• Sonuç bulunamadı

Rasûlullâh’ın Gonca Gülü

Belgede Çeşitli Yönleriyle Hz. Hasan (sayfa 78-80)

ON İKİ İMÂMDAN BİR SULTÂN EVLÂD-I RASÛL İMÂM HASAN Prof Dr Osman EĞRİ*

1. Rasûlullâh’ın Gonca Gülü

İmâm Hasan hafif kırmızıya çalan beyaz bir tene sahipti. Gözleri kara idi. Yanaklarının eti az idi. Sakalı sık idi. Boyunları gümüş ibrik gibi idi. Kemikli idi. İki omuzlarının arası geniş idi. Ne çok uzun, ne de çok kısa olup, orta boylu idi. Yüz bakımından insanların en güzeli idi. Saçları kıvırcık idi. Güzel ve ölçülü bir vücuda sahip idi.247 Enes bin Mâlik der ki; “Hasan bin Ali insanlar içinde Pey- gamberimize en çok benzeyen idi.” Özellikle Hz. Hasan’ın vücudunun göğüs- ten yukarı kısmı, Hz. Hüseyin’in de göğüsten alt kısmı Rasûl-i Ekrem Efendimi- ze benzerdi.248

Hz. Hasan’a ismini bizzat Hz. Peygamber vermiştir. Isparta Senir- kent/Uluğbey’de bulunan yazma bir eserdeki rivâyete göre önce Hz. Ali ona Harb (savaş) ismini vermek istemiş, bunun üzerine Cibrîl-i Emîn yeryüzüne inerek Hz. Peygamber’e Allah’ın selamını getirmiş ve ona Hârun aleyhisselâmın oğlu Şübeyr’in ismini vermesini söylemiştir. Hz. Peygamber de Allah’ın emrini yerine getirerek, dünyaya yeni gelen torununa “Hasan” ismini vermiştir.249 Hz. Hüseyin ve Muhassin’in doğumlarında da aynı olayın meydana geldiği, Rasûlullah’ın onlara da “Hüseyin” ve “Muhassin” isimlerini verdiği rivâyet edilmektedir.250

İmâm Hasan ve Hüseyin’e olan sevgisini çok farklı şekillerde gösteren Hz. Peygamber’in onların kundaklarını dahi taşıdığı rivâyet edilmektedir. Üsâme bin Zeyd’in anlattığına göre; bir gün Rasûlullah’ın kapısını çalmış, Hz. Peygamber kucağında sarılı bir şey olduğu halde dışarıya çıkmıştır. İşi bitince Rasûlullah’a kucağında sarılı şeyin ne olduğunu sormuş, o da kundağı açarak içerisinde uyuyan Hasan ve Hüseyin’i göstermiş ve şöyle söylemiştir: “Bunlar benim iki oğlum ve kızımın iki oğludur. Allâh’ım! Ben bunları seviyorum, sen de sev ve onları sevenleri de sev.”251

Hz. Peygamber Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e olan sevgisini onların Cen- net gençlerinin efendileri olduklarını müjdeleyerek vurgulamıştır. Rivâyete göre onların Cennet gençlerinin efendileri olduğunu Cebrâil müjdelemiştir. Rasûlullâh’ın şöyle dediği nakledilmektedir: “Bu melek daha önce yeryüzüne hiç inmemiştir. Rabb’inden izin alarak bana selam vermek ve Fâtıma’nın Cennet

246 Fazlullâh Rahîmî, Gülzâr-ı Haseneyn, haz. Arzu Meral, Revak Kitabevi, İstanbul, 2012, s. 5. 247 Şeblencî, Nûru’l-Ebsâr Ehl-i Beyt, Pamuk Y., İstanbul, 2004, s. 416.

248 Ahmet Lütfi Kazancı, Peygamberimin İki Gülü Hasan Hüseyin, Ensar Y., İstanbul, 2012, s. 27. 249 Vak’a-yı İmâm Hazreti Hasan (Yazma Eser), Senirkent/Uluğbey, vr. 13b-14a.

