• Sonuç bulunamadı

3. Reyhanlı Hakkında Genel Bilgiler

3.2. Reyhanlı Tarihi

Reyhanlı bölgesine adı belirli ilk yerleşen kavim Hurriler olmuştur. Hurriler, Hint-Avrupa kökenlidir. Reyhanlı’ya yerleşmeden önce Doğu Anadolu’nun Van gölü çevresin-de oturmaktadır. Kavimler Göçü neçevresin-deniyle bulundukları yeri bırakıp Güney Anadolu’ya indiler. Yukarı Mezopotamya ve Hatay dahil Kuzey Suriye’yi işgal edip yerleştiler. Hurri-lerin yaptığı bu göçün M.Ö. 1950 yıllarında olduğu tahmin edilmektedir. Hurriler M.Ö.

1800 yılında Mitanni Krallığı’nı kurdular.

Devlet, konfederasyon niteliğindeydi, yani küçük kent krallıkların bir merkez çevresinde birleşmesiydi. Başkent Vaşşugani’nin bugün-kü Rasülayn’ın yeri olduğu tahmin edilmek-tedir. Sınırların Bitlis’ten başlayıp, Akdeniz’de bittiği sanılmaktadır. Ancak Çatalhöyük, Cü-deyde ve Atçana höyüklerinde yapılan kazılar sayesinde, Reyhanlı bölgesinin daha Hurriler gelmeden önce, bugün adını bilmediğimiz kavimler tarafından yerleşiği olduğunu anla-maktayız. Cübeyde Höyüğü’nde, Neolitik dö-nemle ilgili bir tabaka bulunmuştur. Atçana Höyüğü’nde yapılan kazılar ise, buranın M.Ö.

3200 yılından daha gerilerde de iskan gör-düğünü ve M.Ö. 2100 yılından itibaren par-lak bir uygarlığın başladığını göstermektedir.

Çatalhöyük ve Cüdeyde Höyüğü’nde M.Ö.

4500-1780 yılları arasıyla ilgili çeşitli mühür-lerin bulunması, burada yerleşmiş kabilemühür-lerin başka devletlerle siyaset ve ticaret yaptıklarını belgelemektedir. Nitekim Çatalhöyük, Cü-deyde ve Tainat Höyüklerinde Mitanni, yani Hurri uygarlığıyla ilgili mühürler ve koyu ze-min üzerine çizgili beyaz desenli keramikler

bulunmuştur Hurriler M.Ö. 1950 yıllarında Reyhanlı bölgesine gelince, burada yerleşik bir uygar toplum bulmuş ve onları egemen-likleri altına alarak kendi küçük kent krallık-larını kurmuşlardır.

Bölgedeki Hurri uygarlığı en gelişmiş ye-rini Atçana’da sağlamıştır. Çünkü Atçana Höyüğü’nde yapılan kazılarda, daha yaygın kalıntılar bulunmuştur. Kazılarda, kerpiçten inşa edilmiş bir kent ortaya çıkarılmıştır. Ken-ti surlar çevrelemektedir. İçeride bir saray, ta-pınaklar, iki tarafında evler yer alan caddeler ve askeri yapı kalıntıları bulunmaktadır. Ka-zılarda Hurri dilinde yazılmış önemli tablet-ler ele geçirilmiştir. Tablettablet-lerden anlaşıldığı-na göre bu kentin adı Alalah’tır ve küçük bir Huri Krallığı’dır. Yine bu tabletlerden Alalah Kralı İdrmi’nin otuz yıl hükmettiğini ve Mi-tanniler Kralı Barratarna’nın vassalı olduğu-nu öğrenmekteyiz. Ayrıca M.Ö. 15. yüzyılda Nikmedad adlı kişinin Alalah Kralı olduğu ve bunun da Mitanniler Kralı Şauşşatar’a bağım-lı bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Kazılarda Hurri sanatına ait mühürler, altın ve gümüşle-re de rastlandı. Atçana’da Hurri sanatıyla ilgili bazalttan yapılmış bir sunak, kadın ve erkek heykelcikleri, kurban masaları, aslan heykeli ön kısmı bulunmuştur. Çevrede bazalt taşı bulunmadığına göre, bu taşın Yayladağı’ndan getirilmiş olması gerekmektedir. Bu dönem-de tarım ve hayvancılık bölgedönem-de önemli bir yer tutmaktadır. Tainat höyüğünde M.Ö.

