• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA ÇİMENTO HAMMADDELERİ VE YAPI MALZEMELERİ REZERVLERİ, İŞLETMECİLİĞİ & GELECEĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE DE VE DÜNYADA ÇİMENTO HAMMADDELERİ VE YAPI MALZEMELERİ REZERVLERİ, İŞLETMECİLİĞİ & GELECEĞİ"

Copied!
82
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA ÇİMENTO HAMMADDELERİ VE YAPI MALZEMELERİ

REZERVLERİ, İŞLETMECİLİĞİ &

GELECEĞİ

(2)
(3)

İçerik

Açıklamalar 9

Önsöz 11

TÜRKİYE’DE ÇİMENTO ÜRETİMİ, İŞLETMECİLİĞİ VE GELECEĞİ 13

1. Giriş/Tanıtım 13

2. Arz Durumu 14

2.1. Çimento Üretimi ve Çimento Hammaddeleri 14

2.2. Dünyada Çimento Üretimi 17

2.3. Geri Dönüşümden Çimento Tedarik İmkânları 21 2.4. Türkiye’de Çimento Ticareti (İhracat-İthalat) 21

3. Talep Durumu 23

3.1. Türkiye ve Dünya Çimento Tüketimi 23

3.2. Çimento Kullanım Alanları 24

3.3. Çimento Fiyatlarının Gelişimi 26

4. Diğer hususlar 27

4.1. Mevcut Üretim Politikası ve Yapılması Gerekenler 27

4.2. Arz ve Talep İçin Geleceğe Bakış 36

TEŞEKKÜR 37

REFERANSLAR 38

TÜRKİYE’DE KİREÇ ÜRETİMİ, İŞLETMECİLİĞİ VE GELECEĞİ 40

1. Giriş/Tanıtım 40

2. Arz Durumu 41

2.1. Kireç Üretimi ve Kireç Hammaddeleri 41

2.2. Dünyada Kireç Üretimi 45

2.3. Geri Dönüşümden Kireç Tedarik İmkânları 47 2.4. Türkiye’de Çimento Ticareti (İhracat-İthalat) 47

3. Talep Durumu 47

3.1. Türkiye’de ve dünyada kireç tüketimi 47

3.2. Kirecin Kullanıldığı Ana Sektörler 47

(4)
(5)

3.3. Kireç Fiyatlarının Gelişimi 48 4.Diğer hususlar

4.1.Mevcut Üretim Politikası ve Yapılması Gerekenler 49

4.2.Arz ve Talep İçin Geleceğe Bakış 49

TEŞEKKÜR 51

REFERANSLAR 52

TÜRKİYE’DE AGREGA MADENCİLİĞİNİN DURUMU,

İŞLETMECİLİĞİ VE GELECEĞİ 54

1. Giriş/Tanıtım 54

2. II. Grup (A) Bendi Madenlerin (agregaların) Ruhsatlandırma Süreci 55

3. Arz Durumu 60

3.1. Türkiye’de Agrega Kaynaklarının Durumu 60

3.2. Dünyada Agrega Madenciliğinin Durumu 61

3.3. Geri Dönüşümden Agrega Tedarik İmkanları 63 3.4. Dünya’da ve Ülkemizde Agrega Ticareti (İthalat-İhracat) 64

4. Talep Durumu 71

4.1. Dünyada ve Ülkemizde Agrega Tüketimi 71

4.2. Agreganın Kullanım Alanları 72

4.3. Agrega Fiyatlarının Gelişimi 73

5. Diğer hususlar 74

5.1. Agrega Madenciliğinin diğer madencilik faaliyetlerinden

farkları ve ülkemizde “Agrega Politikası”nın gerekliliği 74 5.2. Mevcut Agrega Üretim Politikası ve Yapılması Gerekenler 75

5.3. Arz ve Talep İçin Geleceğe Bakış 79

5.4. Sektörün Yönetimi 81

TEŞEKKÜR 82

REFERANSLAR 83

(6)
(7)

Açıklamalar

Hazırlanan bu rapor mümkün olan en güncel veriler ile en güvenilir kaynaklardan alınarak hazırlanmıştır. Diğer raporlar ile uyumlu olması ve standardizasyonun sağlanması için USGS, Trademap, MTA ve MAPEG gibi kurum ve kuruluşlardan alınan veriler kullanılmıştır. Raporda çeşitli “yoğun- laşma endeksleri” kullanılmıştır. Bunlar Herfindahl-Hirschman (HHI), Con- centraton Ratio 4 (CR4) ve Shannon-Weiner Diversity (SW) endeksleridir.

Herfindahl-Hirschman Endeksi

HHI herhangi bir pazarda, üretimde ya da benzeri bir durumda kul- lanılabilen, büyük değerlere karelerini alarak daha fazla ağırlık verir.

S = Pazar Payı (%)

HHI>1500 ise rekabetçi

2500>HHI>1500 ise orta düzeyde yoğun (rekabetçi – yoğun)

5000>HHI>2500 ise yüksek düzeyde yoğunlaşma (yoğun – oligopol) HHI>5000 ise duopol - monopol

Concentration Ratio 4 Endeksi

CR4 endeksi de literatürde oldukça yaygın olarak kullanılan yo- ğunlaşma endekslerinden birisidir. Bu endekste bir pazarda ya da üre- timde bulunan en büyük 4 firmanın/ülkenin/satıcının Pazar paylarının toplanması ile hesaplanır.

S = Pazar Payı (%)

CR4=0 ise tam rekabetçi

40>CR4>0 ise rekabetçi pazar – monopolistik rekabet 60>CR4>40 ise gevşek oligopol – monopolcü rekabet 100>CR4>60 ise sıkı oligopol – duopol

CR4=100 ise tam monopol

(8)

Shanon Wiener Endeksi

SW endeksi biyolojiden ekonomiye kadar pek çok farklı alanda kullanılabilen “çeşitliliği – diversity” ölçen bir endekstir.

S = Pazar Payı (%)

CN = eSW CN: Kritik Ülke Sayısı

SW<2 ise sıkı oligopol – duopol – monopol

2,5>SW>2 ise rekabetçi oligopol – rekabetçi yoğun 3>SW>2,5 rekabetçi

(9)

ÖNSÖZ

Türkiye İçin Önem Arz Eden Madenler Çalışması; Türkiye eko- nomisinin geleceğine yön verecek bor, trona, perlit, feldspat ve doğal taşların yanı sıra, ekonomiye ve sektörlere önemli katma değeri olan, toplamda 29 önemli madenin mevcut durumunu ve geleceğini masaya yatırmak amacıyla hazırlanmıştır.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) tarafından hazırlanan ra- por; ihracatçılar ve sektör oyuncuları için gelecek yol haritasının çıkarıl- masında önemli katkılar sunuyor.

Her bir maden özelinde hazırlanan; Türkiye ve dünya genelinde ihracat-ithalat rakamları, üretim miktarı, rezerv, arz talep durumu gibi verileri içeren raporlar, yatırımcıların yönelmesi gereken alan ve maden- lere de geniş bir perspektif çiziyor. Madenlerin kullanım alanları, yapı- lan swot analizleriyle verilen risk ve fırsatlar, sektör oyuncularına odak noktalarının çıkarılmasına destek oluyor. Madenlerin dünya pazarından aldıkları pay, ülke sıralama ve kullanıldıkları sektör bilgileriyle de sektör temsilcilerinin yatırım yapmaları gereken alanlara ışık tutuyor.

Geçmiş yılların verilerine dayanan projeksiyon çerçevesinde 29 madenin birçok açıdan derinlemesine incelendiği raporlar, sektöre yeni girecekler veya sektörde yeni madenlere, yeni alanlara yatırım yapacak- lara önemli bir pusula oluyor.

Madencilik sektörünün tarımdan, havacılık ve savunmaya, oto- motiv ve sağlığa kadar birçok kritik sektörde ve hayatın içinde ne denli önemli bir yeri olduğunu da gösteren rapor, madencilik sektörünün ih- racat ve gelecek hedeflerine ulaşması için de önemli bir kaynak oluyor.

Sektörün çatı kuruluşu İMİB olarak madencilerimize ve maden- cilik sektörüne yeni bir vizyon ve katma değer yaratacağına inandığı- mız raporumuzun sektöre girecek yeni temsilcilerimize önayak olma- sını, ulaşmak istedikleri noktada kendilerine yeni ve vizyonu olan bir yol çizmesine katkı sağlamasını umuyoruz. Birliğimizin temel iştigal alanını oluşturan doğal taşlar, metalik madenler, endüstriyel mineraller ve diğer madencilik ürünlerinin ülkemizde gelişmesi ve sektörün küresel pazar-

(10)

da daha fazla pay elde edebilmesi için çalışmalarımıza ve sektörümüze yön vermeye devam edeceğiz.

