• Sonuç bulunamadı

MAHKEMELERİ VE YARGI MERCİİLERİNCE UYGULANMASINA İLİŞKİN ÖRNEKLER

E. SÜRÜL DAVAS

Sürül davasında279, Türk vatandaşı olan Bay ve Bayan Sürül yasal olarak Almanya’da ikamet etmektedirler. 1991 yılında da Sema Sürül Almanya’da üniversite eğitimi gören eşinin yanına aile birliğinin sağlanması imkanından yararlanarak gelmiş ve kendisine geçici oturma izni verilmişti. Bay Sürül, özel bir işverenin yanında haftada 16 saat kadar çalışma iznine sahipti. Ancak, öğrenci olduğu için yaşlılık ve hastalık aidatı da ödemiyordu. Sadece işvereni tarafından iş kazasına karşı sigortalanmıştı. 14.09.1992 tarihinde Bay ve Bayan Sürül’ün çocukları dünyaya gelmiştir. Sürül Ailesi, Federal

279 262/96 sayılı Sema Sürül-Federal Çalışma Kurumu kararı, [ATKD (1999) I-2685], kararın tam metin Türkçe çevirisi için bkz. , HACI Can, Türkiye-Avrupa Topluluğu Ortaklık Hukukunda Kişilerin Serbest Dolaşımı, Türkiye Odalar ve Borsalar BirliğiYayınları, İzmir 2006, s. 222-244, “çeviren: Eda Azık”

İstihdam Ofisi tarafından düşük gelirlilere ödenen aile ödeneği ile Federal Çocuk Parası Yasası’na dayanarak çocuk parası alıyorlardı. Bayan Sürül’ün Federal Çocuk Parası Yasası’nda aranan ikamet yetkisi ve ikamet iznine sahip olmadığı gerekçesi ile 01.01.1994 tarihinden itibaren kendilerine ödenen çocuk parası kesilmiştir. 14.03.1994 tarihinden itibaren de Sürül Ailesine ödenen aile ödeneği kesilmiştir. Bayan Sürül, bu kararlara karşı yaptıkları itirazın reddedilmesinden sonra, Federal İş ve İşçi Bulma Kurumu’na karşı Soysal Mahkeme’de dava açmışlardır. Sosyal Mahkeme tarafından, ulusal yasalara göre hiçbir haklarının olmadığı ifade edildikten sonra, Türkiye-AT- Ortaklık Hukuku çerçevesinde bir hakları olup olmadığını irdelemek için ATAD’na ön karar usulü başvurusunda bulunulmuştur.

1. Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu Arasında Ortaklık Yaratan Anlaşma ile kurulan Ortaklık Konseyi’nin 19 Eylül 1980 tarihli 3/80 sayılı Karar’ın280 2.

maddesi281 kapsamına dahil olan ve sadece ikamet iznine sahip olan bir Türk vatandaşına yapılan, çocuk parasının (Alman yasaları uyarınca sadece Alman vatandaşları ile 1 Ocak 1994’de yürürlüğe giren Federal Çocuk Parası Yasası kapsamında sığınmacılar ve vatansızlara tanınmaktadır.) üye devlet tarafından kesilmesi ve tekrar ödeme yapılması talebinin reddedilmesi yasak mıdır?

2. Alman hukukuna göre üç yaşına kadar olan çocukların bakımını üstlenen kişinin sosyal sigorta sistemince zorunlu sigorta priminin ödenmesi gereken ve bu üye devlette ikamet eden bir Türk vatandaşı, 3/80 sayılı Karar’ın 2. maddesi ile uyumlu olarak 1/b maddesi282 kapsamında işçi olarak addedilir mi?

280Ortaklık Konseyinin 3/80 sayılı kararının Türkçe metni için bkz. “http://ekutup.dpt.gov.tr/ab/okk1.pdf” (erişim tarihi: 30.07.2008)

2813/80 sayılı Karar’ın 2. maddesi: “Kapsam dahilindeki kişiler, İşbu Karar, aşağıdaki kişilere uygulanacaktır:

-Türk vatandaşı olan ve bir veya birden fazla üye devletin mevzuatına tabi olan veya tabi olmuş olan işçiler,

-bu işçilerin, üye devletlerden birinden birinin ülkesinde ikamet etmekte olan aile üyeleri, bu işçilerin dul ve yetimleri. ”