1600 yılından itibaren çeşitli mühürlere rast-lanmıştır. Bu benzer kalıntılar, Atçana merkez olmak üzere Amik Ovası’nda Çatalhöyük, Cüdeyde, Tainat ve diğer höyükleri kapsayan küçük bir Hurri konfedere devletinin kurul-duğunu belgelemektedir. Bazalt taşı olayı, At-çana, yani Alalah merkezli Amik Ovası’ndaki Hurri Devleti’nin, Mitannilere bağımlı olması nedeniyle siyaset ve ticaret bakımından Suri-ye, Mısır ve Mezopotamya ile çok sıkı ilişkiler içinde bulunması doğaldır.

Reyhanlı’da Hurri uygarlığına son veren Hitit’ler olmuştur. Hititler, Hint-Avrupa kö-kenlidir ve Kafkasya üzerinden M.Ö. 2000 yıl-larının başında Anadolu’ya geçtikleri tahmin edilmektedir. Hititler, Kızılırmak kavsi içinde-ki bölgeye yerleşmişlerdir. Ele geçen Hititçe ve Akadça yazılara göre Hititler M.Ö. 1750 yılın-da yerleşik bir devlet kurmuşlardır. Hitit Kralı Hattuşil M.Ö. 1680-1650 yılları arasında hü-kümdarlık yapmıştır. Bu kral Mitanniler’den Halep’i almış, Amik ovasına girmiş ve oradaki Hurri kent devletlerini tek tek ele geçirmiştir.

Atçana’yı da, yani Alalah Krallığı merkezini, yağma etmiştir. I. Suppilulium, M.Ö. 1380 ve 1340 yılları arasında Hitit Kralı olmuştur.

Hurrilerle anlaşarak Halep ve Amik Ovası’nı tekrar kendine bağlamıştır. Ancak Hitit’lerin Amik Ovası’ndaki etkileri sürekli olmuştur.

III. Hattuşil’in M.Ö. 1275-1250 yılları arasında geçen krallığı döneminde, Mısır hükümdarı II. Ramses ile ünlü Kadeş Barış Antlaşması’nı Asurlulara karşı yapmıştır. Bu antlaşmaya göre, Fırat Nehri’nden itibaren Kuzey Suriye dahil Akdeniz’e kadar ki bölge Hititlere aittir.

Böylelikle Hititlerin Amik Ovası’ndaki Hur-riler üzerindeki egemenlikleri M.Ö. 13. yüz-yıl ortalarından itibaren kesinleşmiştir. Hitit Konfederasyonu M.Ö. 1180 yılında dağılınca, Kuzey Suriye ve Amik ovasında Hitit kent devletleri ortaya çıkmıştır. Atçana’daki Alalah kenti çok yağmalandığı için önemini yitirmiş-tir. Bu nedenle Hititler, Çatalhöyük başkent olmak üzere konfederasyon nitelikli Amik Ovası’nda bir devlet kurmuşlar ve bu devle-te Hatina adını vermişlerdir. Bu dönemden sonra Reyhanlı bölgesinde bir Hitit uygarlığı

ile karşılaşmaktayız. Çatalhöyük, Cüdeyde ve Tainat’ta Hititlerle ilgili mühürler, çivi yazılı tabletler bulunmuştur. Atçana’da Hititler’den kalma M.Ö. 13. yüzyıl’da yapılmış saray duva-rında freskler ve her iki yanı aslan heykelle-riyle süslenmiş bir mabet girişi ortaya çıkarıl-mıştır. Ayrıca Tainat’ta yine Hitit uygarlığıyla ilgili 13. yüzyıl’da yapılmış bir saray ve bir ta-pınak, yan yana yatmış ve ağzı açık iki aslanlı heykel, savaş arabasını betimleyen kabartma-lar bulunmuştur.

