• Sonuç bulunamadı

E. Sezai Karakoç’un Etkilendiği Şairler

I.II. ĐNSANLIK TARĐHĐNĐ ETKĐLEYEN FĐKĐRLER

1.2.3. Puta tapıcılık

Çağımızın en tehlikeli tarihi-sosyolojik hastalıklarından biridir. Bu hastalığı Karakoç, “Şu veya bu şekilde toplumun karşısına çıkmış kişilerle toplumun ve fertlerin

gerekli ilişkiyi düzenleyememesinden doğan bozukluklar” şeklinde tarif etmektedir.167

Din duygusunun ortadan kaldırılarak, insan kültünün dolayısıyla put örüşünün var olmasını mahkûmluk psikolojisine bağlar. Maske görevi gören putlar, insanlardaki fanilik duygusunu örtmektedir.168 Eski çağlarda, kişilerin efsaneleştirildiğine, hatta tanrılaştırıldığına, günümüzde ise bu formun neredeyse aynı canlılıkla yaşatıldığına dikkat çeker.

“Đnsanlar önce ateşi, suyu, güneşi, ayı, yıldızları, rüzgârı, yani tabiat güçlerini putlaştırdı. Đlk çağ dünyasının putları tabiattan geliyordu. Sonra onlara insanlar ortak yapıldı. Đnsanlar önce yarı ilahlaştırıldı. Grek dini bu putlar tablosunun dinidir. Mısır dininde ise, hükümdarların putlaştırılması, tanrılaştırılması daha keskin olarak görülür. Peygamberler, işte bu, gerek tabiattan, gerek hayalden ve gerek insanların, hükümdarların tanrılaştırılmasından doğan putları kıran, deviren Tanrı elçileridir. Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. Đbrahim, Hz. Musa, Hz. Đsa ve en büyük peygamber, son peygamber, insanlığı putların egemenliğinden kurtarıp kaldılar.”169

“Putlaştıranlar, kıvrımlı bir yol izleyerek değişik formlarda hareket etmişlerdir. Tanrı’yı putlaştırmak isterler, peygamberleri putlaştırmak isterler. Allah’ı kendi ırkının putu yapmak isteyen bir ırk, Hz. Đsa’yı putlaştırmak isteyen bir kıt’a, yüzyıllarca hakikatin yolunu tıkadı, insanlığı çıkmaza sürükledi. Zulüm kapladı yeryüzünü. Đnsan bunalımdan bunalıma düştü. Şimdi bile insanlık, bir tepki olarak doğup da kendilerine eklenen tanrısız putlar ve putlaştırmalar akımıyla birlikte bu iki zulmün pençesinde kıvranmaktadır.”170

166 Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I, 162. 167 Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I, 49.

168 Đnsanlığın Dirilişi, 89. 169 Ruhun Dirilişi, 46–47. 170 Ruhun Dirilişi, 48.

Karakoç Batı’nın, put kırıcı peygamberi putlaştırarak dolaylı yoldan puta tapıcılığını korumaya çalıştığını ifade eder. Ancak ona göre tam putlaştırıcılık girişimi Fransız Devrimi’yle beraber başlamıştır.171 Karakoç, toplumu için bir yararlılık göstermiş bir kişiyi, sevgi ve saygıyla anmak değerbilirlik anlamında alkışlanabilir bir davranış bulurken, bunun aşırıya götürülmesi, o kişiyi aklı aşan mistik veya mitolojik bir haleyle kutsallaştırma, daha ileri gidip onu tanrılaştırmanın, toplumun ruh merkezine onulmaz bir darbe indirdiğini söyler. Ona göre, putlaştırılan ve putlaşan kişi, o kadar büyütülür, ağırlaşır ki toplum bu ağırlığı taşıyamaz ve o ağırlığın altında ezilir. Đnsanlar, sanki zamanlarını ve çağlarının değerini yaşamazlar. Hep bir yere, bir kişiye, bir zaman takılıp kalırlar. Yeni gelen kişiler ve değerler, bu boz bulanık havada bu putlaştırma sisinden seçilemez ve görülemezler. Özgür geleceğin üzerinde adeta bir engeldir:172 “Kritik düşüncenin doğuşuna engel olan asıl faktör, fikir ve şahısları putlaştırma eğilimimiz, ruhumuzu totem ve tabuların sarmış olmasıdır.”173

“Puta tapıcılık ve ortak koşuculuk mutlaka tasvire tapmak şeklinde değildir. Liderlere taparcasına bağlılık, onları insanüstü, kusursuz ve hata etmez görmek de puta tapıcılığın bir türü ve çağdaş şeklidir. Hatta bunu anlamsız, saçma ve cahilce tasvire tapma şeklinden daha tehlikeli bir şekildir.”174

“Bir afyon gibi çağımızda da kitlelerin ruhunu saran puta tapıcılık günümüzde liderlere tapma şeklindedir. Bu hastalık sadece faşizmin değildir. Kapitalist ve komünist ülkelerde de insanlar putlaştırılmakta ve kitleler bu putların çevresine yığın halinde biriktirilmektedir.175

