• Sonuç bulunamadı

Süresinde Verdiği Cevap Lahiyasında Def’i Savunmasını İleri Sürmeyen

B. DEF’İLERİN İLERİ SÜRÜLMESİ

IV. Def’ilerin İleri Sürülmesinin Islah Kurumu Bakımından

1. Süresinde Verdiği Cevap Lahiyasında Def’i Savunmasını İleri Sürmeyen

Sorununun Değerlendirilmesi

Savunmanın genişletilmesinin yasak olduğu durumlarda davacının muvafakatine gerek olmaksızın ıslahla zamanaşımı def’inin ileri sürülüp sürülmeyeceği yönünde farklı görüşler vardır. Buna göre, ilk görüş, savunmanın genişletilmesi yasağının olduğu durumlarda, davalının cevap lahiyasını ıslah ederek daha önceden ileri sürmediği savunma vasıtalarını başarı ile ileri sürebileceği yönündedir. Bunun için davacının ayrıca muvafakatini almaya gerek yoktur ve davalı ıslah ile def’i savunmasını ileri sürebilir345

.

342 Meriç, Nedim, Zamanaşımı Def’ine İlişkin Bazı Medeni Yargılama Hukuku Meseleleri, (Haluk Konuralp Anısına Armağan, C.I, Ankara 2009, s.679-704), s.694.

343

Meriç, s.694; Karş. “Islah Yasanın 84. maddesinin açık kuralı içinde, soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilip, Yargıtay’ca karar bozulduktan sonra bu yoldan yararlanmaya olanak yoktur” İBK. 4.2.1948 T., 1944/10 E., 194813 K (Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s.366, dn.232); 14.HD. 27.12.2001 T., 2001/ 8406 E., 2001/8974 K (Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s.366, dn.232); Akcan-Islah, s.867.

344 Bkz. yuk. § 3 B IV.

86

Diğer bir görüş, cevap lahiyası vermiş ancak def’i savunmasında bulunmayı ihmal etmiş veya unutmuş olan davalının, karşı tarafın muvafakatini alamadığı durumda ıslah ile de bu savunmayı ileri sürebileceği yönündedir346

. Yani ilk görüşten farklı olarak bu görüş, davacının muvafakatinin alınamamış olması halinde ıslah ile savunmaların ileri sürülebileceği yönündeyken, ilk görüş, davacının muvafakati ile savunmaların ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığı, ancak sadece ıslahla bunun yapılabileceği yönündedir.

Yargıtay’ın da def’i savunmasının ıslah suretiyle ileri sürülüp sürülemeyeceğine ilişkin olarak bunu kabul eden kararlarının347

yanı sıra, buna karşı

346 Üstündağ-Yargılama, s.558-559; Kuru-C.2, 1836; Yılmaz-Islah, s.402; Tanrıver-Islah, s.1084; Bir davada ileri sürülmesi mümkün olan iddia ve savunmalar, ıslah konusunda açıkça bir sınırlamaya tabi tutulmamışlarsa, bu durumda bu savunmaların ıslaha konu yapılmasında bir engel yoktur. (Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s.363); Islaha tâbi olmayan medenî hukuk muameleleri arasına meselâ bir müruru zaman defini de sokmak ve hele evvelce ileri sürülmeyen bir müruru zaman iddiasının ıslah yolu ile sonradan dermeyan edilmesi caiz olamayacağını sanmak tamamıyla yanlıştır. Müruruzaman bir medenî hukuk meselesi olmakla beraber tarafın dâvada yaptığı bir muamele değildir; hattâ bunun medenî hukuk sahasında da bir muameleye ihtiyacı yoktur. Onun ancak mahkemeye arzı, orada iddiası bir usul muamelesidir. Bu itibarla taraf cevabında müruru zaman defini unutmuş veya evvelce iddiasına lüzum görmemiş ise sonradan ıslah yolu ile bunu pekâlâ ileri sürebilir ve iddia etmiş ise ıslah yolu ile o defini geri alarak bu defa tediye defini dermeyan edebilir (Ansay-Islah, s.123-124); Karafakih, İ. Hakkı, Cevap Lahiyası Vermemiş Olan Davalı Müruruzamana Def’ini Dermeyan Hakkını Iskat Etmiş midir? (İBD.1962. S.1-2-3, s.13-19), s.18-19; Karş. BK m.60’da öngörülen süre kısa olduğundan, bu sürenin uzatımına ve savunmanın yapılmasına ıslahla olanak tanımak haksızlık olacaktır. (Çelik, s.124).

