• Sonuç bulunamadı

Sözcük Öbekleri Bakımından Eksizlik

Belgede III. CİLT / VOLUME III / TOM III (sayfa 179-184)

Volume I: Fundamentals of CSLI Lecture Notes. Stanford: CSLI

TÜRKÇEDE YALIN DURUM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER ÖZEZEN, Muna Yüceol

2. Yalın durum’u diğer isim durumları içinde daha sorunlu hâle getiren etken, Türkçede eskiden beri yalın durum’un herhangi bir “ek”le (takı, biçim birim)

2.2. Sözcük Öbekleri Bakımından Eksizlik

Burada kastedilen sözcük öbeklerinin söz dizimsel birim olarak kendilerinden başka bir birimle olan ilişkileri değil, öbek kurucuların, öbeklerin değişkenlerinin birbirleri ile olan ilişkileridir.

Türkiye’de en sık başvurulan dil bilgisi kaynakları olan Muharrem Ergin’in Türk Dil Bilgisi’nde tanımlanmış 18 sözcük öbeği (tekrarlar, bağlama grubu, sıfat tamlaması, iyelik grubu ve isim tamlaması, âitlik grubu, birleşik isim, birleşik

fiil, unvan grubu, ünlem grubu, sayı grubu, edat grubu, isnat grubu, genitif grubu, datif grubu, lokatif grubu, ablatif grubu, fiil grubu, partisip grubu, gerundium grubu ve kısaltma grupları) bulunmaktadır. Zeynep Korkmaz’ın türkiye türkçesi Grameri (şekil bilgisi)’nde yer alan betimlerde ise toplam 19 sözcük öbeğinin (birleşik fiil, deyim, birleşik ad, ad tamlaması, sıfat tamlaması, iyelik grubu, tekrar grubu, edat grubu, bağlaç grubu, ad-fiil grubu, sıfat-fiil grubu, zarf-fiil grubu, sayı grubu, isnat grubu ve ad çekim ekleriyle kurulmuş kısaltma grupları: yükleme grubu, yönelme grubu, bulunma grubu, çıkma grubu, vasıta grubu) adı geçmektedir. Bunlara zaman içerisinde, gerek dil bilimde gerekse dil bilgisi alanlarında yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen başka bulgular veya henüz tanımlanmamış sözcük öbekleri de eklenebilir. Ancak bu çalışmada sözcük öbeği değişkenlerinin birbirleriyle olan eksizlik/yalın durum ilişkileri, söz konusu eserlerdeki bulgular doğrultusunda değerlendirilecektir. (Bu sırada, +ki aitlik ekinden kaynaklanan bir öbek söz konusu olmadığı için aitlik öbeği, isim bölümü her sözcük öbeği formunda bulunabileceği için deyim inceleme dışında tutulacaktır.) Buna göre:

2.2.1. İkileme (Tekrar)

adım adım, dilim dilim, ezik büzük, toz toprak, deniz meniz vb. “İkilenen (tekraralanan)” sözcükler eksizdir; ancak yalın durumda değildir. Hatta bu sözcükler arasındaki öbek ilişkisi herhangi bir dil bilgisel “çekim”den de kaynaklanmamaktadır.

2.2.2. Bağlama Öbeği

Bağlama öbeğinde yer alan bağlaçlarla, öbeği oluşturan diğer değişkenlerin ilişkisi eksizdir, değişkenler yalın durumda olsalar bile bu, durumu değiştirmez:

ateş ve toprak, leyla ile mecnun, hem sen hem ben vb.

2.2.3. Sıfat Tamlaması

Sözcük sınıfı olarak sıfatın isimle eksiz bir ilişki içine girdiği, buna rağmen sıfatın yalın durumda olmadığı belirtilmişti. İyelik ekli sıfatlarda iyelik eki, üzerine geldiği isimliği kendisinden önce gelen bir isme veya zamire bağlar.

Kimi durum ekli sıfatlarda ise bir kalıplaşmışlıktan söz edilebilir: gözde öğrenci, sözde Ermeni soykırımı vb.

2.2.4. İsim Tamlamaları

Eksiz (takısız) tamlama tartışmaları bir kenara bırakılarak Türkçede 3 tür isim tamlaması olduğu söylenebilir. Bunlar bilindiği gibi tamlayanın ekli, tamlananın iyelikli olduğu belirtili (tavuğun çorbası vb.); tamlayanın eksiz tamlananın iyelikli olduğu belirtisiz (tavuk çorbası vb.) ve tamlayanın ve tamlananın eksiz olduğu eksiz (takısız) isim tamlamalarıdır (tavuk çorba vb.) (Tarihsel dönemlerde karşımıza çıkan eksiz belirtili isim tamlamaları şimdilik inceleme dışında

tutulmuştur.). Belirtisiz isim tamlamalarında ve eksiz (takısız) tamlamalarda tamlayan eksizdir, ancak yalın durum’da değil, tamlayan durumu’ndadır. Yine eksiz (takısız) isim tamlamalarında tamlanan eksizdir; ancak yalın durumda değildir. Son zamanlarda kimi dil öğretim kitaplarında isim tamlamalarının tamlanan bölümlerinin “tamlanan durum”unda oldukları ve üzerlerine gelen iyelik eklerinin ise “tamlanan eki” olduklarına yönelik bilgiler yer almaktadır.

