• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: VÂKIDÎ'NİN HADİSÇİLİĞİ

2.2 HADİS RİVAYET METODU

2.2.1 Rivayetlerinde müphem ifadelere yer vermes

Muhammed b. Ömer el-Vâkıdî'nin hadisçiliği ile ilgili ciddi bulgulara onun hadisleri rivayet ederken ortaya koyduğu metotlarda da rastlamaktayız. Bu metotlardan bazısı onun, hadisçiler tarafından çok ciddi eleştiriler almasına sebep olsa da bazısı övülmesine sebep olmuştur. İşte onun hadisçiler tarafından çok sert bir şekilde eleştirilmesine sebep olan metotlarından biri rivayetlerinde sıklıkla ljû ifadelerine yer vermesi olmuştur.

Kitâbü'l-Meğâzfnin tamamı incelendiğinde işbu Ij^ ifadelerinin 187 yerde kullanıldığı tespit edilmiştir. Vâkıdî'nin bu ifadelerden kastının kim veya kimler olabileceği hakkında çok fazla yorum yapılmıştır. Ancak yapılan yorumların hiçbiri onun bu ifadelerden neyi kastettiğini açıklamaya yetmemiştir. Yapılan bu yorumların başında Vâkıdî'nin ljlâ ifadeleriyle meşhur siyer ve megâzî âlimi Muhammed b. İshâk'ı (ö. 151/768) kastettiği gelmektedir. Buna göre Vâkıdî, İbn İshâk'ın rivayetlerini bu şekilde müphem ifade kullanmak suretiyle alıntılamış dolayısıyla intihal diğer bir deyişle tedlis yapmıştır. Bunu iddia eden ise Alman müsteşrik Josef Horovitz (ö. 1931)'dir.106

Horovitz'in bu iddiasına karşı Abdulaziz b. Süleyman es-Sellûmî ''el-Vâkıdiyyu ve Kitâbühü 'l-Meğâzî Menhecuhû ve Meşâdiruhû'' ismiyle kaleme aldığı eserinde oldukça ikna edici cevaplar vermiştir. Burada Sellûmî, Megâzî'de geçen ve Vâkıdî'nin

Ijtâ ifadesiyle naklettiği rivayetleri kapsamlı bir tablo hazırlayarak İbn İshak'ın es- 107

Sîre'si ile karşılaştırmıştır. Bu tablo incelendiğinde ise iddia edildiği gibi bir intihalin olmadığı her iki kaynaktaki söz konusu rivayetler arasında ciddi farklılıkların olduğu görülmüştür.

Bizce Vâkıdî'nin bu ifadelerden kastı, Kasım Şulul'un da doktora tezinde ifade

108

ettiği gibidir. Buna göre Vâkıdî, bu ifade ile her bir gazveyi ve seriyyeyi anlatırken

106 Fayda, „'Vâkıdî'', Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,42/471-475; Horovitz, İslâmî

Tarihçiliğin Doğuşu -İlk Siyer/Megâzî Eserleri ve Müellifleri- trc. Ramazan Altınay - Ramazan Özmen,

92-110.

107 Sellûmî, el-Vâkıdiyyu ve Kitâbühü 'l-MeğâzîMenhecuhû ve Meşâdiruhû, 1/182.

isimlerini zikrettiği veya „ 'bunların haricinde isimlerini zikretmediklerim de var'' dediği, sayıları bazı bölümlerde yirmi altıyı bulan râvîlerini kastetmektedir. Vâkıdî'nin bu isimlerin rivayetlerini tek bir metin altında topladığı görülmektedir. Ve her bir konu başlığı ile ondan sonra gelen konu arasında bu râvîlere ait olan rivayetleri ljtâ diyerek aktarmıştır. Dolayısıyla isimleri tekrar zikretme gereği hissetmemiştir. Eğer bölümler arasında bu râvîlerden farklı olarak rivayetleri bulunan isimler varsa onları da tam bir isnad şeklinde zikretmiştir.

