• Sonuç bulunamadı

MADENCİLİĞİNİN DURUMU, İŞLETMECİLİĞİ VE GELECEĞİ

2. II. Grup (A) Bendi Madenlerin (agregaların) Ruhsatlandırma Süreci

5.2. Mevcut Agrega Üretim Politikası ve Yapılması Gerekenler

5.2.5. Ruhsat güvencesinin sağlanması

Ruhsat iptalinin en çok olduğu sektör agrega sektörüdür. Ülke-mizde de agrega ocakları için çok karmaşık, çok yavaş, ruhsat ve diğer izin süreçleri ile bunların geçerlilik sürelerinin kısa olması nedeniyle ge-lecek için üreticilerin yatırım yapamadıkları, dolayısıyla kaynaklarını et-kin ve verimli kullanamadıkları, kaliteli üretim için kaynak ayıramadıkları bilinmektedir. Ayrıca, aşağıda sunulan diğer sorunlar da ruhsat güven-cesini tehdit etmektedir.

5.2.5.1. Yatırımların diğer projelerle çakışması

Maden işletme faaliyetleri ile diğer yatırımların (RES, HES, GES, Enerji hatları, doğal gaz boru hatları, yol, kanalizasyon ve içme suyu hat-ları vb.) kamu yararı açısından önceliğini ve önemini tespit ederek verile-cek kararlarda; görünür rezerv alanı ile diğer yatırımın çakışması halinde öncelikle diğer yatırım için alternatif alanın bulunup bulunmadığı, maden rezervi ile yatırımın ülke ekonomisine sağlayacağı katma değer, her iki yatırımın süresi, büyüklüğü, çalışan/çalışacak olan işçi sayısı ve istihda-ma katkı dikkate alınarak değerlendirme yapılistihda-ması gerekir. Ancak agre-ga ruhsatlarının arama dönemi olmadığı için, işletme projesine mesnet teşkil eden görünür rezervin belirlenmesi mümkün olmadığından, yuka-rıda ifade edilen kıyaslamaların nasıl yapılacağı muallaktır. Dolayısı ile II.

Grup (a) bendi madenlerde en az 2 yıllık arama ruhsat dönemi olması ve bu konuda Maden Kanunu çerçevesinde yeniden düzenleme yapılması uygun olacaktır.

5.2.5.2. İhalelik sahaların izinlerinin alınması ile ilgili sorunlar Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilen II.

Grup (a) bendi maden ruhsatları sahiplendirildikten sonra alınması ge-rekli izinler hususunda problemler yaşanmaktadır. Madencilik faaliyeti yapmak adına ihale bedelini ödeyerek aldığı ve ruhsat sahibi olduğu sa-hanın izin problemleri nedeniyle faaliyete geçemediği durumlarda ülke ekonomisi ve istihdamı açısından ciddi bir kayıp yaşanmaktadır. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nce, ihale öncesi, ruhsat sahaları ile ilgili mülkiyet, ÇED, GSM izinlerinin uygunluk görüşlerinin ilgili makamlardan alınması ve bu izinler alınmadan sahanın ihaleye çıkarılmaması gerek-mektedir.

