• Sonuç bulunamadı

1.9. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

1.9.1. Program Değerlendirme Konusunda Yapılan Çalışmalar

Bu başlık altında, araştırma konusu ile benzerlik taşıdığı düşünülen, program değerlendirme alanında yapılmış araştırmalara yer verilmiştir. Bu araştırma bulguları aşağıda özetlenmektedir. Kellecioğlu (1989), araştırmasında İlkokul 2. Sınıf Matematik Programının doğal sayılar ünitesinin hedef davranırlarının ulaşılabilirlik ve tutarlılık yönünden değerlendirilmesini ele almıştır. Ulaşılma düzeyi olarak 0.80 alınmıştır.

Sonuçta, hedef davranışlara ulaşılabilirlik düzeylerinde üst sosyo-ekonomik çevreden, alt sosyo-ekonomik çevreye doğru düşüşün olduğu kaydedilmiştir. Bu düşünün nedeni olarak, programın farklı sosyo-ekonomik çevredeki ilkokullarda farklı işlendiği gösterilmiştir. Davranışlardaki eksikliklerin giderilmesine çalışılmış; ancak, bunların giderilmesi farklı sosyo-ekonomik çevre okullarında davranışların kazanılmasında farklı derecelerde katkı getirdiğini göstermiştir. Davranışlar arasındaki ön şart oluş ilişkisi tutarlı bulunmuştur.

Güven (1989), İlkokul 5. Sınıf Matematik Programının Bilişsel Hedeflerinin Değerlendirilmesi konulu çalışmasında; farklı sosyo-ekonomik çevrede eğitim yapan okulların 5. sınıf öğrencilerinin Matematik dersi akademik başarı arasında önemli farklılıkların olup olmadığını araştırmış ve bu çevrelerde görev yapan öğretmenlerin matematik programı hakkındaki görüşlerini almıştır.

Sonuç olarak, sosyo-ekonomik yönden alt, orta ve üst çevredeki 5. sınıf öğrencilerinin Matematik dersi başarıları arasında manidar farklılıklar ortaya çıkmış ve üst sosyo-ekonomik çevre okullarındaki öğrencilerin, orta ve alt sosyo-ekonomik çevre okullarındaki öğrencilerden daha başarılı oldukları görülmüştür. Matematik programındaki bilişsel hedeflerin değerlendirilmesi için kavrama ve uygulama düzeylerinde sorular sorulmuş, ancak bu sorular arasında manidar farklılıklar ortaya çıkmamıştır. Öğrenciler kavrama ve uygulama düzeyindeki sorularda aynı başarıyı

göstermişlerdir. Ayıca öğrenciler aritmetik ile ilgili soruları, geometri ile ilgili sorulara göre daha çok cevaplandırmışlardır. Bunun nedeni olarak, geometriden öğrendiklerini daha çabuk unuttukları ileri sürülmüştür.

Candan (1990), 'İlkokul Beşinci Sınıf Sosyal Bilgiler ve Fen Bilgisi Derslerinin Amaçlarım Gerçekleştirme Düzeyi" konulu çalışmasında, adı geçen derslerin amaçlanma ulaşılabilirlik düzeyi, farklı sosyo-ekonomik çevrede amaçların gerçekleşme düzeyi, bu derslerde hangi düzeydeki amaçlarını daha çok gerçekleşmekte olduğu ve bu amaçlarına gerçekleşmesinde cinsiyetler arasında bir fark olup olmadığını araştırmıştır.

Sosyo-ekonomik düzeyde, Sosyal Bilgiler dersi açısından bakıldığında, bilişsel amaçların % 56.2'sinin, duyuşsal amaçların %58.8'inin, psikomotor amaçların % 70.5'inin gerçekleştiği, fen Bilgisi dersi açısından da, bilişsel amaçların. % 50.9'unun, duyuşsal amaçların % 60.4'nün, psikomotor amaçların % 55.9'unun gerçekleştiği görülmektedir. Sonuç olarak, İlkokul 5. Sınıf Sosyal Bilgiler dersi amaçlarının %61.8'inin, Fen Bilgisi dersi amaçlarının % 55.7'sinin gerçekleştiği ortaya çıkmıştır.

