• Sonuç bulunamadı

Süleyman Demirel – Alparslan Türkeş – Necmettin Erbakan – Bülent Ecevit: Türk Siyasal Hayatındaki Benzer ve/veya Farklı Yönleri

1.3. OSMANLI’DAN, GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DEKİ ÖNEMLİ SİYASAL AKTÖRLER VE ÖZELLİKLERİ

1.3.2. Cumhuriyet Dönemi’nde Önemli Siyasal Aktörler

1.3.2.2. Çok Parti Döneminde Önemli Siyasal Aktörler

1.3.2.2.1 Süleyman Demirel – Alparslan Türkeş – Necmettin Erbakan – Bülent Ecevit: Türk Siyasal Hayatındaki Benzer ve/veya Farklı Yönleri

Üzerine Karşılaştırmalı Analiz

Robert Merton‟un, toplumu değiĢtiren devimsel güçler, “ „görünmeyen‟ ve „görünen‟

olmak üzere iki grup etkenden oluĢmaktadır. Gizli kuvvetler veya görünmeyen güçler bizim farkında olmadığımız veya fark etmekle pek değiĢtiremeyeceğimiz kuvvetlerdir. Görünen kuvvetler sahasında ise hadisenin farkında olmak- diğer bir deyiĢle insanların toplum ve sosyal olaylar hakkında bir fikirlerinin oluĢu-, gerek

108 http://ydemokrat.blogspot.com/2009/12/bulent-ecevit.html, Ozan Örmeci Makaleler, Bülent Ecevit, 20 Aralık 2009 Pazar, EriĢim: 12.06.2013.

insan davranıĢı ve gerekse sosyal hadiselerin akıĢını tayin etmekte büyük rol oynar109

Türk Politik Tarihinin baĢlangıcından itibaren „görünen‟ ve „görünmeyen‟ çok sayıda güçler vardır. ÇalıĢmaların kaynağı tarihi belgeler olduğundan „görünmeyen‟

güçler konusunda kanaatten öte geçilemez, oysa „görünen‟ güçler, tarihi belgelerden hareketle bizlere söz söyleme imkanı sağlamaktadır.

Tarihin belirli bir tarzda yorumuyla birlikte, yorumun dayandığı gerçekliğin içeriği ve bilgimizin kaynağı hakkında genel geçer ve de güvenilir bilgiler daha da fazla değer kazanır. Sosyal sistemlere uygulanabilecek tarih görüĢü, aynı zamanda siyasi davranıĢ ve kararlara uygulanacak bir değer sistemini de beraberinde getiriyor. Bazı bilim adamları tarihin yorumuna, bazıları ise bireyin rolüne daha çok önem vermektedir110.

Bu baĢlık altında çalıĢmanın geneline de uyguladığımız gibi, incelenen kiĢiler „lider‟

konumunda olmalarına rağmen, salt bireyi ön planda incelemenin yanında, Türk demokrasisinin geliĢimi, her dönemin kendi Ģartları içerisinde değerlendirilme gerekliliği ve liderlerin siyasal hayatta var olma süreçlerini de önde tutan bir yaklaĢım izlenmiĢtir. Yani; bu bölümde siyasal yaĢamları içinde benzerlik ve farklılıkları üzerine liderleri lider yapan tarihi gerçekleri, koĢulları ve temsil ettikleri ideolojiyi yansıttıkları imajlarını göz ardı etmeyen bir yaklaĢım ile inceleyeceğiz.

Süleyman Demirel: 1950-1960 yılları DP iktidarının yaĢandığı dönemde Süleyman Demirel, DSĠ genel müdürü olarak görev yapmaktaydı. Demirel 27 Mayıs Ġhtilali sonrasında görevinden istifa eder ve hakkında soruĢturmalar baĢlatılır. Süleyman Demirel eğer 27 Mayıs askeri darbesi olmasaydı siyasete atılmayacağını ve öğrencilik yıllarında dahi siyaseti düĢünmediğini belirtmiĢtir111.

