• Sonuç bulunamadı

Revâtib (Nafileler)

Belgede TÜM DETAYLARIYLA NAMAZ (sayfa 158-162)

B. Âhiretteki Sonuçlar

1. Revâtib (Nafileler)

1. Revâtib (Nafileler)

Tatavvu’ (nâfile) namazın meşrûiyeti:

Şanı yüce Allah'ın hikmetinin, kullarına rahmetinin bir tecellisi olarak tatavvu’ (nâfile) namaz kılmayı meşrû kılmıştır. Farz olan herbir ibadet türünden -bu yolla farzlarda meydana gelebilecek eksiklikler telafi edilebilsin diye- bir de tatavvu çeşidi kılmıştır.

Kimi namazlar vâcib (farz), kimileri tatavvu (farz olmayan nafile) türündendir. Orucun da kimisi vacib, kimisi tatavvu, haccın da kimisi vacib, kimisi tatavvudur... Tatavvu namazı, vacib (farz) olmayan namaz demektir. Mükellef olan kimseden böyle bir namazı kılması kesin olmayan bir ifadeyle ve farz olarak yazılandan ayrı olarak yerine getirilmesi istenir. Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde insanların amellerinden dolayı hesaba ilk çekilecekleri amel namazlarıdır. Aziz ve celil olan Rabbimiz meleklere -o en iyi bilen olduğu halde- şöyle der:

"Kulumun namazına bir bakınız, onu tam mı yoksa eksik mi yerine getirmiştir?" Eğer namazı tam ise ona tam olarak yazılır. Şâyet ondan bir şeyleri eksik bırakmışsa "Kulumun herhangi bir tatavvu namazının olup olmadığına bakınız." diye buyurur. Şâyet tatavvu namazları var ise: "Kulumun farz namazını tatavvuundan tamamlayınız" buyurur. Daha sonra diğer ameller de bu şekilde ele alınır.705[705]

Tatavvu namazının bazıları farz olan namaza tabi değildir. Kusûf (güneş tutulması), husûf (ay tutulması), teravih, istiskâ (yağmur duası namazı) gibi. Kimi tatavvu namazları da farz namaza tabidir. Farzdan önce ve sonra kılınan nafileler (sünnetler) gibi. Kimi namazlar belli bir sebebe bağlı olarak kılınır. Kimileri belli bir sebebe bağlı olmaksızın kılınır. Kimilerinin vakitleri bellidir, kiminin belli vakitleri yoktur.

Revâtib sünnetler:

Farz namazlara tabi olarak kılınan nafileler, revâtib olan ve olmayan olmak üzere iki kısma ayrılır.

Revâtib sünnetler her zaman ve sürekli olarak farz namazlara tabidir. İlim ehli bunların sayıları hususunda farklı görüşlere sahiptir. Kimisinin kanaatine göre bunlar on rekâttir. İki rekât öğle namazından önce, iki rekât öğleden sonra, iki rekât akşam farzından sonra, iki rekât yatsı namazından sonra ve iki rekât sabah namazından önce. Buna delil İbn Ömer Radıyallahu anh'ın hadisidir: "Ben Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den on rekât belledim. İki rekât öğleden önce, iki rekât öğleden sonra, iki rekât akşamdan sonra evinde, iki rekât yatsıdan sonra evinde, iki rekât sabah namazından önce evinde..."706[706]

Bazıları bu sünnetlerin oniki rekât olduğu görüşündedir. Buna delil de Âişe Radıyallahu anha'nın rivâyet ettiği şu hadistir: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem öğle namazından önce dört rekâti, sabah namazından önce iki rekâti terketmezdi.707[707] Peygamber Sallallahu

705[705] Ebu Davud, I, 540-541, H. no: 864; el-Albâni, Sahihu Sunen-i Ebî Davud, I, 163, H. no: 770'de sahih olduğunu belirtmektedir.

706[706] Buhârî, II, 54

707[707] Buhârî, II, 54

aleyhi vesellem'in hanımı Um Habibe'den de şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i şöyle buyururken dinledim: "Günde tatavvu olarak Allah için on iki rekât kılan herbir müslüman kula mutlaka yüce Allah cennette bir ev yapar. -Yahutta ona cennette bir ev bina edilir...-"708[708]

Hafız (İbn Hacer) Fethu'l-Bârî'de şunları söylemektedir: Daha uygunu bunun iki ayrı hal için kabul edilmesidir. Kimi zaman iki rekât, kimi zaman dört rekât kılardı. Şöyle de açıklanmıştır: Bu onun mescidde olması halinde sadece iki rekât kılması, evde ise dört rekât kılması şeklinde anlaşılmalıdır. Evinde bulunduğu vakit iki rekât kılmış olması, sonra mescide çıkıp iki rekât daha kılmış olması ihtimali de vardır. İşte İbn Ömer mescidde olanı görmüş, evde olanı görmemiştir. Âişe Radıyallahu anha ise her iki duruma da muttali olmuştur.