347 “Davalı vekili 12.11.2007 tarihinde zamanaşımı def’ini ıslah yoluyla ileri sürmüştür. Mahkemece, davalının anılan dilekçesi dikkate alınmamıştır. Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işleminin karşı tarafın oluruna bağlı olmaksızın tamamen veya kısmen düzeltilmesine denir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun’nun 83 ve devamı maddelerinde düzenlenen ıslah müessesesi sadece davacıya hak tanımaz. Usulünce yapılmış davalı ıslahı da geçerlidir. Esasa cevap süresi içinde ileri sürülmediğinden davacı tarafın savunmanın genişletilmesi yönündeki itirazı ile karşılaşması mümkün olan zamanaşımı def’inin ıslah yoluyla yapılmasında usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının ıslah yoluyla zamanaşımı def’inin kabulü gerekirken bu husus gözetilmeden hüküm kurulmuş olması hatalıdır” 9.HD. 24.2.2009 T., 2008/11118 E., 2009/3369 K (Bilgen, Mahmut, Hukuk Yargılamasında Islah, Ankara 2010, s.242-243); “Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesini ıslah ettiğine göre zamanaşımı savunmasının süresinde yapıldığı kabul edilir. Bu durum zamanaşımı definin kabulü davacı tarafın muvafakatine bağlı tutulamaz” 9. HD. 10.07.2003 T., 2003/1869 E., 2003/13096 K (Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s.363, dn.226) ; “…ıslahla ancak usule ilişkin bir işlemin düzeltilmesi amaçlanır. Somut olayda davalının bu istemi usule ilişkin olmayıp buradaki amacı savunmanın niteliğinde bir değişiklik yapmayıp sadece cevap dilekçesinde ileri sürülmesi unutulmuş bulunan zamanaşımı def’ini eklemek suretiyle savunmayı genişletip davanın bu sebeple reddini sağlamak ve böylece davacı yararına oluşmuş

87 çıkan kararları348

da vardır. buna göre, ıslah suretiyle yeni savunmaların ileri sürülememesinde Yargıtay genelde, süresi içerisinde ileri sürülmeyen def’ilerin bulunan kazanılmış hakkı ortadan kaldırmaktır. Buna usulen olanak yoktur. Bu doğrudan doğruya savunmanın genişletilmesi olup kazanılmış hakkı ortadan kaldırmaya yönelik bir davranıştır.” 4. HD. 18.5.2005 T., 2005/11314 E., 2004/6003 K (Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s.363, dn.226); Bkz. Benzer kararlar için, 9.HD. 24.02.2009 T., 2008/11118 E., 2009/3369 K (Bilgen, s.242-243); 9.HD. 2.4.2007 T., 2006/23813 E., 2007/8905 K (Bilgen, s.243); 9.HD. 14.12.2006 T., 2006/13726 E., 2006/33015 K (Bilgen, s.244); 11.HD. 18.12.1992 T., 1992/6461 E., 1992/11475 K (Bilgen, s.246); 11.HD. 14.10.2004 T., 2004/246 E., 2004/9811 K (Bilgen, s.247); 11.HD. 12.3.2004 T., 2003/8057 E., 2004/2473 K (Bilgen, s.248); 3.HD. 27.10.2008 T., 2008/17610 E., 2008/17930 K (Bilgen, s.248-249); “…dairemizin uygulamasına göre, zamanaşımı def’inin de ıslah yolu ile ileri sürülebilmesi usulen mümkün bulunmasına…” 11.HD. 18.12.1992 T., 1992/6461 E., 1992/11475 K (Alangoya/ Yıldırım/ Deren-Yıldırım, s.262); “Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesini ıslah ettiğine göre zamanaşımı savunmasının süresinde yapıldığının kabulü gerekir...” 11.HD. 1.6.1992 T., 1991/232 E., 1992/7321 K (Alangoya/ Yıldırım/ Deren-Yıldırım, s.262); 9.HD. 10.7.2003 T., 2002/20493 E., 2003/5820 K (Alangoya/ Yıldırım/ Deren-Yıldırım, s.262); 9.HD. 2.4.2007 T., 2007/23813 E., 2007/8905 K (Alangoya/ Yıldırım/ Deren-Yıldırım, s.262); 11.HD. 28.06.2005 T., 2005/10295 E., 2005/6903 K (Yılmaz-Islah, s.419, dn.794); 3.HD. 27.10.2008 T., 2008/17610 E., 2008/17930 K (Yılmaz-Islah, s.422, dn.800); 9.HD. 14.12.2006 T., 2006/13726 E., 2006/33015 K (Yılmaz-Islah, s.423, dn.801).

