• Sonuç bulunamadı

Yazılı üretimlerde yazılacak bir konu belirlenir, belirlenen konu sınırlandırılır, sınırlandırılan konu ana düşünceye bağlanır ve belirlenen konu hakkında ne yazılacaksa belirlenerek uygun anlatım biçimi ile ifade edilir. İfade edilen şekilde taslağı oluşturulan yazı, sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşan cümleler ve cümlelerin bir araya gelmesiyle oluşan paragraflarla son hâlini alır. Etkili bir yazılı anlatım ürününde sözcükler, cümleler ve nihayet ortaya çıkan paragraflar özenle seçilmeli ve belirli kurallar göz önünde bulundurulmalıdır. Yazma sürecindeki bu dikkat ve titizlik başarılı bir yazılı anlatımın oluşmasını sağlayacaktır (Özdemir ve Binyazar, 2006: 125). Yazma eylemi, duygu ve düşüncelerin yazıya aktarılmasından ibaret değildir. Yazma sürecinde duygu ve düşünceler yazıya aktarılırken harflerin, hecelerin, kelimelerin ve cümlelerin kendi içerisinde bir anlam bütünlüğüne sahip olması gerekir. Bu doğrultuda cümlenin bile tek başına anlaşmayı sağlayamadığını, yazılı anlatım ürünlerinde asıl anlama metnin bütününden ulaşılabileceğini ifade eden dil bilimciler bulunmaktadır (Yaman, 2013: 83). Yazılı üretimlerde kullanılan sözcükler, oluşturulan cümleler kadar metnin genelinin de anlatmak istenilen konuyu verebilmesi önemli görülmektedir.

Yazılı bir anlatımda başarıyı yakalayabilmek birlik, denge ve canlılığa bağlıdır.

Birlik, yazı yazarken ana fikirden ayrılmamaktır. Denge, yardımcı unsurların ana fikir çevresinde orantılı olarak kullanılmasıdır. Canlılık, anlatımın sürükleyici, ilgi uyandırıcı bir nitelik taşımasıdır. Yazının bir plana bağlı olması, konunun sınırlandırılması, yazıya uygun bir başlığın seçilmesi, konuya uygun bir anlatım biçiminin kullanılması gibi bazı özellikler anlatımın doğru, etkili ve başarılı olmasını sağlar (Özkan, 2009: 188).

1.3.1. Sözcük

Duygu ve düşünceleri ifade ederken yararlanılan sözcükler, bir veya bir veya birden çok sesten oluşabilen dilin en küçük birimidir. Cümleler, sözcüklerin üzerine inşa edilir. Bu nedenle sözcükler seçilirken özen gösterilmeli, yerinde ve doğru sözcükler kullanmaya dikkat edilmelidir. Bu şekilde duygu ve düşüncelerimizi yazılı veya sözlü olarak ifade ederken amacımıza uygun ve daha rahat kendimizi ifade etmiş oluruz. Seçilen sözcükleri doğru ve yerinde kullanmak için anlamlarına hâkim olunması beklenir. Dolayısıyla bu anlamda kelime hazinesinin zengin olması gerekir.

1.3.2. Cümle

Sözcüklerin bir araya gelerek kurallı bir bütün hâlinde anlam ifade etmesi ile cümle oluşur. En küçük anlatım birimi olan cümle duyguların, düşüncelerin, olay ve durumların, cümle veya cümlelerden meydana gelen dil birlikleri ile karşılanmasıdır (Karahan, 2004: 9). Arıcı ve Ungan (2015: 18), başarılı bir cümlede bulunması gereken özellikleri şu şekilde sıralamışlardır:

a. Dil Bilgisi Kurallarına Uygunluk (Doğruluk): Doğru bir cümlede, cümlenin anlamından ya da yapısından kaynaklanan bir sorunun olmaması gerekir. Cümlenin öğeleri arasındaki bağlantının sağlam, çekim eklerinin uyumlu olması lazım.

Özellikle bilgilendirici metinlerde yüklemin sonda olmasına, öznenin açık olmasına dikkat edilmelidir.

b. Duruluk: Cümleden bir sözcük çıkarıldığında cümlenin anlamında daralma ve zafiyet oluşmuyorsa o sözcük o cümleye fazladan yazılmış demektir. Duruluk duygu ve düşünceleri az sözcükle tam, anlaşılır bir şekilde ifade etmektir. Eskilerin

‘Efradını cami, ağyarını mani’ (gerekli olan her şeyi alan, gereksizi dışarda bırakan) sözü, duru cümlenin anlamı ile örtüşmektedir. Bazı metinlerde sıklıkla geçen -ebilmek yardımcı fiilinin kullanılması duru bir cümlenin oluşmasına engel olmaktadır.

c. Akılcılık: Cümlenin ahengi ile ilgilidir. Okuyucunun dikkatinin dağılmasına neden olan kelimeler arasındaki ahenksiz bağlantıların varlığıdır. Metin akışında bütünün uyum içinde olmasını sağlayan, metnin kendine ait bir havasını oluşturan armoni, yazının akıcılığını oluşturmaktadır.