Ancak Türkçede “tamlanan” bir durum olmadığı gibi, “tamlanan eki” diye bir kategori de yoktur.

2.2.5. Birleşik İsim

orhan Veli, halide edip adıvar gibi örneklerde de görüldüğü gibi, birleşik isimler, bir nesnenin adı olmak üzere yan yana gelen eksiz iki isimden oluşurlar;

ancak bu isimler yalın durum’da değildir.

2.2.6. Birleşik Fiil

Burada kastedilen yalnızca bir isim veya isimlikle üzerine gelen bir yardımcı fiilin oluşturduğu birleşiktir. Türkçenin her dönemde temel birleşik fiil kuruluşu olan bu yapılarda (var et-, mutlu ol-, rica et-, banyo yap- vb.), isim veya isimlikler son biçimleriyle eksizdirler; ancak yalın durum’da değildir. Burada düşündürücü olan, söz konusu birleşiklerde özellikle et-, kıl- ve yap- fiillerinin, belki de esas fiil olarak kullanıldıkları durumlara göndermeyle, kendilerinden önceki isim veya isimlikleri üzerlerine belirtme durumu’yla ve nesne olarak çekmeye olan eğilimleridir.

2.2.7. Unvan Öbeği

Bir kişi ismiyle bir unvan ya da akrabalık isminin eksiz olarak bir araya gelmeleriyle oluşan sözcük öbekleridir (meryem ana, hasan efendi, kemal Paşa, aysel öğretmen vb.). Burada da eksizlik yalın durum’u karşılamaz.

2.2.8. Ünlem Öbeği

Seslenme işlevli bir ünlemle bir isim veya isimliğin eksiz olarak bir araya gelmeleriyle oluşur (be adam, hay allah, ey arkadaş vb.) ve eksizlik yalın durum’u karşılamaz.

2.2.9. Sayı Öbeği

on beş, doksan dokuz, yüz elli üç, bin beş yüz altmış vb. iki veya daha çok sayı adının (iki yüz, beş bin, bir milyon vb. sıfat tamlaması formunda olanlar hariç) bir araya geldiği öbeklerdir. Her bir sayı adı, sonrasında gelen bir başka sayı adıyla eksiz olarak ilişkilenir; ancak yalın durum söz konusu değildir.

2.2.10. Edat Öbeği

Pek çok önemli dil bilgisi çalışmasında edat öbeklerinin yalın veya durum ekli bir isim veya isimlikle bir edattan oluştuğu belirtilmiştir (Deny, 1941: 559; Ergin,

1988: 345; Buran, 1996: 55; Atabay ve diğerleri, 2003: 116-124; Korkmaz, 2003:

1062 vb.): bu gibi, posta ile, başarmak için, avuç kadar. Ancak edatlarla isimlerin veya isimliklerin bu eksiz ilişkisini yalın durum’la açıklamamak gerekmektedir.

Çünkü edatla isim veya isimliklerin ilişkisi söz dizimsel olarak yüklemle özne arasındaki ilişkiden farklıdır. Son görünümüyle eksiz” olan bu ilişkilerin gerçekte ne olduğunu belirleyebilmek için edatların köken bilgisel geçmişlerine bakmak gerekecektir. Örneğin gibi edatı “kip” ismine gelen iyelik ekinin kalıplaşması sonucu oluştuğuna ve iyelikli isimler kendilerinden önce gelen bir başka isim veya isimlikle tamlama ilişkisi içinde bulunduklarına göre “bu gibi/ bunun gibi”

yapılanmalarının her ikisinde de tamlayan durumundan söz etmek daha doğru olacaktır.

2.2.11. İsnat Öbeği

sütü bozuk, gözü açık, ayak yalın, başı boş, karnı tok vb. “Dayandırma”

esasına göre oluşturulan bu sözcük öbeği, yukarıda sıralanan sözcük öbekleriyle karşılaştırıldığında gerçekten sıra dışı görünmektedir. Çünkü bu sözcük öbeğinde ikincisi bir “özellik”, bir “nitelik” belirten, ilki kendisine bu “özellik”in ve

“niteliğin “dayandırıldığı” iki isim söz konusudur (Bu açıdan değişkenlerin söz dizimsel sırası değiştirildiğinde sıfat tamlaması elde edilir.). Birinci değişken iyelik ekli veya iyelik eksiz olabilir; ancak yalın durumdadır. Bu noktada birinci değişken için Ergin’in verdiği “ya yalın halde bulunur veya iyelik eki almış olur”

biçimindeki bilgiyi (370), gözden geçirmek gerekmektedir. Genellikle fiil soylu olan ikinci değişken ise eksizdir; ancak yalın durumda değildir.