348 “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlerle ve özellikle HUMK’ nun 83. maddesi hükmüne göre davalının da usule müteallik olarak yaptığı muameleyi tamamen ıslah edebilme hakkı varsa da, genel usul kurullarına göre bu biçimde de olsa ıslah ile kazanılmış haklar ortadan kaldırılamayacağını, esasen davanın yapmış olduğu işlemin anılan yasa hükmüne uygun bir ıslah olmamasına, çünkü ıslah edilmek istenilen aslında usule müteallik bir muamele olmayıp, bundaki amacın savunmanın niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmaksızın sadece cevap dilekçesinde dermeyanı unutulmuş olan zamanaşımı def’inin eklenmesi suretiyle savunma genişletilip davanın bu nedenle reddini sağlamak ve böylece davacı yararına doğmuş bulunan kazanılmış hakkı ortadan kaldırmak olmasına ve buna da usulen cevaz bulunmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunana hükmün onanmasına karar verildi” 4.HD. 2.5.1979 T. 1979/2190 E. 1979/5796 K (Yılmaz-Islah, s.403, dn.782); “…savunmanın niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmaksızın sadece cevap dilekçesinde ileri sürülmesi unutulmuş bulunan zamanaşımı def’inin eklenmesini davacı yararına doğmuş bulunan kazanılmış hakkı ortadan kaldıracağını söylemektedir” 4.HD. 30.9.2002 T., 2002/5913 E., 2002/10502 K (Alangoya/ Yıldırım/ Deren-Yıldırım, s.261); “Davalının usule müteallik olarak yapmış olduğu muameleyi tamamen ıslah edebilme hakkı vardır. Ancak genel usul kurallarına göre bu biçimde de olsa kazanılmış haklar ıslah ile ortadan kaldırılamaz. Esasen davalı Ahmet’in yapmış olduğu işten HUMK m.83’e uygun bir ıslah da değildir. Çünkü ıslah edilmek istenilen aslında usule müteallik bir muamele olmayıp bundaki amaç savunmanın niteliğinde her hangi bir değişiklik yapmaksızın sadece cevap dilekçesinde dermeyanı unutulmuş bulunan zamanaşımı def’inin eklenmesi suretiyle savunmayı genişletip, davanın bu nedenle reddini sağlamak ve böylece davacılar yararına oluşmuş bulunan hakkı ortadan kaldırmaktır. Buna usulen imkân yoktur…” 4. HD. 10.5.1983 T., 1983/4160 E., 1983/5059 K; (Yılmaz-Islah, s.404, dn.783; Bilgen, s.255-256); 19.HD. 24.11.2008 T., 2008/6175 E., 2008/11388 K (Yılmaz-Islah, s.407, dn.786); 4. HD. 11.10.1988 T., 1988/5186 E., 1988/8535 K (Yılmaz-

88

davacı lehine usuli kazanılmış hak doğurduğunu ve bu sebeple sonradan verilen cevap lahiyası ile def’i savunmasında bulunulamayacağını gerekçe göstermektedir. Ayrıca bazı kararlarında zamanaşımının ıslah suretiyle ileri sürülmesinin TMK m.2’e aykırı olması nedeniyle kabul edilemeyeceğini ileri sürmüştür349. Bu noktada, def’i

