• Sonuç bulunamadı

Sözleşmede Düzenlenen Hâllerde Mahkeme Kararının Ertelenmesi Ve Eski

Sözleşmenin 15. ve 6.maddesi iki hususu düzenlemektedir. Bunlar mahkeme kararının ertelenmesi ve eski hale getirmedir.

188 28/11/2013 Tarih ve 28835 Sayılı Resmi Gazete.

189 TKHK m. 73/6: “Tüketici örgütleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık; haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve bu Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde dava açabilir.” TKHK m. 74/1: “Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun tespiti, üretiminin veya satışının durdurulması, ayıbın ortadan kaldırılması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için Bakanlık, tüketiciler veya tüketici örgütleri dava açabilir.”

190Aydos, O. S. (2006). Ürün Sorumluluğu, Ankara: Web; tez.yok.gov.tr., Erişim Tarihi; 18 Şubat 2020, s.209.

191 Toker, 2011, a.g.d., s.141.

192 Ruhi, Adli Yardım, Tebligat ve İstinabe, s.255.

193 Bakınız yukarı, B. Türkiye’den Yurt Dışındaki Yabancıya Tebliğ.

Sözleşmenin 15.maddesine göre;

“Bir dava dilekçesi veya aynı nitelikte bir belge, işbu Sözleşme hükümleri gereğince, tebliğ edilmek üzere yabancı bir memlekete intikal ettirildiğinde, davalı mahkemeye gelmediği takdirde:

a) Belgenin, talep edilen Devlet topraklarında oturan kimselere tebliğ edilmek üzere hazırlanmış o memleketin tebligatla ilgili mevzuatına uygun bir şekilde tebliğ edilmiş olduğu veya;

b) Belgenin, işbu Sözleşmede öngörülen başka bir usulle davalıya veya ikametgahına tebliğ veya tevdi olunduğu ve bu hallerden her birinde tebliğ veya tevdi keyfiyetinin davalının savunmasını hazırlaması için yeteri kadar vâkit bırakacak bir tarihte tebliğ veya tevdi edilmiş bulunduğu tebeyyün etmedikçe hâkim kararı ertelemek zorundadır. Âkit Devletlerden her biri, birinci fıkra hükümlerine rağmen, tebliğ veya teslim keyfiyetini belirten bir tebliğ tasdiknamesi alınmamış olsa bile, aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi hâlinde, hâkimlerin hüküm verebileceğini beyanda muhtardır: a) Belgenin işbu Sözleşmede öngörülen usullerden bîri ile intikal ettirilmiş olması; b) Belgenin gönderilme tarihinden itibaren, altı aydan az olmamak üzere, hâkimin her özel duruma göre takdir edeceği bir sürenin geçmiş bulunması;

c) Talep edilen Devletin yetkili makamları nezdinde yapılan bütün teşebbüslere rağmen herhangi bir tebliğ tasdiknamesi elde edilmesinin mümkün olmaması. işbu madde hâkimin, acil hallerde geçici veya koruyucu tedbirler almasına engel teşkil etmez.” Sözleşmenin 15 ve 16.maddesindeki bu hususlar, yabancı bir ülkede hakkında yargılama olan bir kişinin, bu durumdan haberdar olmasını ve yargılama nedeniyle

oluşacak hak kayıplarının ve zaman kaybının önlenmesidir195.

Sözleşmenin 15.maddesinin ilk fıkrasında bahsedilen iki koşuldan birinin gerçekleşmesi durumunda, mahkeme o duruşmada hükmü vermeyecek ve duruşmayı erteleyecektir. Buna göre ilk şartı; tebliğ evrakı, talep edilen Devlet tarafından, o Devletin tebligatla ilgili mevzuatınca tebliğ edilmemiş ise, karar ertelenmelidir.

İkinci şart ise; tebliğin bu sefer Sözleşme hükümlerine göre ya da öngörülen başka bir usulle, tebliğ edilecek muhataba yapılmış olması ancak tebliğ yapılan zaman ile

duruşma tarihi arasında muhatabın savunmasını hazırlayabileceği bir zamanın

bulunmaması hâlinde yine hâkim karar vermemeli ve ertelemelidir196. Örneğin, Türk

hukukunda, dava dilekçesine karşı davalının cevap süresi iki haftadır. Yabancı ülkedeki muhataba yapılan tebliğ süresi ile duruşma tarihi arasında iki haftadan az bir süre olması hâlinde hüküm ertelenmelidir.