d. Açıklık: Bilgiye dayalı metinlerde ifadelerin ve kastedilen mananın açık, herkes tarafından farklı yorumlanmayacak biçimde olması gerekir. Okuyucu kesimin bilgi ve kültür seviyesi de göz önünde bulundurularak anlatımın açık ve anlaşılır olmasına dikkat edilmelidir.

e. Yalınlık (Sadelik): Anlamı bilinmeyen bir sözcüğün bir cümlede kullanılmaması yazı yazmanın ana ilkelerinden birisidir. Bireyin anlamını bilmediği sözcüğü kullanması anlatım bozukluğuna sebep olmakta aynı zamanda yazıda yalınlığın kaybolmasına engel olmaktadır. Cümle içinde mümkün olduğu kadar sözcüklerin gerçek anlamında kullanılmasına dikkat edilmeli, mecaz anlamı ağır basan sözcüklere, yazının türü ve seviyesi göz önünde bulundurularak yer verilmelidir.

Sözcükler, çoğu zaman tek başına duygu ve düşünceleri aktarmada yeterli olmadığı cümle denilmektedir (Korkmaz, 2007: 32). Aktaş ve Gündüz (2002: 84-85), cümleyi metin içindeki görevlerine göre tanım, açıklama, tasvir ve öykü cümleleri olmak üzere dört gruba ayırırlar. Tanım cümleleri, duygu ve düşüncelerin ne olduğunu anlatır ve genellikle yazıların giriş bölümü ya da yeni bir düşünceye geçişte yer alır.

Açıklama cümleleri, kendisinden sonraki cümleye ‘çünkü, zira, bu yüzden, bu sebepten, bunun için, bundan dolayı’ gibi bağlaçlarla bağlanır ve genellikle hüküm bildiren cümlelerden sonra başlar. Açıklama cümleleri ile zihinde ortaya çıkan düşüncelerin sebebi açıklanmaya çalışılır. Tasvir cümleleri ile de düşüncelerin ve olayların oluş biçimleri canlandırılır. Son olarak öykü cümleleri aracılığı ile olayın içinde kendine yer bulan kişi veya kişilerin belli bir mekân ve zaman içinde yaşadıkları olayı anlatan kısa ve hareketli cümlelerdir.

Yine Aktaş ve Gündüz (2002: 84-86), iyi bir cümlenin dil kurallarına uygun olması, mantıksal düzenlemenin olması yani cümlenin mantık açısından doğru olması, anlam olarak açık olması, cümlede ahenk ve akıcılığın sağlanması ve son olarak da cümlelerin rahat anlaşılabilmesi için duru, yalın olması gerektiğini belirtmişlerdir.

1.3.3. Paragraf

Cümlelerin bir araya gelerek oluşturduğu ve yazılı anlatımlarda başlıklar altında gruplanmış her bir bölüme paragraf denir. Bir yazıdaki duygu düşünce, olayla ilgili cümle veya cümleler topluluğu olan paragrafta bir olay, duygu ve düşünce bütünlüğü vardır (Özkan, 2009: 189). Bu nedenle paragraf yapmak okuyucuya bir düşüncenin bittiği yeni bir düşüncenin başladığı hissini verir. Böylece uygun bir şekilde oluşturulmuş paragraflar aracılığıyla yazının daha kolay anlaşılması sağlanmış olur.

Yazılı anlatımlarda iki satır başı arasında kalan paragraflarda duygu ve düşünceleri net bir şekilde ifade edebilmek için yardımcı düşüncelerle desteklenen ana düşünce bulunur. Aktarılmak istenen düşüncenin tam ve eksiksiz olması için paragrafı

oluşturan cümlelerin doğru, yerinde ve anlam olarak birbirine bağlı olarak sıralanması gerekir. Bu özellik, metnin anlam bütünlüğü için de önemlidir. Çünkü ortaya çıkan metin paragraflardan oluşur, paragraflar da cümlelerden oluşur.

Cümleler ve paragraflar birbirlerinden bağımsız gibi görünseler de anlam olarak birbirlerini tamamladıkları için aralarındaki anlamsal bağı koparmamak metnin bütünü için faydalı olacaktır. Bunun için de cümleler kurulurken Türkçe dil kurallarına riayet edilmelidir. Türkçe dil yapısında kurallı bir cümlede yüklem sonda bulunur ve yüklem kendisinden önceki bütün sözcüklerin düzenleyicisi hatta belirleyicisi görevindedir (Arıcı ve Ungan, 2015: 11). Dolayısıyla cümleleri şekillendiren, sözcüklerin nasıl dizileceğini belirleyen cümlenin yüklemidir.

Cümleleri kurmada gösterilen özen paragrafların oluşturulmasında da gösterilmelidir.

Cümleler ve paragraflar belirlenen amaca ulaşabilmek için tasarlanan düşüncelerin sıraya konulmasıdır. Bu doğrultuda cümlelerin ve paragrafların, metnin anlamlı bir bütünlük arz etmesi için ifade olarak birbiri ile çelişmemesi, uyumlu olması gerekmektedir. Arıcı ve Ungan (2015: 11), metinde fikirlerin birbiri ile anlamsal ve metinsel bağlarının olması gerektiğini ayrıca özellikle bilgiye dayalı öğretici metinlerde mekanik bir kurgunun şart olduğunu vurgularlar.

