• Sonuç bulunamadı

1. Sûre’nin İsimlendirilmesi

Arap kültürü, çoğu isimlendirmelerde, isimlendirilen şeyin yaratılış açısından kendine özgü olan yönünü, yahut nadir olan bir vasfı taşımasını veya farklı bir özelliğini göz önünde tutar. Başka isim verme şekli ise bakan kişinin isimlendirilen şeyde en bariz bir şekilde gördüğü, yada isimlendirilende yoğun bir şekilde bulunan veya öncelikli olduğu konuda olmasıdır. Yüce Kitâb’ın sûrelerinin isimlendirilmesi de bu şekilde gerçekleşmiş, her sûrenin isimlendirilmesinde, o sûrenin özel bir yönünü ele alan boyutu ön plana çıkmıştır.15

Kur’ân sûrelerinin isimlendirilmelerinin ilâhî veya ictihâdî olduğu yönünde beyanlara rastlamak mümkündür. Ancak, ilâhî olduğunu söylemek daha doğru olsa gerektir. Zîrâ ictihâdî oluşu kabul edilirse, bu olgunun halen devam edebileceğini ve her müfessire, sûrelere isim koyma şansının verilebileceğini kabullenmek gerekecektir.16

Nûr Sûresinin bu isimle isimlendirilmesi Allah'ın Râsûlu (sav.) ile başlamıştır.

Peygamberin (sav.) "Kadınlara Nûr Sûresini öğretin"17 hadisinde olduğu gibi, Ömer (r.a.), Harise ibnu Mudarr’a yazdığı mektupta “Kadınlarınıza Nisa, Ahzab, Nûr Sûrelerini öğretiniz” emrinde de bu ismi kullanmış, Mushaflarda, tefsir ve hadis

15 Bedreddin Zerkeşî, el-Burhân fî Ulûm’il-Kur’ân, tah. Muhammed ebu’l-Fadl İbrahim, Dâru't-Turâs,1957, Kahire, s. 270-271.

16 Muhsin Demirci, Tefsir Usûlü ve Tarihi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, İstanbul, 1998, ss. 43-44

17 Süleyman b. Ahmed et-Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat, tah.. 'Ivezullah b. Muhammed, Abdulmuhsin b.

İbrahim, Dâru'l-Haremeyn, Kahire 1995, (had. No: 5714) 6/34

13

kitaplarında başka bir isimlendirilme yapılmamıştır.18 Bu sûrenin isimlendirilmesindeki rivayet yönü böyle olmakla beraber, sûreye “Nûr” isminin verilmesindeki hikmet yönünü ele alırsak, sûrede şu yönleriyle bu ismin ön plana çıktığını söyleyebiliriz.

a) Nûr kelimesinin bu sûrede çok geçmesi nedeniyle. “Nûr” kelimesi Kur'ân’da 20 sûrede 43 defa geçmekte, bu sûrede ise 35. Âyetinde 5 ve 40. Âyette ise 2 defa olmak üzere 7 defa zikredilmektedir. “Nûr” Allah'ın, güzel isimlerinden bir ismidir.

Yine “Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir Nûr (Kur'ân) indirdik”19 âyetinin mânâsıyla da Kur'ân’ın isimlerindendir. Bu da Allah Teâlâ’nın bu sûreye verdiği şerefi göstermesi açısından önemlidir.

b) Bu sûre ahkâm, âdâb, fezâil ve ahlâkî hükümlerin temsîl ettiği, Allâh'ın Nûrunun parıltısından birçoğunu içine alır.20 Sûrede bulunan hükümler, mev'izeler ve mü’minlerin önünü açacak öğütlerle toplum ve fertlerin önünü aydınlatacak Nûrlu yolu göstermesi itibariyle bu isim bu sûreye uygun düşmüştür. Hz. Peygamber (sav) günahın karanlık, tevbe ve salih amelin de temizlik-aydınlığa delaletini gösteren şu hadisi bu konuya ışık tutmaktadır: “Mümin kul günah işlediğinde kalbinde siyah bir nokta belirir.

Eğer pişman olarak bağışlanmasını dilerse nokta silinip kalbi cilâlanır. Günah işlemeye devam ederse siyahlık kalbini sarar. Cenâb-ı Hakk’ın, ‘Onların işlemekte oldukları kötülükler kalplerini kirletmiştir’21 şeklindeki beyanında yer alan kir ve pas bundan ibarettir”22.

