• Sonuç bulunamadı

Sıraltı Tekniği’nde Olan Örnekler

5. KATALOG

5.5. Diğer Buluntular

6.2.1. Sıraltı Tekniği’nde Olan Örnekler

Sıraltı tekniği en çok kullanılan boyama tekniğidir (Aslanapa, 1965b: 27). Çini hamuru üzerine yüksek ısıya dayanıklı çeşitli renkteki boyalarla yapılan süslemenin üzerine renkli veya renksiz şeffaf sır sürülerek fırınlanması ile oluşturulan bir tekniktir (Arık,R. ve Arık,O., 2007: 17). Genellikle boyama veya süslemenin görülebilmesi için şeffaf sır kullanılır. Bazen örnek koyu renk olur ve firuze veya mavi sırla kaplanır. Renkler sırın erime derecesine dayanmalıdır (Aslanapa, 1965b: 27).

119

Süsleme, onu örten şeffaf sır kalınlığı altında görülür. Şeffaf renksiz sır altlındaki süslemelerde siyah, yeşil, mavi, türkuaz, kahverengi, lacivert, patlıcan moru renkler yaygındır. Siluet üslubu denilen şeffaf türkuaz sıraltında kromitten elde edilen siyah renkli boyalarla yapılan süslemede çok tercih edilir (Yılmaz, 2000: 155). Çoğunlukla saraylarda görülen sıraltı tekniğindeki çiniler bazı dini ve kamusal yapılarda da görülür (Arık R. ve Arık, O., 2007: 17).

Keykubadiye Sarayı‟na ait çini buluntuların büyük oranı sıraltı tekniği ile yapılmıştır. Bu teknik, yıldız, dikdörtgen ve haç kollu çinilerde uygulanmıştır.

6.2.1.1.Haç Kollu Çiniler

6.2.1.1.1.Bitkisel Bezemeli Örnekler

Türk çini sanatında bitkisel örneklerin kullanılması Anadolu‟da Selçuklular devrinde başlamıştır. İlk örneklerde geometrik sahaları çevreleyen bir bordür süsü olmakla beraber 13. yy.‟ın ikinci yarısından itibaren zengin kompozisyonlar halinde sahaları doldurmuşlardır. Saraylarda kullanılan çeşitli teknikteki çinilerde genellikle figürlerin etrafında ve köşe dolgularında yer almışlardır. Genellikle palmet, lotus, rumi gibi motifler kullanılmıştır (Yetkin, 1986:173).

Çalışmamıza konu olan çini buluntular arasında, bitkisel süslemeyi yoğun bir şekilde haç formlu çinilerde ve az sayıda sekiz kollu yıldız çininin ana kompozisyon şeması olarak görmekteyiz. Desenler çoğalarak ya da birbirini izleyen simetrik düzenlemelerle oluşturulmuştur. Motifler astar üzerine, renk tonları uyum içerisinde, şablon kullanılmadan serbest çizim yöntemiyle oluşturulmuştur.

Keykubadiye Sarayı‟nda bulunan haç formlu çinilerin çoğu bitkisel motiflerle bezelidir. Bu tip bitkisel süsleme, Selçuklu mimarisinde sevilerek uygulanan bir dekorasyon türü olmuştur. Keykubadiye Sarayı‟nda bulunan haç formlu çinilerin hepsi kırık olduğu için tam ölçü vermemektedir. Mevcut dört örnek de şeffaf türkuaz sır altına soyut bitkisel motiflerle bezelidir. Bir çini ise tek renk sırlıdır. Genellikle tek haç kolu mevcut olan örneklerde simetrik soyut yapraklarla rumiler işlenmiştir. Hunad Hamamı‟ndan gelen haç kollu örneklerde ise şeffaf türkuaz sır altına soyut

120

bitkisel bezemeler bulunmaktadır. Bu örnekler Alanya İç Kale Sarayı, Alara İç Kale Sarayı, Kubadabad Büyük ve Küçük Saray haç formlu çinileriyle benzerdir.

Haç formlu örnekler süsleme kompozisyonlarına göre aşağıda incelenilmiştir.

6.2.1.1.1.1.Kollarda Stilize Rumiler Arasında Çiçek Olanlar

(Katalog No: 1,3)

Çalışmanın katalog kısmında iki örneği bulunan bu çinilerde türkuaz renkli şeffaf sır altına desen siyaha boyanmıştır. Kompozisyon kenardan kalın şerit ve onu içeriden takip eden ince bir çizgi ile çerçevelenmiştir.

