• Sonuç bulunamadı

H AYATIN M ÂNÂSI

77 doðumluyum. Birçok alanda yetenek sahibi iken, so-runum, hiçbir þey yapamamak. Üniversitede okuyorum.

El sanatlarýnda mahirim. Fotoðrafçýlýktan makale yaz-maya kadar her alanla ilgiliyim. 3 yýldýr evliyim. Hami-leyim. Ama nedense evde oturuyor ve bol bol yiyorum.

Stresimin çocuðuma da geçeceðinden endiþeliyim. Ken-dimi iþe yaramaz bir nesne olarak görüyorum. Hayatýn mânâsý nedir? Çözemiyorum!.. (Þ.O. / Edibe-Üsküdar)

Edepli kýzým Edibe...

Aslýnda mektubunun sadece son satýrlarýný yazsaydýn, ce-vabý, bu sayfalara sýðdýrmak çok zor olacaktý. Zira; hayatýn mânâsý, genel bir sorudur ve hayat, her insan için farklý anlam-lar taþýr. Mektubunun yeterince açýk olmasý, hayata dair çok þeyleri zaten yapýyor olman, üniversitede okuyor olman, her dalda bir parmaðýnýn, her parmakta 10 marifetinin olmasý vs.

benim iþimi kolaylaþtýrdý. Aslýnda “hayatýn sýrrý”ný çözme konu-sunda epey yol almýþsýn. Görünen o ki; pek çok anne adayý gi-bi, genellikle hamilelikte ardýna kadar açýlan ‘depresyon kapý-sý’nýn eþiðindesin.

Yaþama dair birkaç söz söylemeden önce; deðerli eþinle birlikte bir uzman desteðine, baþvurmanýn, yararlý olacaðý ka-naatini taþýmaktayým. Hayatýn tarifini yapmak üzere farklý yön-temlere baþvursak da, her birey bu sorunun cevabýný, özelde kendisi için verirken, farklý þeyler hissedecek ve düþünecektir.

Ama Yüce Rabbimiz’in yaratýlýþ gayemizi anlatan þu kelâmýný genel olarak hiç aklýmýzdan çýkarmamalýyýz: “Ben cinleri ve in-sanlarý, bana kulluk etsinler diye yarattým.”

Hayatýn “ne olduðu” ve “neden böyle olduðu”na dair, in-sanlarýn doðru bir þey söylemesi için, illa ki 90 sene yaþama-larýnýn gerektiðine inananlardan deðilim. Pek tabii ki, senin 30 yýl içinde, yaþamdan öðrendiklerini, kimi insan 100 yýl yaþasa da öðrenemeyebilir.

Öncelikle; nefes almanýn ve milyonlarca lütuf içinde bu-lunmanýn; yani yaþamanýn mutluluk için yeterli olduðunu bil-mek ve bu ihsanlardan dolayý þükretbil-mek gerekiyor. Yaþamýn deðerini fark etmek için, onu, kaybetme ihtimalinin ortaya çýk-masýný beklemeden, günümüzü en iyi þekilde deðerlendirmeli ve idrak etmeliyiz.

“Neciyim, nereden geldim ve nereye gidiyorum?” gibi so-rularla muhasebemizi yapýp, her fýrsatta, “Hayat nedir?” soru-sunu kendimize sormalý ve sordukça yaþamýn tüm sýrlarýný tek tek öðreneceðimizi ve onu daha iyi anlayacaðýmýzý unutma-malýyýz...

Sevgili Edibe... Yaklaþýk senin yaþlarýnda, bilge bir kiþi yaþamýný þöyle ifade ediyor:

Bir tek kalbin, kýrýlmasýný önleyebilirsem, Boþuna yaþamýþ sayýlmayacaðým.

Bir yaþamdan acýyý alabilir, Veya bir acýyý hafifletebilirsem,

Ya da bir ardýç kuþunu,

Yeniden yuvasýna koyabilirsem, Boþuna yaþamýþ olmayacaðým.

Bugünlerde bir bayram þekeri kývamýnda olan bu tarife, sen bir de iman eklersen inan, bu “hayat” tadýndan yenmez.

Ç a r e s i z i m , N e Ya p m a l ý y ý m ?