18 Muhamed İbn Aşûr, Et-Tahrîr ve't-Tenvîr, Ed-Dâru't-Tûnûsiyyetu Li'n-Neşr, Tunus 1984, 18/139.

19 Nisâ: 4/174.

20 Mustafa Müslim, Et-Tefsiru’l-Mevdûî Lisuveri’l-Kur’ân’il-Kerîm, Külliyyetu’d-Dirâsâtu’l-'Ulyâ vel-Bahsi’l-'İlmî- Câmi'âtu’ş-Şârika, Şârika 2010, 5/165.

21 Mutaffifîn: 83/14.

22 İbn Mâce “Zuhd” 29, (4244) 2/1418 .

14

d) Rasûlullâhı ve Müslümanları hüznün karanlığına boğan ifk hadisesini aydınlatan âyetler de Nûr sûresinde inmesi hasebiyle bu isim bu sûreye muvâfık düşmüştür.23

2. Âyetlerinin Sayısı

Bu sûrenin âyetlerinin sayısını, Suyûtî İtkân kitabında “62 Âyettir, 64 diyen de olmuştur”24 şeklinde açıklar. Âyetlerin sayısını Mekke ve Medine kurrâsı 62 âyet olarak sayarlarken, diğer kâriler ise 64 âyet olarak saymışlardır. Hums ehli ise 63 âyet olarak kabul etmiştir.25 İbn Cevzi bu konudaki ihtilafı şöyle açıklar "Şam, Kufe, Basra kurrası, راَصْبَلأاِب ُبَهْذَي ِهِق ْرَب اَنَس ُداَكَي27ve 26 ِلاَصلآا َو ِ وُدُغْلاِب اَهيِف ُهَل ُحِ بَسُي ُهُمْسااَهيِف َرَكْذُي َو َعَف ْرُت ْنَأ َلله َنِذَأ ٍتوُيُب يِف bu ikisini Âyet sonu olarak kabul etmiş, Mekke ve Medine kurrâsı, bu âyetleri ayrı âyet olarak kabul etmemişlerdir. Hums kurrâsı ise 28 ِراَصْبَلأا يِل ْوُلأ ة َرْبِعَل َكِلَذ يِف َّنِإ َراَهَّنلا َو َلْيَّللا َلله ُبِ لَقُي âyetini sonraki âyetle beraber saymışlardır."29

3. Nüzûl Tarihi

Nûr Sûresi, âlimlerin ittifakıyla medenîdir. Bunun aksine bir görüş belirten olmamıştır.30 Kurtubî tefsirinde, sûrenin 58. âyetinin mekkî olduğuna dair olan açıklama31 Hafâcî’nin Beyzavî tefsirine yaptığı hâşiyesine ve onu da Alûsî’nin takip

23 Enver Ahmed Davud A’mir, "et-Terbiyetu’l-Kur'âniyye fi Sûreti’n-Nur ," (yüksek lisans tezi), En-Necah el-Vataniyye Üniversitesi, Filistin 2004 ss.36-40.

24 Celâluddîn es-Suyuti, el-İtkan fi Ulûmi’l-Kur’ân, tah. Merkezu’d-Dirâsâti’l-Kur’âniyye, Medîne, tsz.

1/444

25 Enver Ahmed, s. 40.

26 Nur 24/36.

27 Nur 24/43.

28 Nûr: 24/44.

29 İbn Cevzi, Funûnu’l-Efnân fî Acâibi’l-Kur’ân, tah. Muhammed İbrahim Selim, Mektebetu İbn Sina, Kâhire 1988 s. 126-127.

30 İbn Âşur, 18/139.

31Ahmed b. Ebu Bekir el-Kurtûbî, el-Câmi'u li Ahkâmi’l-Kur’ân, tah. Abdullah b. Abdulmuhsin ez-Zeki vd., Muessesetu’r-Risale,Beyrut 2006, 15/ 332.