5.2.5.3. Hammadde üretim izinleri ile ilgili sorunlar

Esas işi agrega üretmek olan, bunun için gerekli yatırımları yapa-rak faaliyetini maden mühendisleri nezaretinde sürdüren üreticiler bu-lunmaktayken, diğer tarafta kamu ihalesinden işi almış ve proje süresi içinde sadece para kazanmayı hedefleyen müteahhitlere tahsis edilen ya da edilmeyi bekleyen Hammadde Üretim İzinli ruhsatlar bulunmakta-dır. Çoğunluğu yol kenarlarında yer alan H.Ü.İ ruhsatlarda müteahhitlerin önceliği proje süresi içinde gerekli üretimi yapıp işi bitirmek olmakta ve sonrasında bizlerin de gördüğü yüksek uçurumlar, düzensiz bırakılmış topoğrafya ve dağınık yığınlar kalmaktadır. Bu durumdan dolayı ham-madde üretim izinli işletmeler çevre, iş sağlığı güvenliği problemlerinin temelini oluşturmakta ve bundan dolayı kamuoyunda madencilikle ilgili oluşan kötü algıya neden olmaktadır. Üretilen agreganın kamu projesi haricinde kullanılmaması gerekirken piyasaya kayıtsız bir şekilde girdi-ği de duyumlar arasındadır. Hammadde üretim izni talep edilen alanlara uygun mesafelerde agrega işletmesi bulunması halinde kamu yatırım-larının hammadde ihtiyaçyatırım-larının, öncelikle o bölgede faaliyet gösteren işletmelerden, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ nün belirleyeceği bedellerle temin edilmeye çalışılması, temin edilemiyorsa son çare ola-rak hammadde üretim izninin verilmesi önerilmektedir.

5.2.5.4. Orman izinli alanlarda gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerinde yaşanan sorunlar

Madencilik faaliyetleri ülkelerin üretime dayalı gelişmesi bakımın-dan en önemli sektördür. Ülkelerin kendi yeraltı kaynakları o ülkelerin zenginlikleridir. Ne var ki bunların ekonomik olarak işletilebiliyor olması gerekmektedir. Türkiye’ de orman statüsündeki toplam 21,7 milyon hek-tar arazinin 55.000 ha. bölümü (%0,25) madencilik faaliyetlerine tahsis edilmiştir. Agrega madenciliğine tahsis edilen alan ise 15.000 ha. (%0,07) dır. Diğer taraftan günümüze kadar 8500 ha. alanın rehabilite edildiği de elimizdeki bir başka bilgidir.

Madencilik faaliyetleri doğası gereği, madenlerin bulunduğu yer-de yapılmak zorundadır. Bu alanlar hazine, tarım, orman ve özel mülki-yet iznine tabi alanlar olabilmektedir. Orman arazisinde yapılmak iste-nen madencilik faaliyetlerinde gerekli izinlerin alınması konusunda uzun süredir bir tıkanıklık yaşanmaktadır. Bu tıkanıklık madencilerin yatırım-larını yapmasını engellemekte, yapılacak faaliyetler orman izinlerinin gelmemesinden dolayı ertelenmekte, arazide yapılan çalışmalar izin genişletilemediğinden dolayı iş güvenliği risklerine yol açacak şekilde yapılmaktadır. İzin süreci aşıldığında ise üreticiler yüksek bedellerle kar-şılaşmakta, yapılacak iş ekonomik olmaktan çıkacak seviyeye gelmek-tedir. Madencilik faaliyetlerinde maliyetler incelendiğinde orman arazi izin bedeli en yüksek maliyet kalemi olarak ortaya çıkmaktadır.

5.3. Arz ve Talep İçin Geleceğe Bakış

Agrega tüketimi nüfus yoğunluğu ile doğru orantılı olarak artmak-tadır. Ülkemizde kentsel dönüşüm başta olmak üzere üst ve altyapı yatı-rımları ile mega projeler için sürdürülebilir agrega üretimi gerekmektedir.

Bu nedenle il bazında kısa, orta ve uzun vadeli agrega ihtiyacının belir-lenmesi, bu ihtiyacın hangi kaynaklardan karşılanacağının ortaya konul-ması ve agrega kaynaklarının koruma altına alınkonul-ması gerekmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye nüfusu 2030 yı-lında 90 milyon, 2040 yıyı-lında 100 milyon seviyelerine ulaşacaktır (Şekil 6). Türkiye’de kişi başı agrega tüketimini 6 ton olarak baz aldığımızda

2030 yılında 540 milyon ton, 2040 yılında 600 milyon ton agregaya ih-tiyacımız olacaktır.

Şekil 8. Türkiye Nüfusu 2018-2080 Tüik Nüfus Projeksiyonu

Benzer Belgeler