• Sonuç bulunamadı

Rüstem Behrudi‘nin Mevsim Temalı ġiirleri

B. XX YÜZYILDA AZERBAYCAN TÜRKÇESĠ

1.3. RÜSTEM BEHRUDĠ‘NĠN ESERLERĠ

2.1.1. Ferdî Tema ve Konular

2.1.1.1. Rüstem Behrudi‘nin Mevsim Temalı ġiirleri

ġairin mevsim konulu Ģiirleri Ģunlardır: ―Sözlerime YağıĢ Yağır, Sėvecek Her ġėyi Payız Bir Azdan, Payız, 45 YaĢın Payızı, Sonbahar Adamı, Kim Bezedi Bu Yazı, Teklendi Yėne Tekler, ĠıĢ Da Geldi, 19 Dėkabr, Ay Allah Gör Nėce Mene OxĢayır.‖

Mevsim temalı Ģiirler, Rüstem Behrudi için özel bir yere sahiptir. Özellikle mevsimleri kendine has bir üslupla karakterize etmesi ve onları anlamlandırması okuyucuların da dikkatini çeken bir söyleyiĢ özelliğidir. Kendini sonbahara benzetmesi Ģairin, çok fazla ayrılık yaĢadığı ve romantik bir karaktere sahip olduğunun bir ifadesidir. Bundan farklı olarak Ģaire göre her bir mevsimin özel bir anlamı vardır. Onun için, kıĢ soğukluğu, ilkbahar uyanıĢı, yaz mevsimi sıcak muhiti ve sonbahar ise ayrılıkları karakterize eder. ġairin, mevsimleri konu eden birçok Ģiiri vardır ve bunların her birinin onun için çok özel bir anlamı olmalıdır.

Rüstem Behrudi, mevsimleri kiĢileĢtirerek onlara duygu katmıĢ ve kendini de sonbahara benzeterek sonbahar gibi ayrılıklara alıĢkın, kederli, hazin, yalnız ve tenha kiĢiliğe sahip olduğunu dile getirmiĢtir.

ġair ―Sözlerime YağıĢ Yağır‖ cümlesinde gözyaĢlarını yağmura benzeterek çaresizliğini dile getirmiĢtir.

―Payız32dı,— payıza benzedim,

Bu derdim çekilmez, ağır. Külek33

esir sözlerimden,

Sözlerime yağıĢ yağır.‖ (YR, 2012: 216)

Bunun yanı sıra ―külek esir sözlerimden‖, ―Sözlerim ÜĢüyür Gėdek‖ cümlelerinden de yola çıkarak Ģairin sonbaharı tasvir etmesinin yanında, sesini kimselere duyuramadığını, kelimelerin boğazında düğümlendiğini, çaresizliğini ve kısacası ayrılıkları dile getirdiğini görürüz.

―Sözlerim üĢüyür, gėdek, Gėdenmi, ġalanmı, kim haġġ?! Bu payız, Allah, deliler

Tezeden deli olacaġ.‖ (YR, 2012: 216).

ġair sonbaharı konu ettiği Ģiirlerinde hep bir umutsuzluğu, korkuyu, yorgunluğu ve çaresizliği ele almıĢtır. Bunun yanı sıra sonbaharda yaprakları dökülmüĢ çıplak ağaçları ve sararmıĢ yaprakları kendine benzetmiĢtir.

―Öz—özünden uzaġ düĢmüĢ bu yazıġ, Çılpaġ ağac ne düĢünür, ne haġda? Gör nėce de mene benzer bu payız,

Ölen yarpaġ bekle menem budaġda!‖ (YRBRD, 2012: 233).

Rüstem Behrudi‘nin mevsimlerle ilgili duygu ve düĢünceleri, Türk Ģiirinde Yahya Kemal‘in mısralarını andırır. ġiirlerinde sonbaharın bir ölüm mevsimi olduğunu söyleyen Yahya Kemal bu durumu Ģöyle izah eder;

―Fâni ömür biter, bir uzun sonbahar olur. Yaprak, çiçek ve kuĢ dağılır, târümâr olur.