Soldan sağa: Katalog No: 1,3.

Kırık parçalar üzerinde yer alan bitkisel desen yatay ve dikey eksen üzerinden dörtlü simetri şeklinde düzenlenmiş, eksenlerin merkezi yuvarlak benek ile belirtilmiştir. Düzenleme ince çizgilerle belirtilmiş saplardan ve çeşitli boyutta ve biçimlerde çiçek ve rumilerden oluşmaktadır. Kompozisyonun ayna simetrisi dikey ve yatay devam eden orta çizgiler üzerindedir. İki farklı örnekte Katalog 1‟de merkezde bir daldan çıkan stilize bitki motifi ve karşılıklı bakışım eksenine sırt sırta yerleştirilmiş soyut rumi motifi, Katalog 3‟de ise haç kompozisyonlarda sıklıkla görülen bakışım eksenine karşılıklı yerleştirilmiş rumi motifleri yer almaktadır.

6.2.1.1.1.2.Kollarda Çift Rumi Arası Palmet Olanlar

Bugün mevcut olmayan Aslanapa‟nın fotoğraflarında ve envanter kayıtlarında yer alan iki haç kollu çininin ana süsleme kompozisyonunu, bakışım eksenine karşılıklı yerleştirilen iki adet rumi ve bunların ortasında yer alan palmet süslemesi

121

oluşturur. Bu çinilerde türkuaz renkli şeffaf sır altına desen siyaha boyanmıştır. Desen kenardan kalın şerit ve onu içeriden takip eden ince bir çizgi ile çerçevelenmiştir. Bitkisel desen yatay ve dikey eksen üzerinde dörtlü simetri şeklinde düzenlenmiştir. Karşılıklı boylamasına uzanan iki ruminin ucundan çıkan, iki dal üçgen oluşturarak birleşmektedir. Birleştikleri yerde palmet motifi yer almaktadır. Ortada yer alan palmet motifinin üst noktasından başlayıp zıt yönde kavis yapan iki dalın ucunda, birer stilize çiçek sarkmaktadır. Çini parçadaki her haç kolunun yüzeyi çift rumi ve stilize çiçekler ile süslenmiştir. Bu kompozisyon şemasının benzer örnekleri; Kubadabad Sarayı (Arık, 2000: 54-55) Alanya İç Kale Sarayı (Arık, 2007: 219-393) ve Alara İç Kale Sarayı‟nda bulunmaktadır.

Soldan Sağa: Aslanapa‟nın 1965‟te yayınladığı haç kollu çiniler, Alara İç Kale

Sarayı haç kollu çini (O.Eravşar).

Anadolu Selçuklu sanatının çeşitli uygulama alanlarında, çift rumi arası palmet uygulaması sıkça karşılaşılan bir süslemedir. Gerek mimari ve gerekse de mimariye bağlı elemanlar, çeşitli malzemelerle, uygulama alanına sahiptir. Bu kompozisyonun taşa uygulamasına, Anadolu Selçuklu Dönemi taç kapılarında rastlamaktayız. Divriği Ulu Camii Tekstil kapısında, Konya İnce Minareli Medrese taç kapısında, Sivas Çifte Minareli Medrese taç kapısında ve Erzurum Çifte Minareli Medrese taç kapısında rumiler arası palmet bezemesi uygulaması görülmektedir.

122 6.2.1.1.1.3. Soyut Bitkisel Motifli Örnekler

(Katalog No: 4)

Bu gruptaki mevcut örneklerden Hunad Hamamı‟nda bulunan haç kollu çinide desen, türkuaz şeffaf sır altına siyah boya ile işlenmiştir. Merkezde baklava dilimi şeklindeki panolar içinde yer alan süslemeler kompozisyonu oluşturmaktadır. Bu panoların bütününe bakıldığında birbirini çapraz kesen uçları üçgen iki kolun, çapraz şekilde, çininin haç formuna benzediği görülmektedir. Ayrıca haç kollarında yer alan, süsleme kompozisyonunu çerçeve içine alan bordürler merkezle birleştiği yerde V şeklinde girinti yapmaktadır.

