• Sonuç bulunamadı

4.2 Alan Çalışması 2 İnceleme Gezisi ve Dokunsal Haritalama

4.2.1 Gezi süreci ve Dokunsal Haritalama

İnceleme gezisi 2013 yılının Şubat ve Ağustos ayı içinde gerçekleştirilmiştir. Alan çalışmasının ikinci adımı için, Almanya’nın Köln kentinde bulunan Kolumba Müzesi, Avusturya Bregenz’te yer alan Bregenz Sanat Müzesi, İsviçre’nin Chur Kentinde bulunan St. Benedict Şapeli, yine aynı kentteki Roman Kalıntıları için tasarlanan barınak ve son olarak Vals yöresinde inşa edilmiş olan Therme Vals deneyimlenmiş ve bu deneyimler mümkün olduğunca kayıt altına2 alınmıştır.

Bu süreçte, mimari mekân- özne arasındaki etkileşime yoğunlaşılarak, mekânda nelerin algılandığı ve bunlara bedenin ve zihnin verdiği tepkiler üzerinde durulmuştur. Yapıların teknik çözümlemeleri, işlevsel özellikleri, sayısal büyüklüklerine odaklanılmamıştır.

1

(Spier [132], Platt ve Spier [133], Crisman [145], Sharr [146], Murray [147], Confurius [148], Ryan [149])

2

Alan çalışması sırasında eskizler çizilmiş, notlar alınmıştır. Dokuyu ve kokuyu anlatacak örnekler toplanmış, sesler, kamerayla kaydedilmiştir.

98

Dolayısıyla, mekânı Kartezyen ölçmeye yarayan hiçbir teknik cihaz kullanılmamıştır. Ölçümler, beden üzerinden gerçekleştirilmiştir. Malzemenin dokusu, mekândaki işitsel, kokusal, tatsal, ısısal, görsel özellikler ve bedensel hareket, mimari mekânın deneyimlenme sürecinde oluşan algılama, ölçeklendirme ve yorumlamayla elde edilmiştir.

Mekânla kurulan bedensel, zihinsel ve psikolojik ilişki ilk olarak; mümkün olduğunca ayrıntılı bir şekilde, düz yazı tekniği kullanılarak, fotoğraf ve eskizlerle desteklenerek aktarılmıştır. Gezi güncesi başlığıyla sunulan bu bölümde, tezin diğer bölümlerinden farklı olarak daha serbest bir dil kullanıldığından, güncenin biçimsel olarak da ayırt edilebilmesi amacıyla italik harflerle belirginleştirilmiştir.

Daha sonra, mekânın sayısal olarak ölçülebilen ve evrensel mimari anlatım teknikleriyle ifade edilebilen özelliklerine göre daha zor temsil edilen dokunma olgusunun ne şekilde haritalanabileceğine dair bir çalışma ortaya konmuştur. Dokunsal haritalama adı verilen bu çalışma, üç ana analizden; kavramsal röntgen, malzeme- etki analizi ve

duyum analizinden oluşmaktadır.

Birinci analiz, “kavramsal röntgen” şeklinde isimlendirilmiştir. Bu analizde, tezin üçüncü bölümünde mimarlıkta dokunma olgusu irdelenirken kullanılan; duyum, maddesellik, olay, aura, alan durumu, zayıflık ve katlanma kavramlarının, incelenen yapıda saptanıp saptanmadığı gösterilmektedir. Kavramsal analiz, Adobe Photoshop bilgisayar programı ile röntgen filmlerden esinlenerek oluşturulan soyut bir ifade tekniği ile yapının planlarına işlenmiştir.

İkinci analiz olan “malzeme-etki analizi” yapı içindeki malzemelerin bedende yarattığı etkiyi ortaya koymaktadır. Mekânda algılanan tüm malzemelerin (tavanda, zeminde, duvarlarda ya da hacim içinde çeşitli elemanlarda kullanılan malzemelerin) kendi maddesel özünden gelen ya da tasarımdaki kullanım şeklinin bir getirisi olarak beliren karakterin öznede nasıl bir etki oluşturduğu, bu tablo ile ifade edilmiştir. Bu etki, birbirine zıt 10 kavram çiftiyle betimlenmiştir:

99

Dar-ferah kavramları: Malzemenin yarattığı sarmalanma hissinin şiddetini ifade

etmektedir.

Açık-koyu kavramları: Malzemenin yarattığı ışıklılık hissini ifade etmektedir. Renklerin

ton dereceleri haricinde; “açık”, aydınlık; “koyu”, karanlık anlamını barındırmaktadır.

Sert- yumuşak kavramları: Malzemenin yarattığı esneme(me) ve bükülme(me)

hissidir.

Devingen-durağan kavramları: Malzemenin akışkanlık durumunu ve taneli yapıdaysa;

baskı altında yer değiştirme(me) yeniden şekillenme(me) özelliğini yansıtmaktadır.

Geçirgen- yalıtkan kavramları: Malzemenin gözenek(li)-(siz) ya da aralık(lı)-(sız)

olduğunu belirtmektedir.

Şeffaf- opak kavramları: Malzemenin yarattığı saydamlık-matlık hissidir. Ağır- hafif kavramları: Malzemenin kütlesinin az ya da çok oluşu ile ilgilidir.