Yücel (1992), "Matematik Yetişek Tasarısının Hedefleri, İçeriği, Öğrenme- Öğretme durumlarına İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Değerlendirilmesi" konulu çalışmasında, programla ilgili olarak öğretmen görüşlerinden yararlanmıştır. Yapılan çalışmada; matematik dersine ayrılan sürenin yetersiz olduğu, sınıf mevcutlarının fazla olduğu, derslerde kullanılan araç gereçlerin yetersiz olduğu anlaşılmıştır. Diğer taraftan, sosyo-ekonomik yönden yüksek düzeyde olan okullarda öğretimin başarılı olduğu, matematik dersi -programının genelde bilişsel alanın aşamalarına uygun olduğu ancak; öğrencilerin ilgisini çekebilecek, onların mesleki seçimlerine yardımcı olacak nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.

Eğitimi Araştırma Geliştirme Dairesi Başkanlığı (1995), İlköğretim Matematik Dersi Öğretim Programının Değerlendirilmesi alanında bir çalışma yapmıştır. Bu araştırmada, 1991-1992 öğretim yılında uygulanmaya konulan 1-8'inci sınıf İlköğretim Matematik Dersi Öğretim Programı ile ilgili programın yeterlilik ve verimliliğini belirlenmek için öğrenci başarıları, öğretmen, müfettiş ve Fen Bilgisi öğretmenlerinin görüşleri alınmıştır. 13 ilde belirlenen pilot okullarda uygulanmak

üzere üç farklı anket uygulanmıştır. Sonuç olarak; Adana, Erzurum, Eskişehir, Isparta, İstanbul, Malatya ve Trabzon'da 2. sınıflarda; Adana, Çanakkale, Erzurum, Eskişehir, Isparta, İstanbul. İzmir ve Trabzon'da 3. sınıflarda; Erzurum dışındaki 12 ilde 4. sınıflarda; Adana ve Trabzon'da 8. sınıflarda; sadece Malatya'da 5., 6., 7. sınıflarda amaçlara ulaşılamadığı belirlenmiştir. Öğretmenler programın genel amaçlarını yeterli buldukları halde, hedeflerini öğretim yöntemlerini, araç-gereçlerini ve değerlendirme öğesini yeterli bulmamaktadır. Matematik öğretimi ve Program geliştirme kurslarına katılan öğretmenler genellikle programı daha olumlu bulmakta, her sınıf düzeyinde konuların seviyeye uygun olduğunu fakat uygun olması nedeniyle 4. ve 5. sınıflarda sürenin yetersiz olduğunu belirtmektedirler.

Selvi (1996), Ankara Fen Lisesi'nde Fen ve Matematik Programlarının değerlendirilmesi üzerine bir çalışma yapmıştır. Araştırma sonunda, Ankara Fen Lisesi'nin programında yer alan fen ve matematik öğretim programlarının Fen Lisesi'nin amaçlarını gerçekleştirmede ne derece etkili olduğu belirtilmiştir. Fen eğitiminde özel bir öneme sahip olması beklenen Fen Lisesi fen ve matematik öğretimin programlarının etkililiği incelenmiş, programla ilgili aksaklıklar belirlenmiş, gerekli program geliştirme çalışmalarının yapılmasına ilişkin önerilerde bulunulmuştur.

Sonuç olarak, öğrenme-öğretme sürecinin değerlendirilmesine ilişkin öğretmenlerin, dersin davranışsal amaçlarını öğrencilere açıklama, öğrencilerin eski öğrendikleri ile yeni öğrendikleri arasında bağlantılar kurulması gibi konularda yetersiz kaldığı; fakat güdü, geri bildirim, olumlu pekiştireç verme, öğrencilere soru sorma, öğrenci sorularının öğretmen tarafından yanıtlanması gibi konularda yeterli oldukları belirlenmiştir.

Öğrenci başarısının değerlendirilmesi ile ilgili olarak öğrencilerin fen grubu derslerinde matematik grubu derslerine göre daha başarılı oldukları saptanmıştır. Aydoğdu (1997), İlköğretim 5. sınıf Matematik dersi öğretim programını değerlendirmiştir. Araştırma, Kayseri il merkezine bağlı öğretim yapan 6 İlköğretim okulundan toplam 384 öğrenci ile bu ilde görev yapan 136 öğretmen ve 4 müfettiş üzerinde yapılmıştır. İlköğretim 5. sınıf Matematik dersi öğretim programının amaçlarına, kapsamına, eğitim durumlarına değerlendirme öğesine, ders saati

süresine ve konuların seviyeye uygunluğuna ilişkin öğretmen ve müfettiş görüşlerini almak üzere anketler geliştirilmiştir. Öğrencilere de düzey belirleme testi hazırlanıp uygulanmıştır.