Asur Kralı II. Sargon, M.Ö. 717 yılında Amik Ovası’ndaki Hitit egemenliğine son vermiş-tir. Sonrasında Reyhanlı bölgesinde Asurlu kent devletler oluşmaya başlamıştır.  Nitekim M.Ö. 8. yüzyıl ortalarından itibaren Çatalhö-yük, Cüdeyde ve Tainat höyüklerinde Asurlu-larla ilgili mühürler görmekteyiz.

M.Ö. 538 yılında ise Persler yılında Asurlu-ların Amik Ovası’ndaki egemenliklerine son

verirler. Büyük İskender M.Ö. 333 yıllarında, Pers Kralı Daryüs’ü Hatay-Erzin’de yenilgiye uğratmıştır. Amik Ovası’na bu kez Makedon-lar egemen olmuştur.

Reyhanlı’nın çok eski bir yerleşim bölgesi ol-masına karşın, Hurri, Hitit ve Asur uygarlığın-dan sonra belgelerde uzun süren bir kesintiyle karşılaşılır. Bilindiği kadarıyla Pers, Makedon ve Roma uygarlıklarından kalma hiçbir kalıntı

yoktur. Cüdeyde kayalıklarında tek tük rastla-nan oyukların Romalılardan kalma mezarlar olduğu tahmin edilmektedir. Ama Bizanslı-larla ilgili buluntular vardır. Reyhanlı’da Yeni-şehir Mahallesi’ndeki askeri yapı kalıntıları ve ele geçen çeşitli paralar, Yenişehir ve Harran Köyü (Kavalcık) çevresinin Bizanslılar döne-minde önemli birer yerleşim merkezi olduğu-nu kanıtlamaktadır. Topraktan çıkarılmış dev küpler bölgede zeytincilik, bağcılık ve şarap-çılığın yaygınlığını belgelemektedir. Harran köy içme suyu kuyusu temizlenirken Bizans ve Osmanlılarla ilgili çeşitli paralar bulun-muştur. Ayrıca Cilvegözü ve çevresindeki ka-lıntılar, sarnıçlar ve büyük kesme taş bloklar, buraların Osmanlılar döneminde de askeri bir bölgeyi oluşturduğunu kanıtlamaktadır.

Reyhanlı, eskiden bir su değirmenleri ülke-sidir. Müşir Derviş İbrahim Paşa, 1865-1880 yılları arası Suriye Genel Valisi ve Dördüncü Ordu Komutanı’dır. Yenişehir’de güçlü bir su kaynağı vardır. Derviş İbrahim Paşa zamanın-da, Halepli  Hacı Bekri Kubbeni bu kaynağın önüne bir set çekip bugün gazinoya dönüş-müş olan değirmeni yaptırmıştır. Derviş İb-rahim Paşa, arka tarafta bulunan araziyi de-ğirmene bırakmıştır. O zamanlar çölden, Fırat bölgesinden, yıllık zahirelerini öğütmek için yüzlerce deve gelirdi. Deveciler burada üç ay kadar sırada beklerdi. Dönerlerken, hem ken-di gereksinmeleri hem de deveye denge olsun diye, bir yana un ve öbür yana tuz çuvalları yüklerlerdi. Değirmenler, o dönemin önemli birer fabrikası durumundaydı.

Türkmen aşiretleri Amik Ovası’na 1865 yılın-da Müşir Derviş İbrahim Paşa tarafınyılın-dan is-kan edilmişlerdir. Müşir Derviş İbrahim Paşa, 1880 yılında başka yere atanır. Yerine Hüseyin Cemil Paşa, Halep Valisi ve Ordu Komutanı olur. Valiliği 1880-1886 yılları arasındadır.

Çünkü ondan sonra gelen Müşir Osman Nuri Paşa 1886 yılında Halep Valisi ve Ordu Ko-mutanı olmuştur.

