• Sonuç bulunamadı

Zengin bir söz varlığının temelleri eğitim öğretim süreci içerisinde olmakla beraber bu süreç hayat boyu devam eder. Okul öncesi dönemde aile içinde yavaş yavaş oluşmaya başlayan söz varlığı eğitim öğretim sürecinde sağlam bir temele oturma imkânı bulur. Eğitim öğretim sürecinde kişi farklı derslerde ve farklı konularda, söz varlığını oluşturacak birçok yeni kelime ile karşılaşır ve öğrenir.

Bebeklikte çeşitli seslerin çıkarılması ve bazı kelimelerin taklit edilmeye çalışılması ile oluşmaya başlayan söz varlığında ailenin etkisi de önemli görülmektedir. Ailenin çocuğa ayırdığı kaliteli zaman, çocuğun söz varlığının oluşumunda önemli rol oynar.

Hatta bu yüzdendir ki bakımevlerinde yeterli sevgi ve ilgi görmeyen, kimsesiz çocukların daha geç konuştuğu ve söz varlıklarının da az olduğu görülmektedir (Çankırılı ve Aydın, 2003: 314-315)

Söz varlığı, aile, arkadaş çevresi, eğitmenler, iletişim araçları ve her çeşit okuma materyallerinden beslenebilmektedir. Eğitim açısından bakıldığında, söz varlığının oluşumu ve gelişiminde ders kitaplarının etkisi de büyüktür. Çünkü sosyoekonomik şartların getirdiği bir sonuç olarak hâlâ günümüzde tek okuma kaynağı olarak ders kitaplarını kullanan büyük bir kitlenin olduğu görülmektedir (Karadağ ve Kurudayıoğlu, 2010: 425).

Kişiler okul öncesi, okul dönemi ve okul sonrası dönemde edindikleri kelimelerle birbirleriyle iletişim kurarlar. Kişilerarası iletişimin sağlıklı olabilmesi için iletişim sırasında kişilerin kullandıkları kelimelerin anlamlarını bilmesi önemlidir. Eğer muhatap olunan kişi, kullanılan kelimeleri anlamıyorsa sağlıklı bir iletişimden bahsedilemez. Bu nedenle kişilerarası ortak söz varlığının bulunması sağlıklı iletişim için faydalı olacaktır. Tosunoğlu (1999: 72) da aynı dili konuşanların ortak söz varlığına sahip olmalarının gerekliliğini belirtmiş ve bu ihtiyacın temel söz varlığını belirlemeyi zorunlu kıldığını ifade etmiştir. Kaplan (2000: 175) da kişilerin yazarken ve konuşurken aynı kelimelerle kendilerini ifade etmesinin önemini “Bir sözcük ne kadar çok sayıda insan tarafından bilinirse, anlaşma sahası da o kadar geniş olur.”

cümlesi ile vurgulanmıştır.

Türkiye’de ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite eğitimleri süresince öğrencilerin edinmesi gereken söz varlığı hakkında herhangi bir planlama yapılmamıştır. Bazı

ülkeler eğitim öğretim hayatının farklı kademeleri için böyle bir planlama yapmış ve bu doğrultuda çalışma planı uygulamaya geçirmişlerdir. Karakuş (2000: 128), İngiltere ve Almanya’da okul öncesi için 2000 kelimenin, 7 ilâ 12 yaş aralığındaki çocuklar için ise 5000 kelimenin öğretilmesinin hedeflendiğini ifade etmiştir. Yine bu ülkelerde kültürlü bir insanın yaklaşık 22.000 – 27.000 kelime ile kendini ifade etmesi gerektiği, kendini yetiştirmiş bir insanın ise 40.000 kelime bilmesi gerektiği tespitinde bulunulmuş ve bu sayıları eğitim hayatında bir hedef olarak kabul ettikleri belirtilmiştir.

2006 İlköğretim Türkçe Dersi (6, 7, 8. Sınıflar) Öğretim Programı söz varlığı bakımından incelendiğinde programın başında “Genel Amaçlar” başlığı altında

“Okuduğu, dinlediği ve izlediğinden hareketle, söz varlığını zenginleştirerek dil zevki ve bilincine ulaşmaları; duygu, düşünce ve hayal dünyalarını geliştirmeleri” ifadesi yer almaktadır. Bu amaç, söz varlığının zenginleştirilmesinde anlama becerileri olan okuma ve dinlemeden hareket edileceğini, bunun da dil zevki ve bilinci oluşturacağını ve böylece öğrencilerin duygu düşünce ve hayal dünyalarını geliştireceğini vurgulamaktadır. Söz varlığını zenginleştirmenin yararlarını açıkça ortaya koyması bakımından bu amaç isabetli görülmektedir (Kurudayıoğlu ve Sosyal, 2016: 128).

Yapılandırmacı anlayışla oluşturulan 2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda (MEB, 2005) doğrudan kelime öğretimi hakkında herhangi bir bilgi verilmemiştir.

