• Sonuç bulunamadı

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA

4.1. Büyüme Parametreleri

4.1.4. Sürgün bağıl büyüme oranı (RGR)

C. tuzgoluensis ve C. lycaonica’nın tuz stresi uygulamalarına bağlı olarak

sürgün bağıl büyüme oranları (RGR) şekil 4.16 ve çizelge 4.7’de verilmiştir.

Şekil 4.16. 7 ve 14 gün süreyle tuz stresine maruz bırakılan C. tuzgoluensis ve C. lycaonica’nın bağıl sürgün büyüme oranlarında (mg g-1 gün-1) gözlenen ortalama değişimler (n=5). Sütunlar üzerindeki aynı harfler, aynı tür içinde istatistiksel bakımdan farklı olmayan değerleri göstermektedir (P> 0.05)

Çizelge 4.7. 7 ve 14 gün süreyle tuz stresine bırakılan C. tuzgoluensis ve C. lycaonica’nın bağıl sürgün büyüme oranlarında (mg g-1 gün-1) gözlenen ortalama değişimler (n=10). Rakamların yanlarındaki aynı harfler, istatistiksel bakımdan birbirinden farklı olmayan değerleri göstermektedir (P> 0.05)

Gruplar 7.Gün 14.Gün C. tuzgoluensis Kontrol 53.7 ± 11a 31.8 ± 5a 150 mM NaCl 53.7 ± 15a 33.2 ± 4a 300 mM NaCl 31.26 ± 13b 14.1 ± 8b C. lycaonica Kontrol 48.9 ± 13.7a 34.4 ± 11.3a 150 mM NaCl 43.6 ± 16.5b 21.6 ± 10.4b 300 mM NaCl 26.1 ± 16.7c 13.2 ± 8.2c

Tuz uygulaması yapılmayan her iki Centaurea türüne ait fidelerin 7. gündeki RGR oranları, 14. gündeki RGR oranlarından daha yüksektir. C. tuzgoluensis’in 14. gün kontrol grubunun RGR’si, 7. gün kontrol grubu ile karşılaştırıldığında % 40.78 oranında azalmıştır. C. lycaonica’nın 14. gün kontrol grubunun RGR’si, 7. gün kontrol grubu ile karşılaştırıldığında % 29.7 oranında azalmıştır. Normal şartlar altındaki bitkilerin 7. ve 14. gündeki RGR değerleri arasındaki bu farklılıklar, C. tuzgoluensis ve C. lycaonica türlerinin, 60-67 günlük periyotta aktif bir gelişim göstermekte olduğunu, 67-74 günlük periyotta ise gelişimlerinde hızlı bir azalmanın meydana geldiğini işaret etmektedir.

150 mM NaCl uygulanan C. tuzgoluensis’e ait grupların 7. ve 14. gün RGR’leri kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında önemli bir azalma görülmemiştir. Ancak 300 mM NaCl uygulanan grupların RGR’leri kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında 7. gün RGR’sinde % 41.8, 14. gün RGR’sinde % 55.7 oranında azalma meydana gelmiştir. Sonuçlarımıza benzer şekilde Hamed ve ark., (2007)’nın Crithmum maritimum L.

türüne 300 mM NaCl uygulamaları bağıl gelişim oranını % 20.6 azaltırken, 150 mM NaCl, RGR’yi etkilememiştir. C. lycaonica’nın 150 mM NaCl uygulanan gruplarının 7. gün RGR’leri kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında % 10.8 oranında, 14. gün RGR’leri kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında % 37.2 oranında bir azalma görülmüştür. 300 mM NaCl uygulanan grupların RGR’leri kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında 7. gün RGR’sinde % 46.6, 14. gün RGR’sinde % 61.6 oranında azalma meydana gelmiştir.