109 Kenneth Boiulding, Yirminci Asrın Manası, Çeviren: Erol Güngör, Ötüken Yayıncılık, Ġstanbul, 1997, s. 136.

110 Sevda Mutlu, Devlet Adamı Kimliği Ġle Ġsmet Ġnönü‟nün DüĢünce Ve Uygulamalarının Değerlendirilmesi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Sivas, 2007, s.8.

111Merziye Akal, 12 Mart 1971 Muhtırası, 12 Eylül 1980 Darbesi Ve 28 ġubat Sürecinde Bir Politikacı Olarak Süleyman Demirel‟in Farklı Konum Ve Tepkileri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Ortaçağ Tarihi Programı, Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul, 2013, s.30.

Darbe sonrası Orgeneral Cemal Gürsel Komite‟nin baĢı seçilmiĢtir ve Türkiye bundan sonra askeri bir yönetim ile yönetilecektir. Milli Birlik Komitesi, Anayasa Mahkemesi‟ni kurmuĢ ve 1924 Anayasası kaldırılarak 1961 Anayasası‟nı oluĢturmuĢlardır112.

27 Mayıs 1960 darbesi ile baĢlayan ve 15 Ekim 1961 seçimleri ile kurulan sivil hükümete kadar olan askeri yönetim dönemi olayları genel olarak; MBK içerisinde tasfiyeler, Yassıada yargılamaları, 147‟ler olayı (147 öğretim üyesinin üniversitelerden uzaklaĢtırılması), yeni anayasa çalıĢmaları ve referandum, yeni siyasi partilerin kurulması, seçim sistemi Ģeklinde ana baĢlıklardır113.

Siyasi partilerin serbest bırakılması ile 11 ġubat 1961 yılında Emekli General olan Ragıp GümüĢpala‟nın kuruculuğunu ve Genel BaĢkanlığını yaptığı Adalet Partisi kurulmuĢtur. Haziran 1964‟te vefaat eden GümüĢpala‟nın yerine kongrede AP‟nin baĢına Demirel gelmiĢtir. Parti içinde ordu ile iliĢkilerinde sert tutum benimseyen

„hıĢımlılar‟ ile uzlaĢmacı tavırları ile „ılımlılar‟ arasında çekiĢmelerin yaĢandığı dönemde Demirel „ılımlılar‟ arasında yer alarak sadece parti içi değil, yönetilmeye açık oluĢu düĢüncesi ile ordu tarafından da desteklenmiĢtir114.

Adalet Partisi, 1965 seçimlerinde “heyecanlı anti-komünizm sloganlarına ve Ġslam‟a dayanan” bir seçim kampanyası yürütmüĢtür115.

Merkez sağ lideri Süleyman Demirel, 1977 seçimlerinde ilk defa bir reklam Ģirketiyle çalıĢır ve seçim kampanyası dahilinde daha önce yapılmamıĢ bir uygulama ile “Demirel Evinizde” adıyla kaset ve el broĢürleri dağıtır. Büyük gazetelere ilanlar verir. Kampanya stratejisi olan bu uygulamalar, Türk siyasi hayatının ilk örneklerdir.

Aynı seçimlerde, Ecevit‟in „umut‟ propagandasına karĢın Demirel‟in Zühdü adlı

112 Merziye Akal, a.g.t., s.29.

113Cihat Göktepe, Osmanlı‟dan Ġkibinli Yıllara Türkiye‟nin Politik Tarihi (Ġç ve DıĢ Politika), Ankara, 2010, SavaĢ Yayınevi, s.395.

