• Sonuç bulunamadı

Rüstem Behrudi‘nin Yalnızlık Temalı ġiirleri

B. XX YÜZYILDA AZERBAYCAN TÜRKÇESĠ

1.3. RÜSTEM BEHRUDĠ‘NĠN ESERLERĠ

2.1.1. Ferdî Tema ve Konular

2.1.1.2. Rüstem Behrudi‘nin Yalnızlık Temalı ġiirleri

Rüstem Behrudi‘nin yalnızlık temalı Ģiirleri Ģunlardır: ―Tenhalıġda Ölüm Ġorxusu Yoxdu, Avtoportret, BoĢunadı Can Atmalar, Ėy Ġçimde Gezen Bulud, Men Ġem Yolçusuyam, ġair Tövbeye Sığmaz, YėtiĢib Ġiyamet Vaxtı, Tanrıya Ġapı Açıram, Meni Tanımadı Bu Ölüm Melek, Ġblis‖

ġairin ―Din Sevdim Din Üstüne‖ adlı Ģiir ve makale kitabında Ģu yazı yer almaktadır: ―Tövbe ġayıtmaġdı57. Tövbe günahı yumaz58, Her bir günahın çekilesi bir

azabı var. Tövbe ġayıtmaġdısa, iĢlenmiĢ bir günahdan ne cür59

ġayıtmaġ olar? Tövbe yeni bir günah iĢlemek isteyi, yeni bir günaha yol ġoymaġ hiylesidi. Tövbe günahı zaman ölçüsüne sığdırmaġdı. Menim üçün ―dünen‖, ―bu gün‖, ―sabah‖ birdi. Bu günden sabaha gėtdiyim kimi ―sabah‖dan da bu güne gele bilirem. Ancaġ iĢlenmiĢ günah, zaman dėyil ki! Ve ona göre de men tenhalıġıma60

çekildim ki, sözlerimden boylanan tenhalığım ruhumun önünde sonuncu tövbem olsun. Yalnızlıġ ve tenhalıġ en böyük tövbedi. Tenhalığına çekilen adamın andları duaya, hönkürtüsü61

pıçıltıya62 çevrilir. Dua nadan63, pıçıltı hönkürtüden ucadı64‖ (DS, 2003: 7). ġair bu makalesinde, yalnızlığının sebebini okuyucuya açık bir Ģekilde ifade etmiĢtir. Onun, yalnızlığa geçiĢinin sebebi ise tövbe ettikten sonra bir daha hata yapmamaktır.

Behrudi ―Frans Kafka kadar yalnızım‖ demiĢtir. Evet, Ģair kendini bu dünyada hep yalnız hissetmiĢtir. Ona göre insanlar yeryüzüne yalnız gelir, yalnız yaĢarlar ve 54bėlece: Böylece. 55 tap-: Bulmak. 56 cüre: Bu Ģekilde.

57ġayıt-: Geri dönmek. 58 yuma-: Yıkamamak. 59 cür: ġekil, tür. 60tenhalıġ: Yalnızlık. 61 hönkürtü: BağırıĢ. 62 pıçıltı: Kısık sesle konuĢma. 63

nadan: Bilgisiz, cahil.

yalnız da ölürler. Her insan yalnızdır fakat o kendini Gök Tanrı tarafından yalnızlığa itilmiĢ ve terk edilmiĢ hisseder. ġairin, yalnızlıkla ve ölüm arzusuyla bu kadar iç içe olması onun hayatı boyunca uğradığı hayal kırıklıklarından ve yaptığı yanlıĢlardan ileri gelmiĢtir. Bütün Ģiirlerinde karamsar olan Ģairin, hayatta hiçbir konuda ve hiçbir Ģeyde umudunun olmadığını görüyoruz.

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında yalnızlığı en güzel iĢleyen Ģairlerden birisi de Bedri Rahmi Eyüboğlu olmuĢtur. Yalnızlık Bedri Rahmi‘nin sıkça kaleme aldığı en önemli temalardan biridir. Bedri Rahmi yalnızlığı, tıpkı bir ressam gibi süsler ve onu hayatında en güzel yere koyar. Ona göre yalnızlık bir Ģair için önemli, değerli ve faydalı bir kavramdır. Yalnızlık, insanın olgunlaĢması için gerekli olan en yararlı Ģeydir (Erzen, 2008: 211). ġiirinde de:

― Yalnızlık dediğin büyük bir zindan Dünyanın en kalabalık zindanı Dinden imandan çıkarır

Ama öyle bir adam eder ki insanı‖ (Erzen, 2008: 211).