Sektörümüz için son derece değerli bir yol haritası çizen, dünya maden rezervleri açısından belli başlı madenlerde sahip olduğumuz coğrafi ve ekonomik zenginliği ortaya koyan raporumuzu keyifle oku- manızı diler, katkılarından dolayı kıymetli sektör temsilcilerimize ve Sivil Toplum Kuruluşlarımıza, Sayın Dr. Mikail Başyiğit’e, İMMİB Maden Sektör Şubesi çalışanlarına teşekkürlerimizi sunarız.

(11)

TÜRKİYE’DE ÇİMENTO

ÜRETİMİ, İŞLETMECİLİĞİ VE GELECEĞİ

1. Giriş/Tanıtım

Killi ve kalkerli kütlelerin belirli oranlarda karıştırılıp öğütülmesiyle oluşan farinin en az sinterleşme sıcaklığına kadar ısıtılarak pişirilmesi ve oluşan klinkerin alçı taşıyla birlikte öğütülmesiyle birlikte elde edilen çi- mento standartlarına uygun hidrolik bağlayıcı maddedir.

Çimento ana hammaddeleri killi ve kalkerli maddelerdir. Kil gerekli olan SiO2 bileşenini temin eder. Az miktarda Al 2O3 ve Fe2O3 bulundu- rur. Kalkerli kütle: Kireç taşı (CaCO3) , CaO , MgO , marn ,istiridye kabuğu kullanılabilir.

Kırılmış kalker, kil ve gerekiyorsa demir cevheri ve / veya kum ka- tılarak öğütülüp toz haline getirilir. Bu malzeme 1400-1500°C'de döner fırınlarda pişirilir. Meydana gelen ürüne "klinker" denir.

Daha sonra klinkere bir miktar alçı taşı eklenip (%4-5 oranında) çok ince toz halinde öğütülerek Portland Çimentosu elde edilir. Katkılı çimento üretiminde; klinker ve alçı taşı dışında, çimento tipine göre tek veya birkaçı bir arada olmak üzere tras, yüksek fırın cürufu, uçucu kül, silis dumanı vb. katılır. En çok kullanılan çimento tipleri Portland Kom- poze Çimento, Katkılı Çimento, Cüruflu Çimento ve Sülfata Dayanıklı Çi- mento'dur, bunun dışında özel amaçlar için Beyaz Portland Çimentosu ve diğer bazı tip çimentolar kullanılmaktadır.

(12)

2. Arz Durumu

2.1. Çimento Üretimi ve Çimento Hammaddeleri

Çeşitli madencilik işlemleri ve ocak çıkışıyla elde edilen ham- maddeler, yeterli tane boyu inceliğini sağlamak amacıyla önce öğütme- ye ardından da tane boyu dağılımını yarı mamülün bütününe eşit olarak yaymak için harmanlamaya tabi tutulmaktadırlar. Homojenize olmuş ve döner fırına besleme yapılacak bu malzemeye ‘farin’ adı verilmektedir.

Farin hafif eğimli olan ve sürekli rotasyon gerçekleştiren bir döner fırında sinterleşme derecesi olarak ifade edilen yaklaşık 1450°C’lik bir sıcaklığa kadar pişirilmektedir. Bu fırınlar eğimli yapıları ve sürekli ro- tasyonları nedeniyle malzemenin fırın çıkışına doğru ilerlemesini sağ- lamaktadırlar. İlerleyen malzeme fırın çıkışına doğru artan sıcaklıklarla karşılaşmakta, bu da farklı sıcaklıklarda etkin olan fırın içi reaksiyonların malzemenin her köşesinde aynı anda gerçekleşmesi anlamına gelmek- tedir. Soğutma ile fırından gri renkte pürüzlü ve gözenekli bir yüzeye sa- hip olan ve çapı 1 mm ile 25 mm arasında değişen yeni bir malzeme çıkışı olmaktadır. Çimentonun yarı mamul maddesi olarak da ifade edilen bu malzeme ‘klinker’ olarak adlandırılmaktadır.

Çimento üretimi, klinkerin, çimento değirmeninde farklı katkı mad- deleri eklenerek öğütülmesi ile tamamlanmaktadır. Çimentonun priz sü- relerini ayarlamak için; yani hem çimentoya hidrolik özellik kazandırmak hem de beton dayanımındaki artışın uygun zaman içerisinde gerçekleş- mesini sağlamak amacıyla öğütme işlemi sırasında klinkere %3 ile %5 arasında tek veya daha fazla katkı maddesi eklenmektedir. Eklenen tek katkı maddesinin alçıtaşı olması halinde, sonuçta ortaya çıkan malze- me bağlayıcılık özelliği kazanmış ‘portland çimentosu’dur. Öğütme iş- lemi sırasında portland çimentosu klinkeri ve alçıtaşına belli miktarlarda başka katkı maddeleri de eklendiğinde farklı tiplerdeki katkılı çimentolar elde edilmektedir.

2.1.1. Çimento Hammaddeleri

Çimento endüstrisinde kullanılan hammaddeler hem doğal kay- naklı olabilmekte hem de endüstriyel ürünlerden elde edilebilmekte- dirler. Genel olarak, kalker, killi kalker, marn ve kil olarak ifade edilen çimento hammaddeleri, kimyasal bileşimlerine bağlı olarak oranlanıp

(13)

harmanlanmaktadırlar. Bunlar, çimento üretimi için gerekli olan kalsi- yum, silisyum, alüminyum oksit ve demir oksiti sağlayan hammaddeler- dir. Bu bileşenlerden kalsiyum ve silisyum ana bileşenler olarak tanım- lanırken, alüminyum oksit ve demir oksit ısı ekonomisi açısından maliyeti düşürmek amacıyla girdi olan bileşenlerdir.

Hammadde karışımında ağırlıkça % 76 ile % 80 arasında kireç yer almaktadır. Kalkerli malzemenin doğal kaynakları çeşitli formlarda ki- reçtaşları, tebeşirler, bazı metamorfik kayaçlar, mercanlar ve ikincil ki- reçtaşları ile marndır.

Karışımdaki diğer önemli bileşen, alüminyum silikatlar ile bunla- rın feldispat ve mika gibi kimyasal dönüşüm ürünlerini içeren alkali ve toprak alkalilerin günlenmesiyle oluşan killerdir. Kaynağı başta saf kil olmak üzere içinde önemli miktarlarda silis bulunan şeyl, silttaşı, kum ve marn gibi malzemeler kil görevi görmektedirler.

Bunlar dışında, kimyasal bileşimi düzeltici nitelikte demir cevheri, boksit, silis kumu vs. gibi Fe2O3, SiO2 ya da Al2O3 içerikli bazı yardımcı malzemeler de değişen oranlarda proseste girdi olarak kullanılmakta- dırlar.

Farinin içeriğinde bulunan dört ana oksitin birleşmesi sonucunda klinker fazları meydana gelmektedir. Bu süreçte CaO’in SiO2 ile reaksi- yonu sonucu klinkerdeki kalsiyum silikat fazları Alit (C3S) ve Belit (C2S), CaO’in kil kaynaklı Al2O3 ve Fe2O3 ile reaksiyonu sonucunda da sıvı faz olarak adlandırılan kalsiyum alüminat (C3A) ve kalsiyum alüminoferrit (C4AF) oluşmaktadır.

Dolayısıyla, çimento kimyası, klinker için belirlenen optimum he- defler doğrultusunda hammaddelerin oransal dizaynları ile yönetilmek- tedir. Dizayn, üç ana modül ile bazı kritik yüzdesel oranlar esas alınarak gerçekleştirilmektedir.

Buna göre, çimento kimyasında ham karışım oranlarını belirleyen üç ana modül aşağıdaki şekilde özetlenmektedir:

LSF (Lime Saturation Factor- Kirece Doygunluk Katsayısı) LSF= 100 CaO/ (2,80 SiO2+ 1,18 Al2O3+ 0,65 Fe2O3)

(14)

Genellikle yüzdesel olarak ifade edilen LSF, klinkerde alitin belite oranını kontrol etmektedir ve klinkerin istenmeyen oranda serbest kireç (S.CaO> %2) içerip içermeyeceği hakkında fikir vermektedir. Serbest ki- reç oranının %2’nin üzerinde olması malzemenin pişme kabiliyetinin za- yıf olduğunun bir göstergesidir.

Klinker için uygun LSF aralığı 92- 98 olarak tanımlanmaktadır.

SM (Silica Modulus- Silis Modülü) SM= SiO2/ (Al2O3+ Fe2O3)

Silis modülü ham karışımın pişebilirliğini temsil etmektedir. Silis oranının alüminyum ve demir içeriğine göre fazla olması daha az oranda sıvı faz oluşumunun gerçekleşmesine, böylece ham karışımdaki bile- şenlerin birleşme kapasitelerindeki azalmaya işaret etmektedir.

Klinker için uygun SM aralığı 2,5- 3,0 olarak tanımlanmaktadır.