Merhaba Can Bey... 24 yaþýndayým. Sorunum, iradesiz olmak. Kendime hakim olamýyorum. Günaha dalýyo-rum, harama bakýyorum. Kendime çok söz verdim;

ama baþarýlý olamýyorum. Sanki içime iþlemiþ. Ne tav-siye edersiniz? (A.A., Ýradesiz)

Sevgili A.A.,

Yüce Yaratýcý, birçok sýfat ve isimlerinden, okyanustan bir damla misali kullarýna da vermiþtir. O (c.c.), baðýþlayýcýdýr, biz-de biz-de mikroskobik ölçülerbiz-de vardýr bu. Bunun gibi ondaki küllî iradeden küçük bir parça olan cüz’î irademizle, biz de hayatýmýzý nurlara ya da karanlýklara çevirebilir, baþarýlý veya baþarýsýz olabiliriz. Bir saray düþünün ki, dünyadaki en muh-teþem sanat eseri olsun... Ýçinde yok yok. Ýçinde en güzel, en ziynetli, en deðerli, en modern ve en kullanýþlý þeylerden ol-sun. Elektrik ve ýþýklandýrma tertibatý ise göz kamaþtýrýcý... Ve elinizde bir kumanda var. Aklýnýzdan ne geçirirseniz geçirin,

“aç” tuþuna bastýðýnýzda, önünüze gelsin. Elektrikler de öy-le... “On” tuþuna bastýðýnýzda yanýyor, basmazsanýz ya da

“off”a basarsanýz sönüyor. Bunun gibi, size ait ve size

veril-miþ dünya büyüklüðünde bu sarayýn kumandasý sizin küçük iradenizdir... “Yok” derseniz, bu verilen nimeti inkâr; saray sa-hibini suçlamak olur. Ancak mevcut kumandamý kullanamýyo-rum, derseniz, o zaman da, doðrusu size ve muhteþem sara-yýnýza yazýk olur...

Harama ilk bakýþta günah yoktur, gözlerinizi “off” edip kapayýnýz ya da baþka baþka yöne çeviriniz diyen bu sara-yýn Rehber’i (s.a.s.): “Eðer kumandayý doðru kullanýrsanýz hem bu sarayda rahat eder, hem de saray sahibinin size ik-ramý olan çok büyük saraylar kazanýrsýnýz.” diyor... Bunu da elindeki sarayýn kullanma kýlavuzuyla ya da el kitabýndaki cümlelerle teyid ediyor.

Evet, ayrýca o kitapta ve onun yardýmcý kitaplarýnda, sa-ray sahibinin size þah damarýnýzdan yakýn olduðu, bu sasa-ray- saray-lara ve köþklere sýðmadýðý halde kalbinize sýðdýðý, eðer ku-mandayý iyi kullanýrsanýz, sizin gören gözünüz olacaðý da yazýlý...

O halde; sevgili A.A... “Yapamayacaðým, edemeyece-ðim.” yerine, hatta “iradesizim” yerine, “Ýradem var, bugüne dek varlýðýný bildiðim el kitabýný iyi okumamýþ ve rehberin söz-lerine iyi kulak vermemiþim... Bundan böyle; kumandamý iyi kullanarak nefsimin kumandaný olacak, bu muhteþem sarayý, daha binlercesini elde etmek adýna deðerlendireceðim!” de-melisin. Aslýnda bu, kolay. Bugüne dek, 24 senedir, her gün farkýna bile varmadan yüzlerce kere açýp kapadýðýn gözlerini, bazý kereler farkýnda olarak kapatacaksýn o kadar...

Dememelisin ki; günümüzde bu çok zor. Günaha gir-mek an meselesi... Evet, öyledir; ama tersi daha büyük bir gerçektir. Eskiden, bir yürüyüþ esnasýnda birkaç hatun gö-rür ya da görmezdiniz... Onlar da belki tesettürlü olurdu.

Ç a r e s i z i m , N e Ya p m a l ý y ý m ?

Ama þimdi, Ankara Kýzýlay’da, Ýzmir Kordon’da ya da Ýstan-bul’da herhangi bir caddede, birkaç yüz metre yürümek du-rumunda kalýr da göz kapaklarýnýzý, kalbinizi kumanda ede-bilirseniz; dikey, ýþýnsal, helezonik bir çýkýþla arþýn eteklerin-den dökülen mücevherlere ulaþabilir, yýldýzlara kaldýrým taþý gibi ayaklarýnýzla basabilirsiniz... Ama, zaman zaman kuman-danýn 5 pilini þarz cihazýna koymayý da unutmayýnýz...

Baþarýlar.

Benzer Belgeler