• Sonuç bulunamadı

1.7. ETİK KARAR VERME SÜRECİ

1.7.5. Relativist Teoriler

Bu anlayışı ortaya çıkaranlar ilkçağ felsefesinde yer alan Sofistler olmuştur. Herşeyin öncüsü olarak insanı görmüşlerdir. Bunun sonucu olarak ise ahlakın toplumdan topluma, kültürden kültüre, insandan insana farklılık gösterebileceği düşüncesi savunulmuştur. Yani ahlaki relativizm, ahlaki ilke veya yargıların kültür veya bireye göre farklılık göstermesini ifade etmektedir80.

Bikun ise şu ifadeleri kullanmıştır: “Bu ahlak sistemi hiçbir mücerret, evrensel kıstasın, bir fiilin ahlaki olup olmadığını karar veremeyeceği üzerinde durur. Her bir fert kendi şahsi kıstasını kullanır ve bu kıstas kültürden kültüre değişebilir.”81 Yani bu görüşe göre, ahlak, rasyonel, evrensel ve objektif değildir. Ahlaki değerler bölgesel,

77 Aydın, Yönetsel Mesleki ve Örgütsel Etik , s. 30. 78 Erengül, a.g.e., s. 24.

79 Handan Dedehayır, “Ahlaklı Davranışın Gelişimi: Kadınlar ve Erkekler”, Kaynak Dergisi, İstanbul:

Baltaş-Baltaş Yönetim, Eğitim ve Danışmanlık Merkezi Yayını, S: 16, Ekim-Aralık 2003, s. 11.

80 Özgener, İş Ahlakının Temelleri: Yönetsel Bir Yaklaşım, s. 48. 81 Bikun, a.g.e., s. 21.

kültürel, bireysel olarak farklılık gösterebileceği gibi aynı kişilerin farklı zamanlarda farklı ahlaki değerleri benimsemesi de mümkündür.

Hungar ve Wheelen relativizmin dört şeklinin olduğunu ileri sürmektedirler. Bunlar:

1.7.5.1. Saf Relativzm

Tüm ahlaki kararların bireysel olduğunu, bireylerin kendi yaşamlarında durumları yorumlamasına ve kendi ahlaki değerlerini esas alarak harekete geçmesine izin verilmesi gerektiğini savunur.

1.7.5.2. Rol Relativizmi

Birey yalnızca ona yüklenen sosyal rolün gerektirdiği davranışları sergilemelidir. Kişisel inanç ve değerlerinin bu rol ile çatışmasına izin vermemelidir. Mesela bir yönetici, görevinde üstlendiği rol ile özel yaşamında sahip olduğu değerleri birbirine karıştırmamalıdır. İşletmenin çıkarlarına göre ahlaki bir şekilde hareket etmelidir.

1.7.5.3. Sosyal Grup Relativizmi

Bu anlayışta, ahlakın emsal bir grubun normlarını takip etmeye yönelik bir konu olduğu savunulur. Ahlaki kararlar geçmişten bugüne gelen kabul görmüş uygulamalar ışığında verilir.

1.7.5.4. Kültürel Relativizm

Kültürel relativizm, ahlakın belli bir kültür, toplum veya toplulukla ilişkili olduğunu savunur. Her toplum, ülke farklı değerlere ve inanışlara sahiptir. Bir kişinin bir diğerini objektif yargılaması için öncelikle onun yaşadığı toplumun yapısını, yaşayışını bilmesi gerekir82.

İKİNCİ BÖLÜM

ÇALIŞMA ETİĞİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ

2.1. ÇALIŞMA ETİĞİ

En geniş anlamıyla çalışma, “bir kullanım değeri olan mal veya hizmet üreten her türlü etkinliktir; yani, insanın yarar sağlamak amacıyla aklı, elleri, alet ve makine yardımıyla madde üzerinde uyguladığı ve sonunda insanı etkileyerek onu değiştiren eylemlerin tümüdür”83. Talas ise şöyle bir tanım yapmıştır: “İnsanların yaşamlarını sürdürebilmek için, gereksinimlerini tatmin amacıyla bir ücret karşılığında bedensel veya düşünsel emek güçlerini satma sürecidir”84. Çalışma bir eylemdir ve çalışan ve bir işin mevcudiyeti gereklidir. Bunun yanında amaç da önemlidir.

Kişilerin çalışma kavramını tanımlamaları farklılık gösterir. Bazıları piyasada çalışmama kararı alırken, çalışma kararı verenler de aynı sürelerle çalışmayabilir. Kimi kısmi süreli, kimi sekiz saat olan bir işte, kimileri de gece ikinci bir işte çalışabilmektedir.85 Çalışma koşullarında da büyük farklılıklar vardır.