AM (Alumina Modulus- Alümina Modülü) AM= Al2O3/ Fe2O3

Klinkerleşme sıcaklığında alüminyum ve demir oksitler sıvı ev- rededir, bu nedenle de AM tepkime karışımının sıvı evresinin bileşimini belirlemektedir. AM’nün yüksek olması eriyik kıvamının fazla olması an- lamına gelmektedir. Fazların oluşmasına olumlu etki yapmaktadır.

Klinker için uygun AM aralığı 1,3- 1,8 olarak tanımlanmaktadır.

Bu modüller dışında MgO, SO3 ve alkali (Na2O ve K2O) oranları da girdilerin kontrolünde önemli sayılan parametrelerdir. Özellikle, kil ve kil içeren hammaddeler düşünüldüğünde alkaliler (Na2O ve K2O) ciddi önem arz etmektedir. Yüksek miktardaki alkalinin bir kısmı döner fırın- daki yanma işlemi sırasında buharlaşarak alkali sirkülasyonuna yol aç- makta, bu nedenle de kil, marn ve kömür külünden kaynaklanan alkalile- rin çimento içerisindeki yüzdeleri sınırlandırılmaktadır. Ayrıca, gerçekte, yeterli sülfür varlığında oluşan alkali sülfatlar çimentonun sertleşmesin- de hızlandırıcı etkiye sahiplerken, betonlaşma aşamasında beton agre- gaları içindeki alkaliye duyarlı bileşenlerin çimentonun alkalisiyle uzun süreli reaksiyona girmesi alkali genleşmesi adı verilen ve betonun par- çalanmasına neden olan bir durum yaratmaktadır. Bu nedenle, çimento

(15)

üretiminde kullanılan hammaddelerin toplam alkali oranlarının da genel olarak %5 seviyesini aşmamaları istenmektedir.

2.1.2. Üretim Durumu

Türkiye çimento üretiminde kaynaklarının bolluğu ile dünya üreti- minde söz sahibi bir ülke olmuştur. USGS verilerine göre Türkiye Dünya üretiminin yaklaşık 73Mton ile %2’sini karşılamaktadır.

2.2. Dünya Çimento Ticareti

2.2.1. Dünya Çimento Üreticileri

Çimento hemen her ülkede üretilen medeniyetlerin varoluşu için çok önemli bir bileşendir. Çin dünya üretiminin yarısını tek başına kar- şılamaktadır. Türkiye 2017 yılında 81Mton ile 4.iken, 2018 yılında 75Mton üretim ile 7.sırayı almıştır.

Tablo 1. Türkiye ve Dünya Çimento Üretimi (USGS 2012018)

Üretim (Mton) 2013 2014 2015 2016 2017 2018

Türkiye 71 71 71 75 81 73

Dünya 4030 4150 4070 4150 4080 4050

Oran (%) 1.76 1.71 1.74 1.81 1.99 1.80

Toplam 11.18 8.75 8.25 9.47 8.65

(16)

Ülkeler 2013 2014 2015 2016 2017 2018

Çin 2411 2492 2359 2410 2331 2200

Hindistan 231 240 260 280 281 300

Vietnam 58 61 68 74 79 90

ABD 77 83 85 85 87 87

Mısır 50 52 54 55 53 81

Endonezya 57 57 60 62 65 75

Türkiye 71 71 71 75 81 73

Iran 69 67 59 55 55 58

G. Kore 47 47 52 57 57 58

Japonya 58 58 55 53 55 55

Rusya 67 69 62 55 55 54

Brezilya 70 71 65 57 54 53

Diğer 765 782 820 831 828 866

Toplam 4030 4150 4070 4150 4080 4050

Tablo 2.Dünya Çimento Üretimi

(17)

Tablo 3.Dünya Çimento Üretimi ve Yoğunlaşma Endeksleri

Üreticiler Yoğunlaşma Endeksleri

Ülke Üretim

(Mton) Pay (%) HH CR4 SW

Çin 2200.00 54.32 2950.66 54.32

Hindistan 300.00 7.41 54.91 7.41

Vietnam 90.00 2.22 4.93 2.22

ABD 87.00 2.15 4.62 2.15

Mısır 81.00 2.00 4.00

En-

donezya 75.00 1.85 3.42

Türkiye 73.00 1.80 3.24

Iran 58.00 1.43 2.04

K. Kore 58.00 1.43 2.04

Japonya 55.00 1.36 1.85

Rusya 54.00 1.33 1.77

Brezilya 53.00 1.31 1.72

Diğer 866.00 21.38

Toplam 8144.55 100.00 1518.40 64.50 1.96

Üretimde Kritik Ülke Sayısı 3

Dünya çimento üretimi Çin ve Hindistan etkisi altındadır. Bu iki ülke dünya üretiminin %60’sını gerçekleştirmektedir.

(18)

2.2.2. Dünya Çimento Ticareti

Dünya çimento ticareti 11.7Milyar $’lık bir büyüklüğe sahiptir. En önemli ihracatçılar Vietnam, Türkiye, Tayland, Almanya ve Çin’dir. Çok sayıda ihracatçı küçük oranlar ile ihracat pazarındadır. Pazar son derece rekabetçidir.

Çimento ithalat pazarı da oldukça rekabetçidir. Çok sayıda alıcı küçük oranlar ile pazarda bulunmaktadır. ABD en büyük ithalatçıdır. Tür- kiye 7M$’lık ithalatı ile 145.sıradadır.

İhracatçılar Yoğunlaşma Endeksleri

Ülkeler İhracat

(M$) Pay(%) HH CR4 SW

Vietnam 981.90 8.39 70.44 8.39

Türkiye 667.22 5.70 32.53 5.70

Tayland 653.28 5.58 31.18 5.58

Almanya 567.86 4.85 23.56 4.85

Çin 551.51 4.71 22.22

Kanada 532.64 4.55 20.73

BAE 506.53 4.33 18.75

İspanya 458.12 3.92 15.33

Japonya 371.62 3.18 10.09

Hindistan 300.77 2.57 6.61 Diğer 6107.38 52.21

Toplam 11698.84 100.00 306.00 24.53 2.60

İhracatta Kritik Ülke Sayısı 13

Tablo 4. Dünya Çimento İhracatı (OEC 2018)

(19)

Türkiye 667M$ ihracat ve 7M$ ithalat ile (+660M$) net çimento ihracatçısıdır.

2.3. Geri Dönüşümden Çimento Tedarik İmkânları

Ülkemizde ve dünyada çimento geri dönüşümüne dair bilgi-veri bulunmamaktadır.

2.4. Türkiye’de Çimento Ticareti (İhracat-İthalat)

Ülkemizde son yıllarda çimento imalat sektörü hızlı bir gelişme göstermektedir. Bu da beraberinde ürün yelpazesinin genişlemesini ge- tirmiştir. Ülkemiz 2523GTIP kodu ile çimento ithal ve ihraç etmektedir.

(OEC 2018).

Türkiye toplamda 119 ülkeye çimento ihracatı yapmaktadır. İhra-

Tablo 5. Dünya Çimento İthalatı (OEC 2018)

İthalatçılar Yoğunlaşma Endeksleri

Ülkeler İthalat

(M$) Pay (%) HH CR4 SW

ABD 1228.21 10.50 110.22 10.50

Çin 563.84 4.82 23.23 4.82

France 463.15 3.96 15.67 3.96

Filipinler 457.16 3.91 15.27 3.91

Bangladeş 370.84 3.17 10.05 B. Krallık 346.99 2.97 8.80

Hollanda 346.71 2.96 8.78

Hong Kong 263.30 2.25 5.07 Avustralya 241.98 2.07 4.28 Sri Lanka 231.61 1.98 3.92

Türkiye 6.95 0.06 0.00

Diğer 7178.10 61.36

Toplam 11698.84 100.00 205.29 23.18 2.4

İthalatta Kritik Ülke Sayısı 11

(20)

catta en fazla öneme sahip ülkeler ve Pazar payları Tablo 6’da verilmiş- tir. Pazar yapısı rekabetçi yapıdadır. ABD, İsrail ve Gana önemli ülkelerdir.

Türkiye çimento ithalatı ihracatına oranla küçüktür. Ancak pazar- da ağırlığı olan birkaç ülke yoğunlaşmaya ve oligopson yapıya neden olmaktadır. Pazar hacminin küçük olması riski düşürmektedir.

İthalatçılar Yoğunlaşma Endeksleri

Ülkerler İhracat ($) Pay (%) HH CR4 SW

ABD 116.29 17.43 303.78 17.43

Israil 80.28 12.03 144.78 12.03

Gana 63.58 9.53 90.81 9.53

Suriye 37.13 5.56 30.96 5.56

Haiti 23.08 3.46 11.96

Kolombiya 22.71 3.40 11.59

Fildişi

Sahili 18.51 2.77 7.70

Senegal 17.88 2.68 7.18

Bulgar-

istan 17.69 2.65 7.03

Gine 17.16 2.57 6.61

Diğer 252.91 37.91

Toplam 667.22 100.00 622.39 44.56 1.80

İhracatta Kritik Ülke Sayısı 6

Tablo 6. Türkiye Çimento İhracatı (OEC 2018)

(21)

3. Talep Durumu

3.1. Türkiye ve Dünya Çimento Tüketimi

Türkiye üretiminin %75’i iç talebi karşılamaktadır. Geriye kalan

%25’lik kısım ihraç edilmektedir. İthal edilen çimentonun miktarı çok azdır.