Fakat hem 1-5. sınıf hem de 6-8. sınıf Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda kelime öğretimi ile ilgili kazanımlara yer verilmiştir. 1-5. sınıf Türkçe Ders Programı’nda okuma becerisi başlığı altında bulunan ‘Söz Varlığını Geliştirme’ alt başlığı altında şu kazanımlar verilmiştir:

Seslerden heceler, hecelerden kelimeler, kelimelerden cümleler oluşturarak okur.

Kelimelerin gerçek, mecaz ve terim anlamlarını ayırt eder.

6-8. Sınıf Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda ise kelime öğretimi ayrı bir şekilde ele alınmamış, hem okuma hem de dinleme ‘söz varlığını zenginleştirme’ alt başlığı altında şu kazanımlar verilmiştir:

Okuma Becerisi-4. Söz Varlığını Zenginleştirme

Kelimeler arasındaki anlam ilişkilerini kavrayarak birbiriyle anlamca ilişkili kelimelere örnek verir.

Aynı kavram alanına giren kelimeleri, anlam farklılıklarını dikkate alarak kullanır.

Okuduğu metinde geçen kelime, deyim ve atasözlerini cümle içinde kullanır.

Okuduklarından hareketle öğrendiği kelimelerden sözlük oluşturur.

Dinleme Becerisi-4. Söz Varlığını Zenginleştirme

Kelimeler arasındaki anlam ilişkilerini kavrayarak birbiriyle anlamca ilişkili kelimelere örnek verir.

Aynı kavram alanına giren kelimeleri, anlam farklılıklarını dikkate alarak kullanır.

Dinlediklerinden/izlediklerinden hareketle yeni öğrendiği kelimelerden sözlük oluşturur.

Güney ve Aytan (2014: 620), 2005 yılında hazırlanan 1-5. sınıf ile 6-8. sınıf Türkçe Dersi Öğretim Programları arasındaki farkı şu şekilde açıklar: “6-8. sınıf Türkçe öğretim programında dinleme ve okuma becerileri içinde verilen kelime öğrenimi yöntemleri aynıdır. Aralarındaki fark elde edilirken kullanılan aktif beceri alanıdır. 1-5. sınıf Türkçe programıyla 6-8. sınıf Türkçe programı arasındaki fark genel olarak ilkokul programının pasif kelime hazinesini; ortaokul programının ise aktif kelime hazinesini geliştirmeyi hedef almasıdır. 6-8. sınıf Türkçe programında yer verilen yöntemler ‘kelimeleri, deyimleri ve atasözlerini cümle içerisinde kullanma’ ve

‘sözlük’ çalışmalarıdır. 1-5 programında ‘görseller’, ‘kelimenin yapı analizi’, ‘anlam ilişkilerini ayırt edebilme’ ve ‘sözlük çalışmaları’ işe koşulmuştur. İki Türkçe programı arasında göze çarpan ortaklık sözlük kullanımıdır.”

2015 yılında oluşturulan ve kademeli olarak uygulanmaya konulan Türkçe Dersi (1-8. sınıflar) Öğretim Programı’nda (MEB, 2015) da doğrudan kelime öğretimi ve kelime hazinesi ile ilgili herhangi bir bilgi verilmemiştir. 2005 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda okuma, dinleme/izleme, konuşma, yazma ve dil bilgisi olmak üzere beş başlık altında toplanan öğrenme alanları 2015 programında sözlü iletişim, okuma ve yazma olarak üç başlık altında toplanmıştır. Kurudayıoğlu ve Sosyal (2016: 132), 2015 Türkçe Dersi Öğretim Programında kelime öğretimi ile ilgili şöyle bir değerlendirmede bulunurlar: “Programın Genel Amacı başlığı altında yer alan maddelerden biri ‘Okuduğu, dinlediği ve izlediğinden hareketle, söz varlığını zenginleştirerek dil zevki ve bilincine ulaşmalarını; duygu, düşünce ve hayal dünyalarını geliştirmelerini sağlamak’ şeklindedir. Buradan 2015 programının genel

amaçlarından birinin de öğrencilerin söz varlığını zenginleştirmek olduğu görülmektedir. Bu ifade 2006 programının ‘Genel Amaçlar’ başlığındaki ifadeyle aynı olması yönüyle dikkat çekmektedir.”

Son oluşturulan 2015 Türkçe programında Sözlü İletişim, Okuma, Yazma olarak üç başlık altında düzenlenen öğrenme alanları içerisinde, söz varlığı veya kelime öğretimi ile ilişkilendirebileceğimiz 5. sınıf kazanımlarına aşağıda yer verilmiştir:

Türkçe Dersi 5. Sınıf Kazanımları

T5.1. Sözlü İletişim

T5.1.1. Akranlarıyla ve yetişkinlerle bir konuyu konuşur/tartışır.

T5.2. Okuma

T5.2.18. Anlamını bilmediği sözcükleri ve sözcük gruplarını öğrenir.

Sözcükleri öğrenmek için görseller, sözlük, atasözleri ve deyimler sözlüğü vb.

araçlar kullanılacaktır.

T5.2.19. Okuduğu metindeki sözcük ve sözcük gruplarının cümle içinde kazandığı anlamı fark eder.