Sözleşmenin 15.maddesinin ikinci fıkrasında ise, tebliğ tasdiknamesine gerek kalmadan da talep eden mahkeme hâkiminin kararı verebileceği hal düzenlenmiştir. Buna göre; tebliğ tasdiknamesi olmasa dahi, tebliğ evrakı Sözleşmede öngörülen usullerden birisi ile talep edilen yabancı ülkeye iletilmiş ise, tebliğ evrakının gönderilme tarihinden itibaren en az altı aydan az olmamak üzere, hâkimin her durum için ayrı ayrı öngördüğü sürenin geçmesi ve talep edilen Devletin yetkili mercii, tüm çabalara rağmen tebliğ tasdiknamesini temin edememişse, bu madde hükmüne göre beyanda bulunan devlet mahkemesi, tebliğ tasdiknamesi olmadan da, talep eden mahkeme hâkimi hükmü verebilecektir197.

Sözleşmenin 15.maddesinde iki fıkrasında düzenlen bu hal, mahkeme hâkimin o dava ile ilgili vereceği kesin hükme ilişkindir. Bunun dışındaki geçici hukukî himaye tedbirlerine ilişkin, ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir talepleri ivedi işlerden olduğundan, bu kararlar madde kapsamı dışındadır198.

Sözleşmenin 16.maddesi ise; bir diğer konumuz olan mahkeme kararının eski hale getirilmesidir. 16.madde düzenlemesi ise şu şekildedir;

“Bir dava dilekçesi veya aynı nitelikte bir belge, işbu Sözleşme hükümleri gereğince tebliğ edilmek üzere yabancı bir memlekete intikal ettirildiği ve mahkemeye gelmeyen davalı aleyhine karar verildiği takdirde, aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi hâlinde hâkim, kanun yollarına müracâatını sağlamak üzere, süre aşımının davalı hakkındaki neticelerini kaldırmaya yetkilidir:

a) Davalının kendi kusuru bulunmaksızın savunmasını hazırlamak üzere dilekçeden veya kanun yollarına müracaat hakkını kullanması için, karardan vaktinde haberdar olmaması;

196 Toker, 2011, a.g.d., s.142.

197 Toker, 2011, a.g.d., s.143.

b) Davalı tarafından ileri sürülen def’ilerin dayanaktan yoksun bulunmaması. Süre aşımının neticelerinin kaldırılması hakkındaki müracaat, davalının karara bilgi edinmesinden başlayacak makul bir süre içinde yapılmadığı takdirde kabul edilmez. Âkit Devletlerden her biri, kararın verildiği tarihten itibaren bir yıldan az olmamak kaydı ile, bildirisinde belirteceği sürenin geçmesinden sonra yapılacak müracaatların kabul edilmeyeceğini beyanda muhtardır.

İşbu madde, ahvali şahsiye ile ilgili kararlar için uygulanmaz.”

Bu maddeye göre; Sözleşme hükümleri uyarınca dava dilekçesi ya da buna benzer bir evrak, tebliğ ettirilmek üzere, taraf yabancı devletin yetkili makamına intikal ettirilmiş ve davalı mahkemeye gelmemiş ise, davayı gören mahkemenin dava da hükmünü açıklaması durumunda bazı şartlar var ise eğer, davalı “eski hale getirme” hakkından faydalanabilecektir. Eski hale getirme ise, davalı hakkında verilen kesin karar nedeniyle,

ilgili yasa yollarına başvurma süresi geçmiş ise, bu yasa yollarına ve hukuksal çarelere199

başvurma hakkıdır. Madde hükmüne göre ise bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. 1- davalının kendi kusuru olmaksızın, dava dilekçesinden veya karardan zamanında haberdar olmaması, 2- davalı tarafından ileri sürülen def’iler kabul edilebilir nitelikte ise, hâkim eski hale getirme kararı verebilir.

Her iki koşul gerçekleşse bile, eski hale getirme talebi makul bir sürede talep edilmelidir. Bu makul sürenin tayinini ise, talebi incelemekle yetkili olan makam belirleyecektir. Ancak taraf devletlerden her biri, beyanda bulunarak, eski hale getirme taleplerinin bir yıldan az olmamak şartıyla, bildireceği süreden sonra yapılacak başvuruların kabul edilmeyeceğini bildirebilir200.

Sözleşmenin 16. maddesinde düzenlenen eski hale getirme hükmü, kişi hukukuna ilişkin davalarda uygulanmaz.

199 Yılmaz ve Çağlar, 2013, a.g.e., s.480.

200 Türkiye, bu madde kapsamında, karar tarihinden itibaren, bir yıl içinde ileri sürülmeyen eski hale getirme taleplerini reddedecektir. 20.02.1973 Tarih, 14454 Sayılı Resmi Gazete. Diğer beyanda bulunan devletler için bknz; https://assets.hcch.net/docs/6365f76b-22b3-4bac-82ea-395bf75b2254.pdf.

3.9. Türkiye İle Tebligata İlişkin İki Taraflı Ve Aynı Zamanda Çok Taraflı