114 Cihat Göktepe, a.g.m., s.433-436.

115Doğan Duman, Serçin Sun ĠpekĢen, Türkiye‟de Genel Seçim Kampanyaları (1950-2002), Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature And History Of Turkish Or Turkic Volume 8/7 Summer 2013,Ankara,S.123.

seçim Ģarkısında “Ar namus gider Zühdü, Din iman kalmaz Zühdü” denilerek din ve kadın sömürüsü yapılmaktadır. Seçim Ģarkılarından “Demirel Ġktidara Yine Gel”

Ģarkısı ile iktidardan edilen Demirel‟in, halk tarafından tekrar iktidarda görülmek istendiği algısı yaratılmaktadır. „Kır atına bin gel Süleyman‟‟ seçim müzikleri olarak görülmektedir. 1977 seçimlerinde aldığı oy, kampanyanın amacına ulaĢtığı izlenimini vermektedir. Kadın figürü üzerinden 1977 seçimlerinin afiĢlerinde de “Ne merde ne namerde muhtaç etmedik” mesajıyla yaĢlı bir kadına sarılan Demirel görünmektedir. Duvarları, karĢılama mesajı olarak kullanan Demirel taraftarları “Kır at Ģahlanıyor”, “HoĢ geldin Demirel”, “Barajlar Kralı Geliyor”, “HoĢ geldin BaĢbakan‟ım”, “Demirel Aydın‟da” gibi propaganda sözcükleri kullanmıĢlardır.

1965 Demirel‟in iktidarı döneminde, öğrenci olayları ve sinemada „düzenin değiĢmesi‟ gerekliliği imajı AP iktidarını yıpratmaya varan gücü olarak görünmektedir. Ancak iktidarı dünyada ve Türkiye‟de öğrenci hareketlerinin baĢladığı bir döneme denk gelir. 1968 gençlik hareketlerinin Türkiye‟de baĢlamasına

“Gecelerin Ötesinde”, “Yılanların Öcü” gibi filmlerin de kısmen etkisinin olduğu söylenebilir116.

Alparslan Türkeş: 27 Mayıs sonrası kurulan Milli Birlik Komitesi üyeleri benzer yapıya sahip değillerdi. Ilımlılar ve radikaller olarak iki hizip mevcuttu. Ġkinci grup, albay ve alt rütbelilerden oluĢan en tanınmıĢ üyesi baĢbakanlık müsteĢarlığı da yapmıĢ olan Albay Alparslan TürkeĢ‟ti. Ġlk dönemlerinde MBK‟nin en nüfuzlu üyesi, bilgili, Ġngilizce‟ye çok hakim, karizmatik bir kiĢilikti. Pantürkist görüĢleri ile biliniyor ve MBK üyelerini yönlendirebiliyordu. MBK‟da homojen bir yapı sağlamak adına içinde TürkeĢ‟in de olduğu 14 subay MKB‟den tasfiye edildi117.

116Menderes Akdağ, Yakın Dönem Türk Siyaset Duayenlerinin Medya Kullanımı Deneyimleri ve Propaganda, Aksaray Üniversitesi, ĠletiĢim Fakültesi, Aksaray ĠletiĢim Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, Aksaray, 2019, s.93-99

117 Cihat Göktepe, a.g.m., s. 398.

TürkeĢ‟in tasfiyesi ve sürgüne gönderilmesi ve döndükten sonra 31 Mart 1965‟te bir grup arkadaĢı ile CKMP‟ye katılarak partinin genel baĢkanı olmuĢtur. 1965 seçimlerinde meclise girmiĢtir118.

Milliyetçi Hareket Partisi‟nin ideolojisi, temelinde tarihi ve kültürel geçmiĢten esinlenilen halkla iletiĢiminde simgesel unsurlar kullanmıĢtır. Liderin ön planda olduğu, lider odaklı iletiĢim stratejisi benimsenmiĢtir. TürkeĢ‟in liderliği, Dokuz IĢık Doktrini ve teĢkilat unsurlarını birbirine bağlayan önemli bir aktör olarak kurgulanmıĢ ve bu durum “lider-teĢkilat-doktrin” Ģeklinde formüle edilmiĢtir.

MHP‟nin ilk yıllarında mevcut propaganda araçları radyo ve gazetelerdir.

