• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE

2.2. Rekabet Gücünün Firma ve Endüstri Açısından İncelemesi

2.2.3. Rekabete Porter’ın yaklaşımı, Elmas Modeli

Porter (2010), araştırma ile elde ettiği başlıca neticelerin yanında, bir takım memleketlerin enternasyonel seviyede muvaffak olmuş bazı sektörlerinin başkalarına nazaran fazla etkili ve rekabet konusunda gücü yakalamasını Elmas (Diamond) Modeli ile göstermektedir. Bu model şu öğelerden oluşmuştur; talep koşulları, faktör koşulları, ilgili ve destekleyici endüstriler, firma stratejisi ve rekabet yapısı.

Piyasa yapısı zaman içerisinde değişebilmektedir. Fakat kısa vadede sabit kalacağı düşünülmektedir. Her sektörde bu kuvvetlerin yapısı farklı şekillerde yansıyabilmektedir. Bu kuvvetler zamanla piyasa yapısını ortaya çıkaracaktır (Dilek, 2017). Modele, bu unsurlara ek olarak devletin ve şansın rolü de dâhil edilmiştir. 1. Faktör (Girdi) Koşulları: Bir ülkenin, kaliteli işgücü ya da altyapısı gibi üretimdeki yeri belirli bir endüstride rekabet edebilirliğini belirler.

2. Talep Koşulları: Ürün veya hizmet kollarına doğru olan ulusal piyasa talebinin doğası.

3. İlgili ve Destekleyici Endüstriler: Ülke tedarikçi firmalarının ve diğer ilgili firmaların rekabetçi yapılarının uluslararası seviyede olması.

4. Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı: Ülkedeki iç rekabetin doğasının yanı sıra şirketlerin yaratılma, örgütlenme ve yönetilme biçimlerini etkileyen koşullar.

Bu unsurlar firmaların doğduğu ve rekabet etmeyi öğrendiği milli ortamı yaratır. Milli zemin firmaları yenilik ve plasman yapmaya zorladığında, firmalar hem rekabet üstünlüğü kazanırlar hem de zamanla bu üstünlükleri geliştirirler. (Porter, 2010)

Şekil 1. Elmas Modeli (Porter, 1990, s.127)

Porter’ın elmas modelinde yer alan ve elmasın köşelerini oluşturan dört ana unsur (girdi koşulları, talep koşulları, ilgili ve destekleyici sektörler, firma stratejisi ve rekabet yapısı) aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır.

Faktör (Girdi) Koşulları: Rekabetin temel belirleyicilerinden olan üretim girdileri doğal kaynaklar, insan kaynağı, sermaye, fiziksel altyapı, ticari ve idari altyapı, bilişim altyapısı ile bilimsel ve teknolojik altyapıyı kapsar. Rekabet üstünlüğü sağlamada bu girdilerin varlığı ve maliyetleri etkilidir. Genel amaçlı girdiler gerekli olmakla birlikte yeterli değildir, rekabetteki temel belirleyici faktörlerin kalitesi ve uzmanlaşma düzeyidir. Bir coğrafi konumun verimlilik rekabeti üstünlükleri nitelikli girdilerden ve özellikle belirli sektörlerin ihtiyaçlarına uyarlanmış beceri havuzu, uygulamalı teknoloji, fiziksel altyapı, mevzuat rejimleri, yasal süreçler, enformasyon ve sermaye

FİRMA STRATEJİSİ VE REKABET YAPISI GİRDİ KOŞULLARI TALEP KOŞULLARI İLGİLİ VE DESTEKLEYİCİ KURULUŞLAR

kaynakları gibi uzmanlaşmış girdilerden doğar. Coğrafi bölgeler rekabet güçlerin dayandırdıkları en önemli faktörlerini miras almazlar, bunları yaratırlar. İhtisaslaşma unsurları oluşturan ve sürekli ihtisaslaşmayı artırıcı çalışmalar yapan dünya standartlarındaki kurumların olması rekabet üstünlüğünü doğurur (Porter, 2010).

Talep koşulları: Konumsal üstünlüğün diğer bir etkeni yerel pazarın karakteridir. İç talebin karakteri iç talebin büyüklüğünden çok daha önemlidir. Üstünlük gelişmiş ve talepkâr yerel müşterilerin ya da başka yerde de talep gören uzmanlaşmış çeşitlere olağanüstü şekilde yoğun ihtiyaç duyan müşterilerin varlığından doğar. Gelişmiş ve talepkâr alıcılar şirketleri yüksek standartları karşılamaya, gelişen müşteri ihtiyaçlarına yeni bir pencere açmaya ve yenilik yapıp daha ileri segmentlere geçmeye zorlarlar (Porter, 2010).

