• Sonuç bulunamadı

GRUP MUAFİYET TEBLİĞİ İNCELEMESİ

2.2. MUAFİYETİN GENEL KOŞULLAR

2.2.2. Borçlar Kanununa İlişkin Özel Düzenlemeler

2.2.2.3. Sözleşmeyi Devir Hakkı ve Tahkim Şartı

Sözleşmenin devir hakkı gereğince; sağlayıcı, dağıtıcının yetkili satış veya satış sonrası hizmetler sözleşmelerinden birini istediği zaman dağıtım ağı dahilindeki bir başka yetkili teşebbüse devrine izin vermek durumundadır. Devir hakkı, dağıtım sözleşmesinin muafiyetten yararlanabilmesi için bir genel koşul olarak Mülga Tebliğ’de yer almakta idi.

2017/3 sayılı Tebliğ’de ise, bu hükme yer verilmemiştir. Dolayısıyla bundan böyle, sağlayıcı, dağıtıcının sözleşme ilişkisini başka bir dağıtıcıya veya servise

devretmesini engelleyebilir251. Doktrinde, Rekabet Kurulu yetkisine girmeyen

ilişkin hususta çıkacak uyuşmazlıkların Mahkemeler tarafından yargı eliyle çözülmesinin isabetli olacağı görüşü savunulmuş ve bu değişiklik gelişme olumlu karşılanmıştır252.

Tebliğ ile muafiyet genel koşullarında yapılan bir diğer değişiklik ise,

tahkim şartı düzenlemesine ilişkindir253. Bu düzenleme Mülga Tebliğ’in

sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara ilişkin hükmünde yer alırken, Tebliğ’de yer bulmamıştır. Mülga Tebliğ’de, uyuşmazlık halinde tarafların bunu bağımsız bir uzman veya hakeme götürme hakkının anlaşma ile tanınıyor olması, muafiyetin genel koşullarından biri olarak düzenlenmiş idi. Aynı hüküm dahilinde tarafların hakeme götürmesi öngörülen uyuşmazlık çeşitleri de örnekleme yolu ile sayılmış

idi254. Ancak Tebliğ ile uyuşmazlık çözümü (tahkim şartı) şartı artık bir muafiyet

koşulu olmaktan çıkarılmıştır.

250 Rekabet Kurulunun 12.05.2015 tarihli, 15-11/154-69 sayılı Mais kararı; 251 Tebliğ Kılavuz, s. 2.

252 Aslan, Revizyon, s. 40.

253 Mülga Tebliğ, m. 4/2; Aslan/Katırcıoğlu/Toksoy/Ilıcak/Ardıyok/ Bilgel, s.160. 254 Mülga tebliğ, m. 4(3).

60

Bu değişikliğin gerekçesi255 tebliğin açıklanmasına dair Kılavuz’da,

uyuşmazlık halinde tarafların bağımsız bir uzmana ya da hakeme başvurma hakkının tanınmasına ilişkin hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 413. maddesinde yer alan düzenleme ile çelişmesi olarak ifade edilmiştir. Tebliğ ile öngörülen yeni düzenlemede, anlaşmaların grup

muafiyetinden yararlanabilmeleri için bu koşul öngörülmemiştir256.

Öyle ki, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 413. maddesinde257 tahkim

itirazı kurumu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; tahkime konu olan uyuşmazlık hakkındaki tahkikat esnasında, tahkim şartının ilk itiraz olarak ileri

sürülmesi durumunda yargı makamı tahkikatı sürdüremeyecek258 ve usulden ret

kararı verecektir. Bu demektir ki Tebliğ’e göre; anlaşmadan kaynaklanan bir uyuşmazlık halinde bir tarafın tahkim kurumuna, diğer bir tarafın yargı

makamına259 başvurması halinde yargı makamı Tebliğ düzenlemesi uyarınca

uyuşmazlığın tahkikatına geçemeyecektir. Bu husus 6100 sayılı Kanun’un 413.

maddesine aykırılık teşkil etmektedir260.

