başlıyor. Bu yüzden Prothesis’in nişinde İsa Mesih’i ölü gösteren tevazunun en belirgin göstergesinin ikonası yer alıyor.

• İsa Mesih’in halkın önüne çıkması ve yersel hizmetlerine başlaması

İsa Mesih hayatının otuz yılını geçirdiği Nasıra’da tanrısal nüvesini belli etmeden yaşadı. Öncü Vaftizci Yahya tarafından Ürdün Irmağında vaftiz olduktan sonra “İsa tüm kent ve

köyleri dolaştı. Buralardaki havralarda ders veriyor, Göksel Egemenliğin müjdesini duyuruyor, her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu.” (Matta 9, 35).

Rabbimizin halkın arasına katılmasını Kutsal İncil’in Küçük Giriş diye nitelenen İlahi Liturji’de görüyoruz. Rahip veya Diyakoz (şayet ayini beraber yürütüyorsa) İsa Mesih’i sembolize eden Kutsal İncil’i havaya kaldırarak kutsal kürsüden (hiyeron veya altar) çıkıyor, kilisenin ortasına doğru yürüyor ve orada duruyor. İsa Mesih’in yolunu hazırlamak için daha evvelden halka görünen Kutsal Öncü’yü temsil eden yanan büyük bir mum önden gidiyor. Ayini yürüten ruhani Kutsal İncil’i havaya kaldırmış vaziyette. “Işıldama ayağa kalkın!” diye ilan ediyor, yani Kutsal İncil Tanrı’nın ışıldayan Bilgeliğini ve “İsa Mesih’i, Tanrı’nın Gücü ve Tanrı’nın Bilgeliği” (1. Kor. 1, 24) olarak kapsıyor.

Tüm inanlılar bu sözleri duyduktan ve Kutsal İncil’i havada kaldırılmış vaziyette gördükten sonra duydukları özeni birbirlerine belli ediyorlar:

“İşte İsa Mesih’e secde edelim ve O’na boyun eğelim.”

O dönemde İsa Mesih’in geleceğini ve kendi

coğrafyalarını ziyaret edeceğini duyan ve bu vesileyle ona secde etmeleri için birbirine haber veren ahalinin yaptığı gibi.

Sadece bu değil herkes kendi acısına ve problemine göre

“Rab, kurtar bizi, batıyoruz!” (Matta 8, 25) veya “Rab, beni kurtar!” (Matta 14, 30) diye içten yalvarıyordu. İnanlılar da öyle gür sesle İsa Mesih’e yalvarıyorlar:

“Tanrı’nın Oğlu bizi kurtar... halleluyah!”

• Rabbimiz vaaz veriyor ve insanların yararına çalışıyor

Celile’deki ve Yahudiye’nin halkı Rabbimizin öğretilerini O’nun ağzından duydukları gibi, her dönemin inanlıları da İlahi Liturji’nin esnasında, Kutsal İncillerden okunan kesitlerin vasıtasıyla, İsa Mesih’in aynı sözlerini duyuyorlar ve

insanların yararına yaptığı her şeyi, mucizlerini dahi takip

Benzer Belgeler