T5.2.20. Kelimelerin eş ve zıt anlamlarını bilir. T5.2.21. Eş sesli kelimelerin anlamlarını ayırt eder.

T5.3. Yazma

T5.3.5. İçeriğe uygun atasözleri, deyimler ve özdeyişler kullanır.

Türkçe Öğretim Programı’nda (2005) kelime hazinesi ve öğretimi ile ilgili bir boşluk görülmektedir. Programdaki bu boşluğu Karakuş (2000: 129), ülkemizdeki farklı yaş gruplarına yönelik kelime hazinesi hedefleri belirleyerek şu şekilde kapatmaya çalışmıştır. Buna göre:

“0-6 Yaş Grubu: 2000-3000 kelime,

7-12 Yaş Grubu: 5000 kelime (Bu yaş grubundaki çocuk standart dildeki kelimelerin 15 tanesinin tarifini yapmalı),

13-18 Yaş Grubu: 20000 kelime (Rakamlar kesin olarak kabul edilmemelidir)”

belirlenen bu hedeflerle kişilerin söz varlığının istenilen seviyeye çıkarılması amaçlanmıştır.

Eğitim öğretim sürecinde, eğitmenlerin öğrencilerin söz varlıklarını bilmemeleri ve tespit edememelerinden kaynaklanan iletişim sıkıntıları görülebilmektedir.

Kazanımların hedef kitleye başarıyla kazandırılmasında söz varlığının önemli etkisi olduğu düşünülmektedir. Tosunoğlu (1991), öğrenciler için belirlenecek temel söz varlığı hedefleriyle neyin, ne kadar, hangi kelimelerle öğretileceğinin de belirlenmiş olacağını ifade etmiştir. Bu doğrultuda her seviyeye göre ayrı ayrı düzenlenecek olan kelime listeleri; bireyin kavrama, algılama, yorumlama, karar verme gibi zihinsel fonksiyonlarını ve hedeflenen toplumun özelliklerini kapsadığı için başlangıç kadar bitişi de belirleyeceğini bu sebeple nelerin ne kadar öğretileceğini yaklaşık olarak göstereceğini ifade eder.

Kurudayıoğlu (2005: 10), dil becerilerinin anlama ve anlatma olmak üzere ikiye ayrılmasını temel alarak şunları söyler: “Anlamayı okuma ve dinleme; anlatmayı da yazma ve konuşma becerileri oluşturmaktadır. İşte bu beceriler açısından kelime hazinesi ele alındığında bireyin duygu ve düşüncelerini yazma ve konuşma yoluyla ifade ederken kullandığı kelimeler anlatmaya yönelik kelime hazinesini, dinlediğini ve okuduğunu anlama süreçleri de anlamaya yönelik kelime hazinesini oluşturmaktadır.” İfadeden de anlaşıldığı üzere hem anlama becerisi hem de anlatma becerisinde öğrencilerin sahip olduğu söz varlığının etkisi bulunmaktadır.

Söz varlığının, dile ait beceri alanları ile yakından ilgili olduğunu ifade eden Pilav (2008: 41) da şu şekilde devam eder: “Temelde anlama ve anlatma diye ikiye ayırdığımız dil becerileri tamamen kelime hazinesine yaslanarak gerçekleşir. Kişinin okuma ve dinleme suretiyle gerçekleştirdiği anlama becerisi anlamaya yönelik kelime hazinesini, konuşarak ve yazarak gerçekleştirdiği anlatma becerisi de anlatmaya yönelik kelime hazinesini meydana getirmektedir. Böylece kelime hazinesini anlama kelime hazinesi ve anlatma kelime hazinesi diye ikiye ayırmamız daha doğru olacaktır. Daha da ileri giderek anlama kelime hazinesini, dinleme ve okuma kelime hazinesi şeklinde ayırıma tabi tutabiliriz. Böylece özellikle bir kişinin kelime hazinesi dediğimizde hangi dil becerisine ilişkin kelime hazinesini kastettiğimizi mutlaka açığa vurmalıyız.”

Günlük hayatta çeşitli sebeplerle bireyin kendisini ifade etmesini sağlayan kelimelerden oluşan söz varlığı aktif ve pasif kelimelerden oluşur. Aktif kelimeler, günlük hayatta bazen yazılı olarak bazen sözlü olarak kullanılan ve rahat bir şekilde anlaşılan kelimelerdir. Günlük hayatta iletişimde bulunulan kişilerden duyulan veya

herhangi bir metinden okunan, anlaşılan fakat kullanılmayan kelimeler ise pasif kelimelerdir.

Bireyin sahip olduğu kelimelerin tamamını kelime hazinesi olarak kabul eden Güney ve Aytan (2014: 619) aktif kelime hazinesini oluşturan kelimelerin sözlü ve yazılı anlatımda bilinçli olarak kullanılan kelimeler olduğunu; pasif kelime hazinesini oluşturan kelimelerin ise anlatım faaliyetlerinde kullanılmadığını fakat okuma ve dinleme becerilerinde karşılaşıldığında anlamlandırılabilen kelimeler olduğunu ifade ederler.