Doğru oluşturulmuş bütün yazılı anlatım metinlerinde, paragrafın yapısı ile yazının yapısı arasında sıkı bir benzerlik söz konusudur. Bir yazıda konu belli bir bakış açısına dayandırılır ve bu bakış açısı da ana fikri veren cümle olarak belirtilir. Aynı şekilde bir paragrafta da konuyu yönlendiren bir amaç cümlesi yani ana fikri ifade eden cümleye yer verilir. Paragrafı oluşturan cümleler, ana fikri veren cümleyi, anlaşılabilir kılmak için, açmak ve geliştirmek için onunla hem dil bakımından hem de mantık bakımından bağlantılı olur. Yazılı anlatım metinlerini oluşturan paragraflar, cümleler yığını değil, bir düşünceyle ilişkili cümleler topluluğudur.

Metin oluşturulan her paragraf yazı türüne göre olay, düşünce, duygu temelleri üzerine kurulur. Birden fazla cümleden oluşan paragrafların içinde, kendine has bir planlama vardır (Kavruk ve diğerleri, 2006: 142).

Yazılı anlatımlarda duygu ve düşüncelerin doğru ve etkili ifadesi için yazıların bir plan dâhilinde aktarılması gerekmektedir. Yazılı anlatımlarda, metnin türü, nasıl bir plan yapılacağını belirler. Düşünceye dayalı metinler ile duyguya dayalı metinlerin planları ve anlatım şekilleri farklılık gösterebilir. Yazının tamamında olması gereken plan, her paragraf için de ayrı ayrı olur. Yazının bütününde olduğu gibi paragraflarda da plan, giriş, gelişme ve sonuç şeklindedir. Arıcı ve Ungan (2015: 13), metni

oluşturan paragrafların taşıması gereken özellikleri, içerik ve dil bilgisi yönünden olmak üzere iki başlık altında aşağıdaki şekilde ifade etmişlerdir:

İçerik Yönünden

a) İyi bir paragrafta ana düşünce cümlesi açık olmalı, paragraf gereksiz ifadelerle uzatılmamalıdır.

b) Ana düşünceyi birinci derecede destekleyici fikirlerin ana düşünceye bağlı olması ve verilen fikirlerin mantıksal bir çerçeve içinde sunulması gerekir.

c) Ana düşünceyi destekleyen ikincil derecede fikirlerin bulunması ve bunların ana düşünceyi destekleyen birincil derecedeki fikirlerle çelişmemesi; fakat onlarla aynı türden de olmaması gerekir.

d) Tümceler arası parça-bütün, benzerlik-karşıtlık gibi ilişkilerin doğru olarak kurulmuş olması gerekir.

e) Fikirler tutarlı, amaçlı ve okuyucuyu ikna edici olmalıdır.

f) Sonuç cümlesi paragrafın sonunda ve yazarı destekler nitelikte olmalıdır.

g) Paragrafta ana düşünce tek olmalı, birden fazla ana düşünce olmamalıdır.

Dil Bilgisi Yönünden

a) Metinde düzeye uygun sözcüklerin kullanılmış olması, sözcük tekrarlarının fazla olmaması, seçilen sözcükler çeşitli, cümleye uygun ve fikri yansıtır nitelikte olmalı.

b) Cümleler çok kısa ya da uzun olmamalı,

c) Paragrafta yer alan cümlelerde anlatım bozukluğunun olmaması, yazım yanlışlarına ve noktalama işaretlerinin kullanımında hataya düşülmemesi gerekir.

Duygu ve düşünceleri yazıya aktarırken bunun etkili olabilmesi için yazılacak yazıda genelde anlatım bozukluğu ve cümle bozuklukları özelde ise dikkatsizlik, özensizlik, zihin bulanıklığı vb. olumsuz etkilerden uzak tutabilmek için anlatım biçimleri kullanılarak yazı oluşturulur.

Anlatımın ne şekilde olacağı yani anlatım biçimi yazarın amacına ve bakış açısına göre şekil alır. Paragraflarda bazen iki anlatım biçiminin iç içe geçecek şekilde anlatımın yapıldığı görüldüğü gibi tek bir anlatım biçimi ile anlatımın yapıldığı da görülür. Genellikle paragrafların bütününe bakıldığında bir anlatım biçiminin ağır bastığı fark edilebilir. Arıcı ve Ungan (2015: 13-17), anlatım biçimlerini bilgiye dayalı anlatım biçimleri ve duyguya dayalı anlatım biçimleri olmak üzere iki başlık altında sıralarlar. Buna göre açıklayıcı anlatım biçimi ve tartışmacı anlatım biçimi

bilgiye dayalı anlatım biçimleri, betimleyici/tasvire dayalı anlatım biçimi ve öyküleyici anlatım biçimi de duyguya dayalı anlatım biçimleri olarak adlandırılır.