Soldan Sağa: Katalog 4, Kubadabad Sarayı sıraltı tekniğinde yıldız ve haç

kollu çiniler( R. Arık)

Dikey ve yatay eksenler üzerinde dörtlü simetrik şekilde düzenlenmiş geometrik bitkisel kompozisyonda merkezde iç içe geçen veya altlı üstlü geçiş yapan geniş şerit yanlara doğru çerçeveye dönüşmektedir. Haç kolları üzerinde ise şeritlerin içi geometrik, kare ve çokgen formlarla düzenlenmiştir. Haç kollarının uçlarına ise dört defa tekrarlanan soyut bitkisel düzenleme yerleştirilmiştir. Teknik ve süsleme özellikleriyle benzer haç kollu çiniler Kubadabad Sarayı‟nda karşımıza çıkmaktadır. Fakat bitkisel motiflerin işlenişi açısından farklılık gösterirler. Soyut bitkilerin tasvirinde Hunad Hamamı‟ndaki örnek daha acemi bir elden çıkmış gibidir.

123

Hunad Hamamı buluntuları içerisinde bugün Müze‟de sergilenen sekiz köşeli yıldızlar arasında geometrik düzenin bir parçasını oluşturan Katalog 4‟deki örnekle aynı komposizyona sahip 6 haç kollu çini tüm olarak, 14 haç kollu çini ise kesik olarak bulunmaktadır. Kubadabad Sarayı‟nda benzer şekilde bulunan kesik haçvari çinilerin kaplanacak alana göre ölçümlendirilip üretilmediği düşünülmektedir (Bozer, 2007:200-203.) Geometrik düzenlemede sonsuzluk prensibine uygun olarak duvarları kaplayan yıldız ve haçvari çiniler de kaplanacak alan bittiği yerde kesilmiştir (Bozer, 2007; 193).

6.2.1.1.1.4.Kollarda Tek Rumi Motifi’nin Yer Aldığı Örnekler

(Katalog No:2)

Keykubadiye Sarayı haç kollu çini buluntuları içerisinde tek bir örneği bulunan alışılmamış şekilde serbest düzenlenmiş kompozisyon, geleneksel olarak dıştan kalın, içten ince bir çizgi ile sınırlandırılmıştır. Merkezde büyük bir rumi ve iç kısmında lotusu andıran bitki motifi yer alır. Bu kompozisyonun solunda yine daha küçük boyutta rumi motifi görülmektedir. Alt kısmı kırık haç kollu çinide aşağıya uzanan dal muhtemelen kompozisyonun aynı şekilde devam ettiğini göstermektedir. Bu örnek Saray yapılarında görülen bitkisel bezemeli haç formlu çinilerden serbest kompozisyon düzeni açısından farklılık göstermektedir. Benzer örneği diğer saray yapılarında görülmez.

Katalog No:2 6.2.1.1.1.5. Tek Renk Sırlı Olanlar

Bu grupta mevcut tek örnek kırık durumdadır. Haçın tek kolunun üst bölümünü mevcut olan çini parçası mangan moru renkte sırlanmıştır. Alanya Sarayı

124

tek renk haç kollu çinilerde benzer örnekler mevcuttur. Ayrıca Hunad Hamamı‟nda da, bugün mevcut olmayan benzer şekilde mangan moru renkte haç kollu çiniler bulunduğu bilinmektedir (R. Arık ve O. Arık 2007:258-259).

Katalog No:5

6.2.1.2.Yıldız Formdaki Çiniler

6.2.1.2.1. Geometrik Komposizyonlu Örnekler

(Katalog No:10, 13, 14, 1965 yılında yayınlanan çiniler)

Keykubadiye Sarayı geometrik geçme motiflerinden oluşan çini buluntuları birbirini keserek devam eden sonsuz bir kompozisyonda bütünü oluşturan parçalardır. Bunlar genellikle bitkisel bir motifle birlikte kullanılmışlardır.

Çini Sanatında geometrik örneklerin bitkisel motiflerle yan yana kullanılması, esas olan geometrik motiflere bitkisel motiflerin bir çerçeve olmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle 13. yy‟ın ikinci yarısından sonra bitkisel motiflere daha geniş sahalar ayrılmış ve geometrik örnekler içine bitkisel unsurlar katılmıştır (Yetkin, 1986:169).

