• Sonuç bulunamadı

2.6. Akıcı Okuma Becerileri

2.6.3. Prozodik okuma

Prozodi Latince hece manasına gelen “prosodia” kelimesinden gelmektedir. Günümüzde ise prozodi konuşmanın ritmik ve tonsal özelliklerini açıklayan yaygın bir terim olarak kullanılmakta ve konuşma dilinin müziği olarak ifade edilmektedir (Yıldırım ve Ateş, 2011; Ellis, 2009). Prozodi tonlama, ritim vurgu, yoğunluk gibi konuşulan dilin önemli bileşenlerini içeren bir yapı olarak değerlendirilebilir. Bu yapı sadece söz dizimsel ve semantik yapıları değil aynı zamanda sözel olarak ifade edilmek istene duyguları da içermektedir.

Prozodi kavramı evrensel olarak bilinmekle birlikte, her dilin yapısına göre farklı şekillenmektedir (Baştuğ, 2012).Türk Dil Kurumu (2019) prozodi kavramını; “1-Bir şiir bestesinde, hece vurgularının müzik, vurgu ve yükselişleriyle iyice uyuşmuş olması” ve “ 2- Vurgu, durak, ezgi gibi ses bilgisi öğelerinin tamamı” olarak tanımlamaktadır. Baştuğ (2012) prozodinin konuşma, müzik ve sesli okumada sesin kullanımıyla ilgili tonlama, vurgulama, duraklama, boğumlama ve ritim kavramlarını içerdiğini belirtmektedir. Bu kavramların konuşma ve okumada etkili bir şekilde kullanılmasıyla ifade edilmek istenilen duygu ve düşüncelerin dinleyici tarafından daha iyi anlaşılması sağlanabilmektedir. Prozodi ile ilgili bu kavramlar Başbuğ (2012) tarafından şu şekilde açıklanmıştır;

Tonlama: Sesli okuma ya da konuşma sürecinde sesin verilmek istenilen anlama göre inceltilmesi, kalınlaştırılması, sertleştirilmesi, yükseltilmesi gibi değişik şekillerde kullanılması tonlama olarak ifade edilmektedir. Tonlama ile metinde verilmek istenen anlamın daha belirgin bir şekilde ifade edilmesini sağlayan kelime ya da kelime gurupları daha yüksek sesle okunur.

Vurgulama: Konuşma ya da okuma sırasında bir hece ve kelimenin diğerlerinden daha baskılı bir biçimde seslendirilmesidir. Vurgu verilmek istenen anlama göre kelime ya da cümle üzerinde yapılabilmektedir. Vurgular yazar tarafından ifade edilmek istenen duygu ve düşüncenin daha etkin bir şekilde aktarılmasına yardımcı olur. Okumada vurgular dikkatleri fark edilmesi istenilen kelimeye çeker.

Duraklama: Metnin okunması sırasına yapılan duraklamalar doğru bir şekilde nefes alarak sesin kullanımını kontrol etmek için kullanılmaktadır. Okumada duraklamalar metin içerisinde yer alan noktalama işaretlerine göre yapılmaktadır. Duraklama okumanın ve konuşmanın monotonluktan kurtulmasını sağladığı gibi metin ve cümle içinde ifade edilen düşünce ve yargılar ile önemli söz öbeklerinin zihinde kolayca anlamlandırılmasına yardımcı olur.

Boğumlama: Boğumlama, konuşmada ve okumada seslerin, hecelerin ve kelimelerin tam olarak telaffuz edilmesidir. Kelimeler, kelimeyi oluşturan birimler ağızdan tam olarak çıkarılmalı ve seslendirilmelidir.

Ritim: Okumanın ve konuşmanın gerekli yerlerde yapılan susuşlarla, anlam üniteleri oluşturarak yapılmasıdır. Bu şekilde yapılan okuma ve konuşma dinleyicinin anlama ulaşmasına yardım etmektedir.

Akıcı okuma için gerekli görülen doğru okuma ve hızlı okuma becerilerinin kazanılmasından sonra kanılması gereken beceri prozodik okuma becerisidir. Deeney (2010) prozodik okumayı pürüzsüz bir ses tonu ile metnin anlamına uygun ifadelerle okuma yeteneği, Rasinski (2009) ise sesli okumayı otantik bir konuşma gibi yapabilme yeteneği olarak tanımlanmıştır. Etkili bir akıcı okuma için doğru ve hızlı okuma gibi prozodik okuma yeteneğinin de okumaya yansıtılması gerekmektedir. Akıcı okuma bu üç becerinin birlikte işe koşulduğu karmaşık bir süreci ifade etmektedir.