Kırılgan-sağlam kavramları: Malzemenin yarattığı naif, narin ya da dayanıklı, kolay

bozulmaz hissidir.

Pütürlü-pürüzsüz: Malzemenin dokusal karakterini yansıtmaktadır.

Malzeme-etki tablolarında, dış cephede kullanılan malzemeler, iç mekânda kullanılan malzemelerden farklı bir renkle ifade edilmiştir. Bu sayede, yapının içinde ve dışında hissedilen etki arasındaki farklar da diyagramda okunur hale getirilmiştir.

Son analiz olan “duyum analizinde”, bedensel duyumlar ve aralarındaki yoğunluk farkı diyagramlaştırılmıştır. Diyagramların kurgulanışında, Palipane’nin [150], filmlerde mekân, zaman, hareket ve müzik arasındaki ilişkiden yola çıkarak oluşturduğu ve kentsel ölçekte deneyimlenen mekânda zaman ve duyum ritimleri arasındaki ilişkiyi görselleştiren haritalama tekniğinden faydalanılmış ve inceleme gezisinde tespit edilen bedensel duyuma ilişkin verilerin ortaya konduğu duyum analizi oluşturulmuştur. Duyum analizleri, düşey eksende temsil edilen duyum şiddetinin yatay eksende temsil edilen zaman aralıklarına göre değişiminin eğrilerle ifade edilip, mekansâl süreklilik oluşturacak biçimde birleştirilmesiyle elde edilmiştir.

100

Her yapının farklı bölgelerinde1 algılanan duyum şiddeti, zamansal ve mekânsal bir süreklilik içinde ele alınmış, bu şekilde mimari içinde hissedilen bedensel etkilenme ortaya çıkarılmıştır.

Duyum sinyallerini temsil eden eğrilerin yataydaki hareketi zamanı, dikey hareketi de duyumun şiddetini (yatay ve dikey hareketi gösteren eğrilerde ise hızı) temsil etmektedir. Etki süresi ve şiddet, duyumu temsil eden eğrilerin birbirlerinden farklılaşmalarını sağlamıştır.

Yatay eksende, eğrilerin başlangıç noktası, duyumun başladığı anı, bitiş noktası da duyumun kesildiği anı göstermektedir. Mekân içinde bir duyum tüm hacimlerde farklı şiddetlerde devam edebileceği gibi, bir anda başlayıp sonlanabilmektedir. Bu durumda eğrilerin dalga boyları birbirinden farklı olmaktadır.

Yine yatay eksende, mekânın deneyimlenme sürecinde özne ve duyum arasındaki etkileşim ölçeklendirilirken; her bir hacmin deneyimlenme süresi, diyagramlarda farklı zaman aralıklarıyla ifade edilmiştir. Örneğin bir hacimde geçirilen on dakika, o hacmin duyum sinyallerinin gösterildiği aralıkta zamanın on eşit parçaya bölünmesiyle; başka bir hacimde geçirilen otuz dakika, zamanın otuz eşit parçaya bölünmesiyle temsil edilmiştir. Bu sayede deneyimleme alanını temsil eden bölgedeki zamansal aralıklara bakılarak bedensel duyumun süresi de anlaşılabilmektedir.

Dikey eksende gösterilen ölçeklendirme, şiddettir. Mekânda hissedilen işitsel, kokusal, dokusal, ısısal, tatsal, kassal ve görsel duyum, altı dereceli şiddet dereceleriyle kademelendirilmiştir. Ölçekte, altı, çok şiddetli; bir, az şiddetli duyumu2 yansıtmaktadır. Farklı şiddetlerdeki eğrilerin dalga yükseklikleri de birbirlerinden farklılaşmaktadır. Grafik anlatımın başında, her bir diyagramın nasıl okunacağını anlatan bir açıklama bölümü (Şekil 4.3) bulunmaktadır. Bu lejand sayesinde grafik anlatımda kullanılan eğrilerin neye göre farklılaştığı ve bu farkların neyi temsil ettiği görülmektedir.

1 Deneyim alanı (duyumun hissedildiği hacim) diyagramlarda şematik planlar ve kesitler üzerinde

işaretlenerek belirtilmiştir. Kullanılan çizimler, yapıların Peter Zumthor ve atölyesi tarafından çizilmiş olan ve hali hazırda bulunan plan ve kesitlerinin şematikleştirilmiş halleridir. Yalnızca çizimlerine erişilemeyen bazı kesitler, mevcut kesitler üzerinden yeni üretilmiştir.

101

102

Bu noktada, dokunsal haritalama çalışmasının öznelliğine bir kez daha dikkat çekmek gerekmektedir. Mekânda dokunma olgusu, bedene ve zamana özeldir. Bu özgünlük, dokunsal analizlerin de zamana ve bedene göre değişken olabileceği anlamına gelmektedir. Aynı yapının, farklı bir zamanda, farklı bir beden ve zihinle deneyimlenmesi durumunda, niceliksel ve hatta niteliksel olarak daha farklı dokunsal analiz haritalarının oluşması muhtemeldir.1 Dolayısıyla, dokunsal haritalamada tek ve katı bir gerçeklikten söz etmek olanaksızdır. Aktarılan deneyimler ve sunulan dokunsal haritalama örnekleri, gezinin gerçekleştiği zamanda mimari mekânla araştırmacının (şahsımın) kurduğu etkileşimi ifade etmektedir.

Benzer Belgeler