Tablo 7. Türkiye Çimento İthalatı (OEC 2018)

Tablo 8.Türkiye Çimento Talebi

İhracatçılar Yoğunlaşma Endeksleri

Ülkerler İhracat

(M$) Pay (%) HH CR4 SW

Fransa 2.79 40.08 1606.03 40.08

B. Krallık 1.04 14.95 223.50 14.95

Hollanda 0.85 12.26 150.35 12.26

Polonya 0.80 11.47 131.67 11.47

Hırvatistan 0.39 5.60 31.34

Guyana 0.31 4.52 20.45

Almanya 0.25 3.57 12.73

Çin 0.13 1.85 3.41

Rusya 0.08 1.10 1.21

Çekya 0.06 0.92 0.85

Diğer 0.26 3.68

Toplam 6.95 100.00 2181.55 78.76 1.74

İthalatta Kritik Ülke Sayısı 6

Miktar

(Mton) 2013 2014 2015 2016 2017 2018

Üretim 71 71 71 75 81 73

Ithalat 0.13 0.14 0.28 0.33 0.14 0.01

Ihracat 12.36 10.98 10.69 11.41 12.78 13.77

Talep 58.77 60.16 60.59 63.92 68.36 59.24

(22)

3.2. Çimento Kullanım Alanları

Çimento çeşitleri, ana bileşenlerine göre isim almaktadırlar. Ge- nellikle çimentolardan istenilen düzeyde yararlanabilmek için kullanıla- cak yerlerin özelliğine göre çimento seçmek gerekebilir.

Sülfatlı zeminle veya su ile temas eden inşaatlarda sülfata daya- nıklı çimento kullanılması, kütle betonlarda ise hidratasyon ısısı düşük çimento kullanılması gibi. Türkiye’de uygun olarak üretilen çimentolara CEM çimentosu adı verilmektedir. Bu üretilen çimento çeşitleri; CEM1, CEM2, CEM3, CEM4, CEM5 olarak ana sınıflara ayrılmıştır.

Genellikle çimento çeşitlerine veya tiplerine bağlı olarak çimento- nun içinde az da olsa potasyum, fosfor, sodyum ve manganez gibi mad- deler bulunmaktadır. Çimento içinde bulunan sodyum oksit ve potasyum oksit miktarı beton için tehlikeli maddelerdir. Bu maddeler alkali-agrega reaksiyonu gibi beton için tehlikeli olan reaksiyonlar başlatan ana mad- delerdir.

Portland Çimentoları (CEM1)

Çimentolar içinde en yaygın olarak bilinen çimentodur. Günümüz- de diğer çimentolara göre üretim maliyetinin yüksek olmasından dolayı çok az veya özel istek üzerine yapılmaktadır. Diğer çimento türlerinin birçoğunun bileşimlerinde yer almaktadır.

CEM1 Tipi Çimentonun Kullanım Alanları

Bu tip çimento her türlü beton ve betonarmeden yapıların yanında, genel amaç için kullanılabilir. Fakat aşağıdaki bahsedilen yerlerde kulla- nılması daha yüksek performans sağlar.

• Yüksek Yapılar

• Yol kaplamaları

• Kaldırım Betonları

• Yer Betonları

• Kayar-kalıp sisteminin kullanıldığı yapılar

• Genel olarak prefabrik betonarme elemanların üretimi

(23)

• Köprüler

• Demiryolu traversleri

• Sanat yapıları (Viyadük, alt geçit, üst geçit)

• Su Depoları

• Beton ve Betonarme Borular

• Beton briket üretimi Tünel kalıp uygulamaları

• Öngermeli Betonlar

CEM2 Tipi Çimentoların Kullanım Alanları

Bu tip çimento her tür beton ve betonarme yapıların yanında, ge- nel amaç için kullanılabilir. Fakat aşağıdaki yerlerde kullanılması daha yüksek performans sağlar.

• Yüksek yapılar

• Yer betonları

• Genel olarak çeşitli prefabrik betonarme elemanlar

• Köprüler ve viyadükler

• Su Depoları

• Beton briket üretimi

• Duvar ve sıva işleri

• Beton ya da betonarme kanalizasyon boruları CEM3-5 Tipi Çimento Kullanım Alanları

Bu tip çimento her tür beton ve betonarmeden yapıların yanında, genel amaç için kullanılabilir. Fakat özellikle aşağıdaki yerlerde kullanıl- ması daha yüksek performans sağlar.

• Yol kaplama betonları

• Temeller ve istinat duvarları

(24)

• Su kanaletleri

• Barajlar

• Sıva ve duvar harcı

• Beton ya da betonarme borular

• Orta derecede sülfat içeren endüstriyel zeminler

• Arıtma tesisleri

SDÇ 32,5 Sülfatlara Dayanıklı Çimentonun Kullanım Alanları

• Kıyı ve liman inşaatları

• Açık deniz yapıları

• Atık su tesisleri

• Temel kazıları

• Su kanaletleri

• Barajlar

• Beton veya Betonarme yeraltı su boruları

• Sülfat etkisindeki endüstriyel zeminler

• Arıtma Tesisleri

• Tünel kaplamaları

3.3. Çimento Fiyatlarının Gelişimi

Fiyatlar Türkiye’de düşme eğilimi göstermektedir. Dünya ortala- ma satış fiyatları Türkiye satış fiyatlarından yüksektir.

Tablo 9.Çimento Fiyatlarının Gelişimi

Fiyat

($/ton) 2013 2014 2015 2016 2017 2018

Dünya 54 54 55

Türkiye 60 58 51 43 42 45

(25)

4. Diğer hususlar

4.1. Mevcut Üretim Politikası ve Yapılması Gerekenler

4.1.1. Atıkların Çimento Sektöründe Yakıt ve

Alternatif Hammadde Olarak Değerlendirilmesi

Asıl amaç olan çimento üretim sürecinde; belirli kriterlere uygun olan endüstriyel ve evsel atıkları, alternatif hammadde veya alternatif yakıt olarak değere dönüştüren çimento sanayisi, ülkemizin atık yöneti- minde profesyonel çözüm ortağıdır. Tüm bu çalışmalar, Çevre ve Şehir- cilik Bakanlığı’ndan alınan izin ve lisanslar kapsamında yürütülür.

Çimento hammaddesi olan doğal kireç taşı, marn ve kil gibi bile- şenleri içeren belirli atıklar, alternatif hammadde olarak kullanılır. Maden atıkları, termik santrallardan çıkan uçucu küller, vitrifiye atıkları, ısıl işlem atıkları ve inşaat atıkları bunlara örnek olarak verilebilir.

Enerji değeri olan belirli atıklar ise çimento fabrikalarına enerji sağlayan kömür ve petrol koku gibi yakıtlara alternatif olarak kullanılır.

Ahşap, tekstil, plastik gibi bileşenleri içeren evsel veya endüstriyel atık- lardan üretilen yakıtlar, atık yağlar, ömrünü tamamlamış araç lastikleri ve farklı türlerde uygun kalorifik değere sahip arıtma çamurları bu atık- lara örnek olarak verilebilir.

Nükleer atıklar, bulaşıcı tıbbi atıklar, bataryaların tümü ve işlem- den geçmemiş karışık belediye atıkları gibi atıklar ise çimento sanayinde kesinlikle kullanılmamaktadır.

Çimento sektörü, evsel atı atık (çöp) depolama sahalarına kuru- lacak Mekanik/Biyolojik Ayrıştırma ve Kurutma Tesisleri ile (MBT) yıllık 33 milyon ton evsel atıktan minimum 7 milyon ton/yıl yakıt üretebilir, Avrupa çimento sektörü gibi enerjisinin % 44’ünü atıktan karşılayabilir.

Çevresel faydaların yanı sıra, 3 milyon ton/yıl petrokok eşdeğeri yakıt ithalatı önlenebilir, evsel atık depolama hacmi en az % 60 azaltılabilir.

Böylelikle;

• Evsel atıkların içerdiği biyokütle sayesinde, çimento sek-

(26)

törünün karbon ayak izini azaltması mümkün olur. Zira biyokütlenin karbon emisyon faktörü sıfırdır, yani karbon nötrdür.

• Oluşabilecek ulusal emisyon sınırlamaları ve ihracat pazarlarındaki çeşitli karbon düzenlemeleri (ör. AB sınırda karbon düzenlemesi, ithalatçı ülkelerde karbon fiyat- laması) karşısında sektörümüz karbon emisyonlarının önemli düzeyde nötrleyebilir ve rekabet gücünü koruması mümkün olur.

