• Sonuç bulunamadı

Geçmişten günümüze bilginin insanlar arasında aktarılmasının en kolay yolu yazılı kaynakları okumaktan geçmektedir. İçinde yaşadığımız dönemde meydana gelen gelişmelerden haberdar olmak ve kendimizi bu gelişmelere hazır hale getirebilmek için sık sık okuma eylemini gerçekleştiririz. Okuma ve okuduğunu anlayarak, önceki bilgileriyle anlam kurma becerilerini kazanmış olmak, insanın hayatını anlamlı hale getirmesine yardımcı olacak en büyük katkıdır.

Okuma, yazar ve okuyucu arasında aktif, etkili iletişimi gerekli kılan dinamik bir anlama sürecidir. Okumanın temel amacı bireyin okuduğu metinden bir anlam çıkarmasıdır (Akyol, 2012, s. 33). Okumada asıl amaç okuduğunu anlamaktır. Anlama okuma sürecinde seçilen bilgilerin sorgulanmasını ve zihinde yeniden yapılanmasını ifade eder (Güneş, 2013). Birey ancak okuduğunu anladığı takdirde sorgulama, sınıflama, analiz etme yapabilir ve yeni bilgilerle eski bilgilerini sentezleyerek yeni anlamlara ulaşabilir. Bu şekilde okuyan bireyler metni seslendirmenin ötesine geçerek okuduklarını kendi yaşantılarıyla ilişkilendirirler.

Okuduğunu anlama becerisi okuyucunun yazılı dildeki harfleri tanıyarak algılaması, kullanılan dilin özelliklerini bilmesi, önceki bilgileriyle ilişkilendirmesi gibi becerileri etkin bir şekilde kullanmaya dayanır. Okunan bir metnin anlaşılması

için sadece kelimelerin anlamını kolayca kavramak yeterli değildir. İyi bir okuyucu anlayarak okumayı başarmak için okuduğu metinle kendi yaşantısını ilişkilendire bilmemeli, verilen bilgiyi özetleyip ifade edebilmeli, okuduklarıyla ilgili çıkarımda bulunabilmeli ve metni derinlemesine anlamayı gerçekleştirebilmek için sorular oluşturabilmelidir (Allen, 2003). Ayrıca okuyucunun, okumaya karşı tutumu, ilgisi, yargıları, okuma ile neyi amaçladığı ve okumanın işinin yapıldığı ortamda okuduğunu anlama düzeyini etkilemektedir. Akyol (2013, s. 34) okuduğunu anlayan okuyucuların ön bilgilerini okuma ortamına aktardığını, anlama durumunu sürekli kontrol ettiğini, zihinsel imajlar oluşturduğunu, önemli noktalara dikkat ederek karışık ifadeleri, açığa kavuşturduğunu belirtmiştir.

Okuma eyleminin amacı anlama ulaşmak olduğu için ilkokulda başlayan okuma çalışmalarını temel amacı da okuduğunu anlama becerisini kazandırmaktır. Öğrenciler ilk başlarda okumayı öğrenmek için çaba sarf ederken sonraki aşamalarda bilgi edinmek için okuma sürecine geçmektedirler. Öğrenciler okuma ve anlama yetenekleri ölçüsünde okudukları metile ilgili öğrenmelerini oluştururlar. Ateş (2008) öğrencilerin tüm eğitim seviyelerinde ve tüm derslerde başarılı olmaları için okuduğunu anlama becerisine sahip olmaları gerektiğini belirtmektedir. İlkokul yıllarında kazanılması gereken okuduğunu anlama becerisi öğrencilerin yaşamları boyunca tüm yeni öğrenmelerini olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Günümüzde öğrenmenin temelinde okuma ve okuduğunu anlama yer almaktadır. Özellikle yapılandırmacı yaklaşımla birlikte öğrencilerden bilgiyi sadece ezberlemek değil edindikleri bilgileri ön bilgileriyle ilişkilendirerek yeniden yapılandırmaları beklenmektedir. Öğrencilerin eğitim seviyeleri ilerledikçe okuduğunu anlama becerisi de daha fazla önem kazanmaktadır. Okuduğunu anlama, öğrenci için sadece okunan metni anlamak değil aynı zamanda eğitimde daha geniş bir öğrenme seviyesine ve başarıya ulaşmak için önemlidir.