Birinci görüşü Ahmed ve Ebu Davud'un, Âişe Radıyallahu anha'ın rivâyet ettiği hadisteki şu ifade pekiştirmektedir: "Öğleden önce evinde, önce dört rekât kılar sonra çıkardı."709[709] Ebu Cafer et-Taberî der ki: Dört rekât kılması çoğu hallerinde görülen bir durumdur. İki rekât kılması ise daha az görülmüştür.710[710]

Sahih olan, revâtib sünnetlerin oniki rekât olduğudur. Öğleden önce dört, öğleden sonra iki, akşamdan sonra iki, yatsıdan sonra iki, sabahdan önce iki.

Bu revâtib sünnetler farz namazlarda görülebilen hata ve eksikleri ortadan kaldırır.

Revâtib sünnetler iki kısma ayrılır: Müekked olan ve müekked olmayan. Müekked olanları oniki rekâttir. Bunlar Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in çoğunlukla kıldığı, nâdiren terkettikleridir. Diğerleri ise müstehab sünnetlerdir. Bunlar da Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in çoğunlukla terkedip, nâdiren kıldıklarıdır.

Sabah sünnetinin fazileti:

Sabah namazının iki rekât sünneti revâtib sünnetler arasında en müekked olandır. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem sabahın iki rekâtine gösterdiği dikkat kadar nafile hiçbir namaza dikkat ve özen göstermiş değildir."711[711] Yine ondan gelen rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sabah namazının iki rekâti dünyadan ve dünyadaki herşeyden hayırlıdır."712[712]

Bu iki rekâtin müekkedliklerinin delillerinden birisi de şudur: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ister mukimken, ister yolcu iken bu iki rekâti kılmayı terketmezdi. Ebu Hureyre'den rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sizleri suvariler kovalayacak olsa dahi sabah namazının iki rekâtini terketmeyiniz."713[713] Sıkıntılara, düşmanın kovalamasına rağmen Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem sabahın sünnetini terketmeyi yasaklamaktadır.

708[708] Muslim, I, 503, H. no: 728

709[709] Muslim, I, 504, H. no: 730'da şöylece rivayet etmektedir: Abdullah b. Şakik'ten dedi ki: Ben Aişe Radıyallahu anha'ya Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in nafile namazı hakkında soru sordum. Şöyle dedi:

"Benim evimde öğleden önce dört rekat namaz kılar, sonra çıkardı..."

710[710] İbn Hacer, Fethu’l-Bâri, III, 58-59

* Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İkindiden önce dört rek’at kılana Allah rahmet eylesin (Tirmizî, 428 Ebu Davûd, 1257 el-Albâni hadise hasen demiştir. (Yayıncı)

711[711] Buhârî, II, 52

712[712] Muslim, I, 501, H. no: 725

713[713] Musned, II, 405; Ebu Davud, II, 46, H. no: 1258; Lafız Ahmed'indir; el-Albâni, Daîfu Sunen-i Ebi Davud, s. 123, H. no: 272'de zayıf olduğunu belirtmektedir.

Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i sabahdan önce kıldığı iki rekâti kılmakta elini çabuk tuttuğu kadar herhangi bir nafileyi yerine getirmekte acele ettiğini hiç görmedim."714[714]

Sabah namazının sünnetinin bazı özellikleri:

Sabah namazının sünnetinin bazı özellikleri vardır:

1. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bu iki rekâti hafif tutardı. Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem sabah namazından önceki iki rekâti o kadar çabuk kılardı ki bazen ben acaba Fatiha'yı okudu mu, diye (kendi kendime) sorardım."715[715]

2. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bu namazda Fatiha'dan sonra özel bir kıraat tahsis ederdi. Ebu Hureyre'den rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem sabah namazının iki rekâtinde: "Deki: Ey kâfirler" (el-Kâfirun, 109/1) ile "Deki: O Allah'tır, bir tektir."

(el-İhlas, 112/1) surelerini okurdu.716[716]

İbn Abbas'tan da şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem sabah namazının (sünnet) iki rekâtinde: "Deyin ki: Biz Allah'a ve bize indirilene... iman ettik."