Belediyeler, YEKDEM teşvikini kullanarak (13,3 cent/kWh) evsel atıktan veya çöp gazından elektrik üretmeyi tercih etmektedir. Bu mo- del YEKDEM teşviksiz sürdürülemez. Hâlbuki MBT modelinde; azaltılan çöpe karşılık gelen depolama maliyeti tasarrufunu belediye MBT tesisi- ne öderse, evsel atıklardan enerji geri kazanımı mümkün olur.

Bunun yanında, ömrünü tamamlamış araç lastikleri de çimento fabrikalarında alternatif yakıt olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de yıllık 200.000 ton ömrünü tamamlamış lastik toplanmakta olup, 2019 yılında çimento fabrikaları bu lastiklerden sadece 35.000 ton yakarak çimento üretiminde kullanmıştır.

Kalan 165.000 ton lastiğin piroliz yöntemi ile elektrik enerjisine çevrildiğini düşünürsek, YEKDEM Kanunu kapsamında lastikler biyo- kütle sayıldığı için kamu bu santrallere YEKDEM ödemesi yapmaktadır (Kamu alım garantisi 0.133 USD/kwh’tir).

Lastikten enerji üretim tesislerine YEKDEM kapsamında yüksek fiyat alım garantisi teşviki yapılması nedeniyle çimento fabrikalarının pi- yasadan yerli lastik temin etme imkânı kalmamıştır. 165.000 ton lastik çimento üretiminde gerekli ısı enerjisini üretmek için kullanılsaydı, ka- mudan hiçbir ödenek alınmadan 165.000 ton kömür karşılığı 10 milyon USD ithalat engellenmiş olacaktı.

4.1.2. Atık Isı Geri Kazanımı (Whr) Tesis Yatırımları

Çimento Sektöründe Atık Isı Geri Kazanımı Yatırımlarının Son Durumu

(27)

Fizibilitesi genel olarak hammadde rutubeti, elektrik fiyatı, çi- mento tüketimi, ülke politika ve stratejileri ile enerji arz güvenliği gibi alt başlıklara dayanan atık ısı geri kazanımı tesisi yatırımlarından devreye alınanlar, 2021 Ocak ayı itibariyle 16 fabrikada 25 hat ile toplam 141,5 MW gücündedir. Bu rakam ile yaklaşık 566 bin hanenin günlük elektrik tüketimine karşılık gelmektedir.

Toplam 2 hatta 15 MW elektrik üretimine imkân tanıyacak 2 fabri- kaya ait yatırımların da önümüzdeki birkaç yıl içinde devreye alınmaları planlanmaktadır. 5 fabrika ise toplam 6 hatta 25,5 MW’lık üretim için fizi- bilite çalışmaları yürütmektedir. Bu rakamlarla, atık ısıdan elektrik üreti- mi için ilk yatırım çalışmalarının başladığı 2007 yılında öngörülen toplam 270 MW kapasitenin, devreye alınan yatırımlar ile % 52,4 oranında ger- çekleştiği görülmektedir.

Kalan 128,5 MW’ın da devreye alınabilmesi halinde yeni bir santral ihtiyacı olmaksızın yıllık yaklaşık 770 bin MWh ilave enerji üretilebile- cektir. Bu sayede yaklaşık 1,1 milyon hanenin günlük elektrik tüketimine karşılık gelen enerji tasarruf edilmiş olacaktır. Dolayısıyla proses gereği atmosfere atılacak sıcak gaz enerjisinin, ülkemizde her geçen gün artan enerji talebine karşılık yeni santrallerin inşa edilmesi yönündeki ihtiyacı azaltıcı etkide oldukça önemli bir potansiyel kapasite olduğu dikkatler- den kaçmamalıdır

Atık Isı Geri Kazanımı Tesislerinden Elde Edilmesi Mümkün Tasarruftan Yeterince Faydalanılamaması

Atık ısı geri kazanımı tesislerinin yaygınlaştırılabilmesi halinde ulusal çapta elektrik tüketimimiz, dolayısıyla da enerjide dışa bağımlı- lığımız azaltılabilecek, arz güvenliğinin sağlanmasına katkı sunulabile- cek, enerji üretiminde fosil yakıt kullanılmadığı için hem kaynaklar koru- nabilecek hem de sera gazı emisyonları azaltılabilecektir. Ayrıca, enerji fiyatlarındaki yüksek artış riski kontrol edilebilir hale gelecek, yerinde üretim ve yerinde tüketim imkanı ile enerji kayıpları minimuma indirilebi- lecek ve hat yatırımı ihtiyaçları da azaltılabilecektir.

Türk çimento sektörünün, gün geçtikçe artan enerji maliyetleri nedeniyle, global çapta fiyatlarını rekabetçi seviyede tutması ve yarış

(28)

içinde kalması gittikçe zorlaşmaktadır. Bu durum, hâlihazırda yurtiçinde yaşadığımız daralma da göz önünde bulundurulduğunda sektörümüzde ciddi bir endişenin oluşmasına sebebiyet vermektedir.

Toplam enerji maliyetlerinin yaklaşık %60’ını termal (yakıt), %40’ını da elektrik maliyetlerinin oluşturduğu çimento üretiminde; 2018 yılının ikinci yarısına kadar, toplam üretim maliyetleri içinde % 60’lık bir paya sahip olan toplam enerji maliyetinin; özellikle 01 Nisan 2018 itibariyle Son Kaynak Tedarik Tarifesinin uygulanmaya başlamasından bu yana, gerek döviz kuru gerekse de elektrik ve yakıt birim fiyatlarında gerçek- leşen artışların etkisiyle % 75’lere kadar yükselmiştir.

Aralık 2017’de 194 TL seviyelerinde olan elektrik fiyatları, gerek piyasa takas fiyatlarındaki (PTF) gerekse de YEKDEM birim maliyet be- dellerindeki artışların etkisiyle Kasım 2020’de %130,4 yükselerek 447 TL seviyelerine ulaşmıştır. Tarife bileşenleri içindeki YEKDEM birim maliyet bedeli, özellikle dolar kurundaki artışların etkisiyle, 2020 yılının 11 ayın- da, 2018 yılının 11 ayının ortalama birim maliyet bedeline kıyasla %120,6 artış göstermiş ve ortalama 123 TL’ye çıkmıştır. YEKDEM birim maliyeti nedeniyle tarifede gerçekleşen artışlara karşılık üretim maliyetlerimizin, uluslararası pazarlarımızı kaybetmemek yönünde verdiğimiz mücadele- de fiyatlara yansıtılamıyor olması ihracattaki direncimizi kırmaya başla- mıştır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın yerli ve milli enerji yakla- şımı ile enerjide dışa bağımlılığımızın azaltılması, ulusal enerji arz güven- liğimizin korunması ve iklim değişikliği konusunda verdiğimiz taahhütle- re de uyulması yolunda yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik üretiminin artırılması konusundaki politikalarının destekçisi olan sektörümüz, Ba- kanlığımızdan, özellikle enerji yoğun sanayi sektörlerinde ihracat pazar- larının genişletilmesi ve ihracat gelirlerinin artırılması noktasında kaldı- raç olabilecek aksiyonlar beklemektedir.

Bu çerçevede, artan üretim maliyetlerine rağmen, bugüne kadar öz sermaye veya kredi kullanımı yoluyla inşa ettiğimiz atık ısı geri ka- zanımı tesisleri sayesinde yarattığımız katma değer göz önünde bulun- durulduğunda, aşağıdaki önerilerimizin, bahse konu destek talebimizin

(29)

karşılanması ve de sanayi sektöründe atık ısı geri kazanımı tesis yatı- rımlarının yaygınlaştırılması noktasında önemli birer kaldıraç olacağı dü- şünülmektedir:

• Atık ısıdan enerji üreten endüstriyel tesislere, ürettikleri enerji oranında YEKDEM muafiyeti uygulanması

• Atık ısının yenilenebilir enerji kapsamına alınması ve üre- tilen elektriğin jeotermal teşvikinden faydalandırılması Atık ısı geri kazanımının yenilenebilir enerji kapsamına alınması halinde sektörümüz; bu yöndeki verimlilik yatırımlarını önemli ölçüde ar- tıracağı gibi, piyasalarda kurlara bağlı oluşacak sert dalgalanmalardan da daha az etkilenir hale gelebilecektir.