Dolayısıyla halkla temas, mitingler ve seçim gezileri ile lider üzerinden gerçekleĢtirilmiĢtir. Parti‟nin propaganda ve eğitim faaliyetleri TürkeĢ‟in katılımıyla parti merkezinde, zamanla katılımın yoğunlaĢması ile kapalı spor salonlarında yapılmaya devam etmiĢtir. TürkeĢ, Parti teĢkilatında ve gençlik kollarında her zaman otoritesi ve teĢkilata hakimiyeti ile takipçileriyle arasında sıkı bağlar kurmuĢtur.

Alparslan TürkeĢ, ideolojisini ustalıkla kullandığı iletiĢim yöntemleri ile izleyicilerine düĢüncelerini baĢarıyla aktarmıĢtır119.

Fikir, Sanat, Siyaset içerikli „Milli Hareket Dergisi‟, Türkçü-Milliyetçi çizgisi ile MHP‟nin yayın organı gibi iĢlev görmüĢ ve MHP‟nin taraftarlarına ulaĢmasına hizmet etmiĢtir120.

Askerliği döneminde TürkeĢ‟in, radyoyu etkin kullandığı, radyo yayınlarında kahramanlık öyküleri aktardığı; hürriyet yolunda baĢkaldırıyı temel unsur olarak iĢlediği ile karĢılaĢılır121.

118 Adem Çaylak, Hüseyin Baran, Osmanlı‟dan Ġkibinli Yıllara Türkiye‟nin Politik Tarihi (Ġç ve DıĢ Politika), Ankara, 2010, SavaĢ Yayınevi,s. 450-451

119 Haluk Ölçekçi, Siyasal ĠletiĢim Bağlamında Milliyetçi Hareket Partisi'nin ĠnĢası Ve Alparslan TürkeĢ'in ĠletiĢim Stratejisi, Uluslararası Medeniyet ÇalıĢmaları Dergisi, Cilt: Iıı, Sayı: I, NevĢehir,2018, S.271-273

120 https://www.millikitap.com/2018/08/tam-metin-milli-hareket-dergisi.html.

121 NeĢe Tarhan Alsaç, Türkiye‟de Milliyetçilik Ve Kalkınma: Alparslan TürkeĢ‟in ÇalıĢmaları ve Günümüze Etkileri, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġktisat Anabilim Dalı, Kalkınma Ġktisadı Ve Ġktisadi Büyüme Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul, 2009, S.95,

Ülkücü kesimin kimisi miting ve yürüyüĢlerde sloganlaĢan duvar yazıları ; “Tanrı Dağı kadar Türk, Hıra kadar Müslümanız”, “Evvela esir Türkler, sonra Vietnam”, “ Türk‟ün ebedi düĢmanı Moskof‟tur‟‟, “Kahrolsun Komünizm” Ģeklindedir. Sinema kutuplaĢmasında sol kesim gibi ülkücüler tarafından desteklenen “GüneĢ Ne Zaman Doğacak” gibi filmler mevcuttur122.

Necmettin Erbakan: Ġstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü‟nden 1948 yılında mezun oldu. ĠTÜ‟de 21 yıl (1948-69) sürdürdüğü akademik kariyerini 1969 yılında siyasete atılması nedeniyle bırakmıĢtır. 1953‟te doktorasını tamamladığı Almanya‟daki Aachen Teknik Üniversitesi‟ne gitti.Erbakan Almanya‟da doktorasını tamamlarken, Alman ordusuna ait DVL araĢtırma Merkezinde tank imal eden Deutz motor fabrikasında çalıĢtı. 1954‟te ĠTÜ‟de 27 yaĢında Türkiye‟nin en genç doçenti, 1965‟te de profesör oldu. Akademiyi siyaset için bıraktığı 1969‟a kadar üniversitede kaldı. Erbakan‟ın siyasi hayatında, NakĢibendi Tarikatı ve bu tarikatın Ģeyhi Kotku ile üniversite döneminde baĢlayan iliĢkisi oldukça önemliolduğunu söylemeliyiz. Erbakan‟ın siyasete hazırlanmasında, Kotku‟nun evinde yapılan ders niteliğindeki toplantılar etkili olmuĢtur. Ülkenin ekonomik ve politik sorunlarıyla ilgilenen ve bu konuda müritlerini de teĢvik eden Kotku‟nun, AP‟den umudunu kestiği için artık ayakları üzerinde durabilecek Ġslami bir partinin zamanının geldiğini düĢünerek, adını kendisinin koyduğu MNP‟nin kurulmasını desteklediği ve lider olarak da Erbakan‟ı onun önerdiği kabul görmektedir. 1969 yılında Konya‟dan bağımsız milletvekili olan Erbakan, Milli GörüĢ hareketinin ilk partisi olan MNP‟ni kurmuĢtur123.

