• Sonuç bulunamadı

S TRESÝ K ULLANABÝLÝRÝZ

Dünyada stresle ilgili her yýl 20 bin yayýn çýkýyor. Bu; her gün stresle ilgili yayýn okusanýz ömrünüz yetmez, demektir.

Daha önemlisi bu, stresi hayatýmýzdan silmenin imkânsýzlýðýný ortaya çýkarýyor. Madem öyle, onunla yaþamaya, mücadele-ye, hatta onu sevmeye alýþmalýyýz. Düdüklü tenceredeki bu-har olarak tanýmlanýyor stres. Yani yemeklerimizi hýzlý ve lez-zetli piþiren bir olgu. Tek yapacaðýmýz, bir sübap ile fazlasýný çýkarmak. Yani onunla yaþayýp onu kullanmak önemli olan...

Ayný þekilde, lokomotifteki buhar stresi olmasa, binlerce tonu taþýyan vagonlarý kim çekecek ki?..

Çýlgýn bir at gibidir stres. Binmesini bilirseniz, o sizi her yarýþta birinci getirir.

Yüksek gerilim hatlarýný bir düþünsenize... Bu stresi haya-týmýza sokmasak, dünyamýz kararacak. Þehirlerimiz, odalarý-mýz onunla aydýnlandýðý gibi, kafalarýodalarý-mýz da bir yönüyle “stres ve gerilimle” ýþýk saçýyor. Ama biz sürekli parmaðýmýzý prize

sokar da çarpýlýrsak, elbette gerilimden, elektrikten; yani bir fi-ziksel stresten þikayetçi oluruz.

Stresi sevelim, stresle barýþalým. Stresi kullanalým.

Esenlikler...

Ç a r e s i z i m , N e Ya p m a l ý y ý m ?

39 yaþýnda ev hanýmýyým. Eþimle 17 yaþýmdayken bir-birimize tutkuyla baðlý olarak evlendik. Bir kýzýmýz ol-du. Þimdi de bir torunumuz. Altlý-üstlü oturuyoruz.

Karþýdan bakýldýðýnda örnek ve mutlu bir aileyiz. An-cak içte durum farklý. Eþim ve ben, yýllar süren bera-berliðin ardýndan artýk duygularýmýzý kaybettik. Sevgi yok oldu. Ýlk aylarýn heyecanýný duymuyor ve yaþamý-yoruz. Geri getireceðimiz bir þeyler olmalý deðil mi?

Çok üzülüyorum... (Tarsus, C.Ö.)

Deðerli okurum,

Mektubunuzu defalarca inceledim. Aslýnda sevgi ve duy-gularýn kaybolmasý düþüncesi, mantýklý deðil. Týpký yeni do-ðan bir bebek gibi, sevgi, aþk ve duygular da kaybolmaz; an-cak, aylar ve yýllar içinde bunlar deðiþim ve dönüþüme uðrar-lar. Ve inanýn, her safhasýnda da ayrý bir tat, renk ve koku ve-rirler, geliþirler, otururlar.

Bu noktada önemli olan, bu duygu dönüþümünün yaþan-masýdýr. Eldeki imkânlar dahilinde, insan hayatýnýn fiziksel

yönleri nasýl deðiþiyorsa; bir süre sonra duygularýmýz da de-ðiþim ve geliþim gösterirler.

Bunlarýn nasýl ve ne þekilde yaþandýðý konusunda, çiftler, üzerinde düþünerek tecrübelerini gözden geçirecek olurlar-sa, yaþadýklarý dönüþümlerin farkýna vararak iliþkilerini daha olumlu ve farklý ufuklara taþýyabilirler.

Sevgi ve sýcak duygular týpký torununuza verdiðiniz isim

(Güneþ)gibi, daima ýsýtýrlar ve ýþýtýrlar. Bazen bulut olsa da, sa-bah güneþiyle, öðlen ya da akþam güneþi, çok farklý sýcaklýk ve renklerdedir. Ama hatýrlayýn, hepsi de birbirinden güzeldir.

Güneþe bakýn. Siz ondan uzakta gibisiniz; ama o, þekli, rengi ve sýcaklýðýyla gözlerinizde aksediyor. Mutluluklar...

Ç a r e s i z i m , N e Ya p m a l ý y ý m ?

Lise bitiminde baþörtüsü yüzünden 2,5 yýl okula ara verdim. Bu arada bir erkek arkadaþým oldu. Annemden ve babamdan yeterli sevgi göremedim. Ýbadetlerimi ak-satýyor; hatta yapmýyorum. Çok vicdan azabý çekiyo-rum. Þimdi iþletmeye girdim. Bir yýldýr psikiyatriste gi-diyorum. Sadece yiyor ve uyuyorum. Ýnsanlarý sevmi-yorum. (Kayseri, H.E.)