4.1.3. Sektörün Olmazsa Olmazı: Hammadde Arz Güvenliği

Enerji arz güvenliğinin yanı sıra çimento sektörü için son derece önemli diğer bir başlık da hammadde arz güvenliğidir. Zira çimento, re- çeteli bir üründür. Bu sebeple, bir çimento fabrikasının üretime geçebil- mesi ve üretimde sürekliliği sağlayabilmesi; gerek yarı mamül (klinker) gerekse de nihai ürün (çimento) için belirlenen kalite hedeflerini yaka- lamayı sağlayan, kimyasal ve mineralojik açıdan mümkün olduğunca az dalgalanma gösteren ve fabrikanın ekonomik ömrü süresince yeterli olacak miktarda ana hammaddenin istihraç edilerek üretime arz edilme- si ile mümkün olabilmektedir. Yani, bir çimento fabrikası; ana hammad- delerini oluşturan kalker (kireçtaşı), marn ve kili; ruhsat sahibi olduğu ve işletme izni aldığı maden sahalarından, üretimin ihtiyaç duyduğu mik- tarlarda ve optimum maliyetle sürekli olarak istihraç edebilir olmalıdır.

Bu durum, çimento endüstrisinde “hammadde arz güvenliği” olarak ta- nımlanmaktadır.

Çimento sektöründe faaliyet gösteren fabrikalar, bahsi geçen ge- rekçeler doğrultusunda hammadde arz güvenliğini korumaya yönelik olarak çok fazla sayıda maden ruhsatını ellerinde bulundurmak zorun- dadırlar. Dolayısıyla, madencilik faaliyetinin yapılacağı sahalara ait ruh- satların güvencelerinin sağlanması oldukça önemlidir. Ancak, ne var ki uzun izin ve temdit süreçleri, yatırım sürekliliğini ve ruhsat güvencesini

(30)

tehlikeye sokmaktadır. Bu nedenle, süreçlerin daha hızlı bir akış içerisin- de gerçekleştirilmesine yönelik olarak kurumlar arası koordinasyonların sağlanması ve mevzuattaki sürelere sadık kalınması konusundaki aksi- yonların ivedilikle hayata geçirilmelerine ihtiyaç vardır.

Hammadde kırma, harmanlama ve öğütmede harcanan elektrik enerjisi, çimento üretimi için gerekli toplam elektrik enerjisinin yaklaşık

%27’sini oluşturmaktadır. Bu orana, yakıt öğütmede ve döner fırın pro- sesinde harcanan elektrik enerjileri de ilave edildiğinde; klinker üretimi için gerekli toplam elektrik enerjisi, çimento üretimi için harcanan top- lam elektrik enerjisinin yaklaşık %57’sine karşılık gelmektedir. Dolayı- sıyla, hammaddelerin öğütülebilirliklerini ve pişebilirliklerini etkileyebi- lecek herhangi bir değişimin, çimento sektörünün temel başlıklarından bir diğerini oluşturan enerji tüketimini ve toplam maliyeti, dolayısıyla da rekabeti etkileyeceği kesinlikle unutulmamalıdır. Çimento sektörü, gerek sürdürülebilirlik yönünden gerekse de ulusal enerji tüketiminin azaltıl- ması ve ulusal çevre politikaları yönünden enerji verimliliğini ilke edin- mektedir ve enerji tüketimini artırıcı etkisi olan eylem ve düzenlemelerin karşısındadır.

Çimento sektöründe mesafeler, nakliye maliyetleri yönünden önem arz etmektedir. Hammadde nakliye bedelleri, hammadde üretimi toplam maliyetinin minimum % 25’ni oluşturmaktadır. Bu oran, hammad- denin cinsine, taşımada kullanılan aracın tipine ve maksimum taşıma kapasitesine, yakıt fiyatlarına, arazinin topografik koşullarına ve mesa- feye bağlı olarak %50’ye kadar yükselebilmektedir. Bu sebeple entegre çimento fabrikalarının, ana hammaddelerini, özellikle de kireçtaşı (kal- ker) ve/veya marnı istihraç ettikleri maden ruhsat sahalarının hemen ya- nında veya maliyeti optimumda tutacak yakınlıktaki lokasyonlarda tesis edilmeleri gerektiğinin altı çizilmelidir. Dolayısıyla, sektörün hammad- de tedarik ettiği maden sahalarının, yönetimlere bağlı düzenlemeler ve/

veya kısıtlamalar nedeniyle kaydırılmaları maliyetleri etkileyebileceğin- den, rekabetteki dengeleri bozacak bir etken olarak düşünülmelidir. Bu noktada, hammaddelerin maliyetler değişmeksizin sürekliliklerinin sağ- lanması, sektör açısından hammadde arz güvenliği dahilinde ele alınan temel konulardandır.

(31)

Ayrıca, ruhsat alanları içinde küçük izin alanları verilmesi de iler- leyen dönemlerde ruhsat alanı dahilinde başka sektörel yatırımların söz konusu olmasına ve dolayısıyla hammadde arz güvenliğini tehdit eder nitelikte sonuçların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Bu sebeple, tesislerin beslenmesinde sürekliliğin önemli olduğunun göz önünde bu- lundurulması ve endüstriyel tesisler için ruhsat sahaları dahilinde daha büyük alanlara izin verilmesi önem arz etmektedir.

4.1.4. Çimento Sektöründe Lojistik

Demiryolları

Çimento sektörünce Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumundan (TKİ) alınan kömürlerin büyük çoğunluğu, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir- yolları (TCDD) vagonları ile taşınmaktadır. Geriye kalan bölümünün sev- kiyatı ise lokasyon açısından TKİ ocaklarına görece yakın olan ancak DDY hat bağlantısı bulunmayan birkaç fabrikaya kamyon ile yapılmak- tadır. DDY ile taşınan kömürlerin karayolu ile taşınmaları, artan kömür maliyetlerine mevcut şartlarda % 25-30 ilave yük getirmekte, kömür maliyetleri yönetilemez hale gelmektedir.

Ancak demiryolu taşımacılığında karşılaşılan bazı sorunlar mev- cuttur. Örneğin, TCDD tarafından yürütülen planlı veya plansız yol ye- nileme-revizyon çalışmaları her ne kadar bir gereklilik olsa da, sadece çalışma yapılan hatlardaki lojistik sirkülasyonu değil, o hatların deva- mındaki diğer tüm hatlarda da taşımalar etkilenmektedir.

Bu sebeple, TCDD’nin bahsi geçen yatırımlarını ve iyileştirme programlarını; önceden bildirilmiş talep taahhütlerine bağlı kömür üret- me ve arz etme zorunluluğu olan TKİ ile önemli bir tüketicisi olan çimento fabrikalarına birkaç ay öncesinden bildirmesi, yenileme çalışmaları kap- samında sınırlı da olsa kömür taşıma aralıkları oluşturması veya müm- kün olması durumunda alternatif hatların programlanabilmesi olumsuz etkilerin azaltılmasında fayda sağlayacaktır.

Bunun yanı sıra TCDD tarafından başlatılan “Çizgi” uygulaması bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu uygulamaya göre vagon talebin- de bulunan müşterilere, TCDD tarafından her ayın bir haftasında belirle-

(32)

nen bir gün için tahsisat hakkı verilmektedir. Her ne sebeple olursa olsun, bahse konu sevkiyatın, belirlenen gün içerisinde gerçekleştirilememesi veya tahsisat hakkının TCDD tarafından sunulamaması halinde, talep sa- hibi fabrikalar en az bir ay kömür alamama riskiyle karşı karşıya kalmak- tadırlar. Bununla birlikte, TKİ’nin de fabrikalarca taahhüt edilen kömürü farklı müşterilere tahsis etmesi ve durumdan etkilenen çimento fabrikala- rının talep süreçlerini yeniden başlatmaları ihtimali de mevcuttur.

Yakıt İthalatı ve Limanlar

Sektörümüz, özellikle yakıtların ithalatında ve millileştirme süreç- lerinde karşılaştığı sorunlar aşağıda özetlenmiştir:

• Numune alım genelgesi uyarınca millileşmelerin çok uzun sürmesi

• “Gümrüklü saha” mecburiyeti bulunması

• Kapalı depolama yapma mecburiyeti ve sınırlı depo bulu- nabilirliği

• İthalatın deniz yoluyla yapılma mecburiyetine karşılık ül- kemizin bazı limanlarına Panamax gemilerin girememesi

• Bazı limanlarda monopol-oligopol yapının hakim olma- sı sebebiyle yüksek maliyetlere maruz kalınması (Li- man gemi tahliye ve tartım ücretleri, Çevre Katılım Payı, gümrüğe ödenen harçlar ve mesai ücretleri vb. giderlerin malın CIF değerinin % 5’ine kadar ulaşması)

• Limanlardan ülkemizin iç bölgelerine demiryolu ile taşıma yapılmasında bazı altyapı yetersizliklerinin olması ve entegrasyonun sağlanamaması

• Gemi ile tren, depo ile tren arasındaki dahili nakliye ve elleçlemelerde rekabete kapalı yapılanma sebebiyle normalin üzerindeki yüksek maliyetlere maruz kalınması

• ABD’nden ithal edilen petrokoka uygulanan ilave % 4, taşkömüründen elde edilen katı yakıtlara uygulanan ilave