(el-Bakara, 2/136) ile Al-i İmran suresindeki: "Deki: Ey kitab ehli, bizimle sizin aranızda adaletli olan bir kelimeye geliniz..." (Al-i İmran, 3/64) âyetini okurdu.717[717]

Muslim'in, İbn Abbas'tan naklettiği rivâyete göre de Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem sabah namazının iki rekâtinin birincisinde el-Bakara suresindeki: "Deyin ki: Biz Allah'a ve bize indirilene... iman ettik." (el-Bakara, 2/136) âyetini, diğer rekâtte ise: "...Sen de bizim şüphesiz müslümanlar olduğumuza şahid ol, dediler." (Al-i İmran, 3/52) âyetini okurdu.718[718]

Sadece Fatiha'yı okuyarak ondan sonra herhangi bir şey okumaması da caizdir. Çünkü Âişe Radıyallahu anha şöyle demiştir: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem sabah namazından önceki iki rekâtte okuduğu, Fatihatu'l-kitab kadardı."719[719]

3. Bu iki rekâti kıldıktan sonra gece namazı kılan kimseler için sağ yanı üzerine uzanmak sünnettir. Çünkü böyle bir kimsenin istirahete ihtiyacı vardır. Tercih edilen görüşe göre bu böyledir. Elverirki uykuya dalıp, sabah namazının farzını kaçırmaktan korkmasın. O takdirde bu, sünnet olmaz.

Râtib sünnet ile farz namaz arasını ayırmak:

Farz ile farzdan önceki yahutta sonraki râtib sünnetin arasını bir başka yere geçmek yahut konuşmakla ayırmak sünnettir. Çünkü Muaviye Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "...Cuma namazını kıldığı takdirde konuşmadıkça yahutta dışarı çıkmadıkça hemen arkasından bir başka namazla onu bitiştirme! Çünkü Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem bize bunu konuşmadıkça yahutta dışarı çıkmadıkça bir namazın bir diğer namaza eklenmemesini emretti."720[720]

714[714] Muslim, I, 501, H. no: 724

715[715] Buhârî, II, 52-53

716[716] Muslim, I, 502, H. no: 726

717[717] Muslim, I, 502, H. no: 727

718[718] Muslim, I, 502, H. no: 727

719[719] Musned, VI, 217; es-Saatî, el-Fethu'r-Rabbani, IV, 224'de: Bu hadisi (başka bir yerde) tesbit edemedim fakat senedi de ceyyiddir demektedir.

720[720] Muslim, I, 601, H. no: 883

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in ashabından bir adamdan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem ikindi namazını kıldı. Bir adam kalkıp, namaza durdu.

Ömer Radıyallahu anh onu görünce ona: Otur dedi. Şüphesiz kitab ehli namazlarının arasını birbirinden ayırmadığı için helâk oldular, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem: "Hattab'ın oğlu güzel söyle" buyurdu.721[721]

Nafile namazın kılınacağı yer:

Nafile namazı mescidde de, evde de kılınabilir. Fakat evde kılınması daha faziletlidir. Bundan teravih gibi cemaatle kılınması meşru namazlar müstesnâdır. Bu gibi namazların mescidde kılınması daha faziletlidir. Çünkü Zeyd b. Sabit Radıyallahu anh'dan rivâyet edildiğine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "...Evinizde namaz kılmaya bakınız. Şüphesiz farz olan namaz dışında kişinin kıldığı en hayırlı namaz evinde kıldığıdır."722[722]

İbn Ömer Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Namazınızın bir bölümünü evlerinizde kılınız, evlerinizi kabristana çevirmeyiniz."723[723]

Revâtib sünnetin kazasını kılmanın hükmü:

Namazdan önce kılınan herbir sünnetin vakti namaz vaktinin girişinden namazın kılınışına kadardır. Namazın farzından sonra kılınan her bir sünnetin vakti ise, farzın kılındığı vakitten başlar, vaktin çıkışına kadar devam eder.724[724]

İnsan râtibe bir sünneti kaçıracak olursa, şâyet bir özürden dolayı kaçırmış ise onu kaza etmesinde bir vebal yoktur ve râtibenin yerine geçer. Şâyet özürsüz geçirmiş ise râtibenin yerini tutmaz, fakat bundan dolayı günah da kazanmaz.

Sabah namazının sünnetinin kazası yapılır. Eğer vaktinde bir özür dolayısıyla kılınmamış ise nafile namaz kılmanın helâl olduğu vakitten itibaren zeval vaktine kadar kaza edilmesi müekked bir sünnettir. Um Seleme Radıyallahu anha’dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Ey Ebu Umeyye'nin kızı, sen ikindiden sonraki iki rekât hakkında soru sordun. Bana Abdu'l-Kays oğullarından bir grub kavimleri adına müslüman olduklarını bildirmek üzere geldi de onlarla meşgul olduğumdan ötürü öğleden sonraki iki rekâti kılamadım. İşte (ikindiden sonra kıldığım) o iki rekât bunlardır."725[725]

Sahih-i Muslim'de sabit olan Ebu Hureyre ve Ebu Katade'nin rivâyet ettikleri Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in ve ashabının yolda iken sabah namazını uykuda kaldıkları için kılamayışları ile ilgili kıssa da bunu göstermektedir.726[726] Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem önce sabah namazının sünnetini kıldı, ondan sonra sabahın farzını kıldı.