Rüstem Behrudi de Bedri Rahmi gibi yalnızlıktan korkmadığını belirtir. Çünkü o düĢüncelerinde, yalnızlığa girdiği anda zaten öldüğünü dile getirir ve ölmüĢ birinin yalnızlıktan korkmasının söz konusu dahi olamayacağı düĢüncesindedir. O, bu yalnızlığa Gök Tanrı tarafından atılsa da bu durumu benimsemeye çalıĢmıĢtır. ġairin de dediği gibi, yalnızlık tövbe ettikten sonra bir daha yanlıĢ yapmamanın tek yoludur…

―Sene sirrin açmıĢam Tanrıdan gelen sesin. Bes65 ne oldu, yalnızlıġ seni bėle66 tez yıxdı? Pıçıltım67

çatsa sene bu son bahar gecesi,

Bilirsen, tenhalıġda ölüm ġorxusu yoxdu.‖ ( YRBRD, 2012: 163).

Halit Ziya UĢaklıgil‘in dediği ve Behrudi‘nin de kabul ettiği gibi ―aslında yalnızlık bir mahrumiyet değil, lükstür.‖ (ġancı, 2014: 13).

Rüstem Behrudi, bulunduğu Ģehirde kendini yalnız hisseder. Zor zamanlarında onu yalnız bırakıp giden herkese kırgındır. Bu Ģehirden çıkıp gitmek isteyen Ģair, 65 bes: Peki. 66bėle: Böyle. 67 pıçıltı: Ses, fısıltı.

aslında buna bir türlü cesaret edemez. ġairin de dediği gibi ―Bakı! Ruhumun paytaxtı. Esirliyimin ve azaldığımın Ģeheri. Bu Ģeherde ġalmaġ üçün salam vermeye, çıxıb gėtmek üçün vidalaĢmağa bir kimse yoxdu…‖ (Behrudi, 2003; 128). Behrudi bu Ģehre mahkûmdur, bu Ģehre esirdir bu Ģehir onun hem kurtuluĢu hem de yok olduğu yerdir…

Rüstem Behrudi‘nin Ģiirlerinde yalnızlık temasının yanı sıra kaçıĢ temasına da oldukça sık rastlanır. Ġçine düĢtüğü bu buhrandan kurtulmak isteyen Ģair, Yunus Emre ve Fuzuli gibi fikrinde bulunduğu yerden uzaklaĢmadüĢüncesi yer almıĢtır.

Yunus Emre ―Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığa‖ (Erzen, 2008: 205) der.

Rüstem Behrudi de Ģiirinde aynı temayı ele alarak içinde bulunduğu yalnızlıktan kurtulmak için ―gitmeyi‖ seçer.

―Bu ġosġoca Ģeherde, ruhum, Hėç kim bizimtek tek dėyil. Ġblis—Melek davasıdı Davamız bitecek dėyil.

Hėç duydun mu niye, hardan Ruhumuza yağan ġardan Bir ses gelir: buralardan

BaĢ götürüb gėdek —dėyir.‖ (YR, 2012: 88).

Behrudi yalnızlığı, ruhunda sığdırdığı bir yer olarak görür. O yalnızlığı değil, yalnızlık onu gelip bulur ve asıl insanlık yalnızlıkta kaybolan birini oradan çıkarıp mutlu etmekte yatar. ġair, teklik ve yalnızlığın onda kendisini, kendisinin de onlarda özünü bulduğunu dile getirir. Behrudi, Ģu mısraları kaleme alarak bizlere yalnızlığından bahsetmek ister.

―BaĢ götürüb gėdim daha, Unudulsun adım daha, Seni defn ėledim daha,

Allah da menim tek dėyil.‖ (YRB, 2012: 88).

Rüstem Behrudi yalnızlık temalı Ģiirlerinde, yaĢadığını fakat bir ölüden farkı olmadığını dile getirir. Sadece ruhunun var olduğunu söyleyen Ģair, beden ölmeden ruhu

var olmanın ne demek olduğunu mısralarında, bu duyguyu ancak bunu yaĢayan bilir diyerek ifade eder.

―Ruhuma gėydirib beden, Men neye ėndim? Neden? Ruh nedi? Beden ölmeden Üzbeüz68

ġalan bilecek.

Yüz defe öy69

yüz defe dan70, Mene gelen gelir haġdan. Sen de geldin ucalıġdan71

,

Ġal, gėtme, ġalan bilecek.‖ (YRBRD, 2012:128).

Yalnızlık temasını en güzel iĢleyen Ģairlerimizden birisi Fuzuli‘dir. Fuzuli, aĢağıdaki mısralarında yalnızlığı kapısını açacak kimsenin olmaması ile ifade eder.

―Ne yanar kimse mana âteĢti dilden özge

Ne açar kimse kapum bâd-ı sabâdan gayrı‖ (Bıldırkı, 1988: 26).

Behrudi de Fuzuli gibi çalacak bir kapı bulamaz ve tekrar yalnızlığına sığınır. ―Aç, yalnız, kimsesiz, Tanrısız olmaġ…

Aç, yalnız, kimsesiz, Tanrısız olub Yalnız bir kimsenin ruhuna dolmaġ.. Bu gėce ruhumda bu deli sėvda, Bu gėce dilimde bu deli sözler. Bu gėce yazdığım söze ġoĢulub72

Döymmeye73

bir ġapı, açmağa bir ėv tapmadım.‖ (YR, 2012:186).