32payız: Sonbahar. 33külek: Rüzgar.

Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ; Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ. Yazdan kalan ne varsa olurken haĢır neĢir;

Günler hazinleĢir, geceler uhrevileĢir;‖ (Tural, 1985: 22).

Tıpkı Yahya Kemal gibi Behrudi de mevsimlere değiĢik anlamlar yüklemiĢ ve mevsimlerle ilgili konuları eserlerine dâhil etmiĢtir. Sonbaharda ayrılıkları, ölümü ve yalnızlığı ele alan Ģair, 45 yaĢına girince kendini sonbahara benzetmiĢtir ve 45 yaĢında bütün hikâyelerin bittiğini, ölüme yaklaĢıldığını, ağaçların solduğunu, hazan çağının geldiğini dile getirmiĢtir. Bunu da Ģiirlerinde sık sık tekrarladığı mezarlık, keder, duman, ölüm, terk edilmek, toz basmıĢ pencereler, ayrılık ve dert kelimelerinden anlamak mümkündür.

―Bu da payız34

bu da biz, bu da biten bir nağıl35… Bu da keder, bu da ġem, bu da ġeder ve yazı. Kendimizin döĢünde o tenha mezarlığa,

Çöken çendi36, dumandı 45 yaĢın payızı‖ (YR, 2012: 249)

Daha çok cemiyet olaylarını kaleme alan Ģair, tabiat manzaralarına da benzersiz anlamlar yüklemeyi baĢarmıĢtır. O kendi kiĢiliğini sonbaharın değiĢkenliğine benzetmiĢtir. Kimi zaman güneĢ çıkar kimi zaman yağmurlar yağar kimi zaman da kara bulutlar örter gökyüzünü. ĠĢte sonbaharın bu değiĢkenliğinde Ģair kendi kiĢisel karakterini keĢfetmeye ve ifade etmeye çalıĢır. Bu Ģiirinde de 45 yaĢına girmesiyle ölüme yaklaĢtığını, ayrılıkların olacağını, terk edildiğini, ölümü beklediğini ve tıpkı bir son bahar gibi yapayalnız ve çırılçıplak kaldığını dile getirmiĢtir.

―Payız dėyil ölümdü, ölümden de o yana, Terk edilen Ģaire son baharın axĢamı. Ruhuma ayna tutan, toz basmıĢ pencereler,

Sizden baxan adam da daha mene oxĢamır37.‖ (YR, 2012:249).

O, Ģiirlerinde tabiatı bir ressam gibi resmeder ve ona canlılık katar. Ona göre yaprakları dökülmüĢ bir ağacın da, solmuĢ çiçeklerin de, kurumuĢ göllerin de doğada 34payız: Sonbahar. 35 nağıl: Hikaye. 36çendi: Sis. 37 oxĢama-: Benzememek.

özel bir yeri vardır. Okuyucu onun Ģiirlerini okuduğunda doğanın o eĢsiz güzelliği ve Ģairin anlatmak istediği o bütünlüğü hayal etmekte hiç zorlanmaz.

ġair, sonbaharın yanı sıra yaz mevsimini de Ģiirlerinde konu edinmiĢtir. Yaz aylarını cehennem sıcaklarına benzeterek, dertlerinin bu mevsimde çiçek gibi açtığından bahsetmiĢ yapraklarıkefene, çiçekleri ise tabuta benzetmiĢtir. Rüstem Behrudi yaz mevsiminde kendini yorgun ve halsiz hissettiğinden bu mevsimi hiç sevmez ve sonbaharın gelmesini arzular. ġair, ilkbahar yağmurlarını ise yalnızlığın ve korkunun gözyaĢlarına benzetir.