Görgün’ün (2018) Gouugh ve Tunmer’den (1986, s.9) aktardığına göre okuduğunu anlama becerisi iki aşamada gerçekleşmektedir. İlk aşama kelime çözümleme ikinci aşama ise sözel dili anlama aşamasıdır. İlk aşama olan kelime çözümleme aşamasının gerçekleşebilmesi için okurun sesbilgisel bilgi ve becerileri

ustalıkla kullanması gerekmektedir. Araştırmalar sesbilgisel bilgisi ve becerileri ile akıcı okuma becerisi arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir (NRP, 2000). İkinci aşama olan sözel dili anlama aşaması kelime bilgisi, sözdizimsel bilgi ve beceri ile morfolojik farkındalık becerilerini içermektedir. Okuduğunu anlamanın gerçekleşmesi için okuyucunun öncelikle okuduğu kelimeyi çözümlemesi, daha sonrada sözel dili anlama becerilerini kullanması gerekmektedir. Kısaca okuyucun kelime tanıma becerilerinde ustalaşması akıcı okumasına, akıcı okuması da okuyucunun metnin anlamına daha çok yoğunlaşmasına katkı sağlamaktadır. Okuma becerisinin kazandırılması ve geliştirilmesi öğretim etkinliklerinin en önemli unsurlarından birisidir. Okumayı öğrenmek ise tek bir becerinin kazanılmasından ziyade birlikte kullanılan ve birbiri üzerine yapılandırılan pek çok becerinin kullanılmasını ve nihayetinde okunulanın anlaşılmasını içermektedir.

Akıcı okuma üzerine yapıla tanımlama ve açıklamalarda akıcılığın okuduğunu anlama ile olan ilişkisi üzerine yoğunlaşmaktadır (Akyol, 2012; Başaran, 2013; Baştuğ, 2012; Rasinski, 2006; Samuels, 2006; Allington, 2006). Okuyucunun anlam kurma ile ilgili sorunlarını aşması için akıcı okuma ile ilgili problemlerini yaşamaması gerekmektedir. Okuduğun anlama gelişimsel bir süreç olarak görüldüğünden, anlama gibi ileri düzey becerilerin oluşması için alt düzey becerilerin ustalıkla yapılması gerekmektedir. Kelimeyi doğru ve hızlı tanıma gibi alt düzey süreçler okuduğunu anlama gibi üst düzey süreçlerin oluşması için gereklidir (Baştuğ, 2012). İnsan zihninin sınırlı bir kapasiteye sahip olduğu düşünüldüğünde anlama gibi üst düzey süreçlere daha fazla kapasite ayrılması için kelime tanıma gibi alt düzey süreçlerde okuyucunun ustalaşması ve nihayetinde akıcı okuyabilmesi gerekir (Samuels, 2006).

Akıcı okumanın alt becerileri olan doğru, hızlı ve prozodik okuma becerileri okuduğunu anlamaya katkıda bulunacak temel unsurları oluşturmaktadır. Kelime tanıma ve ayırt etme becerisi gelişmemiş bir öğrenci okuma esnasında dikkatini kelimeleri çözümleme işine yoğunlaştıracağından okuduğu metninden anlam çıkarmada zorlanacaktır. Okuyucunun oldukça zor ve karmaşık bir süreç olan okuduğunu anlama becerisine ulaşabilmesi için akıcı okuma becerisine sahip

olmalıdır. Reading Study Grup (2002) tarafından yapılan açıklamalara göre akıcı okuma okuduğunu anlama becerisini bütünüyle etkilediği için önemlidir. Çünkü birey akıcı okudukça metni daha iyi anlamakta ve okuduğunu anlaması da akıcı okuma becerisine katkıda bulunmaktadır. Akıcı okuma becerilerinden doğru ve hızlı okuma okunulan metinden gerekli anlamın çıkarılması için ön şart olarak görülmektedir. Prozodik okuma ise okuduğunu anlamanın sonucu olarak okuyucunun metni anlamına uygun bir ifade ile okunmasıdır (Baştuğ, 2012).