% 5 verginin yakıt ithalatında ciddi maliyetlere yol açması

(33)

SWOT Analizi

Güçlü Taraflar Zayıf Taraflar

Türkiye’de üretilen çimentonun dünya pazarlarında kalite açısından rekabet edebilir düzeyde olması

İhracatta, limanlarda altyapı yetersi- zliği ve yüksek yükleme fiyatları

Hammadde kaynaklarının yeterliliği Elektrik ve yakıt maliyetlerinin yük- sek olması

Güneydoğu Asya ülkelerine kıyasla

ihracat pazarlarına yakınlık Alternatif yakıt bulma zorluğu Üretimde son teknoloji kullanımı ile

çevreye duyarlı enerji verimliliği yük- sek fabrikaların artış göstermesi

Trafik problemi ve güvenliği

Sektörün ülke ekonomisinde yarattığı ekonomik fayda

Ekonomide yaşanan ani dar boğa- zlardan sektörün uzun süre etkilen- mesi

İhracat potansiyeli

Yerel kalkınmaya katsı sağlaması Fabrika makine ve ekipmanlarının yerli firmalar tarafından üretilmesi Tüm fabrikaların İSO 9001,İSO 14001, OHSAS 18001 standartlarına uygun üretim yapması

Fırsatlar Tehditler

Sektörün üniversite – sanayi işbirliği fırsatlarına açık olması

Yeşil mutabakat ve CO2 sınırlandır- malarının sektöre getireceği “karbon maliyet artışları”

Türkiye’nin altyapı ve konut ihti- yacının yüksek olması

AB uyum sürecinde çevre konusunda yeni yaptırım ve maliyetlerin gelmesi Çimento fabrikalarının belediye

çöplerini bertaraf etme ve alternatif yakıt olarak kullanma potansiyeli

Çimento talebinin ekonomik gelişm- elere hassas olması ve uzun vadeli plan yapılmasının zorlaşması

Çimento kullanım alanlarının gelişmiş ülkeler seviyesine çıkması

Enerji be yakıt maliyeti düşük bazı Ortadoğu ülkelerden ihraç pazarlarımıza ve ülkemize damping niteliğinde çimento girmesi ihtimali Taşıt trafiğinin ağır olduğu yollarda

“beton yol” uygulamasına geçilmeye başlanması

Çin’in çeşitli zamanlarda dünya pi- yasasına ihracatçı olarak girmesi ve pazarlarımızı tehdit etmesi

Kentsel dönüşüm projeleri

(34)

4.2. Arz ve Talep İçin Geleceğe Bakış

Yıllar Bazında Toplam Yurtiçi Çimento Tüketimleri ile Kişi Başı Çi- mento Tüketimleri Projeksiyonları

YIL Tüketim

(Mt) KBT (kg)

2020 55 658

2021 57 669

2022 58 675

2023 59 680

2024 61 693

2025 63 706

2026 65 720

2027 67 734

2028 69 748

2029 71 763

2030 73 779

(35)

TEŞEKKÜR

Çimento alt komisyonu toplantılarına katılarak değerli görüş eleştirileri ile raporun hazırlanmasına katkı sunan ve içeriğinin zengin- leştirilmesini sağlayan TÇMB Doğal Kaynaklar Komitesi Başkanı Sayın Suat BOZTAŞ’a, TÇMB Enerji Müdürlüğü Bölüm Sorumlusu Sayın Didem BENZER’e, KİSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Süleyman ALKAYA’ya ve KİSAD Hammadde Çevre Komite Üyesi Sayın Hakan TO- LUNGÜÇ’e teşekkürlerimizi sunarız.

(36)

REFERANSLAR

https://oec.world/en/profile/hs92/gypsum

https://www.usgs.gov/centers/nmic/gypsum-statistics-and-in- formation

http://www.mapeg.gov.tr/maden_istatistik.aspx Mineral Commodity Summaries Gypsum (2020) USGS Minerals Yearbook (2018) USGS

Madencilik Özel İhtisas Komisyonu Raporu (2001) DPT Minerals Yearbook (2016) USGS

(37)
(38)

TÜRKİYE’DE KİREÇ ÜRETİMİ, İŞLETMECİLİĞİ VE GELECEĞİ

1. Giriş/Tanıtım

Kireç neredeyse ‘zamanın başlangıcından beri’ kullanılmaktadır;

örneğin Yakın Doğu’da 8000 yıllık bir geçmişi vardır. Ayrıca, Yunan, Mı- sır, Roma, İnka, Maya, Çin ve Moğol uygarlıklarında, inşaatta sönmemiş kireç (CaO) ve sönmüş kireç (Ca(OH)2) kullanımının, M.Ö. 1000’li yılla- ra kadar gittiğine dair kanıtlar da mevcuttur. Romalılar kirecin kimyasal özelliklerini dahi bilmekte ve örneğin keteni ağartmak amacıyla veya ki- reç sütü şeklinde tıbbi amaçlarla kullanmaktaydılar.

Günmüzde farklı piyasa gereksinimlerine karşılık veren çok sayı- daki üründe ve uygulamada kullanılmaktadır. Örneğin, kireç ve türevleri çelik rafinerilerinde eritken olarak, inşaat ve yapı sektöründe bağlayıcı olarak, ve su arıtımında yabancı maddeleri çökelten unsur olarak kulla- nılmaktadır. Kireç ayrıca, endüstriyel atıklarda ve yanma gazlarında yer alan asidik bileşenlerin nötrleştirilmesinde de kullanılmaktadır.

‘Kireç’ sözcüğü genellikle kireçtaşı ürünlerini tanımlamak için yan- lış biçimde kullanılır. Bu durum da karışıklıklara yol açabilir. Kireç, sön- memiş kireci ve sönmüş kireci içerir ve bu ‘kireç’ terimi ‘kireç ürünleri’ ile eşanlamlıdır. Sönmemiş kireç, veya ‘yanmış kireç’, kireç taşının (CaCO3) dekarbonizasyonu ile elde edilen kalsiyum oksit’tir (CaO). Sönmüş kireç, sönmemiş kirecin su ile tepkimeye girmesi veya ‘söndürülmesi’ ile elde edilir ve ağırlıklı olarak kalsiyum hidroksit (Ca(OH)2) içerir. Sönmüş kireç

(39)

tanımına, suyla söndürülmüş kireç (kuru kalsiyum hidroksit tozu), kireç sütü ve kireç kaymağı (kalsiyum hidroksit parçalarının suda dağılması) dahildir. Ancak, toplam üretimin % 90’ı kireç ve % 10’u dolim’dir.

Bu farklı kireç çeşitleri, birçok değişik uygulamada kullanılmakta- dır. Kalsiyumlu kireç, dolomitik kireç ve hidrolik kireç arasında farklılıklar vardır. Kalsiyumlu kireç, açık fakla en büyük kategoriyi oluşturur ve yığın halinde, ufalanmış veya sulandırılmış olarak teslim edilir. Dolomitik kireç daha özel bir üründür ve daha ufak miktarlarda, parçalar halinde, ufalan- mış, sulandırılmış veya tam fırınlanmış olarak teslim edilir.

Hidrolik kireç kısmen sulandırılmıştır, çimentomsu bileşenler içerir ve yalnızca yapı ve inşaat sektöründe kullanılır.

2. Arz Durumu

2.1. Kireç Üretimi ve Kireç Hammaddeleri

Kireç, kalsiyum ve/veya magnezyum karbonatların 900 ile 1200

°C arasındaki sıcaklıklarda yakılmasıyla elde edilir. Katılaştırma (örne- ğin tam fırınlanmış kireç) işlemleri için, 1800 °C’a varan ısılara ulaşılması mümkündür. Bu ısılar, karbon dioksitin serbest kalması ve ortaya çıkan oksitin elde edilmesi için yeterince yüksektir. Kalsiyum karbonatın ayrış- masıyla meydana gelen bu kimyasal tepkimeye genellikle ‘kalsinasyon’

adı verilir ve aşağıdaki şekilde ifade edilir CaCO3 ısı <--> CaO + CO2 ^, 100 g 56 g 44 g

Bu nedenle, karbonun atılması ve yeterli kalma süresinin sağlan- ması için en azından 800°C’lik bir yanma ısısı gereklidir; kirecin/kireçta- şının reaktifliğinin kontrol edilmesi için 1000 – 1200 °C sıcaklıkta yete- rince uzun süre bekletilmesi şarttır.

