• Sonuç bulunamadı

Hukuk devletinin temel kurumlarından olan yargının her türlü baskı ve etkiden uzak bir biçimde görevlerini yerine getirebilmesi gerekir.

Kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasının başta gelen koşulu, hukuk kurallarına uyulmasının bağımsız mahkemelerce denetlenmesinden geçer.

Yargının bu görevini yerine getirebilmesi için yasama ve yürütme organları karşısında bağımsız olması gerekir. Nitekim bu çerçevede yasama ve yürütme organlarının etkisinde uzakta görevlerini yapabilmeleri amacıyla hâkim ve savcıların özlük işlerini yürütmek amacıyla Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kurulmuştur. Ancak belirtmek gerekir ki bu kurulda yer alan Adalet Bakanı ve Müsteşarı kurulun yürütme organı karşısında bağımsızlığını tartışmalı hale getirmektedir.

Anayasa’da yargı bağımsızlığı, mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı düzenlenerek somutlaştırılmıştır. Mahkemelerin bağımsızlığı, yargının yasama ve yürütme organ-larına karşı bağımsız yapısını, bu doğrultuda yetkilerini kullanmayı, görevlerini yerine getirmeyi ifade etmektedir. Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mah-kemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez;

genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz, görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Ayrıca yasa-ma ve yürütme organları ile idare, yasa-mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Hâkimlik ve savcılık teminatı ise Anayasa’da şu şekilde düzenlenmiştir: Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe altmış beş yaşını bitirinceye kadar emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebe-biyle de olsa aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.

Sıra Sizde 2

Anayasa Mahkemesi, kanun hükmünde kararnamelerin Anayasa’ya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetler. Ancak Anayasa’nın 148. maddesine göre olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddi-asıyla Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz.

Anayasa’da yer alan bu hüküm, hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır. Zira yargısal denetim yolu kapatılarak bu kanun hükmünde kararnamelerle Anayasa’ya aykırı kurallar konulması mümkün kılınmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki olağanüstü dönemlerde TBMM tarafından çıkarılan kanunlara karşı yargı yolu açıktır. Bu durum da yürütmeye yasama organı karşısında üstünlük tanıdığından kuvvetler ayrılığı ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

Sıra Sizde 3

Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki bir hak söz konusu olmalıdır. Bu haklardan herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edilmesi gere-kir. Ayrıca bireysel başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

Belirtmek gerekir ki bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.

Sıra Sizde 4

2010 Anayasa değişikliğiyle, askeri mah-kemelerin asker olmayan kişileri sadece savaş halinde kanunda öngörülen suçlar için yargılayabilecekleri düzenlenmiştir. Böylece asker olmayan kişilerin savaş hali dışında askeri mahkemelerde yargılanmalarının önü ka-patılmıştır. Yine 2010 Anayasa değişikliği ile devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davaların adliye mahkemelerinde görülmesi hükme bağlanmıştır. Bu değişiklik ile de asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önü açılmıştır.

Sıra Sizde 5

Aslında bir yargı mercii olmayan Sayıştay, gördüğü hizmetin niteliği ve çalışma usulünün yargısal usule yakınlığı nedeniyle yargı bölümü içerisinde düzenlenmiş Sayıştay’ı düzenleyen Kanun’da da Sayıştay hesap mahkemesi olarak nitelendirilmiştir. Sayıştay’ın görevleri arasında sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak da vardır. Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden iti-baren on beş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler ve bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz. Görüldüğü üzere Sayıştay kararlarına karşı karar düzeltilmesi isteminde bulunulabileceği ve bu talep üzerine verilen kararlara karşı idari yargı yolu kapatılarak Sayıştay kararları adeta mahkeme kararları gibi düzenlenmiştir. Yine Sayıştay’ın sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlaması kararının yargılamaya esas rapor hazırlanması, yargılama ve temyiz olmak üzere üç aşamadan geçerek gerçekleşmesi de Sayıştay’ın çalışma usulünün yargısal usule yakınlığını ortaya ko-ymaktadır.

Sıra Sizde 6

Anayasa Mahkemesi’nin görevleri Anayasa’da sayılmıştır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi ile diğer mahkemeler arasında görev uyuşmazlığı çıkması mümkün görünmemektedir. Ancak buna rağmen Anayasa’nın 158.maddesinde diğer mah-kemelerle Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi’nin kararının esas alınacağını hükme bağlanmıştır.

Dolayısıyla diğer mahkemelerle Anayasa Mah-kemesi arasında görev uyuşmazlığı çıkması halinde bu sorunun çözümü Uyuşmazlık Mahke-mesince giderilmeyecek doğrudan Anayasa Mah-kemesi’nin kararı esas alınacaktır. Nitekim Anayasa’nın 158. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını çözümlemektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Gözler, K. (2010). Türk Anayasa Hukuku Dersleri (9. Baskı). Bursa: Ekin.

Günday, M. (2008). İdare Hukuku (7. Baskı).

Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi.

Kuru,B., Arslan,R. Ve Yılmaz,E. (2009). Medeni Usul Hukuku (20.Baskı). Ankara: Yetkin Yayınları.

Yıldırım, T. (2010). İdari Yargı (2. Baskı). İs-tanbul: Beta.











 Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;

İdari yargının tarihi gelişimini açıklayabilecek,

Danıştay’ın görevleri ve üyelerinin nasıl atandığını belirleyebilecek, Danıştay’ın daire ve kurullarının görevlerini saptayabilecek, Bölge idare mahkemelerinin kuruluş ve görevlerini listeleyebilecek, İdare ve vergi mahkemelerinin görevlerini aktarabilecek

bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz.

Anahtar Kavramlar

İdari Rejim İlk Derece Mahkemesi İtiraz

İdare Mahkemesi Vergi Mahkemesi

Adli İdare Temyiz

Bölge İdare Mahkemesi Danıştay

İçtihat

İçindekiler

 Giriş

 İdari Yargının Gelişimi

 Danıştay

 Bölge İdare Mahkemeleri

 İdare ve Vergi Mahkemeleri

3

GİRİŞ

Birden çok yargı düzeni olan ülkemizde, idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargı düzenindeki mahkemeler tarafından çözümlenmektedir. Fransa’dan alınan idari rejim olarak adlandırılan sistem gereğince idari işlem ve eylemler özel hukuktan ayrı bir hukuka tabidir ve bu işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklar da ayrı bir yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler tarafından çözüm-lenmektedir. 1982 yılında idare, vergi ve bölge idare mahkemelerinin kurulması suretiyle ülkemizde iki dereceli idari yargı sistemi tamamlanmıştır. Bu sisteme göre; idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli idari yargı mercileri Danıştay’ın yüksek mahkeme olarak kuruldu-ğu bir sistem içinde yer almaktadırlar. İdare ve vergi mahkemeleri ilk derece mahkemesi, bölge idare mahkemeleri ise itiraz mercileridir. Danıştay da belli davaları ilk derece mahkemesi sıfatıyla çözümler.

Bu ünitede öncelikle idari yargının gelişimi ele alınacak, daha sonra ise idari yargı teşkilatında yer alan mahkemelerin kuruluş ve görevleri ayrı ayrı incelenecektir.