2823/80 sayılı Karar’ın 1/b maddesi: “”işçi” şu anlamı taşımaktadır: i. 1408/71 sayılı Yönetmellik’teki V. Belçika(1) bölümünde belirtilen kısıtlamalara tabi olarak, istihdam edilmiş kişilere ilişkin bir sosyal güvenlik planının dallarının kapsamında bulunan bir veya birden fazla olasılığa karşı zorunlu veya tercihe bağlı devamlı esasa göre sigortalanmış olan herhangi bir kişi, ii. Bu kişinin aşağıdaki özelliklerden birine uygun olması koşulu ile bütün ikamet eden kişiler veya bütün çalışan nüfusa ilişkin

3. Üye devlette ikamet eden ve üniversite eğitimine devam etmekle birlikte özel bir işveren yanında haftada 16 saate kadar olmak üzere çalışma izni verilmiş olması nedeni ile 3/80 sayılı Karar’ın 2. maddesi ile uyumlu olarak 1/b maddesi kapsamında işçi olarak addedilir mi veya bu kişinin yanında çalıştığı işvereni tarafından iş kazalarına karşı sürekli olarak sigortalanmış olması işçi olarak addedilmesini etkiler mi?

ATAD tarafından, 3/80 sayılı Karar’ın, lafzından açık ve kesin yükümlülük içerdiğinden hareketle, doğrudan etkiye sahip olduğuna karar verilmiştir. ATAD, birinci soruya verdiği yanıtta, bir üye devlet vatandaşında, aile ödeneği alabilmesi için sadece ikamet koşulu aranırken bir Türk vatandaşından buna ilave koşullar istenemeyeceği, sosyal güvenlik hakları bakımından Türk vatandaşlarıyla Topluluk vatandaşlarının eşit muamele görmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu kapsamda da, davacı gibi bir Türk vatandaşının, çocuğu için aile ödeneklerinden yararlanabilme iddiasında bulunulabileceği, bu talebin reddedilmesinin ayrımcılığa yol açtığı hususu vurgulanmıştır.

ATAD, ikinci soruyu, bir Türk vatandaşının işçi olarak kabul edilebilmesi için, 3/80 sayılı Karar’ın 1/b maddesinde belirtilen genel veya özel bir sosyal güvenlik sistemi ile zorunlu veya gönüllü olarak yalnızca bir riske karşı da sigortalanmış olmasını yeterli gördüğü şeklinde yanıtlamıştır.

ATAD, üçüncü soruyu, Bayan Sürül’ün, sosyal güvenlik sistemi ile zorunlu veya gönüllü olarak bir ilişkisinin mevcut olmadığı bir süre için, Bay Sürül’ün 3/80 sayılı Karar’ın 1/b maddesinde belirtilen genel veya özel bir sosyal güvenlik sistemi ile zorunlu veya gönüllü olarak yalnızca bir riske karşı da sigortalanmış olması halinde de bir sosyal güvenlik planı çerçevesinde işbu karar’da belirtilen sosyal güvenliğin dalları kapsamında bulunan olasılıkların biri veya birden fazlasına karşı zorunlu olarak sigortalanmış herhangi bir kişi: -bu planın idare veya finanse edilme şekli nedeniyle bir istihdam edilmiş kişi olarak tanımlanabiliyorsa, veya bu kritere uygun olmaması halinde zorunlu veya tercihe bağlı devamlı esasa göre istihdam edilen kişilere ilişkin bir plan çerçevesinde Ek’te belietilen başka bir olasılığa karşı sigortalanmışsa”

işçinin aile üyesi statüsüne bağlı haklardan yararlanabileceği ve bu kapsamda Bay Sürül’ün de işçi olarak kabul edileceği şeklinde yanıtlamıştır.

ATAD, Sürül Kararı ile, üye devlet vatandaşları için tanınan aşağıdaki hakların Türk vatandaşları içinde geçerli olduğunu vurgulamıştır283.

-Hastalık ve annelik sürelerine dönük yardımlar,

-Sakatlık ve işgöremezliği kaldırmak için yapılan yardımlar, -Yaşlılık devresinde yapılacak yardımlar,

-Dul ve yetimlere verilen sosyal yardımlar,

-İş kazaları ve meslek hastalıkları için yapılan yardımlar, -Ölüm durumunda verilen yardımlar,

-İşsizlik durumunda verilen yardımlar ve tanınan haklar, -Değişik şartlarda sağlanan aile yardımlar