Erbakan GümüĢ Motordöneminde kurduğu sanayi ve iĢ dünyasıyla olan bağlantıları sebebiyle, içinde aktif olarak rol aldığı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği‟nde (TOBB) 1969‟da çoğunlukla Anadolu tüccarının desteğiyle baĢkanlığa seçildi.

Aslında Erbakan‟ın TOBB günleri 1966‟da baĢlamıĢtır. Ġlk görevi Sanayi Dairesi BaĢkanlığı, ikinci görevi genel sekreterlik, sonra yönetim kurulu üyeliği ve sonunda

122 Menderes Akdağ, a.g.m., s.98.

123 Nazlı Akpınar,Maddi Manevi Kalkınma: Necmeddin Erbakan Örneği, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġktisat Anabilim Dalı, Kalkınma Ġktisadı ve Ġktisadi Büyüme Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul, 2009, s. 73

da Genel BaĢkanlığa seçildi.Fakat, kentli büyük sermayenin AP‟yi sıkıĢtırmasının da etkisiyle, çok değil 6 ay içinde görevden alındı. Erbakan görevden alınırken gelen eleĢtiriler, “dini bütün” olmayan iĢ adamlarının iĢlerinin yapılmadığı ve Odalar Birliği binasının takunyalılarla dolduğu yönünde oldu. Erbakan‟ın TOBB BaĢkanlığına seçilmesi ve görevden alınması, Türkiye sermayesi arasındaki kapıĢmanın ilk kez kamuoyu önünde yapılmasına neden oldu124.

1969'daki milletvekili seçiminde Konya'dan, bağımsız aday olarak milletvekili seçilen Erbakan, Konya'daki milletvekilliği çalıĢmaları sırasında kendisine yöneltilen, "Ġyi de bir çiçekle bahar olmaz ki" yorumları üzerine, "Evet, bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle baĢlar" ifadesini kullanmıĢtır. Milli GörüĢ hareketi lideri Erbakan "Önce ahlak ve maneviyat" söylemlerini Milli Nizam Partisi çatısı altında yaptığı çalıĢmalarla gençlere ve partililere aktardı. Ayrıca Erbakan'ın bu dönemki konuĢmalarında, halkı Ayasofya'da namaz kılmaya davet etmiĢtir. 1973 seçimlerinde CHP-MSP koalisyon hükümetinde BaĢbakan Yardımcısı iken 1974'te düzenlenen barıĢ harekatını güçlü bir Ģekilde savunan Erbakan'ın ismi bu dönemde

"Mücahit" sıfatıyla birlikte kullanılmaya baĢlandı125.

1970‟lerin teyp furyasında, seçim propagandalarında Ģarkı çalınmasının günah olup olmadığını tartıĢan ve baĢlangıçta buna en soğuk duran parti MSP iken, bunu en iyi kullanan da Erbakan ve Milli Selamet Partililer olmuĢtur. MSP’yi öven ilk plak “Ak Günlere Selametle” Ģarkısı idi. ġarkı; 1973‟te kurulan CHP-MSP koalisyon hükümetini övüyordu ve CHP‟nin “Ak Günlere” ile MSP‟nin “Selamet”ini birleĢtirmiĢti. Türk siyasi tarihinde en çok mizahi Ģarkı yapılan lider Erbakan olmuĢtur: “Ġlahi Necmettin”, “Ah Erbakan Erbakan‟‟ bunlardan bazılarıdır126.