Rüstem Behrudi diğer bir Ģiirinde, yalnızlıktan kurtulmanın hiçbir çaresinin olmadığını, tövbe etmenin bile bunun için yersiz bir çaba olduğunu dile getirir. ġair, yalnız kalmasında çevresindeki insanları ve Gök Tanrıyı suçlar.

―ġair tövbeye sığmaz, bu da axır günahım. Tanrım, senden ġaçmıĢam, en ağır cezanı vėr.

68

üzbeüz: Yüz yüze.

69

öy-: Öymek.

70

dan-: Azarlamak, söylenmek.

71

ucalıġdan: Yükseklikten.

72

ġoĢul-: BirleĢmek.

73

Ġoy bu günden açılsın tenhalığa sabahım. Ah yalnızlıġ, yalnızlıġ, ruhumun sığdığı yėr.

―Men‖ den ġaçıb sığındım «Men» adlı bir ġeleme74

; Yalnızlığı ovudub hönkürmürse o, dil—dil,

Dėmek Tanrı ġarğıyıb75, mene dua ėleme76

!

Men boĢluġdan ġorxuram, tenhalıġ boĢluġ dėyil‖ (YR, 2012: 121).

Oyhan Hasan Bıldırkı, ―Tarancı‘da Yalnızlık ve Ölüm‖ baĢlıklı makalesinde söyle der; ―ġiirimizde yalnızlık temi; A. HaĢim'i insandan kaçmaya, Y. Kemal'i millî hasrete, Tarancı'yı korkuya, daha doğrusu ölüme götürmüĢtür. Tarancı, Fuzuli‘nin yalnızlığını almıĢ, zamanımıza kadar getirmiĢtir. Tabii, bu alıp getiriĢ, bir kopya veya taklit değil, iki Ģairin duyuĢ benzerliğinden ileri gelir. Tarancı, «Ömrümde Sükût» adını verdiği Ģiirinde Ģöyle der: (Bıldırkı, 1988: 26).

―Çıngıraksız, rehbersiz deve kervanı nasıl, Ġpekli mallarım kimseye göstermeden, Sonu gelmez kumlara uzanırsa muttasıl, Ömrüm öyle esrarlı geçecek ses vermeden.

Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika, Bir buz parçası gibi kendinden eriyecek. Semada yıldızlardan, yerde kurtlardan baĢka,

YaĢayıp öldüğümü kimseler bilmeyecek‖ (Bıldırkı, 1988: 26).

Bıldırkı‘nın makalesinde ele aldığı özelliklerin hepsinin tek bir Ģairde, Behrudi‘de toplandığını söyler. Yalnızlık onu insanlardan kaçmaya, hasrete, korkuya ve ölüm düĢüncesine götürecektir.

ġair, yalnızlık temalı Ģiirlerinde dört mevsime sığmayan ruh halini ele almıĢtır. Yalnızlığın vermiĢ olduğu çaresizlikle Ģair, kendi kapısını çalarak, her an ölümü arzular. Onun Ģiirlerinde, ―Gök Tanrının yalnızlığı‖ kavramı sıkça rastladığımız bir durumdur. O, kendi yalnızlığını, Gök Tanrının yalnızlığıyla özleĢtirerek, kendini gökyüzünde arar.

74

ġeleme: Kaleme.

75

ġarğıy-: Beddua etmek.

76

Kendini Gök Tanrı kadar yapayalnız hisseder. Yirmi ve yirmi birinci asrın zorlu yaĢamına dayanamayan Ģairin, bu asrın dıĢına çıkıp özüne dönmek istediğini ―Ġiblemiz Altaydan — Ġlk yurddan gelir‖ motifini yani bu duygu ve düĢünceyi neredeyse bütün Ģiirlerinde tekrarladığını görüyoruz.

ġair, hep bir kaçıp gitme arzusundadır. ġiirlerinde sıklıkla ―uzaklar‖ diye belirttiği mekân ise aslında ―mezarı‖ ifade eder. Onun hayatta ihtiyacı olan tek Ģey, sevilme ve güven duygusudur. Kimi Ģairi aĢk ve sevda yalnızlığa iter fakat Rüstem Behrudi‘yi yalnızlığa iten sebep ise onun insanlara karĢı olan hayal kırıklıkları ve Gök Tanrının uzaklığı olmuĢtur.

―Yaz ötdü77

, yay78 gėtdi, payız79 ötüĢdü… Bu da göy üzüne oxĢayanların,

Soyuġ ulduzların sėvgilisi ġıĢ… Menim dört fesile80

sığmaz bu halım. Yüz ildi81, min ildi görür o Tanrı

Gözlerim sonsuzluğa, ġollarım boĢluġlara…‖ (MG, 1997: 162-163-164).

Benzer Belgeler