• Sonuç bulunamadı

1.1. TAHAYYÜLİ/TASAVVURİ TİPLER (HİKAYE-DESTAN-MASAL

2.1.52. Süleyman

İsrailoğulları peygamberlerindendir. Hz. Davut’un oğludur. Allah (c.c.)’ın hükümdarlık nasip ettiği peygamberlerdendir. Yalnızca halkına değil, cinlere ve rüzgara da hükmetmiştir. Ayrıca hayvanların lisanından anlama kabiliyeti de kendisine bahşedilen Hz. Süleyman, uzak diyarlara haber yollama ve oralardan haber alma işini de hayvanlar aracılığıyla yapmıştır.

Divan şiirinde Süleyman kelimesi güce, eşsiz bir saltanata ve hükümdarlığa sahip olma; insanlara, hayvanlara, cinlere ve devlere hükmetme, rüzgara emir verip onu istediği şekilde kullanma, kuşların dilini bilme özellik ve mucizelerini çağrıştırmanın yanında ona atfedilen kimi efsanevi yönleri de ifade eder. Mührü Süleyman adındaki yüzüğü ile de kendisine telmihte bulunulur.

Süleymân ile Dâvud-ı nebî vü ‘Îsû hem Ya‘kûb

Dahı Zülküfl ü Eyyûb ü Zekeriyy’Elyesa‘ ‘Îsâ (K 2/54)

a) Tahtı ve saltanatı ile yapılan telmihler: Yahûd taht-ı Süleymân-ı nebîdür

Ya kasr-ı cilve-i Belkîs-i devrân (Kt 25/8)

Ser-firâzâ Âsaf-ı vaktâ Süleymân-haşmetâ

Virdi dehre âb-ı âteşnâk-i tîguñ [âb ü tâb] (K 16/16)

Her biri [bir Âsaf-ı] sadr-ı Süleymân-cenâb

Seyf-i Yemânî be-dest çün püser-i zü’l-Yezen (K 5/46)

b) Cinlere, rüzgâra hükmetmesine yapılan telmihler: Bir gazanfersin ki yanuñda ‘adû rûbâhdür

Bir Süleymân’sın ki dîv-i hasmı hükmüñ kıldı râm (K 31/20)

İsfendiyâr-ı ma‘reke Dârâ-yı dâr u gîr

Cemşîd-i kâ’inât ü Süleymân-ı ins ü cânn (K 34/52)

Virür bu rûzgâr âhir Süleymân tahtını bâda

Süheylî kâ’inâtuñ varlıgın ber-bâd imiş bildüm (G 214/7)

c) Mührüne yapılan telmih:

İns ü cinni ser-te-ser teshîr kılmışdur femüñ

Hâtem-i la‘lüñ gibi mühr-i Süleymân görmedüm (G 222/2)

d) Karınca ile ilgili yapılan telmihler: Şehâ devr-i ‘adlüñde kâdir degüldür

Neyüm ki ben seni tekmîl vasfa kâdir olam

Tapuñ cenâb-ı Süleymân ü ben muhakkar mûr (K 24/45)

Ol Süleymân-ı zemân eylese bir mûra nazar Görine peşşe-sıfat aña cihân pîl-teni (K 41/18)

Yiter cevr eyledüñ senden şikâyet eylerem şâhâ

Ki ‘adl-i dergehüñde mûr ile birdür Süleymânlar (K 49/12)

Ol vezîr-i kâmil ol sadr-ı celîlü’l-i‘tibâr

Kim Süleymânlık ider devrinde her bî-kadr mûr (Kt 9/2)

e) Diğer tanık beyitler:

Ol Süleymân-mekân ki olmışdur

Hâtem-i devletinde ‘adl nigîn (Kt 24/16)

Süleymân-ı zemâna ser-fürû eyler mi hiç ol kul

Kanâ‘atle gıdâ idinmiş ola rîze-i kâki (K 46/24)

Şeh-i şâhân-ı ‘âlem Hân Ahmed bin Mehemmed Hân

Sikender-taht-ı Dârâ-raht-ı Süleymân-baht-ı nîk-ahter (K 49/14)

Safâlar kesb idüp didi Süheylî şevk ile târih

Ne vâlâ kasrsın gûyâ Süleymân cilvegâhısın (Kt 23/5)

Ol Süleymân-menzilet şâh-ı selîmü’l-bâl kim Tal‘at-ı pâkinde âsâr-ı hidâyet müstebîn (Kt 26/3)