” Ġslamcı kanat duvar yazılarında, “Kanımız aksa da zafer Ġslam‟ın” “Ya Allah Ya Bismillah, Allah-u Ekber” “Huzur Ġslam‟da” ifadelerini sıklıkla kullanırlardı.

124 Nazlı Akpınar, a.g.t., s. 74

125 https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/yeni-bir-dunya-ideali-sunan-lider-erbakan/1402966 126https://odatv.com/bu-secim-sarkilarini-hatirliyor-musunuz-1005151200.html

Sinemada Erbakan‟ın liderliğindeki Ġslami kanat “BirleĢen Yollar” benzeri filmleri olumlu bulunur127.

Bülent Ecevit: Ecevit, çalıĢma hayatına Hasan Saka Hükümeti döneminde Bayındırlık Bakanlığı yapmıĢ olan Nihat Erim‟in yanında CHP yayın organı sayılan Ulus gazetesinde çalıĢmaya baĢlar. CHP‟ye giriĢi 1957 tarihinde milletvekilliği ile olmuĢtur128.

Ġnönü‟nün sola yeni bir kimlik kazandırması amacı ile „ortanın solu‟ hem partinin rotasını hem de Ecevit‟in CHP Genel BaĢkanlığına giden ve siyasi figür haline gelmesinde önemli etmendir. CHP içindeki açılımlar, klasikleĢmiĢ/devletçi sol anlayıĢının değiĢme süreci ve TĠP‟in meclise girerek sola seslenme çabaları, CHP‟nin yeni bir sol tanımının yapılmasını mecbur kılmıĢtır. Ġnönü‟nün 1965 seçimleri propaganda döneminde anlattığı ortanın solu fikrinin en sıkı savunucusu genç siyasetçi Bülent Ecevit „in kitlelere ulaĢmada ki bir kavram olarak güncelliğini korumuĢtur. 1965 seçimlerinde ki baĢarısızlık, içeriği halk tarafından anlaĢılamayan ve parti içindeki muhafazakarlar tarafından kabullenilmeyen „ortanın solu‟

düĢüncesinin sorgulanmasına neden olmuĢtur. Seçim sonrası yapılan kurultayda Ecevit muhafazakarlara karĢı galibiyetle çıkarak, CHP Genel BaĢkanı olmuĢtur.

Ecevit‟in babası iki dönem CHP‟den milletvekilliği yapmıĢ adli tıp uzmanı ve annesi de ünlü bir ressamdır. Nezaketi, saygılı tavırları ve içine kapanık ruh hali ile tanınan Ecevit‟in bu özelliğini annesinden aldığı söylenmektedir. Bu tarzıyla Türk Siyasetine nazik bir üslup getirdiği söylenmektedir. Gazeteci ve Ģair olan Ecevit, ünlü Türk Edebiyatı halk ozanlarını okur, onların toplumdaki karĢılıklarını araĢtırır. Mevlana ve Mesnevi‟yi inceler. Tüm bu birikimler manevi dünyasını beslemekle birlikte Anadolu‟yu tanımasını sağlamıĢ ve liderlik pratiğinde yardımcı olmuĢtur129.

127 Menderes Akdağ, a.g.m., 96-98.

128 Menderes Akdağ, Cumhuriyet Halk Partisi Genel BaĢkanı Seçilmesi Sürecinde Yürüttüğü ĠletiĢim ve Medya Stratejisi, Sosyal Bilimlerde Güncel Akademik ÇalıĢmalar, Volum:1, Cilt:1, 2018, s.133.