Akyol (2012, s. 4) akıcı bir şekilde okuyarak metinden doğru anlamı çıkarmak için okumanın heceleme ve gereksiz duruşlar yapmadan yani hatasız bir şekilde ve aynı zamanda konuşma hızına yakın belirli bir hızda olması gerektiği belirtilmektedir. Okumanın bu yönleri kelime tanıma ve ayırt etme becerilerini geliştirerek doğru okuma yapılması ve okumada otomatiklik kazanarak hızlı okuma yapılması ile ilgilidir. Ancak sadece doğru ve hızlı okuma becerilerinin okumaya yansıtılmasının yeterli olmayacağını düşünen Akyol (2012) akıcı bir okuma için noktalama işaretleri, vurgu, tonlamalar ve anlam ünitelerine dikkat edilmesi gerektiğini yapmış olduğu tanımda belirtmiştir. Belirtilen bu unsurlar metnin

prozodik okunması ile ilgili unsurlar olup akıcı bir okumanın yapılması için okuma sırasında vurgu, tonlama, durak ve anlam üniteleri oluşturan kelimelerin birlikte okunmasıyla ilgili hususlardır.

Bir metnin anlaşılabilir bir şekilde sesli okunması ve okunandan zevk alınması doğru okuma, okuma hız ve prozodik okuma becerinin hep birlikte işe koşulmasıyla mümkündür. Okumada belli bir hız ve doğruluğu yakalamadan prozodik okuma yapmak mümkün değildir çünkü prozodik olarak okuyabilme temelde bilişsel bir süreçtir ve metni anlamayı gerektirir (Keskin, 2012).Doğru okuma, okuma hızı ve prozodik okuma etkileşim içerisinde olan becerilerdir. Doğru ve uygun bir hızda okunamayan bir metinde vurgu, tonlama, anlam gruplarına ayırma, sesini ve nefesini noktalama işaretlerine göre ayarlama gibi prozodik unsurların okumaya yansıtılması beklenemez. Okuyucunun ön bilgileri, okuma amacı, okuma hızı, kelime tanıma becerisi ve metnin okuna bilirliği prozodik okumayı etkilemektedir (Başaran, 2013).

Yapılan çalışmalar sonucunda prozodik okumanın okuduğunu anlamaya katkı sağladığı belirtilmektedir (Rasinski, 2006; Whalley ve Hansen, 2006; Başaran, 2013; Baştuğ, 2012; Keskin, 2012). Okuyucunun okuma sırasında kelime ve kelime gruplarını doğru anlam ünitelerine ayırması, hece ve kelimeler üzerindeki vurgu ve tonlamaları doğru yerde yapması ve kelimeyi anlamına uygun bir ritimde ve tonda seslendirmesi okunandan anlam çıkarılmasını kolaylaştırmaktadır. Okumanın bu prozodik özellikleri barındırması hem okuyanın hem de dinleyicilerin okunandan anlam çıkarmalarına katkı sağlamaktadır. Bir okuyucunun okuma prozodisinin iyi olması onun hızlı ve doğru okuma becerisine sahip olduğunun ve okuduğunu anladığının bir göstergesidir (Kuhn, Schwanenflugel ve Meisinger, 2010).

Okuyucu kendi diline ait prozodik özellikleri ilk olarak çocuklukta konuşmayı öğrendiği dönemde ebeveynlerinin konuşmalarını gözlemleyerek ve taklit ederek kazanmaktadır. Bu dönemde kazanılan ve konuşma alanında kullanılan prozodi ilerleyen dönemlerde kişinin okumasına da katkıda bulunmaktadır. Yapılan bir çalışmada öğrencilerin sesli okuma ve konuşma prozodileri arasında pozitif yönlü orta düzeyde bir ilişki olduğu belirtilmektedir (Keskin, Baştuğ ve Akyol, 2013).

Öğrencilere prozodik okuma becerisinin kazandırılması için sağlanan model okuyucu desteklerinin etkili olduğu belirtilmektedir (Akyol ve Kodan, 2016). Öğrenci prozodik modellemeler sayesinde okuma sırasında nerelerde vurgu, tonlama yapması gerektiği nerelerde duraklama yapıp nefes alması gerektiği ve anlam üniteleri oluşturan kelimeleri birlikte nasıl okuması gerektiği konusunda iyi okuyucuları dinleyerek prozodik bir okuma becerisi kazanabilir. Rehberli okuma, arkadaşla okuma, paylaşarak okuma, koro okuma gibi yöntemlerle öğrencilerin prozodik okuma becerisinin geliştirilebileceği yapılan çalışmalarla sonucunda ortaya konmuştur (Akyol, 2012; Baştuğ ve Kaman, 2013; Dağ, 2010; Kodan, 2015).