Hak hatâdan saklasun ol husrev-i hûbânumı Gözlerüm nûrı habîbüm ol Süleymân Hânumı

Dest-i lütfıyla silerken dîde-i giryânumı Âh kim aldurdum elden ol gözi mestânumı Aglayup âh itdügüm ‘ayb itmeñ iy ehl-i safâ

Nev-cüvânumdan beni dûr itdi çarh-ı bî-vefâ (Msd 2/5)

Hem-reh ol kullarına ol şeh-i ‘âlî-şânuñ

Mûr iseñ n’ola göñül hayl-i Süleymân ile git (G 31/4)

(Davut, Yakup, İsa, Zülküfl, Zekeriya, Eyüp, Elyesa, Belkıs, Asaf, İsfendiyar, Dara, Cemşit, Han Ahmet, Mehmet Han, İskender)

2.1.53. Şit

Şit Peygamber. Hz. Adem’in üçüncü oğludur. Hz. Adem’in Habil’in ölümünden sonra doğan oğludur. Şit 105 yaşındayken oğlu Enoş dünyaya gelmiş, başka birçok oğlu ve kızı olmuştur. 912 yaşında vefat etmiştir.129

Cenâb-ı Şît ü İdrîs-i nebî Nûh-ı neciyyü’llâh Halîlu’llâh İsmâ‘îl ü İshâk-ı nebî Yahyâ (K 2/52)

(İdris, Nuh, İbrahim, İsmail, İshak, Yahya) 2.1.54. Şuayb

Medyen ve Eyke halkına gönderilen peygamber. Kavmini hak yoluna davet ettiği zaman halkı onu yalanladı ve ziyet etti. Allah onlara korkunç bir sıcaklık verdi. Irmaklar kaynadı, her yer çöle döndü. Sonra üzerlerine bir bulut geldi. Sıcaktan kaçıp hepsi onun gölgesine toplandılar. Buluttan ateş yağdı ve hepsi helak oldu. Medyen ahalisi ise şiddetli bir ses ve sayha ile telef oldu. Hz. Şuayb kendisine inananları alıp Mekke’ye gitti ve 300 yaşına kadar burada ibadetle meşgul oldu.

Şuayb peygamber Medyen’de iken, o sırada, elinden çıkan bir kaza yüzünden Firavun’un gazabından korkup kaçarak Medyen’e gelen Musa’ya kızlardan birini

verdi. Musa on sene Şuayb’a hizmet etti ve müddetini bitirdikten sonra eşini alarak Mısır’a döndü.130

Dahı Lût ile Sâlih hazret-i Şu‘ayb ile Hârûn

Mükerrem Hızr u İlyâs ile Yûşa‘ hazret-i Mûsâ (K 2/53)

Şu‘ayb [ü] Dânyâl ihvân-ı Yûsuf hep nebîlerdür

‘Azîz ü Yûsuf [u] Hûd-ı nebî vü Yûnus-ı Mettâ (K 2/55)

(Lut, Salih, Harun, Hızır, İlyas, Yuşa, Musa, Danyal, Yusuf, Hud, Yunus) 2.1.55. Yahya

Hz. Zekeriya’nın oğludur. Hz. İsa’nın anası Meryem’in de amcasının oğludur. Ömrünü ibadet ve riyazatla geçirmiştir. Filistin hükümdarı zulmüyle meşhur Herod yahut Iterdos tarafından başı kesilerek şehit edilmiştir. Yahya’nın şehadeti ve kan sızması rivayeti ile mazmun mevzularındandır.131

Cenâb-ı Şît ü İdrîs-i nebî Nûh-ı neciyyü’llâh Halîlu’llâh İsmâ‘îl ü İshâk-ı nebî Yahyâ (K 2/52)

(Şit, İdris, Nuh, İbrahim (Halilullah), İsmail, İshak) 2.1.56. Yakup

Hz. İbrahim’in torunu ve İsrailoğulları’nın atası olan peygamber. İshak’ın oğlu Yakup, Kuranı Kerim’e göre peygamber, Yahudi inancına göre İsrail’in ataları diye adlandırılan üç kişiden biridir. Kuranı Kerim’de Yakup’tan hem bu isimle hem de İsrail diye bahsedilmektedir.132

Hz. Yakup Müslüman milletlerin kültür ve edebiyatında, halk inanışlarında adı çokça geçen ve hayatına dair bilgi verilen peygamberlerden biridir. Kaynaklarda duasının bereketiyle bir koyunun tek batında dört kuzu doğurması, sesinin üç konak