Tatavvu namazı kılınırken oturmak:

721[721] Musned, V, 368; Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, II, 234'de: "Ahmed'in (rivayetinin) ricali sahih ricalidir"

demektedir.

722[722] Muslim, I, 539-540, H. no: 781

723[723] Buhârî, II, 56

724[724] İbn Kudame, el-Muğnî, II, 128

725[725] Muslim, I, 572, H. no: 834

726[726] Muslim, I, 471-473, H. no: 680-681

Ayakta durabilme gücü olmakla birlikte tatavvu namazında oturmak -farzdan farklı olarak- caizdir. Çünkü farzda ayakta durmak bir Rükundür. Gücü yettiği halde ayakta durmayı terkeden bir kimsenin namazı batıldır.

el-Muğnî'de şöyle demektedir: Oturarak tatavvu namazı kılmanın mübah olduğunda, bununla birlikte ayakta durmanın daha faziletli olduğunda bir görüş ayrılığı olduğunu bilmiyoruz.

Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de şöyle buyurmuştur: "Kim ayakta kılarsa bu daha faziletlidir, kim de oturarak kılarsa ona ayakta duranın ecrinin yarısı vardır..."727[727] Bununla birlikte oturarak tatavvu namazı kılan kimsenin kıyamda durulması gereken yerde bağdaş kurarak oturması mustehabtır.728[728]

Tatavvu namazının bir bölümünün ayakta, bir bölümünün oturarak eda edilmesi de -kerahat sözkonusu olmaksızın- caizdir. Hatta bunu aynı rekâtte bile yapabilir. Çünkü İmam Muslim Sahih'inde Alkame b. Vakkas'dan şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Ben Âişe'ye: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem’in kıldığı iki rekâti oturuyor iken nasıl kılardı, diye sordum. Şöyle buyurdu: "Bu iki rekâtte Kur'ân okurdu. Rukûya varmak istediği vakit ayağa kalkar ve öylece rukûya varırdı."729[729]

Yine Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i gece namazını oturarak kılarken şu şekilde hareket ettiğini gördüm: Tekbir getirdikten sonra oturarak Kur'ân okurdu. Okuduğu sureden geriye otuz ya da kırk kadar âyet kaldı mı ayağa kalkar, onları (ayakta) okur, sonra rukûya varırdı."730[730]

Yolculuk halinde revâtib sünnetlerini kılmak:

Meşru olan, yolculuk halinde revâtib sünnetleri -vitr ile sabahın sünneti dışında- terketmektir.

Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den sabit olup, İbn Ömer ve başkalarının rivâyet ettiği hadis bunu ifade etmektedir. Buna göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem vitir ile sabah namazının sünneti dışındaki râtib sünnetleri yolcu iken kılmazdı. Mutlak nafile namazlara gelince; bunlar yolculukta da, ikamet halinde de meşrudurlar. Sebepli olan namazlar da böyledir. Abdest sünneti, tavaf sünneti, kuşluk namazı, gece teheccüdü gibi.

Çünkü bu hususta vârid olmuş hadisler bunu ortaya koymaktadır.731[731]

2. Teravih Namazı

Hükmü ve bu ismin verilmesinin sebebi:

Terâvih namazı ramazan ayında cemaatle kılınması sünnet olan nafilelerdendir. Müekked bir sünnettir. Ona "terâvih" adının veriliş sebebi bu namazı kılan müslümanların her dört rekât arasında istirahat etmek için oturmalarıdır. Çünkü bu dört rekâtte uzunca Kur'ân okunurdu.

Âişe Radıyallahu anha'ya: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in ramazan ayındaki namazı nasıldı, diye sorulunca şöyle demişti: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem ramazanda olsun, başka aylarda olsun onbir rekâtten fazla kılmazdı. Önce dört rekât kılardı. Onların güzelliğini

727[727] Buhârî, II, 41

728[728] İbn Kudame, el-Muğnî, II, 142

729[729] Muslim, I, 506, H. no: 731

730[730] Muslim, I, 505, H. no: 731. Bölümdeki özel no: 111

731[731] Abdu'l-Aziz b. Baz, Kitabu'd-Da'va, II, 122

Belgede TÜM DETAYLARIYLA NAMAZ (sayfa 158-162)

Benzer Belgeler