―Bu da, bu da ilk bahar, esdi yėne rüzgarı. Tanrı yėne sirr açır, açmağa sirrim de yox, Çiçek kimi açılır, bax derdimin açarı38

Bu bedende yoruldum, getmeye yerim de yox.

Gėtmeye yėrim de yox kim bezedi bu yazı? Yarpaġlar kefen kimi, çiçekler de tabut tek39

Yazıġ, yazıġ her Ģėye; bu çiçeyin en azı,

Son baharda ölmeyi yadına düĢmeyecek.‖ (YR, 2012:231).

ġair, sonbaharda ayrılıkların, derdin, kederin ve bitmeyen ıstırapların bir an son bulduğu zamanın, beklenmeden çakan ĢimĢekte gizli olduğunu dile getirmiĢtir. ġimĢek kederin, derdin, ızdırabın karanlıklarını bir anlık aydınlatan yegâne ıĢıktır. Bu ĢimĢek ıĢığının ise aralık ayında çakmadığını söyleyen Behrudi, bu ayı, tükenmez kederlere, ayrılıklara, ıstıraplara dönüĢen bir ay olarak değerlendirmektedir. O, mısralarda aralık ayının uzun süren ıstıraplara açılan soğuk bir kapı olduğunu söyler.

―Bu ay Tanrının bir ayı… Gelib kėcer ağrın—ağrın40

. Gelib meni senden alar, Atar ağzına soyuğun.

Yėr tapmaram41 çıxam, gėdem, Dönüb baxmaz birce42 adam. 38açar: Anahtar 39 tek: Gibi.

40ağrın-ağrın: YavaĢ yavaĢ. 41

Baxar tekce o cehennem

Melekleri oğrun—oğrun‖ (YR, 2012: 221).

Rüstem Behrudi, tüm mevsim Ģiirlerinde mevsimleri kendi duygu ve ruh durumuna benzeterek, kendini kimi zaman kıĢ aylarında açan gilenar43

ağacına, kimi zaman sonbahardaki görkemli, çıplak ve garip ağaçlara ve kimi zaman da yaz aylarında çıkan güneĢe benzetmiĢtir. Behrudi bütün mevsimlerde kendine benzer bir Ģey bulmayı baĢarmıĢtır.

―ĠıĢda yėr üzüne elenib yağan Mezar daĢlarını itiren ilk ġar, Bir yaz gėcesinde sehere kimi Tepeden dırnağa açan gilenar Ay Allah, gör nėce44

mene oxĢayır45…

Dağda bizim kend46

de, ġardaĢ payız da Bar tutmaz telesib47 ikinci defe

Açan almaların o çiçek ġemi; Payız gėceleri ay iĢığında Çılpaġ ağacların ġerib görkemi, Ay Allah, gör nece mene oxĢayır…

YağıĢı yağmayan yaz48

axĢamları Leçek49leri ġurusa, arı azandı50

Saralar — sarala sozalıb51 batan GüneĢ de üfüġe tale52

yazandı… Nedi bu oxĢayıĢ53

mennen ne bilim,

42

birce: Bir tek

43

gilenar: ViĢne ağacı.

44nėce: Nasıl 45 oxĢa-: Benzemek. 46 kend: Köy. 47

teles-: Acele etmek.

48

yay: Yaz mevsimi

49leçek: BaĢ örtüsü.

50arı az-: Yolunu kaybetmek, namusunu arını kaybetmek. 51

sozal-: Sararıp solmak.

52

tale: Kader.

53

Bu güneĢ gör nėce mene oxĢayır, Ay Allah, o tale menim taleyim…

… Bėlece54

çox Ģėyde özümü tapdım55, Ġçimde baĢ — baĢa sėvinc… ġem… keder… Bu cüre56

oxĢayıĢ inan, ne vaxtsa

Deli ėyleyecek meni belke de…‖ (YR, 2012: 215).

Benzer Belgeler