Keykubadiye Sarayı buluntuları içerisinde çoğunluğu oluşturan geometrik geçme, yıldız ve örgü motiflerin konturları yeşilimtrak siyah olup türkuaz, kobalt mavi ve patlıcan moru renklerle boyanmış süslemeye sahiptirler. Bu çinilerin ortadaki bir yıldızdan gelişen veya sekizgenlerin kesişmesinden meydana gelmiş geometrik örnekleri vardır. Aralarında dört ilmekli bir geçme motifi meydana getirirler. Geometrik yıldız ve sekizgen geçme bazı levhaların köşelerinde yıldız şeklinde çiçek motifleri görülmektedir. Geçme adı verilen hasır örgüsü gibi bir alttan

125

bir üstten birbirini kateden şeritler, dünyanın en eski tezyini motiflerindendir. Selçuklularda ilk zamanlarda rastladığımız geçmeler tezhip sanatından gelişmiş geçmelere dayanırlar (Ögel, 1966: 83).

Keykubadiye Sarayı geometrik geçme motiflerinden oluşan çini buluntuları birbirini keserek devam eden sonsuz bir kompozisyonda bütünü oluşturan parçalardır. Bunlar genellikle bitkisel bir motifle birlikte kullanılmışlardır. Örnekler içerisinde iki ayrı üslupta geometrik geçme motifi bulunmaktadır. Çoğunlukta olan geçme motifli çiniler şeffaf sır altına çok renkli olarak boyanmıştır. Diğer uygulama ise elimizde tek örneği bulanan şeffaf türkuaz sır altına siyah ile boyanmış olan dikdörtgen formda geometrik geçme kompozisyonlu çini parçasıdır.

Büyük oranda kırık olan fakat yıldız forma sahip olduğunu köşelerinden anladığımız bu grup çiniler rezerv tekniğinde yapılmışlardır. Geçmeler dıştan kalın bir çizgi ile çevrelenmiş, içleri zemin renginde bırakılmıştır. Geometrik geçmelerin arasında kalan boşluklar türkuaz, kobalt mavi ve siyah renkte doldurulmuştur. Katalog 13‟ de merkeze ait bir kompozisyon görülmektedir. Merkezde zemin renginde bırakılarak, çevresi siyahla boyanmış çiçek tasviri görülür. Çiçeğin etrafı yıldız şeklinde boyanmış ve dıştaki geometrik geçme motifleri yıldız köşelerine gelecek şekilde yerleştirilmiştir. Bu kompozisyon geometrik geçmelerin merkezinde yer alan bitkisel bezemeyi göstermesi açısından önemlidir. Geometrik geçme kompozisyonuna sahip diğer örneklerin merkezi de muhtemelen böyle bir bezeme ile süslenmiş olmalıdır.

126

Aslanapa‟nın 1965‟te yayınladığı bugün mevcut olmayan çiniler ise katalogdaki geometrik komposizyonlu çinilerle aynıdır. Yine şefaf sır altına siyah, türkuaz, kobalt mavi ve mangan moru renkte boyanmış geometrik süslemeler mevcuttur. Büyük parçalar halinde olan bu çiniler rezerv tekniğinde yapılmıştır. Geometrik geçme düğümlerin merkezine ait kırıklar ise kompozisyonun geneli hakkında fikir vermesi açısından önemlidir. Palmet ve soyut bitkisel motifli parçalar

geometrik bezemenin çevresinin çiçek motifleri ile doldurulduğunu göstermektedir.

O.Aslanapa’nın 1965 yılında yayınladığı geometrik desenli çiniler (Resim 35)

Geometrik örneklerden dört düğümlü geçme Divriği Sitti Melik Türbesi, Alay Han portalinde taş üzerinde görülmektedir. Bu düğümlü geçmelerin ilk örnekleri olarak İran‟da Gül Payegan Cami minaresinin örgülü küfi yazısında Horasan‟da Ribat-ı Şerif‟in stuko süslemelerinde ve Karagan Kümbeti tuğla süslemeleri ile Afganistan‟da Cam Minaresi‟nde aynı düğümlü geçmeler bulunmaktadır (Yetkin, 1986:173). Konya Alaaddin Kümbeti‟nde lahitler üzerinde, Sivas Şifahiye Medresesi‟nde bu çeşit çinilerden zengin bir dekor vardır. Konya‟da Şerafettin Cami‟nin dış duvarlarında geometrik komposizyonlu bu çinilerin benzer örnekleri görülür. Geometrik örgülü geçme ve yıldız tezyinat Azerbeycan‟da Nahcivan‟ın Culta Köyü Gülistan Kümbeti‟nde karşımıza çıkmaktadır ( Resim 49). On iki köşeli olarak yükselen bu kümbetin her kenarı ayrı bir örnekle işlenmiş olup üç kenarın

127

tezyinatı Keykubadiye‟nin geometrik örneklerini yakından hatırlatır (Aslanapa, 1965a: 21).