15

edip, Kurtubî’ye ulaşan nüshâya nisbet edilmektedir. Kurtubî bu âyetin sebeb-i nüzûlünün Medine'de olduğunu açıklamış ve sûrenin başlangıcında da âyetlerin hepsinin icmâ ile medenî olduğunu belirtmiştir. Buradaki “mekkî” yazısının Kurtûbî tefsirinin bazı nüshalarındaki yanlışlıktan dolayı olup, aslının “bu âyet muhkemdir”

olması kuvvetle muhtemeldir. İbn Atıyye tefsirinde de bu şekilde “bu âyet muhkemdir”

ibaresi mevcuttur.32

Benî Mustalık gazâsı dönüşü meydana gelen İfk olayıyla ilgili âyetlerin desteklediği üzere, sûrenin bu gazâdan sonra indiği konusunda icmâ vardır. Bu sûre Hicretin altıncı yılının ikinci yarısında vahyolunmuştur.33

4. Fazîleti

Nûr Sûresiyle ilgili hem Allah'ın Rasûlüne ulaşan (merfu’), hem de Hz. Ömer’e ulaşan (mevkuf) hadisler mevcuttur. Rivâyetlerin genel itibariyle sıhhat açısından problemleri olsa da, tefsir kitaplarında sûrenin önemine atfen zikredilmeleri hasebiyle buraya almayı uygun gördük. Mücâhid'in mürsel olarak Rasûlullaha dayandırdığı bir rivayette kadınlara Nûr Sûresi'nin öğretilmesinin istendiğini anlıyoruz.34 Yine Resulullah (sav.) bir hadisinde; “Her kim Nûr Sûresini okursa, geçmişte ve gelecekte olan mü'minler sayısınca Allah Teâla kendisine on hasene verir.”35 Ali (ra)’ın rivayet

32 İbn Âşûr, 18/139.

33 Tefhîm, ss.439-440.

34 Ebû Bekir Hamd b. Hüseyin el-Beyhakî, Şu'abül-İman, tah. Muhammed es-Said el-Besyûnî, Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut 2000, (2451), 2/477.

35 Ebu’s-Suûd el-İmâdî, İrşadu'l-Akli’s-Selîm, tah. Abdulkadir Ahmed Ata, Mektebetü’l-Riyadu’l-Hadis, Riyad ,tsz, 4/ 153; Kâdî Nâsıruddîn el-Beydâvî, Envâru't-Tenzîl ve Esrâru't-Te'vîl, Daru’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrût, tsz, 4/ 116. İlk kaynak olarak belirleyebildiğim Firûzâbâdî’nin Basâiru Zevi’t-Temyiz kitabında geçen bu hadisi Firûzâbâdi, zayıf olarak belirtmiş, kitabın muhakkıkı ise "bilakis mevzû ve münkerdir"

diye not düşmüştür. Ebu’s-Suûd ve Beyzâvî tefsirlerinde kaynak gösterilmeden hadis olarak belirtilen bu rivâyeti, farklı tefsir kitapları da nakletse de, ya kaynak göstermeden ya da kaynak olarak sadece bu iki tefsiri göstererek alıntı yapmışlardır.

16

ettiği diğer bir hadiste ise peygamber (sav.) Hz. Ali’ye “Ya Ali her kim Nûr Sûresini okursa Allah onun kalbini ve kabrini nurlandırır. Yüzünü beyazlandırır. Kitabını sağından verir. Okuyan kişiye her âyeti için karın ağrısından ölenin sevabı kadar sevap verilir"36 buyurur.

Bu konuda Ömer (ra.)’ın hutbe, vaaz gibi topluma genel olarak, veya özelde vâlilerine, Nûr Sûresinin, özellikle de kadınlara öğretilmesini emrettiği şu sözleri, selefin Nûr Sûresinin öğrenilmesine gösterdikleri önemi ifade etmektedir. Misver b.

Mahreme, Ömer (ra.)dan şu sözleri nakleder; “Bakara, Nisa, Maide, Hac, Nûr Sûresini öğretin. Çünkü farz olan ameller bu sûrelerdedir.”37 Ömer (r.a) Medîne dışındaki beldelere şöyle mektup yazmıştır: “Hastalık özrü hariç hiçbir kadın hamama girmesin.

Erkekler kadınlarınıza Nûr Sûresini öğretsin.”38 Tabiinden Hârise b. Mudarrib ise şöyle diyor: “Hz. Ömer, bize (vâlilerine) 'Nisâ, Ahzâb ve Nûr sûrelerini öğrenin,' diye yazılı emir gönderdi.” 39

Bu rivayetler, her ne kadar sıhhat noktasından illetleri varsa da, bütününden elde edilen genel bir anlam ile, peygamberimiz ve ashabının bu sûrenin öğrenilip öğretilmesinde gösterdikleri gayreti ve içeriğinin fert, âile ve toplum açısından önemini göstermesi açısından önemlidir.