RGR ile ilgili bulgularımıza benzer şekilde, tuza toleranslı çeltiğin (IR4630) 50 mM NaCl’deki RGR’sinde % 51.24 (Lutts ve ark., 1996), Sorghum’un 100 mM NaCl’deki RGR’sinde % 22.36 (Lacerda ve ark., 2005) azalma meydana geldiği rapor edilmiştir. Bu verilere göre C. tuzgoluensis’in RGR dereceleri tuza toleranslı bu iki

glikofitle karşılaştırıldığında, C. tuzgoluensis’in glikofitlerden daha fazla toleransa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Seçkin ve ark. (2010)’nın arpa türleri üzerine yaptıkları çalışma sonuçlarına benzer şekilde, halofitik C. tuzgoluensis’in tuz stresine bağlı olarak RGR’sindeki azalma oranı, C. lycaonica’nın azalma oranından daha düşüktür.

4.1.5. Yaprakların bağıl su içerikleri (RWC)

C. tuzgoluensis ve C. lycaonica yapraklarının bağıl su içeriklerinde tuz

uygulamalarına bağlı olarak oluşan değişimler Şekil 4.17 ve çizelge 4.8’de gösterilmiştir.

Şekil 4.17. 7 ve 14 gün süreyle tuz stresine maruz bırakılan C. tuzgoluensis ve C. lycaonica’nın yaprak bağıl içeriklerinde (RWC) gözlenen ortalama değişimler (%), (n=6). Sütunlar üzerindeki aynı harfler, aynı tür içinde istatistiksel bakımdan farklı olmayan değerleri göstermektedir (P> 0.05)

Çizelge 4.8. 7 ve 14 gün süreyle tuz stresine maruz bırakılan C. tuzgoluensis ve C. lycaonica’nın bağıl su içeriklerinde (RWC) gözlenen ortalama değişimler (%), (n=6). Rakamların yanlarındaki aynı harfler, istatistiksel bakımdan birbirinden farklı olmayan değerleri göstermektedir (P> 0.05)

Gruplar 0.Gün 7.Gün 14.Gün C. tuzgoluensis Kontrol 86.93 ± 1.56a 86.84± 1.93a 88.81 ± 0.86a 150 mM NaCl 83.63 ± 1.77b 85.68 ± 0.61b 300 mM NaCl 80.55 ± 3.3c 81.01 ± 0.57c C. lycaonica Kontrol 79.80 ± 0.49a 79.06 ± 0.65a 79.92 ± 0.48a 150 mM NaCl 75.03 ± 0.77b 74.73 ± 0.82b 300 mM NaCl 73.13 ± 0.89b 72.97 ± 2.19b

Her iki türün bağıl su içeriği, tuz stresinin uygulama süresine ve konsantrasyonuna bağlı olarak azalmıştır. Bu azalma, C. tuzgoluensis’in kontrol grubuyla karşılaştırıldığında 7. günde 150 mM’da % 3.69, 300 mM NaCl’de ise % 7.24’tür. 14. günde ise bu azalma 150 mM’da % 3.52, 300 mM’da % 8.78 olarak kaydedilmiştir. C. lycaonica’nın kontrol grubuyla karşılaştırıldığında azalma oranları 7. günde 150 mM’da % 5.1, 300 mM NaCl’de ise % 7.5’dir. 14. günde ise bu oran, 150 mM’da % 6.49, 300 mM’da % 8.7’dir.

C. tuzgoluensis fidelerinin tuz stresine bağlı olarak RWC oranlarındaki azalma C. lycaonica’ya göre daha azdır. Buna bağlı olarak tuz stresi altındaki C. tuzgoluensis

fidelerinin diğer türe nazaran su içeriklerini daha iyi koruyabilme yeteneğine sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bu yetenek, yapraklardaki RWC ile yakından ilişki olduğu bilinen prolin birikimi (Claussen, 2005) ile bağlantılı olabilir. C. tuzgoluensis’e 150 ve 300 mM’lık tuz uygulamalarının 14. gününde, RWC oranlarındaki azalmaya paralel olarak prolin birikimleri artmaktadır. Bu sonuçlar, prolin birikiminin, C. tuzgoluensis hücrelerinin ozmotik potansiyelinin devam ettirilmesine yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Kısacası, C. tuzgoluensis’in bağıl su içeriklerinin düzenlenmesi, stres şartları altında prolin birikiminden dolayı ozmotik düzenlemenin sonucu olabilir ve tuza toleranslı domates (Claussen, 2005) ve arpa (Veselov ve ark., 2008) çeşitlerinde yapılan tuz stresi çalışmalarından elde edilen bağıl su içeriği ile ilgili veriler bulgularımızı destekler niteliktedir.