Ayrıca bu geometrik komposizyonlu çinilerin benzer örneğini Selçuklu ağaç işçiliğindeki süslemelerde görmekteyiz. Ağaç işlemelerde bu çinilerin komposizyonu hemen hemen tam bir benzerlikle Harput Sare Hatun Cami Minberi‟nin sağ kanadında görülmektedir (Resim 50). Zeki Oral‟ın kitabelerine dayanan tahminlere göre bu minber Mardin Artukluları‟ndan Ilgazi II‟nin kardeşi Hüsameddin Yavlak Arslan (1184-1200) tarafından yaptırılmış olmalıdır. Bu minberin dekoru Alaaddin Keykubat‟ın Keykubadiye Sarayı çinilerine öncülük etmesi açısından önemlidir (Aslanapa, 1965a: 21). Sivas İzzeddin Keykavus Şifahanesi‟nde eyvan ve revak yüzeylerinde geometrik kompozisyonlu çiniler bulunmaktadır (Resim 51). Burada görülen süsleme Keykubadiye Sarayı geometrik süslemeleri ile birebir benzerlik göstermektedir. İzzeddin Keykavus tarafından yaptırılan bu yapıdaki süslemeler de Keykubadiye Sarayı çinileri ile benzer kompozisyona sahip erken örneklerdir.

Aslanapa‟nın kazısından çıkan ve bugün hiçbir örneği mevcut olmayan firuze sır altına siyah konturlarla yapılmış bitkisel bezeme, Keykubadiye Sarayı çinilerinde ayrı bir grubu oluşturmaktadır. Bu çiniler fotoğraflar üzerinden değerlendirilmiş, kataloga alınmamıştır. Bu çiniler parlak firuze sır altına siyah olarak ince spiral kıvrık dallar, çok kalın konturlarla çevrili geniş şeritlerden ibaret tezyinatla Selçuklu sanatında daha önce tanımadığımız motifler olarak görülür. (Resim 34). Firuze sır altına siyah dekor Selçuklu çini ve seramiğinde klasik bir uygulamadır. Burada görülen yenilik renk değil tezyinat bakımındandır. Çok büyük levhalardan kaldığı anlaşılan bu kırık parçalar kompozisyonun tamamlanmasına pek imkan vermemektedir. Ancak bazı tahminlerle tezyini şemanın şekli şematik olarak Aslanapa tarafından verilmiştir (Çizim 15-16) (Aslanapa, 1965a: 21).

128

Soldan Sağa: 1965 yılında yayınlanan şeffaf türkuaz sır altına bitkisel ve geometrik

kompozisyonlu çiniler (Resim 34), Aslanapa‟nın şeffaf sır altına geometrik ve bitkisel kompozisyonlu tezyinatı gösteren tahmini çizimi (Çizim 16)

6.2.1.2.2. Ġnsan Figürlü Örnekler (Katalog No: 11)

Keykubadiye Sarayı çini buluntuları içerisinde yıldız formlu insan figürlü küçük bir çini parçası bulunmaktadır. Şeffaf sır altına siyah, mangan moru, kobalt mavi ve firuze renklerle boyalı çininin tek yıldız kolu sağlam durumdadır. Rezerv tekniğinde boyanmıştır. Geleneksel olarak dışta kalın içten ince çizgi ile sınırlanan çerçeve içine alınmıştır. El parmaklarından biri açık diğerleri birleşik, el yukarıya doğru açılmış durumda tasvir edilen figür elinde muhtemelen bir müzik aleti tutuyor olmalıdır. Elinde meyve yada müzik aleti tutan Saray yaşamından konuların tasvir edildiği benzer kompozisyonlu çinilere II. Kılıç Arslan Köşkü ve Kubadabad Sarayı‟nda rastlanmaktadır.