Sonuç olarak, öğretmenler İlköğretim Matematik programını amaçlarına, kapsamına, eğitim durumlarına ve değerlendirmeye yönelik maddelere verdikleri cevaplarda programın gözden geçirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Öğretmenlerin programın geliştirme ve Matematik öğretimi kurslarına katılmalarından sonra belirtikleri görüşler ile daha önce belirttikleri görüşler arasında önemli bir farklılığa rastlanmamıştır.

Öğretmen ve müfettişler arasında programın amaçlarına, kapsamına, eğitim durumlarına ve değerlendirme öğelerine ilişkin görüşlerinde farklılıklar bulunmuştur. Araştırmada incelenen konular, öğretmenler tarafından seviyeye uygun bulunmuştur. Konulara ayrılan ders saati süresine ilişkin öğretmen görüşleri sınıf mevcuduna göre önemli bir farklılık göstermemiştir. Ayrıca öğrencilerin hedef davranışlara ulaşma düzeyi düşük bulunmuştur.

Cereno (1998), İlköğretim Matematik Programının 4. ve 5. sınıflarına ait dört işlem, kümeler ve kesirler konularına ilişkin hedef-davranışlarının gerçekleşme düzeyini araştırmıştır. Araştırmada, sosyo-ekonomik yönden gelişmiş ailelerin çocuklarının öğrenim gördüğü okullar ile taşımalı eğitim yapan okul öğrencilerin öğrenim gördüğü okullar karşılaştırılmıştır. Davranışlara ulaşılabilirlik düzeyi olarak 0.75 kabul edilmiştir. Araştırma kapsamına alınan dört işlem, kümeler ve kesirler konularının tümünde merkez okulların 4. sınıf öğrencileri 0.77, 5. sınıf öğrencileri 0.70 gibi bir öğrenme düzeyine ulaşırken, taşımalı eğitim yapan okulların 4. sınıf öğrencileri 0.48, 5. sınıf öğrencileri 0.58 öğrenme düzeyine ulaşmışlardır. Bu sonuçlara dayalı olarak, hedef davranışlara ulaşılmada, anlamlı farklılıkların olduğu söylenilebilir.

Erdem (1999), Bellon ve Handier tarafından geliştirilmiş olan program değerlendirme modelinde, programın dört temel öğesi olan hedefler, kurum, işleyiş ve çıktılardan hareketle, Ankara'daki okullarda okul öncesi, ilköğretim ve Lise kademelerinde uygulanmakta olan İngilizce Öğretim Programlarını tamamlanması ve

analizi üzerine bir araştırma yapmıştır. Araştırma ODTÜ Geliştirme Vakfı okullarında gerçekleştirilmiştir.

Bu çalışmada, İngilizce dil öğrenimine ilişkin Kahramanoğlu (2000), İlköğretim Okulları 5. Sınıf Türkçe Programı Dilbilgisi konularına ait hedef davranışların ulaşılabilirliği konusunda bir çalışma yapmıştır. Kahramanoğlu araştırmasında, Bolu Merkez ilçesine bağlı olarak, alt ye üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarının öğrenim gördüğü okulları karşılaştırmıştır. Araştırmada, hedef davranışlara ulaşılabilirlik düzeyi 0,75 kabul edilmiştir. Sonuç olarak, kavrama basamağındaki davranışlara erişebilirlik,' üst sosyo-ekonomik çevredeki okul öğrencileri için 0,63, alt sosyo-ekonomik çevredeki okul öğrencileri için 0,50, tüm grup için de 0,59 olarak bulunmuştur.

Uygulama basamağındaki davranışlara erişebilirlik, üst sosyo-ekonomik çevredeki okul öğrencileri için 0,46, alt sosyo-ekonomik çevredeki okul öğrencileri için 0,42, tüm grup için de 0,44 olarak bulunmuştur. Davranışlara ulaşılabilirlik açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Baykul ve Tertemiz (2000), İlköğretim birinci, ikinci ve üçüncü Sınıf Matematik Programının Değerlendirilmesi üzerine bir çalışma yapmıştır. Çalışma, 1999-2000 öğretim yılında, İlköğretim okullarında okuyan 104 birinci sınıf, 105 ikinci sınıf ve 101 üçüncü sınıf olmak üzere toplam 310 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Araştırma sonucunda, programın davranışlarının ulaşılabilirliği ile öğretimin değerlendirilmesinin ayrılması gerekliliği belirtilmiştir. Matematik Dersi Öğretim Programının sağlamlılığı ve etkiliği incelenmiş, davranışlar arasındaki ön şart oluş ilişkilerine bakılmış, programla ilgili saptanmış, program geliştirme çalışmaları için önerilerde bulunulmuştur.

