• Sonuç bulunamadı

4. AYIPLI MAL VE AYIPLI HİZMETTE TÜKETİCİNİN HAKLARI

4.1. Tüketicinin Sahip Olduğu Seçimlik Hakların Genel Özellikleri

4.2.1. Sözleşmeden Dönme Hakkı

4.2.1.3. Sözleşmeden Dönmenin Hükümleri

6502 sayılı TKHK.’nın 11. maddesinin 1, 5 ve 6. fıkralarında, malın ayıplı çıkması halinde, sözleşmeden dönmenin sonuçları düzenlenmiştir. Bu hükme göre;

“(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, …

Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. …

(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelde indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhal tüketiciye iade edilir.

(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.”

6502 sayılı TKHK.’nın 15. maddesinin 1. ve 3. fıkraları ayıplı hizmet durumunda, tüketicinin, sağlayıcıya karşı dönme hakkını kullanmasının sonuçlarını düzenlemektedir. Bu hükme göre;

“(1) Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, …sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

(3) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhal tüketiciye iade edilir.”

6098 sayılı TBK. açısından sözleşmeden dönme hükmüne baktığımızda da, TBK.’nın 229. maddesinde düzenlendiği görülmektedir.

Sözleşmeden dönme kararı ile birlikte, tarafların aralarında yaptıkları sözleşme geçmişe etkili olarak ortadan kalkmaktadır. Bundan dolayı, bu sözleşmeye dayanarak edimlerini yerine getirmiş olan taraflar, sebepsiz olarak birbirine bazı şeyler vermiş duruma gelmektedirler. Bu durumda taraflar, bu verdikleri şeyleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak geri isteyebilirler. Başka bir ifadeyle açıklamamız gerekirse, taraflar satış sözleşmesiyle ilgili birbirine vermiş oldukları şeyleri TBK.’nın 229. maddesindeki hükme dayanarak talep edebilirler, ancak söz konusu maddenin yetersiz olduğu durumlarda, TBK.’nın 79. maddesinde düzenlenmiş olan haksız zenginleşme hükümlerine de başvurabilmeleri mümkündür. Aynı zamanda 6502 sayılı TKHK.’da hüküm bulunmayan hallerde de genel hükümler olan TBK.’nın 229. ve 79. maddelerine başvurulabilmesi mümkün olacaktır (Hatemi, Serozan & Arpacı, 1992, s.101-102). 4.2.1.3.2. Alıcının İade Borcu

Yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere, TKHK.’nın 11 ile 15. maddelerinin 1. fıkraları tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını düzenlemiştir. Tüketicinin sözleşmeden dönebilmesi için sadece malı iade etmeye hazır olduğunu ve sözleşmeden dönerek ödediği bedeli geri istediğini, belirtilen süre içerisinde karşı tarafa yöneltmesi yeterlidir. Satıcı, ayıplı malı tüketicinin evinden alıp, taşıma masraflarına katlanmak zorundadır. Taşıma masrafları alıcıya yükletilemez (Zevkliler, 2013, s. 128).

TBK.’nın 229. maddesindeki hükme göre, alıcının iade borcu kapsamına, satım konusu mal dışında bundan elde edilen yararlar da girmektedir (Kahveci, 2012, s. 277).

Tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunu gördükten sonra, ayıplı malı, olduğu şekli ile iade etmek zorundadır. Tüketicinin bu borcu kişisel nitelikte bir borçtur (Edis, 1963, s. 110).

Öncelikli olarak tüketici, satılanı geri vermeye hazır olduğunu karşı tarafa bildirmek zorundadır. Geri verme, satın alınan malın zilyetliğinin satıcıya teslim edilmesiyle olur. Bunun karşısında tüketici de, malın ayıplı olmasından dolayı veya tüketicinin fiilleri dışında bir sebeple ziyaa uğraması durumunda, elinde kalanı satıcıya iade etmekle bu borcunu yerine getirmiş olur (Yavuz, 2014, s. 89).

Sözleşmeden dönme nedeniyle doğrudan meydana gelen zararlardan satıcı kusursuz olarak sorumlu iken, dolaylı zararlardan satıcının kusuru varsa eğer, tüketicinin ayıp nedeniyle doğan tüm zararlarını da ödemek zorundadır (Aydoğdu, 2015, s. 170).

Sözleşme konusu mal geri verilirken, bu geri verme ile satış bedelinin geri verilmesi aynı anda, karşılıklı bir şekilde olması gerekir; aksi durumda taraflardan her biri TBK.’nın 97. maddesinde düzenlenen ödemezlik def’inde bulunabilir (Aral, 2006, s. 138).