Vâkıdî'nin söz konusu râvîleri bir arada zikredip onların rivayetlerini iç içe aktarması ancak onun tarihçi kimliği ile açıklanabilir. Buna göre o bir tarihçi gibi olayların oluş sıraları dikkate alınarak bir bütün halinde zikredilmesine önem vermektedir. Böyle olmasa ve burada zikrettiği râvîlerin rivayetlerini tam bir isnad ile zikretse hem eserinin hacmi artacak hem de olaylar bağlamından kopup eser tam bir hadis eseri hükmüne kavuşacaktır. Vâkıdî bu yöntemiyle tarihçi kimliğinin hakkını vermiştir. Ancak hadisçi kimliğini ifade etmekten de geri kalmayarak konular arasında pek çok tam isnadlı rivayete yer vermiştir. Araştırmamız esnasında Vâkıdî'nin eserindeki tam isnadlı rivayetlerin sayısının 837 olduğunu tespit ettik. Sened kullanımının hicri birinci yüzyılın ikinci yarısı ile ikinci yüzyılın başında yaygınlaşmaya başladığı düşünüldüğünde109 Vâkıdî'nin erken denebilecek bir vakitte

senede bu denli önem vermesi onun hadisçiliği üzerindeki kaygıları giderecek türdendir. Bununla birlikte tamamında 1408 rivayet bulunan bir eser için de bu sayı oldukça önemlidir.

Vâkıdî, birleşik isnadla getirdiği hadislerin senetlerini aktarırken bazen sadece hocalarını bazen de hocalarının rivayet ettiği isimleri de aktarmıştır. Söz gelimi o, Sâbit b. Kays ile Zübeyr b. Bâtâ arasında geçen diyaloğu anlattığı bölümde ilk olarak hadisi aldığı Abdulhamid b. Ca'fer ve İbn Ebî Habîbe'yi zikretmiştir. Sonrasında ise Abdulhamid b. Ca'fer'in Muhammed b. Yahya'dan İbn Ebî Hâbîbe'nin ise Dâvûd b.

Huşayn'dan rivayet ettiğini belirterek senedi tamamlamıştır. En sonunda ise: ¿Sj f i ^ j ¿uJâJI IİA ÛA demek suretiyle birleşik isnadı oluşturmuştur.110

109 Raşit Küçük, „'İsnad'', Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV Yayınları, 2001),

23/154-159.

Vâkıdî'nin böyle yapmayarak sadece hocalarının ismini zikrederek rivayette bulunduğu da olmuştur. Söz gelimi o, Hayber Gazvesi'ni anlattığı bölümde gazveyi rivayet ettiği 27 hocasını bir liste halinde zikretmiştir. Ancak hocalarının hadisi kimlerden aldıklarını söylememiştir. Sonrasında ise: JJJÎ. ¿ U J . & ^

diyerek birleşik isnadı oluşturmuştur.111

Vâkıdî bazen de birleşik isnatlı rivayetlerinde hem hocalarını hem de hocalarının rivayette bulunduğu isimleri zikretmesine rağmen hangi hocasının kimden rivayette bulunduğunu belirtmemiştir. Örneğin o, Hudeybiye Gazvesi'ni anlattığı bölümde gazveyi rivayet ettiği on beş hocasını bir arada zikretmiştir. Onları aktardıktan sonra ise

(C ifadesi ile aralarını ayırarak hocalarının rivayette bulunduğu altı râvîyi zikretmiştir.

Bu senede bakıldığında Vâkıdî'nin hangi hocasının kimden rivayet ettiği anlaşılmamaktadır. Vâkıdî tüm bu isimleri aktardıktan sonra: ¿Y^l (A ^

U ¿S .•4.Îİ!! Jfci .^JüJ.a. JÎ (İAULİJİ fV.j ..JPJ ((uJ^KJ) l ^ J ^CJi tAİjUaj

* " 112 oJjMJ. diyerek birleşik isnadını oluşturmaktadır.

Vâkıdî'nin eserinde bu şekilde müphem ifadelere yer vermesi sadece onunla sınırlı değildir. Hocası İmam Mâlik'inde Muvattâ'da çokça müphem ifade kullandığı görülmektedir. İmam Mâlik'in kullandığı bu müphem ifadelerin başında o * ^ ifadesi gelmektedir. O bu ifadeyi pek çok yerde kullanmıştır. Örneğin o, Ömer b. Abdulazîz'in bir sözünü paylaşacağı zaman: ¿j^i cM Jl3*Jl ( jâc. ¿i demiştir.113 Aynı şekilde