Araştırmada, ilköğretim Okulu Matematik Dersi Öğretim Programının birinci, ikinci ve üçüncü sınıflardaki varlıklar arasındaki ilişkiler, kümeler ve doğal sayılar ünitelerine ait davranışlar programdan aynen alınmış; bu davranışlarını yoklamak üzere her davranış için en az iki madde yazılmıştır. Davranışların ulaşılabilirliği için her davranışa ait maddenin doğru cevap yüzdesi hesaplanmıştır. 0,75 ve bunun üstünde değere sahip davranışlar ulaşılabilir kabul edilmiştir. Sonuç olarak bazı davranışların

ulaşılabilir olmadığı tespit edilmiş, ulaşılabilir olmayan davranışların gözden geçirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Erktan (2003), İlköğretim dördüncü sınıf Fen Bilgisi dersinin "Çevremizi Tanıyalım" ve "Maddenin Doğası" ünitelerinin hedef davranışlarına ulaştırma bakımından etkinlik derecesi üzerinde mikro düzeyde bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmada, ünitelerin hedef davranışlarının ulaşılabilirliği, davranışlar arasındaki aşamalılık ilişkileri, deneylerin yapılabilirliği ve konulara uygunluğu, araç ve gereçlerin sağlanabilirliği, program hakkında veli, öğrenci ve öğretmenlerin görüşleri üzerinde durulmuştur. Araştırma, Ankara'daki Özel Ayşe Abla Okulları ve Adana'daki Özel Başkent Okulları’nın İlköğretim 4. Sınıflarında uygulanmıştır.

Bunun için; ilk alt problemde bilgi ve kavrama düzeyinde bilişsel davranışların ulaşılabilirlik düzeyleri saptanmaya çalışılmıştır. Ulaşılabilirlik düzeyi 0,75 olarak belirlenmiştir. Bilişsel davranışların bu sınıf öğrencileri tarafından kazanılabilir olduğu ortaya konmuştur. Sonuçta, ünitelere ait bilgi düzeyindeki bilişsel davranışların bazılarının ulaşılabilir olmadığı, kavrama düzeyindeki bilişsel davranışların bazılarının da ulaşılabilir olmadığı ortaya konmuştur. İkinci alt problemde, davranışlar arasındaki örüntü belirlenmiştir. Davranışları yoklayan test maddelerine verilen cevaplara dayanılarak tetrakorik korelasyon hesaplanmıştır. Herhangi iki davranışın arasındaki ön şart ilişkisi için manidarlık düzeyi 0,05 olarak alınmıştır. Her iki üniteye ait ilişkiler örüntüsünde, bazı davranışlara ait ilişkiler açık seçik görülürken, birkaç davranışa ait korelasyon katsayıları sınır değerinden küçük bulunmuştur.

Üçüncü alt problemde, yapılması önerilen deneylerin ünite içeriğine uygunluğu ve okul imkanlarının bu deneylerin yapılmasına elverişliliği konusundaki görüşlerini almak için öğretmenlere her deney için özel olarak hazırlanmış deney gözlem formları dağıtılmıştır. Öğretmenlerin çoğu deneylerin ünite içeriğine uygun, okul imkanlarının bu deneylerin yapılmasına elverişli olduğunu belirtirken, öğrenci çalışma kitaplarında deneylerle ilgili sorulara verilen yanıtlar öğrencilerin bu deneylerden beklenen ölçüde yararlanamadıklarını, ilgili kavram ve genellemelere beklenen düzeyde ulaşmadıklarım göstermektedir.

Dördüncü alt problemde, öğrenci, öğretmen ve velilere fen programının çeşitli yönlerine ilişkin görüşleri için bir anket uygulanmıştır. Veli ve öğrenci anket sonuçlarına göre, soruların çoğu olumlu yönde yanıtlanmış, ancak bazı sorularla ilgili olarak veli-öğrenci arası görüş farklılıklarının olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlerin çoğunluğu, ünitelerin hedef davranışlarının bazılarının daha üst düzeylerde öğrenilebilecek davranışlar-olduğunu ve ünitenin işlenişine ayrılan zamanını beklenen öğrenme seviyesi için çok kısa olduğunu belirtmişlerdir.