129 Menderes Akdağ, a.g.m., s.134.

Ġnönü‟den genel baĢkanlık koltuğunu aldığı 1972 yılındaki CHP Kurultayında dahi saygılı tutumundan tavrı, öncülüğünü yaptığı ve CHP için bir dönüm noktası teĢkil eden Ortanın Solu hareketinden vazgeçmemiĢtir. Bu ilkeli ve kararlı duruĢ

„„romantik Ģair Ecevit‟i‟‟, “halkın umudu Karaoğlan”a terfi ettirmiĢtir.

Bülent Ecevit‟in gazeteci kimliği, gazeteleri etkili Ģekilde kullanmasında bir faktördür. Ecevit‟in CHP genel baĢkanı olmasından sonra, halk nezdinde ve parti üyelerinin bir kısmında CHP‟nin geçmiĢine bağlı olduğu görüĢünün yerleĢmesinde, Ġnönü ile polemikten uzak, ona karĢı saygılı üslubu ve o günün medyasında bu görüĢü destekleyici görüntüsü etken olmuĢtur. 1974 Kıbrıs Çıkarması sürecinde bazı Ģarkılarda “Kahraman Ecevit”, “Aslan Ecevit” gibi sözler iĢlenir. Bu da Ecevit‟in kahraman ilan edilmesindeki etkilerden biri olmuĢtur. Kasetçalar dönemi, Ģarkıların partilere uyarlanması dönemidir. Tecrübeli Ecevit, kasetli propagandada

“Halkçı Ecevit” sloganına uygun ozanların seslendirdiği türkü Ģeklinde Ģarkılar yaptırır. Ecevit, meydanlarda propaganda alanı kurmak yerine, Türk siyasi tarihinde ilk kez „„seçim otobüsü‟‟ kullanarak kendisi ve partisi için yapılan Ģarkıları çalınmıĢtır. ÂĢık Mahzuni yaptığı “Karaoğlan” Ģarkısında Ecevit sevgisini, Ecevit söylemlerini desteklerken en büyük rakibi Demirel‟i de hicveder. “Yarınlar Bizim”

,“Uyum, “Yeni Bir Türkiye”, “Sev KardeĢim”, “Hayat Bayram Olsa” Ecevit‟in seçimlerde kullandığı, lidere atfedilen Ģarkılardır. Türkü ve Ģarkılarda “emek, barıĢ, aydınlık” sıklıkla vurgulanmaktadır. Merkez sağ (Demirel), Ecevit‟in önemli rakibidir ve rakip görüĢü çürütmek, itibarını sarsmak için de Ģarkılı propaganda yapılmıĢtır. “Kır Atına Bin Gel Süleyman” hiciv Ģarkısı ve “Unuttun Beni Zalim”

Ģarkısının uyarlanarak, “Unuttun bizi Süleyman!” Ģeklinde yorumlanması karĢı propagandanın örnekleridir. Sol görüĢ mensuplarının duvar yazılarında ve afiĢlerinde sıklıkla; “FaĢizm Döktüğü Kanda boğulacaktır‟‟, “Kahrolsun FaĢizm”, “Tek Yol devrim”, “Tam bağımsız Türkiye” gibi sözler yazmaktaydı. Sinema ve televizyon da Yılmaz Güney filmleri sol kesimin temsili olarak görülür, Bülent Ecevit‟in baĢbakanlığı döneminde televizyonda Yılmaz Güney ve Metin Erksan filmlerinin gösterildiğine Ģahit olunur130.

1945-1960 dönemi siyaseti hakkında inceleme yapan Karpat‟ın yorumu Ģöyledir;

130Menderes Akdağ, a.g.m., s.93-99

Türk siyasi partileri 1961‟e kadar belli bir sosyal sınıfı temsil etmez, kuramsal olarak bütün milleti temsil etme hedefini güderlerdi. Bu sebeple, bir sınıf temeli üzerine kurulmuĢ olan küçük siyasi partileri hoĢnutsuzlukla karĢılarlar. Bundan dolayı Türkiye‟de bütün siyasi partiler, muhafazakâr, gelenekçi fikirleri temsil eden orta yolcu partilerdi. Türkiye‟de 1961‟e kadar partilerin birbirlerine benzeyiĢinin baĢ sebebi aralarında gerçekten ana sorunlar üzerinde görüĢ farklılıklarının mevcut olmamasıdır. Böyle sorunlar olsaydı, sonuçlar da değiĢik olurdu.