130 Agâh Sırrı Levend. Divan Edebiyatı-Kelimeler ve Remizler Mazmunlar ve Mefhumlar, s. 119. 131 Onay, age, s. 457.

mesafeden duyulacak kadar gür olması, attığı okun çok uzaklara gitmesi, duasıyla dağları yerinden oynatması, oğlu Yusuf hakkında kurtlarla konuşması, çok uzak mesafeden Yusuf’un kokusunu alması gibi mucizeleri nakledilir. Edebiyatta daha çok etkili duasıyla anılan Hz. Yakup’la ilgili bilgiler Kuran’da Yusuf suresinde yer alır.133

Divan şiirinde Piri Kenan sıfatıyla da anılan Hz. Yakup, oğlu Yusuf’a üzülüp onun özlemiyle sürekli ağlaması ve sabrı; külbei ahzan, beytül ahzen, külbei ahzen (hüzünler evi) adlı kulübesi; ağlamaktan gözlerinin görmez oluşu ve yeniden açılışı ile de anılır.134

Süleymân ile Dâvud-ı nebî vü ‘Îsû hem Ya‘kûb

Dahı Zülküfl ü Eyyûb ü Zekeriyy’ Elyesa‘ ‘Îsâ (K 2/54)

a) Hz Yusuf’tan ayrılması ve gözyaşı dökmesi ile ilgili telmihler:

Zülf-i Züleyhâ-yı şeb agarup oldı sefîd

Dîde-i Ya‘kûbveş hasret ile giryeden (K 5/10)

Zâhir oldı Yûsuf-ı güm-geşte-i çâh-ı gurûb

Rûşen oldı dîde-i Ya‘kûb-ı erbâb-ı nazar (K 26/4)

Göñül Ya‘kûbveş künc-i ‘anâda Yûsufem sensüz

Şu deñlü aglamış kim dîde-i giryândan çıkmış (G 140/3)

Cân mısrınuñ verd-i teri gonce-dehânı İhvân-ı safânuñ güzeli tâze cüvânı Lütfuñla ‘azîz eyleyüp itdürme figânı ‘Arz eyle zenahdânuñı iy Yûsuf-ı sânî

Ya‘kûb-ı dili çâh-ı gam ü mihnete salma (Th 2/2)

133 Mustafa Uzun. “Yakub”, DİA. 134 Zavotçu, age, s. 777.

Yûsufumdan rûzgâr ayırdı ben dil-hasteyi

Hazret-i Ya‘kûbvâr olsam n’ola mahzûn-ı ‘ışk (G 159/2)

Göñül Ya‘kûb’ı künc-i gamda kalmışdı tek ü tenhâ

Bi-hamdi’llâh yine ol Yûsuf-ı Ken‘ân’umı gördüm (G 225/4)

Dil-şâd olur isem n’ola ol Yûsuf-ı cândan

Ya‘kûb-ı hazîn-i dile peygâm yitişdi (G 321/3)

Gözümden çeşmesâr olsa ‘aceb mi eşk-i hûn-âlûd

Benem Ya‘kûb-ı mihnet kim yitürdüm mâh-ı Ken‘ânı (G 342/2)

(Süleyman, Davut, İsa, Zülküfl, Eyüp, Zekeriya, Elyesa, Yusuf, Züleyha) 2.1.57. Yezit

Hz. Muaviye’nin oğlu ve Emevi devletinin ikinci halifesidir. Şam’da doğdu. Acıklı Kerbela olayı onun zamanında meydana geldi.135 Divan şiirinde Kerbela

hadisesine değinilirken ismi anılır. Olumsuz anlamda zikredilen isimlerdendir. Günümüzde sinirlenilen kimselere hakaret edilirken dahi adı zikredilir. Kötü kimseler Yezit’e benzetilir. Alevi-Bektaşiler adını küfür olarak dahi kullanırlar.

İy Hak rasûlinüñ hulefâsını sevmiyen Sıddîk-ı hakk u duhter-i pâkine ta‘n iden Dergâh-ı Hak’da Râfizî’den bel Yezîd’den Yigdür cehûd ü kâfir eşeddür o cümleden Izlâl iden Nusayrî’yi kankı Yahûdî’dür

Didi bu yolda râh-nümâmuz Vücûdî’dür (Msd 8/4)

(Rafizi, Vücudi)

Benzer Belgeler