Sevgili H.E.,

18 yaþýnda genç ve güzel bir kýzsýn. Liseyi bitirmiþ, ba-þörtüsü sorununu aþmýþ, üniversiteye hem de iyi bir bölüme girmiþsin. Zeki, akýllý ve çalýþkansýn da... Senin hatan ve su-çun olmaksýzýn, sevgi yetersizliðinden dolayý bir uzmandan psikolojik destek alýyorsun. Bu, çok uygar bir davranýþ. Lüt-fen tedavine ciddiyetle devam et. Bir erkek arkadaþýnda aradýðýn sevgiyi bulmuþ ve “ruhsat dairesinde” gönül evini tezyin etmiþsin (süslemiþsin). Doðru sözlü Kâinatýn Efendi-si’nin dediði gibi, “Sevgi, dünyanýn mayasýdýr.” Elbette ki sosyal iliþkilerini “meþru” dairede götürüyorsundur. Zira

“Meþru dairedeki keyf; keyfe kâfidir.” diyor, Bediüzzaman...

Ýbadetler ise tamamen seninle ilgili bir konu. Gördüðün te-davi süresince yaþadýðýn aðýr anksiyolitik (bunaltýcý, sýkýntý veri-ci)durumlar, umulur ki ibadetlerinin aksamasý konusunda bir mazaret olarak kabul edilir Allah katýnda. Biliyorsun hastalýk, bir zahmet olduðu kadar rahmettir. Kaldý ki; zaman zaman geceleri kalkýp nedametle seccadeni ýslatman, varsa gü-nahlarýný temizliyordur. Bu senin çok rikkatli ve iman dolu bir kalbin olduðunu da gösteriyor.

Ayrýca kendine ýþýk olarak gördüðün þahýstan feyz alman da seni göklerin dostluðuna ulaþtýracak bir merdivenmiþ gibi geldi bana. Umarým sevdiðin insanla mutlu bir evlilik yaparsýn ve adýn gibi Efendimiz’le (s.a.s.)Hz. Hatice evliliðine örnek bir yaþam sürersin.

Sürekli hayatýn olumsuz yönlerini düþünme sevgili kýzým.

Bunun hiç yararý olmayacaktýr sana. Yaþama karþý pozitif ol-mak, olumlu düþüncelerle hayata yaklaþol-mak, gerçekten çaba ve mücadele gerektiriyor. Ama senin, bunu baþaracaðýna eminim... Esenlikler dilerim.

Ç a r e s i z i m , N e Ya p m a l ý y ý m ?

Benim sorunum; aldýðým güzel kararlarý uzun zaman tatbik edemeden býrakmak. Mesela kitap okumak, sa-bah namazýndan sonra uyumamak gibi güzel kararlar alýyorum. Uygularken de çok mutlu oluyorum. Ama sonra vazgeçiyorum. Baþarýlý olmam için bana ne tav-siye edersiniz? (Balýkesir, S.G.)

Uygulamana, bir fazlasýyla tekrar, eðer yine vazgeçersen tekrar, tekrar ve ilanihaye devam etmeni tavsiye ederim sev-gili S.G... Zaten aldýðýmýz kararlarý sürekli, ara vermeden hep uygulayabilseydik, bu dünya güllük-gülistanlýk ve yaþanýlasý olurdu. O yüzden ki doðru sözlü insan; “Ýbadetlerin efdalinin az da olsa sürekli devam eden olduðu”nun altýný çizmiþ...

Eðer; yanlýþ yapýyor ve çok çalýþýyorsak; o da yanlýþ.

Çünkü o zaman da çok koþar, yorulur ve çok yanlýþ yaparýz.

Önemli olan az da olsa, limitimize göre, doðru þeyler yap-maktýr. Bunda da “hedef”li yaþamak çok önemlidir. Hedef, inanç ve azim varsa, gerisi gelir. Elbette insan; ömrü boyun-ca hayatýn karþýsýnda kimi zaman güçlü, kimi zaman yorgun,

kimi zaman da umutsuz olabilir. Bu hususlar hayatýn içinde-ki kaçamayacaðýmýz durumlardýr. Eðer hedeflerimiz yoksa, böyle zamanlarda hayattan vazgeçmemiz ve koþmayý býrak-mamýz iþten bile deðildir. Hayatýmýzý, hedefler koyarak ya-þarsak, her sabah güne uyandýðýmýzda yaþama sarýlmak ve mücadele etmek için bir nedenimiz olacaktýr. Küçük, limitini-zi aþmayan hedefler belirleyin. Yine küçük adýmlarla yavaþ yavaþ ilerleyin.