250 Mehmet Bahaüddin Varol, Hz. Hasan, TDV Y., Ankara, 2012, s. 49. 251 Varol, a.g.e., s. 62-63.

hanımlarının efendisi, Hasan ve Hüseyin’in de Cennet gençlerinin efendileri ol- duklarını müjdelemek için gelmiştir.”252

Nakledildiğine göre; Hz. Hasan’ın yeni konuşmaya başladığı bir dö- nemde Rasûlullah onunla beraber evden dışarıya çıkmıştır. Rasûlullah tekbîr getirdiğinde Hasan da tekbîr getirmiştir. Onun tekbîr getirmesi Rasûlullah’ı çok memnun etmiş ve bu memnuniyet yüzüne yansımıştır. Rasûlullah yedi tekbîr getirmiş, Hz. Hasan da onu tekrar etmiştir. Yedinci tekbîrde Hasan durmuştur. Rasûlullah ise kırâatini (Kur’ân-ı Kerîm’i) okumuş ve rükûa eğil- miştir. Sonra ikinci rek’âta kalkmış, Rasûlullah tekbîr getirmiş, Hasan da onunla beraber tekbîr getirmiştir. Beşinci tekbîre kadar böyle devam etmiştir. Bu sefer beşinci tekbîrde Hasan susmuştur. Bu durum böylece bayram nama- zının sünneti olmuştur.253

Bir gün Hazret-i Peygamber Efendimiz minberde hutbe okurken, İmâm Hasan mescide girer. Torununun düşe kalka yürümesine tahammül edemeyen Efendimiz, konuşmasını yarıda keserek, minberden iner, onu kucağına alır ve tekrar minbere çıkarak, konuşmasına devam eder. Konuşma esnasında bir to- rununa, bir de cemaate bakmakta olan Efendimiz şöyle buyurur: “Benim bu oğ- lum Efendidir. Belki de Yüce Allah, bu oğlu sebebiyle, mü’min olan iki toplulu- ğun arasını bulup, sulh temin edecektir.”254

Hz. Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’in rahmet, şefkat ve bereketli ellerinde yetişen İmâm Hasan, Hz. Fâtıma ve İmâm Ali’nin de terbiyesiyle süslenmiş, di- nî-ahlâkî değerleri hâne-i saâdetin feyizli ortamında yaşayarak öğrenmiştir: Mü’minlerin Emîri Ali bin Ebî Tâlip, oğlu Hasan’a şöyle sordu: Ey oğlum! Doğ- ruluk nedir? Hasan babasına şöyle cevap verdi: “Ey babacığım! Doğruluk kötü- lüğü iyilikle ortadan kaldırmaktır.”

İmâm Ali: Şeref nasıl hâsıl olur? Hasan (r.a.): “İnsanlara yemek vermek, eza ve cefâya katlanmakla hasıl olur.”

İmâm Ali: Hoşgörü nedir? Hz. Hasan: “Zorlukta ve kolaylıkta fedakâr- lığı elden bırakmamaktır.”

İmâm Ali: Alçaklık ve cimrilik nedir? Hz. Hasan: “Kişinin malına sıkı sıkıya yapışıp, yalnızca kendisi için harcamasıdır.”

İmâm Ali: Korkaklık nedir? Hz. Hasan: “Arkadaşın üzerine gitmeye cür’et edip, düşmandan kaçmaktır.”

252 Varol, a.g.e., s. 62.

253 Varol, a.g.e., s. 66.

İmâm Ali: Zenginlik nedir? Hz. Hasan: “Nefsin, Allah’ın taksim ettiğine razı olmasıdır. Velev ki bu taksimde kendisine az düşsün.”

İmâm Ali: Hilim nedir? Hz. Hasan: “Öfkeyi bastırmaktır. Nefse hâkim olmaktır.”

İmâm Ali: Kuvvet ve izzet nedir? Hz. Hasan: “Çok güçlü olup, insanla- rın en kuvvetlisi ile çekişmeyi göze almaktır.”

İmâm Ali: Zillet nedir? Hz. Hasan: “Belânın geldiği anda korkuya ka- pılmaktır.”

İmâm Ali: Külfet nedir? Hz. Hasan: “Seni ilgilendirmeyen hususlarda konuşmandır.”

İmâm Ali: Ululuk ve iyi haslet nedir? Hz. Hasan: “Kıtlık anında bile iyi- lik etmek ve kötülüğü affetmektir.”

İmâm Ali: Yiğitlik nedir? Hz. Hasan: “Güzel işe sarılıp, çirkin işi terk etmektir.”

İmâm Ali: Akılsızlık nedir? Hz. Hasan: “Aşağılık olana tabi olmaktır. Azgın olan ile sohbet etmektir.”

İmâm Ali: Gaflet nedir? Hz. Hasan: “Mescidi terk edip, fesat ehline itâat etmektir.”255

Belgede Çeşitli Yönleriyle Hz. Hasan (sayfa 78-80)