Çerkes Göçmenleri, Reyhanlı’ya 1882 yılında iskan edilmişlerdir. Hüseyin Cemil Paşa valiy-ken, Tatar ve Çerkes göçmenler Halep’e gel-miş ve camilere konuk edilgel-mişlerdir. Önce Ta-tarlar on aile olarak Reyhanlı’nın Sifef ve Ap-talhöyük adlı iki yere yerleştirilmiştir. Ondan sonra Çerkesler 110 aile olarak Efnir (şimdiki Bayır Mahallesi), Yenişehir ve Harran’a, her aileye 71 dönüm arazi vererek iskan edildiler.

Osmanlı arşivine göre Reyhanlı’nın adı “Amik Abad” idi. Türkmen Büyük Reyhanlı aşire-ti Amik Ovası’na iskan edilince, resmi adı

“Reyhaniye Kazası”na dönüştü. Halk arasında Reyhanlı’nın başka adları vardı. Zengin de-ğirmen bölgesi olduğu için “Dede-ğirmenkaşı”

denirdi. Müşir Derviş İbrahim Paşa’nın Rey-hanlı ilçesinde 14 adet köyü vardı. Bugün ki Oğuzhan İlkokulu’nun yanı başında ve batı tarafında kendine bir saray yaptırdığı için Reyhanlı’ya “Saray”da denirdi.

3.2.1. 20. Yüzyılda Hatay ve Reyhanlı’nın Kısa Tarihi

30 Ekim 1918 Mondros mütarekesinin imza-lanmasıyla Hatay’ın da içinde bulunduğu Os-manlı Devleti’nin işgaline başlanmıştır. Eylül 1919’da Hatay’da Müdafaa-i Hukuk Örgütü kurulmuştur. Tayfur Sökmen, Dedebeyzade Hakkı, Türkmenzade Ahmet’in ve Yüzba-şı Asım Bey yönetiminde toplanarak işgalci Fransızlara karşı görev bölümü yapmışlardır.

Tayfur Sökmen Amik ovasındaki yerel dire-nişçilerin başına geçerek mücadeleye devam etmiştir. 20 Ekim 1921’de Hatay konusunda Türkiye ile Fransa arasında bir antlaşma im-zalandı. Buna göre Hatay’da özel bir yönetim kurulacaktı. 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşmasının imzalanması ile Suriye ve Lüb-nan’daki Fransa manda hakimiyeti Milletler Cemiyeti’nce kabul edildi. 9 Eylül 1936’da işgal altında bulunan Suriye’nin egemenliği Fransa tarafından kabul edildi. Bu sırada Ha-tay, Fransız işgaline karşı silahlı mücadeleye

devam ederek kurtulmaya çalışıyordu. 20 Mayıs 1937’de Hatay’ın uluslararası bir sta-tüye kavuşması Birleşmiş Milletler kararıyla oldu. Hatay adı ise İskenderun Sancağı adıyla geçiyordu. 1938’de Türk ve Fransız askerleri arasında varılan antlaşma gereğince Hatay’da asayişi sağlamak üzere 2500’er kişilik birer as-keri birlik Hatay’a girdi. 8 Temmuz 1938’de Türk askeri Albay Şükrü Kanatlı komutasın-da Reyhanlı’ya girdi. 2 Eylül 1938’de Hatay Millet Meclisi ilk toplantısını yaptı, devletin adı Hatay olarak kabul edildi ve devletin başı-na Tayfur Sökmen getirildi. 25 Ekim 1938’de Kırıkhan’a bağlı bir nahiye olan Reyhaniye ilçe oldu. 23 Haziran 1939’da Ankara’da yapılan Hatay antlaşması ile Türk-Fransız görüşme-leri sonucunda Hatay Türkiye’ye bırakıldı. 7 Temmuz 1939 tarihli ve TBBM’nin 3711 sa-yılı yasası ile Hatay il, Reyhaniye ise Reyhanlı adıyla ilçe oldu.

3.3. Reyhanlı Ekonomisi