o, ninenin varis olabileceği ile ilgili bir rivayetin arkasından: VI .£ıliâJI (A VJ SiâJl ¿/¡j ^Lıj ^La 4ıl ¿Jjlu^j ¿i şeklinde bir açıklamada bulunmuş

ve burada da o * ^ ifadesini kullanmıştır.114 Bu kullanıma dair pek çok örnek zikretmek

mümkündür.115 Ancak bu örnekler bize müphem ifadelerin kullanımının sadece

Vâkıdî'ye has olmadığını, onun da mensubu olduğu Medine okulunun kurucusu olan İmam Mâlik'in de bu ifadelere yer verdiğini göstermektedir. Bu da o dönem içerisinde bu çeşit kullanımların çok da aykırı olmadığını düşündürmektedir.

111 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/113. 112 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/69-70. 113 İmam Mâlik, el-Muvattâ, "Cihâd", 12. 114 İmam Mâlik, el-Muvattâ, "Ferâiz", 6.

115 İmam Mâlik, el-Muvattâ, "Talâk", 19; "Mekâtib", 3; „'Libâs'', 4; "Sadaka", 6; "Tahâret", 112;

Vâkıdî'nin rivayetlerinde müphem ifadelere yer vermesi sadece IjJtS ifadeleriyle sınırlı değildir. O yer verdiği isnatlarda müphem şahıslara da yer vermiştir. Söz gelimi o, Zührî'nin sözünü: ¿jfcjJl ü^ diyerek aktardıktan sonra Zührî'nin rivayeti ''ensar'dan bir adam'' dan rivayet ettiğini nakletmiştir. Buradaki jt^ral O* 340 ifadesi müphemdir ve rivayetin ilerleyen kısımlarında kim olduğu hakkında bir bilgi verilmemiştir.116

Başka bir örnekte ise Vâkıdî, hocası İbn Ebî Sebra'dan tam isnadla bir rivayet aktarmaktadır. Ancak rivayetin sahâbi râvîsi açık bir şekilde zikredilmeyerek j^ O*

ifadesi kullanılmıştır.117

Vâkıdî'nin, öncesinde isnatlı olarak zikrettiği bir hadisin râvîlerine ait konuyla ilgili başka bir söz paylaşacağı zaman da müphem bir ifade kullandığı görülmektedir. En azından ilk bakışta bu izlenimi vermektedir. Söz gelimi o, Uhud Gazvesi'ni anlattığı bölümde ¿ j j O* ü^ şeklinde bir ifade kullanmaktadır.118 Vâkıdî'nin bu

ifadeden kastı ya bir önceki hadisin râvîlerine işarettir ya da tamamen onlardan bağımsız başka bir hadisi kastetmektedir. İkincisi söz konusu olduğunda Vâkıdî'nin bu şekilde bir ifade kullanarak hadis rivayet işini başkalarına nispet ettiği anlaşılır. Bunun da sebebi ismini zikretmek istemediği birilerinin rivayetlerini paylaşma isteği olabilir. Ama her ne amaçla olursa olsun ifade müphemdir.

Vâkıdî'nin Hz. Peygamber'e dayandırdığı bir rivayeti ise tamamen müphem bir şekilde aktardığı da görülmektedir. Buna göre o hiçbir isnada yer vermeden sadece:

4IU iiUu. ¿î pLuj &I ^La M Ü J U J CP csjjrij diyerek rivayeti aktarmaktadır.119

Vâkıdî'nin rivayetlerinde ki diğer müphem ifadeleri ise şu şekilde sıralayabiliriz: 1. o* ın j. '-3""120 2. "^J^'Vl (j 3-iLı ^J L^akj"121 3. "^îluj âl jfll j. ^İLıS j. Jlj"1 2 2 . „i* ,, ; . >'!...123 5. "i^l çJlj"124 16 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/10. 17 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/52. 18 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 1/242. 19 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/434. 20 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/53. 21 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/67-68. 22 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/81. 23 Vâkıdî, Kitâbü 'l-Meğâzî, 2/128.

6. V > ! i

7. "^jjLAIJJ j jjj '^jl^ j}."126 8. "d4j"127

9. "4İÂİ"128

10. ".ji '^-'yı (j.^ j}. ^JJ^Û"129 11. I3J1 liaja j). jij"130 12. "jlşlîl ^ jj. İİ>I"131 13. "¿-«LVl Jî"132