Hedefe konsantre olun. Ýnanç, sabýr ve azimle motive olun. Bir tohum, bir tomurcuk gibi, güneþle yüz yüze gelince-ye dek mücadelenizi sürdürün. Defalarca düþünün, doðru-lun, düþün, tekrar doðrudoðru-lun, ama olaylar karþýsýnda asla eðil-meyin... Baþaracaðýnýza inanarak size baþarýlar diliyorum.

Ç a r e s i z i m , N e Ya p m a l ý y ý m ?

20 yaþýnda, ticaret lisesi mezunu bir muhasebeciyim.

Maddî durumum kötü, diksiyonum bozuk, “r” harfini söyleyemiyorum. Ýþimi sevmiyorum. Kararlarýmý sýk sýk deðiþtiriyorum. Üniversiteyi çok istedim, olmadý.

En büyük idealim kitap yazmaktý, yükselmekti, olmadý.

Saygýn olmak istedim, para kazanmak istedim, olmadý.

Sevdiðim biri var. Çok çalýþkan, yüksek düþleri var.

Kendimi ona karþý küçük görüyorum, lütfen bana yar-dým edin. (Ekþierik, A.T.)

Mektubunuzu okuyan sanki her þeyini ve saðlýðýný yitiren, son birkaç nefesini almaya çalýþan birisi zannedecek sizi...

Kendinizi býrakmayýn ve hayata biraz daha pozitif bakmaya çalýþýn kuzum... Bir kere henüz 20 yaþýndasýnýz. Aslanlar gi-bi Açýk Öðretim Fakültesi’nde okuyorsunuz. Sevgili Beyazýt Öztürk gibi “r” harfini söyleyemiyorsunuz. Kararlarýnýzý sýk sýk deðiþtirip yeni, daha taze kararlar alýyorsunuz. Muhasebeci-lik gibi iyi bir mesleðe sahipsiniz. Ýdealleri olan bir insana, in-sanca ve makul bir ilgi duyuyorsunuz. Yani kalbiniz var ve

çalýþýyor. Kitap yazmak için henüz çok vaktiniz var ve hâlâ ufukta size göz kýrpýyor.

“Parasýzlýk, ona karþý küçük düþmem demektir.” sözünü-zü söylenmemiþ kabul ediyorum. Muhasebecilik size, “Para, her þey demektir” düþüncesini mi telkin ediyor? O, sizi para-nýz için takdir edecekse, bir problem var demektir. Biraz ek-sik gördüðüm öz güveninizi ve ona açýlmaktan çekinen yaný-nýzý da yanýnýza alarak gidin ve her þeyi tüm þeffaflýðýyla, ama sade ve net bir þekilde söyleyin. Ýkinci mesajýnýzý bekliyorum.

Ýyi þanslar...

Ç a r e s i z i m , N e Ya p m a l ý y ý m ?

Evli, bir çocuk babasýyým. Çok kitap okumak istiyorum.

Fakat kitabý elime alamýyorum. Alsam da okuyasým gelmiyor. Namaz kýlýyorum. Ama hýzlýca kýlýp duasýný yapmadan kalkýyorum. Geleceðe güvenle bakamýyo-rum. Bana neler tavsiye edebilirsiniz? (Fatih)

Sevgili Fatihciðim,

Ýki kez “lise mezunuyum” diye yazmýþsýn. Yoksa lise son-rasý üniversiteye gitmediðin ya da gidemediðin ve çoluk ço-cuða karýþtýðýn için “birçok þeyi öðrenemedim” kompleksine mi kapýldýn? Yok öyle bir þey, insanlarýn ilim ve irfanlarý diplo-ma dereceleri ile belirlenmez. Hatta sadece kitap okudiplo-mak da bu konuda yeterli deðildir.

En mühim bilgi; tüm bilimlerin kaynaðýný tanýmak, onu mektir. Yoksa Nobel ödülünü de alsanýz, fakat bilimin sahibini bil-meseniz, o ödüllerin getirisi ve götürüsünü hesap etmek müm-kün olmayacaktýr. "Kendini bilen" kiþi, en mükemmel varlýk olan

“insan” dürbünüyle göklere merdiven dayayýp, semanýn kapýsýný çalabilir, aldýðý kararlarýný sebatla uygular, ilim havuzunun içine dalarak geleceðe güvenle bakar. Aydýnlýk bir gelecek dileðiyle...

Benzer Belgeler