Karakoç, devletin, kurumların putlaştırılmasına da karşıdır: “Devleti

putlaştırma, devlete taparlık, bir aşırı uç; devleti yok sayma veya devleti kendinin etrafında dönen bir takım insanların toplu bir hayali sayan, yani devleti kendisine eşitleyen, kendisi ölünce devleti de ölecek gören kişilerin davranışı da bir uç.”176

Karakoç çağımızda da, yeniden insanın putlaştırıldığı birtakım ideolojiler ve rejimlerin saltanat kurduğunu, bu akımların insanların zihnini put-kavramlarla ve kendilerini de putlaştırılmış liderlerle köleleştirildiğini söyler. Karakoç, bugün yüz

171 Đnsanlığın Dirilişi, 89.

172 Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I, 49. 173 Günlük Yazılar II Sütun, 314.

174 Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı II, 92. 175 Çağ ve Đlham II, Đstanbul, 11.

milyonlarca insanın ve gencin örnek bir insan gibi başarısına taptığı diktatörlerin, modern tiranların ve firavunların dünyasında yaşadığımız gerçeğini bize hatırlatmaktadır:177

“Şeytandan sonra ve şeytanla birlikte putlar ve putlaştırmalar, insanın en büyük düşmanlarıdır. Putlara insanları tapmaya götüren şeytandır. Puta tapıcılığın bin türlü biçimi olsa da hepsinin özü Allah’a tapmaya engel olmak, Allah’a yaratıcılıkta ortak koşmak, Allah’ın kudretini putlara izafe etmektir. Đnsanlar bir başka insanı putlaştırırken farkında olmadan kendi nefislerinin köleliğini yaparlar. Nefis şeytanın baştan çıkarışıyla üstün sanılan kişilerin şahsında kendinden bile gizleyerek tanrılaşmayı denemektedir. Putları ve puta tapmayı sadece ilk çağlara ait sanmak yanlıştır. Đlk çağlarda din açıkça puta tapıcılıktı. Fakat daha sonraları, insanların Allah’a ortak koşulduğu veya Allah’ın inkâr edilip yerine bir takım ölülerin sevgisinin konduğu ve puta tapıcılık olduğu gibi var demektir. Çağımız bu bakımdan belki yarı veya tam putlaştırılmış kişilerin bir tufan çağıdır. Allah’ı inkâr eden Marksizm, tarihi materyalizm akımı put üreten bir ortamı dünya yüzüne yaymaktadır. Öte yandan onun karşısında bulunan kapitalizm ve taklitleri de türlü adlar altında irili ufaklı putlar ordusunu üretmektedir. Bugün Ortadoğu gerek komünist gerek kapitalist dünyanın etkisinde bu putların taklitlerinin istilası altındadır. Đnsanlar, Allah’tan uzaklaştırılarak, bir takım putlaştırılmış kişilerin kısa süreli dogmalaşmış buyruklarıyla kösteklenmekte, ileriye gitmekten alıkonmakta, kritik ruhu öldürülmekte gerçek hürriyetten mahrum bir takım köleler gibi şaşkın, ağır bir yükten başka bir şey olmayan hayatlarının bitmesini beklemektedirler.”178

Diriliş nesline seslenen Karakoç puta tapıcılık tehlikesine dikkat çeker ve bilinçli müslümanın bu tuzağa düşmemesini ister: “Batılıların bile artık sıyrılmak üzere olduğu

peygamber ve aziz putu öpme sapkınlığına seni düşürmek isteyenlere lanet et ve geç. Đki bin yıldır kendi ırk putunu büyütmek ve dünyayı ekonomik açıdan kıskıvrak bağlamak başarısının gururu ve zulmünü yaşayanların önünde eğilme.” 179

“Miladi 20. yy kişilerin putlaştırıldığı bir yüzyıl oldu. Modern firavunlar ve nemrutlar türedi çağda. Siyasi alandaki putları; müzik, spor, sinema putları takip etti. Đnsan ruhundan eksilmesi mümkün olmayan gerçek tapınma duygusu, hedefini

177 Ruhun Dirilişi, 48. 178 Ruhun Dirilişi, 49–50.

yitirmişse, ruhun inanma ihtiyacı hakikisiyle doldurulmamışsa, Mabud-u Hakiki’nin ruhta boş bırakılan yeri, bu karikatürler ve taklitlerle doldurulacaktır. Đnsanlar mutlak suretle bir şeye inanma ihtiyacındadırlar.”180

Karakoç asrı put diken, puta tapmayı hortlatan ve ona tapan olarak niteler. Đnsanların kalp bağlarını Tanrı’dan kopararak eşyaya, güçlü görülen insanla, düşüncelere ve sistemlere bağlamasını irrasyonel bir bağlanış, adeta bir tapış olarak görür. Bu şekilde tapınışın nedenini de insanın kendine tapma isteğinden kaynaklanabileceğini düşünür. Sonuçta, bu olayı “şifası güç bir aşağılık duygusu” saplantısı olarak görür.181