2.2.12. Tamlamalı Öbek

Bizim kız, senin kitap, benim kedi vb. Bu öbeklerde birinci değişken tamlayan durumundaki ben, sen, biz ve siz zamirleridir; ikincisi ise eksiz bir isimdir (Ahmetlerin büyük ev, Mehmetlerin oğlan vb. öbek yapılar, standart Türkiye Türkçesinde kullanılmamaktadır.). İkinci değişken, son görünümüyle eksizdir;

ancak gerçekte, birinci değişkende yer alan kişi zamirinin anlamsal baskısının gerek bırakmadığı “sıfır ekli” iyelikler söz konusudur.

2.2.13. Yönelmeli Öbek

Cana yakın, keyfine düşkün, başa bela vb. Öbeğin ikinci değişkeni eksizdir;

ancak yalın durumda değildir.

2.2.14. Kalmalı Öbek

Yükte hafif, beşte üç, işinde usta vb. Öbeğin ikinci değişkeni eksizdir; ancak yalın durumda değildir.

2.2.15. Çıkmalı Öbek

Doğuştan sakat, candan arkadaş, gözden uzak vb. Öbeğin ikinci değişkeni eksizdir; ancak yalın durumda değildir. Ergin bunlara eklediği “gençlerden üçü,

bunlardan biri vb. “örnekleri ayrı bir kategoride değerlendirmek gerekmektedir.

Çünkü bu son örnekler, değişkenlerinden ilki tamlayan durumunda, ikincisi ise iyelik ekli “isim tamlamaları”.

2.2.16. İsim-Fiil Öbeği

-ma, -mak ve -°ş isim-fiil eklerinden birini alan bir fiille, ona bağlı cümle ögelerinden oluşur. Bu ögeler içinde, ekli veya eksiz tamlayan durumundaki nesneler, yönelme, çıkma, bulunma durum ekli dolaylı tümleçler ve durum ekli veya durum eksiz zarf tümleçleri bulunabilir. Ancak isim- fiil öbeklerinde yer alan yüklemcik, özne görevinde ve yalın durumda bir isimle ilişkilenmez. Zaten birtakım dönüşümler söz konusu değilse fiilin öznesini belirlemek güçtür: günde beş saat ders anlatma, iştahla yemek yemek, söz söyleyiş vb.

2.2.17. Sıfat-Fiil Öbeği

-an, -maz, -r, -ar, -asI, -d°k, -acak, -m°ş sıfat-fiil eklerinden birini alan bir fiille, ona bağlı cümle ögelerinden oluşur. Bu ögeler içinde, ekli veya eksiz tamlayan durumundaki nesneler, yönelme, çıkma, bulunma durum ekli dolaylı tümleçler ve durum ekli veya durum eksiz zarf tümleçleri bulunabilir. Sıfat-fiil öbeklerinde, özne görevinde ve yalın durumda bir isim veya isimlik bulunur.

Ancak bazen bu özneler dönüşümlerle biçim bilgisi düzlemine çıkar. Bu konuda daha sağlam bilgilere, fiilimsi öbeklerine yönelik ayrınıtılı çalışmalar sonucunda ulaşılabilir: dün adrese gönderilen, bunun üzerine kitap yayınlandık(ı), modası uzun zaman önce geçmiş vb.

2.2.18. Zarf-Fiil Öbeği

-°p, -°nca, -madan, -a (… -a) gibi eski, -arak,-d°ğ°nda, -d°kça vb. gibi görece yeni zarf- fiil eklerinden birini alan bir fiille, ona bağlı cümle ögelerinden oluşur. Bu ögeler içinde, ekli veya eksiz tamlayan durumundaki nesneler, yönelme, çıkma, bulunma durum ekli dolaylı tümleçler, durum ekli veya durum eksiz zarf tümleçleri ve özneler bulunabilir. Fiilimsi öbekleri içinde, en fazla zarf- fiil öbeklerinin özne görevinde ve yalın durumda isim veya isimliklerle ilişkilendiği görülür: insan kitap okuyunca, çocuk yavaşça yanıma yaklaşarak, yaşam sürdükçe vb.

2.2.19. Kısaltma Öbekleri

Bilindiği gibi Ergin, “kelime gruplarının ve cümlelerin kısalması, yıpranması”

sonucunda oluştuklarını belirttiği kısaltma öbeklerini sistemli olarak ele almamış, örnekler sıralamakla yetinmiştir (375). Gerçekten de incelenmeye değer bu öbeklerin bir bölümünde eksiz isimler vardır. Ancak bu eksiz isimlerin yalnızca sınırlı bir bölümü için yalın durumdan söz edilebilir: gün aydın, baş aşağı, eller yukarı, baş üstüne vb. örneklerde açık; yan yana, baş başa, el ele, omuz omuza vb. örneklerde göreceli bir yalın durumdan söz edilebilir. Sola çark örneğindeki eksiz isim ise kesinlikle yalın durumda değildir.

Belgede III. CİLT / VOLUME III / TOM III (sayfa 179-184)