129 6.2.1.3. Sekiz Kollu Yıldız Formdaki Çiniler

Sıraltı tekniğinde hazırlanmış olan sekiz kollu yıldız çinilerde kobalt mavi ve siyah renk başta olmak üzere patlıcan moru (mangan moru) ve türkuaz renkler kullanılmıştır. Sekiz köşeli yıldız çinilerin ölçüleri yaklaşık olarak 24-25 cm. arasındadır. Bu grup çinilerin hepsinde geleneksel olarak süsleme dıştan kalın bir şerit içte ince bir çizgi ile belirlenmiş çerçeve içinde düzenlenmiştir.

Sekiz köşeli yıldız ile haçvari formları şüphesiz Selçuklu devrinin en bilinen duvar kaplama çinileridir. Bu formlar “belli aralıklarla alternatif olarak V biçiminde kırılarak ilerleyen iki çapraz zikzağın kesişmesi” ile ortaya çıkan geometrik kompozisyonun (Mülayim, 1982: 71) elemanıdır. Daha basit tanımlamayla bu kompozisyon, sekiz köşeli yıldızın, dik iki eksen boyunca köşelerinden birbiriyle temas edecek şekilde sıralanmasıyla meydana gelir ve aralarında haçvari formlar oluşur. Selçuklu döneminin en tanınan duvar kaplama örneklerinden biri olan bu kompozisyon Türk sanatında 11. yüzyıldan başlayarak Asya‟dan Anadolu‟ya kadar çeşitli bölgelerde değişik malzeme ve teknikte karşımıza çıkar (Mülayim, 1982: 83). Kaplamalarda birlikte kullanılan, fakat her biri bağımsız süslemeler taşıyan bu çinilerde (Bozer: 2005: 9), çok özel tasarlanmış bezemelere sahip haçvari örnekler bulunmakla birlikte, renk ve desen açısından genellikle yıldızlar ön plandadır. Çini ile kaplanan duvarın ortaya çıkardığı geometrik kurgular, Selçuklu devri diğer malzemelerinde de görmeye alışık olduğumuz yaygın kompozisyonlardır (Bozer, 2007; 194).

6.2.1.3.1. Bitkisel Bezemeli Olanlar

(Katalog No: 16, 34, 35)

Mevcut örnekler göz önünde bulundurulduğunda, rumi, palmet ve lotus çiçeği gibi motiflerin tek başlarına meydana getirdikleri kompozisyonlar ile bir figürün çevresini süsleyen çoğunluğunu rumi ve kıvrık dalların oluşturdukları bitkisel motiflerin çinilerin süslemesine canlılık ve hareketlilik katan ana temalar oldukları söylenebilir.

130

Bu grup içerisinde üç farklı kompozisyona sahip örnek mevcuttur. Ana temanın bitkisel bezeme olduğu örneklerde Katalog 16‟da geometrik şekiller içerisinde soyut çiçekler görülürken, Hunad Hamamı buluntuları içerisinde yer alan Katalog 34 ve 35‟de çininin tüm yüzeyini dolduran palmet, rumi ve lotus çiçeklerinin yer aldığı bir kompozisyon mevcuttur. Katalog 34‟de kompozisyon merkezden çapraz eksenler üzerinde simetrik olarak dört yöne uzanan, dört büyük lotus tomurcuğunu andıran damla şekilleri ve aralarında yer alan beşli yaprak motiflerinden oluşmaktadır. Bu motif bazı çift başlı kartalların üzerinde de karşımıza çıkar (Bozer 2005:4). Katalog 35‟de ise ortada dikey eksen üzerinde ayna simetrisi çevresinde düzenlenmiş, stilize edilmiş lotus çiçeği tasvir edilmiştir. Çiçek yukarı doğru uzanmış büyük yaprak ve yanlara doğru uzanmış yapraklardan oluşur. Bu üçlü motifin çevresinde düzenlenmiş olan büyük beyaz çerçeve yine kendisi de bitkisel bir motif oluşturur. Kıvrık çizgilerden oluşan bu stilize bitkininin iç içe geçmiş rumi ve palmetlerden oluştuğu anlaşılmaktadır.