savunmasının ıslah suretiyle yapılamayacağı yönündeki Yargıtay’ın def’inin ıslah ile ileri sürülmesini TMK’nın 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı bulan yaklaşımına katılmamaktayız. Zira def’i savunmasının sonradan ıslah suretiyle ileri sürülmesi maddi gerçeğe ulaşmak açısından son derece önemlidir. Cevap lahiyasında def’i savunmasında bulunmamış olan davalı, (davacının muvafakati olmazsa) cevap lahiyasını ıslah ederek def’i savunmasında bulunabilmelidir. Def’i savunmasının maddi hukuka ilişkin bir savunma olması ve bir ilk itiraz olmaması nedeniyle, sonradan karşı tarafın muvafakati ile ileri sürülebileceğini kabul etmekle birlikte ıslah ile bunun yapılamayacağını savunan Yargıtay’ın bu tutumuna katılmamaktayız. Zira kanunun açık lafzından da hareketle savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi bakımından istisna tutulan ıslah kurumunun, ileri sürülmeyen savunmaların yargılamaya katılmaları bakımından başvurulan, geçerli bir yol olduğu söylenebilir. Ancak bu yol, davalının ilk cevap lahiyasında belirtmediği ilk itirazları bakımından geçerli değildir. Çünkü esasa cevap süresi ilk itirazlar bakımından hak düşürücü niteliktedir. Bu nedenle def’i savunmasının bir ilk itiraz olmadığı haklı

Islah, s.411, dn.788); 4.HD. 30.9.2002 T., 2002/5913 E., 2002/10502 K (Yılmaz-Islah, s.413, dn.789); 11.HD. 1.6.1992 T., 1992/232 E., 1992/7321 K (Yılmaz-Islah, s.413, dn.790); 2.HD. 4.6.2001 T., 2001/7431 E., 2001/8660 K (Yılmaz-Islah, s.418, dn.792); “…cevap dilekçesinde sözleşmenin varlığını kabul eden davalı tarafın bu cevap dilekçesini ıslah etmek suretiyle savunmasını haksız eyleme dayanarak yapması ve bu arada zamanaşımı def’ini de ileri sürmesi mümkündür…” 3. HD. 30.11.1987 T., 1987/2621 E., 1987/11529 K (Alangoya/ Yıldırım/ Deren-Yıldırım, s.261).

349 “…uyuşmazlık cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmayan davalı tarafın daha sonraki aşamada ileri sürdüğü bu def’in davacı tarafın savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşılaşmasından sonra davalının bu defa cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def’inde bulunup bulunmayacağı noktasındadır…zamanaşımı def’i eklemek suretiyle savunmayı genişletip davanın bu nedenle reddini sağlamak ve böylece davacı yararına oluşmuş bulunan kazanılmış hakkı ortadan kaldırmaktır (4.HD. 30.09.2002 T. 2002/5913 E. 2002/10502 K (Yılmaz-Islah, s.406))…kaldı ki somut olayda yukarıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere davanın esasına girildikten sonra ve taraf delilleri toplandıktan sonra zamanında kullanılması gereken bir hakkın bu aşamadan sonra kullanılmış olması somut olay adaleti yönünden MK ‘ nun 2. Maddesinde öngörülen dürüst davranma ilkesine aykırıdır…” 11. HD. 28.5.2004 T., 2004/11314 E., 2004/6003 K (Yılmaz-Islah, s.406).

89

görüşünden de hareketle bu savunmaların ıslah suretiyle ileri sürülebileceğinin kabulü gerekir.

Her ne kadar Yargıtay’ın kararları genelde maddi hukuka ilişkin savunma sebebi olan zamanaşımı def’iye yönelik olsa da onun dışında kalan diğer def’ilerin (borcun yerine getirilmediği def’inin gibi) de ıslah suretiyle ileri sürülmesine imkân verilmesi gerektiğini düşünmekteyiz350. Çünkü def’iler davada ileri sürülmeleri

bakımından usuli özellikler göstermeleri ve usuli bir işlem niteliğinde olan cevap lahiyası ile ileri sürülmeleri gereği, usuli işlemlerin düzeltilmesi amacına hizmet eden ıslahla düzeltilebileceklerinin kabulü gerekir. Hukuk yargılaması bakımından tanınmış bu imkân, savunma hakkını bilgisizliği veya dikkatsizliği nedeniyle tehlikeye atan davalıyı korumak içindir. Bu nedenle davalıya, takıldığı savunmayı genişletme yasağından bu kurum ile kurtulma imkânı verilmelidir.

2. Süresinde Cevap Lahiyası Vermeyen Davalının Def’i Savunmasını