Çalışma etiği ise, iş dünyasında hüküm süren ve doğruluğu genel kabul görmüş kurallara uygun davranma olarak tanımlanabilir. Dürüstlük, adil davranma, haklının yanında olma, insanlara ve doğaya saygı gösterme gibi birçok kavramı da içinde barındırır86. Bir başka tanıma göre ise, işletmelerin faaliyetlerini yerine getirirken neyin doğru, neyin yanlış olduğuyla ilgilenir. İşletme faaliyetlerinin sonuçları itibariyle çalışanlara, müşterilere, hissedarlara, çevreye, topluma en az zarar ve en fazla faydayı

83 Veysel Bozkurt, Endüstriyel ve Post-Endüstriyel Dönüşüm: Bilgi, Ekonomi ve Kültür, 1.b.,

İstanbul: Aktüel Yayınları, 2005, s. 50.

84 Cahit Talas, Toplumsal Politikaya Giriş, Ankara: İmge Kitabevi, 1990, s. 14. 85 Kemal Biçerli, Çalışma Ekonomisi, 2.b., İstanbul: Beta Yayınları, 2003, s. 15. 86 Nihat Alayoğlu, İş Ahlakı, Etik ve Sosyal Sorumluluk, Eğitim Gelişim,

sağlama prensibine sahiptir87. Çalışan insanlar, her gün hem işletmede hem de işletme dışındaki insanların hak ve çıkarlarını etkileyen kararlar verir. Bu hak ve menfaatler, etik tartışmanın temel karakteristikleridir. Etik kararlar, bunlara göre verilir. Bazen işletme kararlarının teknik kararlar olması önerilir; yani, kararlar, yatırım, finansman vb. sorulara spesifik cevaplar vermek için modern çalışma metodlarının kullanılarak yürütülebilen, spesifik bilgilerin ışığında alınırlar88. İş faaliyetlerinde etik karar alınırken ayrıca felsefik, ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve dini düşünüşler de dikkate alınır89. Etik kararları etkileyen diğer bir unsur da işletme kültürü ve iklimidir.

Yöneticilerin tutumu da tüm diğer unsurlar gibi çalışma etiğinin etkinliğini etkiler. Uzun vadede işletmelerin başarılı olmaları, güvenilir olmalarına ve etik tutumlarına bağlıdır. Etik dışı davranışlar, piyasa sisteminin bozulmasına neden olacak, dolayısıyla kaynakların etkin dağılımını olumsuz etkileyecektir90. Günlük yaşantıdaki ahlaki davranışlarda olduğu gibi çalışma hayatında da geçerli olan bazı etik durumlar vardır:

- İyi ve yasal, fakat yasal olarak zorunluluk arz etmeyen davranışlar: Bazı davranışlar etik sorunları artırabilir. Çünkü yasal ve iyi olmalarına rağmen insanlar bunları yapmaz. Yapmamalarındaki dayanakları ise yasal zorunluluğun olmamasıdır.

- Yanlış ve yasal olmayan davranışlar: Bu kategoride etik ve ahlaki sorunlar artar. Çünkü hem yanlış hem yasadışı davranış mevcuttur. Bu tür davranışlar açık bir şekilde yasaklanmıştır. Buna rağmen birçok kurum bu kategoriye girmektedir.

- Yasal, fakat kötü davranışlar: Diğer bir kategoriyi oluşturur. İşletme ve yönetimi etkileyen birçok etik ve ahlaki sorun vardır. Bunlar yasalarca kabul edilmiş ve izin verilmiş, fakat etik açıdan doğru olmayan, kötüye kullanılabilen kurallardır91.

87 Salih Güney, Yönetim ve Organizasyon El Kitabı, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, Yayın No: 207,

2000, ss.116-117.

88 Elizabeth Vallance, Business Ethics at Work, Cambridge, New York, USA, Cambridge University,

1995, s. 11

89 Kırel, a.g.e., s. 15 90 Aşçıgil, a.g.m., s. 5.

Örgüt içi etik davranışlar daha çok güven üzerine kurulur. Güven kazanmak için de sadece etik olmak yeterli değildir. Güven dışında birçok tutum ve davranış hem çalışma etiğinin çatısını oluşturur hem de uyulmaması durumunda bu konularda etik sorunların yaşanmasına neden olur. Bunlar şu şekilde sıralanabilir;92

• Alış-verişlerde birbirini aldatmamak, • Borcunu vaktinde ödemek,

• Kendine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmamak, • Rüşvet almamak,

• Psikolojik veya fiziksel tacizde bulunmamak, • Ücreti zamanında ve hakkıyla ödemek, • Haksız rekabet yapmamak,

• Adil ve dürüst olmak, istifçilik yapmamak, • Ürün hakkında yalan söylememek,

• Sözüne sadık kalmak vb.

2.2. ÇALIŞMA ETİĞİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