İç talebin yarattığı üstünlük, belirli bir mesafeden elde edilemeyecek bilgi ve teşviklerin firmalar tarafından elde edilmesi ile oluşur. Bir ürün veya hizmetin en bilgili ve talepkâr alıcılarının bulunduğu coğrafyadaki firmalar rekabet üstünlüğü kazanabilir. Ayrıca, iç talep diğer coğrafyalardaki ihtiyaçları öngörüyor ve bir ülke kendi değerlerini ihraç edebiliyorsa bu yerel Pazar küresel trendlerin oluşumunda etkili olacak ve firmaların üstünlük kazanmasını sağlayacaktır (Karabıyık, 2017).

İlgili ve destekleyici sektörler: Coğrafi üstünlüğün üçüncü belirleyicisi bir ülkedeki rekabetçi ve uzmanlaşmış tedarikçilerin ve ilgili sektörlerin varlığıyla ilişkilidir. Piyasa konumlarının yakınlığı ile kısa iletişim hatlarından, hızlı ve sürekli haberleşme içerisinde sürekli görüş ve teknolojik yenilik alışverişinde bulunan tedarikçiler ve son kullanıcılar üstünlük elde edebilirler (Porter, 2010). Yerli firmalardan yapılan tedarikler ve dağıtım, pazarlama gibi tamamlayıcı faaliyetler işlem maliyetlerini azaltır, ithalatın sebep olduğu gecikmeleri önler ve daha iyi bakım onarım hizmeti sağlayabilir. Tedarikçileri ile güçlü iletişim ve işbirliğinde olan firmalar tedarikçilerinin teknik çabaları ve Ar-Ge çalışmalarını yönlendirerek inovasyonu hızlandırabilirler. Küresel kaynak temini, standartlaşmış hammadde ile genel amaçlı malzeme ve ekipman sağlamada faydalı olabilir. Böylece bir ülkenin tüm tedarikçi sektörlerde uzmanlaşmış olmasına ihtiyaç duyulmaz. Destekleyici sektörlerin varlığı

ile benzer bir şekilde, bir coğrafyada ilişkili sektörlerin mevcudiyeti de inovasyon ve üretkenliği tetikleyerek rekabet avantajı yaratabilir (Karabıyık, 2017).

Firma Stratejisi ve Rekabet Yapısı: Evrensel olarak her sektör için uygulanabilen tek bir yönetim ve örgütlenme yapısı geçerli değildir. Örneğin İtalya’daki başarılı firmalar genellikle KOBİ ölçeğindeki aile şirketleri olurken, Almanya’da daha büyük firmaların hiyerarşik bir yönetim modeli uyguladığı görülmektedir. Bir coğrafi bölgede gelişen sektördeki yönetim ve örgütlenme şekli, ülkenin genel olarak benimsediği yapı ile benzerlik gösterdiği durumda rekabet üstünlüğü oluşmaktadır. Bir coğrafi konumdaki genel kural, toplumsal standart ve teşvik ortamı belirli bir sektöre uygun biçimlerde sürekli yatırımı destekliyorsa o konum verimlilik rekabetinde üstünlüklere sahiptir. Yatırım şekilleri sadece sabit varlıkları değil, Ar-Ge’yi, eğitimi ve pazar geliştirmeyi de kapsar (Porter, 2010).

Devlet: Porter (2010)’ a göre devletin rekabete direkt müdahalesi olmamalıdır çünkü rekabetçi endüstrileri devlet değil ancak işletmeler yaratabilir. Bu nedenle devlet, firmaların rekabet güçlerini artırmak için gerekli düzenlemeleri yaparak dolaylı bir etki yaratmalıdır. Bu faktörün tek başına iyi işlemesi rekabetçiliği artırmaya yetmeyecektir. Devlet ancak elmastaki diğer faktörler üzerinde olumlu etki yaratması ve diğer koşulların elverişli olması durumunda rekabetçiliği artırabilecektir.

Şans: Bu unsur, ulusların ve şirketlerin elinde olmayan, beklenmeyen durumlarda ortaya çıkar. Politik gelişmeler, yeni teknolojiler, enerji gibi girdi maliyetlerindeki değişiklikler, savaşlar ve doğal felaketler gibi beklenmeyen ancak rekabetçiliğe olumlu veya olumsuz etki yapan olaylardır. Şansın rekabetçiliğe etkisi elmasın diğer bileşenlerinin durumuna bağlı olarak şekil almaktadır (Karabıyık, 2017). Tüm rekabet koşullarını taşıyan firmalar şans faktörünü de göz ardı etmemelidir. Çünkü öngörülemeyen olaylar beklenmedik sonuçlar doğurabilir.

Benzer Belgeler