Tüketici, satın aldığı maldan elde etmiş olduğu semereleri ve malı kullanması nedeniyle kazandığı yararları da iade etmesi gerekip gerekmediği önemli bir husustur. Tüketici, elde ettiği semerelerle veya malı kullanmasından dolayı kazandığı yararlarla, ayıplı mal satışından önceki duruma göre daha karlı bir pozisyona geçmiş olur. 6502 sayılı TKHK. açısından baktığımızda, bu konuda herhangi bir hüküm bulunmamakla birlikte TBK.’da açık bir şekilde düzenlenmiştir (Aslan, 2014, s. 185).

Hizmetler açısından ise, iade söz konusu olamadığından dolayı kanun koyucu, TKHK.’nın 15. maddesinde geri vermeye hazır olduğunu bildirmeden söz etmemiştir. 4.2.1.3.3. Satıcının İade Borcu

Satıcının iade borcu, 6502 sayılı TKHK.’nın 11. maddesinin 5. ve 6. fıkraları ile 15. maddenin 1. ve 3. fıkralarında düzenlenmiştir. Satıcı, her iki maddedeki hükme göre, tüketicinin tercihini yerine getirmekle mükelleftir. Bu hükme göre;

“(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim derhal tüketiciye iade edilir.

(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.”

6502 sayılı TKHK.’nın 15. maddesinin 1 ve 3. fıkraları, sağlayıcının ayıplı hizmeti karşısında tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, satıcının yükümlülüğünü düzenlemektedir. Bu hükme göre;

“(1) ...Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklardan biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

(3) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhal tüketiciye iade edilir.”

Görüldüğü üzere, tüketicinin sözleşmeden dönmesi halinde, satıcıdan ödediği bedelin iadesini, seçimlik hakkın kullanılması nedeniyle yaptığı tüm masrafları ve ayıp nedeniyle uğradığı diğer zararları da talep edebilir (Zevkliler, 2013, s. 128).

TBK.’da ise, sözleşmeden dönme durumunda satıcının yükümlülük kapsamı 229. maddesinde düzenlemiştir. Bu hükme göre;

..Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: 1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.

2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.

3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.

Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceiğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.”

Sözleşmeden dönmenin sonuçları konusunda TBK. ile 6502 sayılı TKHK. arasındaki farklar, TBK.’da tüketicinin satış bedeli ile birlikte faiz isteyebileceği açık bir şekilde belirtildiği halde, 6502 sayılı TKHK.’da, böyle bir düzenlemeye yer verilmemiştir (Aslan, 2014, s. 186). TBK.’daki hükme göre satıcı, almış olduğu satış bedelini faiziyle birlikte alıcıya iade etmekle yükümlüdür. Taraflar aralarında aksi bir anlaşma yapmadıkları müddetçe, ödenecek faiz oranı kanuni faiz oranı kadardır (Kahveci, 2012, s. 225).

Alıcının, satıcıdan bu geri verme borcunun ifa edilmesini isteme süresi açısından değişik görüşler (Yavuz, 2014, s. 93) bulunmasına rağmen kanaatimce, bunu on yıllık genel zamanaşımı süresi içinde isteyebilmesi mümkün olmalıdır.

Satıcı kusursuz olduğunu ispatlamak zorundadır, aksi takdirde alıcının uğradığı “diğer her türlü zararını” tazmin etmekle mükelleftir (Zevkliler, 2013, s. 128). Buradaki kusur, sözleşmenin kötü ifasından kaynaklanan bir kusurdur (Yavuz, 2014, s. 125).

Bunlar dışında, tüketici, satış bedelinin iadesine yönelik dava açması halinde, bu nedenle yapmış olduğu dava masraflarını da talep edebilir. Normalde tüketici mahkemelerinde açılan davalar her türlü resim ve harçtan muaftır. Ancak mahkeme masrafları, yalnızca resim ve harçlardan ibaret olmadığından, bunlara posta masrafları, bilirkişi ücretleri ve vekalet ücretleri de dahil olduğundan dolayı tüketicinin yapmış olduğu bu gibi masrafları da satıcıdan isteyebilecektir (Yavuz, 2014, s. 93).

Tüketici, dava masrafları dışında, satılan için yapmış olduğu diğer masraflarını da isteyebilir. Burada sadece zorunlu ve yararlı giderler olmamakla birlikte, diğer giderler, özellikle lüks giderler satıcıdan talep edilebilecektir. Tüketici, yapılan lüks giderleri, mala zarar vermemek kaydıyla maldan söküp alabilir (Kahveci, 2012, s. 228).

4.2.2. Satış Bedelinin İndirilmesini İsteme Hakkı