Öğrencilerin sorulara verdikleri cevaplardan yararlanılarak, her sınıf için birer madde puanlama matrisi oluşturulmuş; bu matristen yararlanılarak tetrakorik korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. 0,05 düzeyinde manidar olanlar, bu katsayıya ait davranışlar arasında ilişkinin var olduğunu göstermektedir. Bulunan örüntü sonucunda, ulaşılamayan davranışların genel olarak örüntüyü bozan davranışlar olduğu, bu davranışlar çıkarıldığında örüntünün devamını sürdürdüğü, hazırlık çalışmaları sırasında sadece matematiğin yapısına bakılarak çıkarılan örüntü ile büyük bir benzerlik gösterdiği ortaya konmuştur.

Eken (2001), araştırmasında farklı sosyo-ekonomik çevre ilköğretim okulları 3. sınıf Matematik dersi hedeflerine ulaşma düzeyini incelemiştir. Araştırmada konu olarak "Kümeler" ve "Doğal Sayılar" üniteleri seçilmiştir. Araştırmaya, üst düzey sosyo-ekonomik çevreye ait 3 ayrı okuldan 3 şubede toplam 80 öğrenci, orta düzey sosyo-ekonomik çevreye ait 4 ayrı okuldan 4 şubede toplam 121 öğrenci, alt düzey sosyo-ekonomik çevreye ait 5 aynı okuldan 5 şubede toplam 135 öğrenci örnekleme dahil edilmiştir. Ünitelerin bilgi ve kavrama düzeyindeki hedef davranışların gerçekleşme düzeyi olarak, üst düzey sosyo-ekonomik çevre ilköğretim okullarındaki öğrencilerin ön ve son test uygulama sonuçları dikkate alındığında orta ve alt düzey sosyo-ekonomik çevre ilköğretim okullarındaki öğrencilere göre daha iyi durumda oldukları, gruplar arası farklılıkların öğretim sürecinin tamamlanması neticesinde daha da arttığı, orta ve alt düzey sosyo-ekonomik çevre ilköğretim okulları ararsında da orta düzeyde sosyo-ekonomik çevre okulları lehine farklılıkların bulunduğu görülmüştür. Programın ele alınan hedef davranışlarının farklı sosyo-ekonomik çevre ilköğretim okullarında farklı düzeyde gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.

Akar (2001), "İlköğretim Sosyal Bilgiler Programının Değerlendirilmesi" adlı çalışmasında öğretmenlerden programın hedefleri, içeriği, öğretim metodları ve öğretim materyalleri hususlarını içine alan sorulara cevap vermelerini istemiştir. Çalışma, Uşak ilinin 20 ilköğretim okulunda görev yapan 132 Sınıf öğretmeni ile 32 Sosyal Bilgiler öğretmenini kapsamaktadır. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin yaklaşık yarısı programı tüm yönleri ile desteklerken, diğer yarısı hedeflerin gerçekleştirilmediğini belirtmişlerdir. Öğretmenlerin % 71'i programın uygulanmasında güçlüklerin olduğunu, % 73'ü programın geliştirilmeye ve değişikliklere ihtiyaç gösterdiğini belirtmişlerdir.

Güneş (2002), Milli Eğitimi Geliştirme Projesi kapsamında geliştirilen, liselerin birinci sınıflarında okutulmakta olan Biyoloji programını değerlendirmiştir. Bu çalışmada, "Canlılığın Temel Birimi Hücre" ünitesinin davranışlarının ulaşılabilirliğine, davranışlar arasındaki örüntüye ve program hakkındaki görüşlerin neler olduğuna bakılmıştır. Araştırma, temel nitelikli bir araştırma olarak düşünülmüş ve evren-örneklem ilişkisine gidilmemiştir.

Programın uygulandığı okul türlerinden ikişer okul çalışmaya dahil edilmiştir. Sonuçta, Biyoloji Programının hedef ve davranışların ulaşılabilirlik düzeyleri düşük çıkmıştır. Hedef ve davranışların bilgi, kavrama ve uygulama düzeylerine yönelik olmalarına göre, ulaşılabilirlik düzeyleri grupların tamamında değişiklik göstermiştir.