Türkiye‟de mevcut büyük siyasi partilerin programlarının hepsi, devletçilik bir yana bırakılırsa, herhangi bir belli iktisadi ve toplumsal kurama dayanmazdı131‟‟

Karpat‟ın da belirttiği gibi 1961 öncesi siyasi partiler birbirlerine tepkime sonucu yine parti içi hizip neticesinde ortaya çıkmıĢtır. Temelde ideolojik ayrıĢmadan değil, bireysellik etken olmuĢtur. 1961 Anayasası Türkiye‟ye yeni özgürlükler getirmiĢ olması, çağdaĢ, çoğulcu demokrasiye yönelmesi; o güne değin tartıĢılma fırsatı bulamayan her türlü sol ve sağ fikirlerin tartıĢılmasına ve ortaya çıkmasına imkan vermiĢtir. Baskı rejiminde farklılaĢma gösteremeyen fikirler, birbirlerini destekleyerek geliĢmeye çalıĢmıĢtır. Bu destek bittiğinde sol ve sağ yelpazede ayrıĢmalar baĢlamıĢtır. Siyasal yaĢamlarının baĢlangıçlarını, dönemin konjektörü ile yukarıda incelediğimiz liderlerin örgütlenme Ģekilleri ve zorunlulukları ortak benzerlikleridir. Bu dört liderden farklı olarak Erbakan siyasal hayatına ilk adımlarını mevcut bir parti ile değil, kurucusu olduğu parti ile atmıĢtır.

12 Eylül 1980‟de gerçekleĢen Cumhuriyet tarihinin üçüncü darbesi daha köktenci bir darbeydi. BaĢlıca siyasi parti liderleri; Demirel, Ecevit, Erbakan ve TürkeĢ gözaltına alındı. Demirel ve Ecevit 30 gün sonra serbest bırakıldılar. Erbakan ve TürkeĢ daha uzun hapiste yatmıĢlardır. Yeni anayasa Kasım 1982‟de yürürlüğe girmiĢtir. 1982 Anayasası‟nın kabulünden sonra 24 Nisan 1983 tarihli Resmi Gazete‟de, politik partilerin kuruluĢuna izin veren karar yayınlanmıĢtır. Bununla birlikte MGK politik faaliyetleri serbest bırakan 76 sayılı kararını almıĢtır. 24 Nisan 1983 tarihli yeni politik partiler kanunu, partilerin kurulmasına olanak vermesine karĢılık politik faaliyetlerle ilgili bazı yasaklarda getirmiĢtir. Buna göre, feshedilen parti mensupları eski partilerini ya da kendilerini savunmaları, yeni partiler feshedilmiĢ partileri suçlayıcı, övücü ya da savunucu beyanda bulunmaları ve MGK‟nın,

131 Kemal Karpat, Türk Demokrasi, Tarihi,TimaĢ Yayınları, Ġstanbul, 2010, s.469

cumhurbaĢkanının, sıkıyönetim komutanlarının faaliyetlerinin eleĢtirilmesi yasaklanmıĢtır. Parti liderlerine 10 yıl siyaset yasağı getirilmiĢtir132.

TürkeĢ, siyasi hayatının her döneminde baĢkanlık sistemini savunduğunu belirtmiĢtir.

Askeri geçmiĢiyle beslenen bu görüĢünü Türk milletinin tarihi özellikleriyle desteklediği fikirlerini, bir milli doktrin kitabı haline gelen “Dokuz IĢık”ta da ifade

Askeri geçmiĢiyle beslenen bu görüĢünü Türk milletinin tarihi özellikleriyle desteklediği fikirlerini, bir milli doktrin kitabı haline gelen “Dokuz IĢık”ta da ifade