Dolomitin ve magnezyum/dolomitik kireçtaşının ayrışma süreci çok daha karmaşıktır. Ayrışma bir ya da iki aşamada oluşabilir veya ge-

(40)

çiş aşamaları gerektirebilir

CaCO3 · MgCO3 + ısı <--> CaCO3 · MgO + CO2 ^ 184 g 140 g 44 g CaCO3 · MgO + ısı <--> CaO · MgO + CO2 ^ 140 g 96 g 44 g

CaCO3 · MgCO3 + ısı <--> CaO · MgO + 2CO2 ^ 184 g 96 g 88 g

Kireçtaşının (belirgin bir magnezyum karbonat içeriği olarak veya olmaksızın) fırından geçirilme işlemi üç aşamaya veya ısı transfer bölü- müne ayrılabilir

1. Ön ısıtma bölümü: Kireçtaşı, yanma bölgesinden çıkan ve yanma ürünleri, fazla hava ve yanmadan doğan CO2’den meydana gelen gazlarla doğrudan temasa getirilerek, 800 °C’a kadar ısıtılır.

2. Yanma veya kalsinasyon bölümü: Yakıt, soğutma bö- lümünden gelen sıcak hava ve (tasarıma bağlı olarak) yakıta eklenen

‘ateşleme havası’ ile yakılır. Bu bölümde elde edilen ısı >900 °C civa- rındadır. 800 ile 900 °C arasında, kireçtaşının yüzeyi ayrışmaya başlar.

Kireçtaşının ayrışma ısısının üzerindeki ısılarda, örneğin 900 °C’ta, ayrış- ma parçaların yüzeylerinin altında meydana gelir. 900 °C’de, bu parçalar yanma bölümünden çıkarılır ve bazen içlerinde halen kireçtaşı kalıntısı olduğu tespit edilir. Parçalar tamamen ayrışmaya uğradıysa ve hala yan- ma bölümünde bulunuyorlarsa, topaklaşma meydana gelir.

3. Soğutma bölümü: Yanma bölümünden 900 °C’de çı- karılan sönmemiş kireç, ‘soğutma’ havasıyla doğrudan temasa girerek soğutulur, ısınan bu hava ateşleme havası olarak kullanılır. Kireç bu bö- lümden çıktığında sıcaklığı 100 °C’nin altına düşmüş olur.

2.1.1. Kireç Hammaddeleri

Kireç imalatında kullanılan hammadde kireç taşı, yada daha dar kapsamda dolomitli kireçtaşıdır. Dolomitli kireçtaşı birer kalsiyum kar- bonat karışımıdır ve bileşimlerinde %44'e kadar magnezyum karbonat içerir. Kireçtaşı yatakları çoğu ülkede nispeten terk edildiğinden, bunla-

(41)

rın yalnızca ufak bir miktarı ticari amaçla ihraca uygundur.

Yüksek saflıkta kireçtaşı yada dolomit ocaklarda ihraç edilir, kırılır ve bazı durumlarda yıkanır. Malzeme daha sonra ayıklanır ve fırına gön- derilir. Kireçtaşı normalde yer yüzeyinde açılan, kireç fabrikasının genel- likle bitişiğinde bulunan ocaklardan temin edilir ancak bazı durumlarda deniz altı sondajları ve hatta yeraltı maden ocaklarının da bu amaçla kul- lanıldığı bilinmektedir. Standart bir kazı süreci şunları kapsar:

• Fazlalıkların giderilmesi (çökeltinin üzerini kaplayan toprak, kil ve gevşek kayalar)

• Kayanın dinamitlenmesi

• Patlatılan kaya parçalarının kırma ve ayıklama tesisine götürül- mek üzere kamyonlara yüklenmesi ve nakliyesi.

Kireç imalatında kullanılan hammadde, kireçtaşı veya daha nadi- ren dolomit ya da dolomitli kireçtaşıdır. Kireçtaşı, dünya üzerindeki tortul kayaların yüzde onunu oluşturmaktadır.

Tipik olarak, kireçtaşında % 90’dan fazla CaCO3 ve yüzde birkaç puan MgCO3 bulunur. Dolomit, bünyesinde % 54 – 58 CaCO3 ve % 40 – 44 MgCO3 bulunduran bir çift karbonattır. Dolomitli kireçtaşı, genellikle kireçtaşından daha fazla, ancak dolomitten daha az miktarda MgCO3 içeren kireçtaşına verilen addır. Kireçtaşı ve diğer hammaddeler 360 milyon yıldan daha eski olabilir. Birçok ülkede kireçtaşı rezervleri bulun- makla birlikte, bunların yalnızca küçük bir bölümü ticari açıdan kullanı- ma uygundur.

Kireçtaşı kayası, ya çeşitli organizmaların faaliyetlerinden kay- naklanan bir organik yol, ya da karbonatın kristalizasyonundan kaynak- lanan bir inorganik yol izleyen bir süreç kapsamında, kalsiyum iyonla- rıyla karbon dioksitin birarada çözünmesi sonucunda meydana gelir. Bu sürecin ardından, diyagenez adı verilen ve tortuların kayaya dönüşmesini ifade eden bir süreç gelir. Bu süreç çok sayıda organik, fiziko-kimyasal unsurlar içeren karmaşık bir aşamadır. Bu nedenle, oluşma şekline göre farklılık gösteren çok sayıda kireçtaşı çeşidi bulunmaktadır. Bu farklılık-

(42)

lar; parça büyüklüğüne, içyapıya, dokuya, saflığa ve karbonat içeriğine yansımaktadır.

Yüksek saflıktaki kireçtaşı veya dolomitten oluşan hammadde, kireç yatağından çıkarılır ve kireç tesisine sevk edilmeden önce kırılır ve kimi durumlarda yıkanıp elenir. Normalde kireçtaşı, kireç tesisine yakın bir yerden yüzey taşocakçılığı ile elde edilir ve hammadde tesise bantlı konveyörler aracılığıyla doğrudan taşınır. Ancak kimi durumlarda, deniz dibi tarama, hatta yeraltı madencilik yöntemleri dahi kullanılabilir. Ham- maddenin, tesisin uzağında bulunan yerlerden, örneğin gemiler kullanı- larak taşınması da mümkündür. Tipik bir kireçtaşı çıkarma işlemi aşağı- daki adımları içerir:

• Fazlalıkların temizlenmesi (ör. toprak, kil ve taşlar)

• Kayanın patlatılması

• Patlatılan kayanın yüklenerek kırma ve eleme tesisine sevk edilmesi.

2.1.2. Üretim Durumu

Sektörü pazar için üretim yapanlar ve kendi ihtiyacı için üretim yapanlar şeklinde ikiye ayırabiliriz. Soda sanayi, Demir- Çelik sanayi ve Şeker sanayinde genellikle üretim süreçlerinde ara ürün olarak kul- lanmak üzere kendi ihtiyacına yakın miktarda ki kireci kendileri için üre- tilmektedir. Kendi için üretim yapanların Üretim miktarı yaklaşık toplam ülke üretiminin % 40’ı civarında kadar olmaktadır.

Sektörün niteliği nedeniyle uzak mesafelere mal yollanması pek

mümkün olamamaktadır. Bu nedenle denizyoluyla yapılan bazı ihracat uygulamaları dışında ihracat yoktur.

Toplam üretimin yaklaşık %2’lik bir bölümü ihraç edilebilmektedir.

2014 2015 2016 2017 2018 2019

Türkiye 4.442 4.325 4.694 4.854 4.984 4.950 Dünya 350.000 350.000 350.000 350.000 424.000 424.000

Tablo 1. Kireç sektörü son 5 yıllık cao üretimleri (1000ton)

Referanslar

Benzer Belgeler

“Maden Mühendisleri Asgari Ücret Tarifesi Uygulansın” Kampanyası boyunca Kampanya Çağrı metni, İmza Metni ve Kampanya destek talebi ve sosyal medya

“Siyanür Yönetim Planı” içerisinde yer aldığı saptanmıştır. Ancak bu çalışmaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından titizlikle denetlenmesi

Kurumda görevlendirilen maden mühendisleri, kömür sahalarında vardiya mühendisi, daimi nezaretçi, teknik nezaretçi ve idari personel olarak çeşitli görevlerde istihdam

Mevzuat gereğince Genel Kurul’un devredilemez yetkileri saklı kalmak kaydıyla, Banka’nın tüm işleri ve idaresi Genel Kurul tarafından Türk Ticaret Kanunu,

Genel Kurul toplantılarında aşağıdaki esaslar uygulanır. a) Çağrı Şekli; Genel Kurullar, olağan veya olağanüstü toplanır. Bu toplantılara davette Türk Ticaret

VE BAĞLI ORTAKLIKLARI 31 ARALIK 2019 TARİHİ İTİBARIYLA VE AYNI TARİHTE SONA EREN YILA AİT KONSOLİDE FİNANSAL TABLOLARA İLİŞKİN AÇIKLAYICI DİPNOTLAR (Tutarlar,

Sevinç KARAKAYA Çevre Mühendisleri Odası Necati İPEK Elektrik Mühendisleri Odası Hüseyin GENCER Fizik Mühendisleri Odası Şükrü YILDIRIM Fizik Mühendisleri Odası Züber

Yüklenici 6331 sayılı kanunla belirtilen İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu) ile ilgili tüm tedbirleri ve prosedürleri yerine getirecektir. Yüklenici, 4734 sayılı