2005/4 sayılı Mülga Tebliğ düzenlemesi kendi içerisinde çelişmektedir. İlgili maddeye göre: “Muafiyet, … tarafların mahkemeye başvuru hakkına halel getirmeksizin, bağımsız bir uzmana ya da hakeme götürme hakkını tanıması halinde

255 İlişkin mülga hükümde, hakeme gidilmesine ilişkin sözleşmeye konan şartın mahkemeye

gidilmesine engel teşkil etmeyeceği belirtilmektedir. Bu durumda, bu hükme istinaden hakeme gidilmiş olsa bile, hakemin vereceği kararın taraflarca kabul edilmemesi mümkün olacaktır. Başka bir deyişle, söz konusu hükümden sözleşmede tahkim şartı bulunsa dahi, öncelikle uyuşmazlığın giderilmesi için mahkemeye başvurulabileceği anlaşılmaktadır. Ancak bu durumda kanımızca tahkim şartının pratikte uygulanabilirliği bulunmamaktadır.

256 Kılavuz, s. 2.

257 “Tahkim itirazı: Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için

mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder. Tahkim itirazının ileri sürülmesi, tahkim yargılamasına engel değildir.”, bkz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, m. 413.

258 Ay, s. 305; Hakan Pekcanıtez/Muhammet Özekes/Mine Akkan/, Medeni Usul Hukuku, sayı: 3

(2017), s. 2653; Erakman, s. 90-91; Şengören, s. 54.

259 Mülga tebliğ lafzına göre uyuşmazlığın bağımsız bir hakem veya uzmana taşınması hali tarafların

mahkemeye başvurma hakkını engellemeyecektir, bkz. Mülga Tebliğ, m. 4/2.

260 Doktrinde Sanlı, bu durumun tam bir çelişki oluşturmadığı görüşündedir. Sanlı’ya göre;

sözleşmede bulunan hükme rağmen, tahkim şartı ilk itiraz olarak ileri sürülmezse mahkeme tahkikata geçecek ve karar verecektir. Ancak yine de tahkim şartının Tebliğ’de yer bulması gerekli değildir. Dolayısıyla değişiklik isabetlidir görüşünü savunmaktadır, bkz. Sanlı, Görüş, s. 6.

61

uygulanır…261” Ancak 6100 sayılı Kanun’un 413. maddesi ve yerleşmiş içtihat262 dikkate alındığında anlaşılmaktadır ki, anlaşmadan doğan uyuşmazlıkları bağımsız bir uzman veya hakem, yani tahkim kurumuna götürmek, doğrudan aynı uyuşmazlığın mahkemeye taşınması hakkına da halel getirecektir. Tarafların bir uyuşmazlık halinde hakem veya uzmana başvurma hususunda anlaşmaları gerekmektedir. Taraflardan birisinin mahkemeye gitmesi halinde hakem veya uzmanın hususa ilişkin bir çözüm getirmesi mümkün olmayacaktır. Bu durumda uyuşmazlığın nasıl çözüleceği hususunda da bir uyuşmazlık yaratılmaktadır.

Söz konusu hüküm, her ne kadar varsayılan bir uyuşmazlık halinde hızlı bir çözüm önerme amacında olsa da, tahkim şartının muafiyetin genel koşullarından biri olarak öngörülmesi, pratikte tarafların zorunlu olarak başvurduğu durumlarda çözüm sürecini uzatacak bir etki yaratabilmektedir. Bu sebeple, Avrupa Birliği mevcut Tüzük düzenlemelerine paralel olacak şekilde, tahkim şartı olarak adlandırılan bu şart Tebliğ düzenlemesinde yer bulmamıştır.

Kanaatimizce yeni düzenleme, tahkime başvuru imkanının özel hukuk kuralları gereği tarafların istedikleri takdirde anlaşmaya ekleyebilecekleri bir şart olması sebebi ile isabetli bir değişiklik olmuştur.

2.3.ANLAŞMANIN GRUP MUAFİYETİNDEN YARARLANMASINI