Katalog 16‟daki çinide kompozisyonun dış çizgilerinin yıldız köşelerinde yarım bırakılmış olması ve yıldız kollarının orantısızlığı bu parçanın ikinci bir kullanım için kesildiğini düşündürmektedir. Bu çini Saray buluntuları içerisinde tek yıldız formda kesik çini örneği olması açısından önemlidir. Bu da bu uygulamanın gerektiğinde diğer çinilerde de yapıldığının göstergesidir.

Bu örnekler insitu olarak ele geçmediğinden, çinilerin duvarlardaki yerleştiriliş düzenleri ve kompozisyonun bittiği noktalardaki kesilme standartları konusunda net bilgi yoktur Geometrik düzenin sonsuzluk ilkesine bağlı olarak kenarlarda yarım olarak kullanılan bu parçaların hangisinin yarım bırakılacağını da muhtemelen usta karar vermiştir (Bozer, 2001: 175-185).

131 6.2.1.3.2. Hayvan Figürlü Örnekler

(Katalog No:19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 29, 30, 31, 32, 33)

M.Ö. 7. yy‟dan itibaren Orta Asya‟da gelişen ve tüm Asyalı kavimlerle Türkler‟in paylaştığı hayvan üslubu denen göçebe sanatının uzantıları tema ve ikonografi bakımından bu çinilerin kökeninde yatar. 10. yy.‟dan 14. yy‟a kadar hayvan üslubu Türk İslam sanatında önemli rol oynamıştır. Devamlı doğayı en başta da hayvanları gözlemlemek gereken göçebe yaşamda doğa güçleriyle ilgili olarak gelişen inançlar ve destanlarda, hayvanlar da birçok kavram ve değerin, çeşitli hayali olayların simgesi haline gelmişlerdir (Arık, 2000: 78-79)

Anadolu Selçuklu çini süslemelerinde, tek başlarına bir tablo özelliği gösteren (Bozer, 2001: 178), hayvan figürlü plaka örneklerinin çok çeşitli ve gerçekçi uygulamaları kesinlikle tesadüfî değildir. Av konusu Selçuklu saraylarında insan figüründen sonra gelen en önemli süsleme programını oluşturmaktadır (Öney, 2008: 415).

Selçuklu döneminde saray çevrelerinde idman ve güç gösterisi olan av, tarih boyunca tüm anıtsal tasvirlerden biri olmuştur. Başlıca av hayvanları geyik, kaz, ördek, keklik ve diğerleriydi. Avcı kuş olarak da doğan, şahin, sungur gibi orta büyüklükte kuşlar kullanılırdı. Saray çinilerindeki avcı kuşlardan diğer hayvanlara kadar hepsi bu ava elverişli has bahçenin kadrosunu simgeliyor olmalılar (Arık, 2000: 87).

Kubadabad, Alanya İç Kale Sarayı, Antalya Aspendos Sarayı, Antalya Sarayı, Alara İç Kale Sarayı, Kayseri Hunad Hamamı gibi Selçuklu yapılarında bulunan figürlü çini parçaların çoğu av tasvirlerini içermektedir.

Çalışmamamızda incelediğimiz sekiz kollu hayvan figürlü yıldız çinilerin hepsi Hunad Hamamı buluntularıdır. Hunad Hamamı duvarlarını kaplayan sıraltı tekniğindeki çiniler, köpek ve pantere benzeyen dört ayaklı hayvanlar, yırtıcı ve avcı kuşlar, tavus kuşu, ördek, kaz gibi av hayvanların yanı sıra hayat ağacının yanında simetrik kuşlar, çift başlı kartal ve siren gibi fantastik yaratıklar, yazılar ve bitkisel

132

desenler Kubadabad Sarayı‟nda sekiz kollu çinilerde işlenen tasvirlerin benzeridir (Resim 41-47) (Arık 2007: 256).

Kayseri‟deki Hunad Hamamı, Selçuklu sanatında saraylarda görmeye alışık olduğumuz çini tezyinatıyla dikkat çekmektedir. Özellikle figürlü çinileri süsleme ve teknik bakımından Kubadabad ve Alanya Sarayı çinileriyle yakın benzerlik göstermektedir.

İncelediğimiz hayvan figürlü sekiz köşeli yıldızlar ortalama 22-23 cm. çapında ve şeffaf sır altına desenleri krem rengi astar üstüne farklı tonlarda patlıcan

Benzer Belgeler