4.1.6. Yapraklardaki klorofil fluoresans ölçümleri

Fotosentetik aygıtlar ve özellikle de PSII’nin, çeşitli çevresel streslere karşı duyarlı oldukları bilinmektedir. Bu aygıtlarda, herhangi bir yapısal zarar oluşmadan önce çevresel stresler, PSII’yi geçici olarak etkileyebilir (Force ve ark., 2003). Bu yüzden, çevresel faktörlere karşı bitkilerin tolerans derecelerinin ölçülmesinde bir indikatör olarak, PSII (Fv/Fm)’nin fotokimyasal etkinliğinin ölçülmesi kullanılabilir (Demiral ve Türkan, 2006; Sekmen ve ark., 2007).

Tuz stresinin C. tuzgoluensis ve C. lycaonica’nın fotosentetik verimi üzerine etkileri, uygulamanın 0., 7. ve 14. gününde ölçülen Fv/Fm değerlerine göre belirlenmiş olup şekil 4.18’de ve Çizelge 4.9’da gösterilmiştir.

Şekil 4.18. 7 ve 14 gün süreyle tuz stresine bırakılan C. tuzgoluensis ve C. lycaonica’nın fotosentetik veriminde gözlenen ortalama değişimler (n=6). Sütunlar üzerindeki aynı harfler, aynı tür içinde istatistiksel bakımdan farklı olmayan değerleri göstermektedir (P> 0.05)

Çizelge 4.9. 7 ve 14 gün süreyle tuz stresine maruz bırakılan C. tuzgoluensis ve C. lycaonica’nın fotosentetik veriminde gözlenen ortalama değişimler (n=6). Rakamların yanlarındaki aynı harfler, istatistiksel bakımdan birbirinden farklı olmayan değerleri göstermektedir (P> 0.05)

Gruplar 0.Gün 7.Gün 14.Gün C. tuzgoluensis Kontrol 0.836 ± 0.006a 0.836± 0.009a 0.837 ± 0.004a 150 mM NaCl 0.833 ± 0.005a 0.833 ± 0.004a 300 mM NaCl 0.834 ± 0.006a 0.835 ± 0.003a C. lycaonica Kontrol 0.830 ± 0.001a 0.838 ± 0.004a 0.831 ± 0.001a 150 mM NaCl 0.839 ± 0.004a 0.836 ± 0.001a 300 mM NaCl 0.824 ± 0.001a 0.824 ± 0.004a

Çalışmamızda, tuz stresinin PSII aygıtı üzerindeki etkisini aydınlatmak için klorofil fluoresans değeri (Fv/Fm) ölçülmüştür. Tuz stresi uygulamalarının 7. ve 14. günündeki, her iki Centaurea türünün klorofil fluoresans değerlerinin 0.800’ün üzerinde çıkması PSII aygıtının etkinliklerinin optimal düzeyde olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar tuz stresi altındaki her iki türde de PSII’nin fotosentetik etkinliğinin iyi bir şekilde korunduğunu göstermektedir. Bulgularımıza benzer şekilde arpa türlerinde (Seçkin ve ark., 2010), salatalık fidelerinde (Zhu ve Bie, 2007), semizotu genotiplerinde (Yazıcı, 2005) ve mısır çeşitlerinde (Shabala ve ark, 1998) tuz stresi uygulamalarının PSII’nin etkinliği üzerine olumsuz etkilerinin bulunmadığı bildirilmiştir.