• Sonuç bulunamadı

3.3. Araştırma Bulguları

3.3.2. Girişimci Odaklılığın Firmaların DK’nin Oluşturulması ve

3.3.2.2. Proaktiflik ve DK

“Teknoloji firmalar için en önemli sermaye insan sermayesi. Firmamızda rutin İK politikalarımız geçersizdir… Yeni fikirlerin geliştirmesi için çalışanlarımızın işten memnuniyeti ve motivasyonu çok önemli. Bunun için çalışma saatlerimizde esneklik var ve prim gibi teşvikler veriyoruz…

İK politikalarımızda yenilik getirerek yaratıcılığı teşvik ediyoruz”.

Sonuç olarak çalışmadaki tüm firmalarda dinamik kabiliyetlerin oluşturulması ve geliştirilmesi için girişimci odaklılığın yenilikçilik boyutu temel teşkil etmektedir.

firmaları taklit etmiyoruz. Pazarda öncü olmak için yeni bilgi almakta da ilk olmayı çalışıyoruz ve bunun için firmamızda, bürokratik bir sistem yerine, çok esnek bir sistem var”.

Araştırmadaki firmalar proaktif olarak rakip firmalardan daha önce pazara girmek için yeni bilginin rakiplerden daha önce alınmasının önemine vurgulamaktadır.

Proaktiflik firmaların bilgi alma ve kullanma süreçlerini önemli ölçüde etkilemektedir.

Firmaların ilerici bir bakış açısı, bilgi edinme, yayma ve kullanma kabiliyetlerinin yeniden yapılandırılmasını sağlamaktadır. 7. firma sahibi proaktiflik boyutunun firma içindeki öğrenme süreçlerinin nasıl yeniden yapılandırılmasını etkilediğini böyle ifade etmiştir:

“Müşterilere, rakiplerden önce yeni ürün ve hizmet vermek işletmemizin en önemli politikasıdır. Yeni ürünün üretilmesi yeni şeylerin öğrenilmesine bağlıdır…yeni şeylerinin öğrenilmesi için farklı teknikler kullanıyoruz. Geleneksel öğrenme süreçler, yerine ileride ne olacağına göre öğrenme teknikleri kullanıyoruz”.

Girişimci odaklılığın proaktiflik boyutuna sahip olan firmalar ilerici bir görüşle gelecekteki fırsatlardan yararlanmak için bilinçli bir şekilde firma içi öğrenme süreçlerini geliştirmektedir. Bununla birlikte, araştırmadaki tüm firmalar bilgi edinme, dönüşme ve kullanma kabiliyetlerini, çevredeki yeni gelişmeler, değişiklikler ve gelecekteki ihtiyaçlarına göre proaktif olarak yeniden yapılandırmaktadır. 9. firmanın yöneticisi konuyla ilgili bu ifade etmiştir:

“Her zaman ileri bir görüşle yeni ürünler sunuyoruz… Başarımızın önemli faktörü rakiplerimizden önce yeni bilgi almak ve kullanmak. Yeni bilgi almak için devamlı önceden oluşturduğumuz süreçlerimize gözden geçirip yenileniyoruz. Farklı ve yeni yöntemlerle yeni bilgi alıyoruz ve ona göre gelecekteki fırsatları değerlendiriyoruz… Sonra yeni bilginin ürün haline dönüştürmesi için eğer mevcut imkânlarımızdan mümkün değilse farklı yöntemlerle yeteneklerimize yenileniyoruz”.

Dinamik çevrede faaliyet gösteren firmalar, sürekli belirsizlik olan bir ortamda faaliyet gösterdiklerinden dolayı, gelecekteki belirsizliği, öğrenme kabiliyetlerini artırarak ve geliştirerek azaltmaktadır. Firma sahipleri veya yöneticileri proaktif davranarak, ilerideki gelişmeler ve olayları tahmin edip öğrenme kabiliyetlerini yeniden yapılandırmaktadır. Öğrenme kabiliyetlerini geliştirerek proaktif firmalar, gelecekteki belirsizliği, yeni bir fırsata çevirmek için rakiplerinden daha fazla kabiliyetlere sahibi olmalıdır. Böylece, gelecekteki girişimsel şoku atlatma ve fırsatlardan yararlanma konusunda rakiplerden daha iyi bir konumundadır. 6. firma sahibine göre:

“…geleceği sorgulamak çok önemli. Müşterilerin ihtiyaçları ne olacak, potansiyel rakiplerimiz kimler olacak, yeni teknolojiler neler ve yeni pazarlar hangileri olacak…her zaman yeni bilgi topluyoruz ve bu bilgi kullanarak avantaj sağlamaktayız… Biz, gelecekteki ihtiyaçlara daha geniş bir bakış açısıyla bakıyoruz ve rakiplerimizden daha hızlı öğrenerek pazara yeni ürünler sunuyoruz… Sektörümüzde zaman çok önemli bu yüzden yeni bilgi alıp onun kullanılması yeni ürünün

geliştirmesini kolaylaştırır ve rakiplerimizden daha önce pazara giriyoruz”.

Diğer taraftan 3. 6. ve 10. firma sahipleri en önce bilgi almak ve kullanmak yerine ikinci olmayı tercih etmektedir. 3. firma sahibine göre:

“Sektörde, en önce yeni bilgi elde etmeyi çalışırız…. ama çok kaynak ayrılamıyoruz. Diğer bir firmadan yeni bilginin faydalı olup olmadığını öğreniriz. Ondan sonra bilginin bizim için faydalı ve değerli olduğunu düşünürsek hemen alıp kullanırız”.

10. firma sahibi de benzer ifade kullanmıştır:

“Her zaman rakiplerden önce yeni bilginin alınması ve kullanılması risklidir… Bilginin alınması ve kullanılması çok maliyetliyse, o zaman bekle ve gör politika izleriz. Sektörümüzde bir firma yeni bilgiden dolayı başarılı olunca biz de ikinci veya üçüncü olarak pazara gireriz”.

Çalışma kapsamındaki firmalar, proaktif strateji kullanarak dış çevrelerini devamlı taramaktadır ve yeni bilgi edindikten sonra hemen firma içinde yaymaktadır.

Yeni bilgiyi kullanarak firmalar, dinamik çevrelerin koşullarına cevap vermek ve bazen çevreyi şekillendirmek için öğrenme süreçleri ve rutinlerini geliştirmektedir. Girişimci odaklılığın proaktiflik boyutu firmaların İK politikalarını da etkilemektedir. Proaktif davranarak elde ettiği bilginin kullanılması ve ondan hızlı bir şekilde avantaj sağlanması için firmalar, İK politikalarına gözden geçirip yeniden yapılandırmaktadır. Çünkü, bilgiden değer yaratmak için en önemli faktör, bir firmanın insan sermayesidir. Firmalar İK politikaları yoluyla hem firmanın öğrenme kabiliyetlerini arttırmaktadır hem de

kolayca taklit edilemez İK politikalarını geliştirerek, rekabet avantajını sağlamaktadır.

Araştırmadaki firmaların proaktiflik boyutu, onların İK politikalarını önemli ölçüde şekillendirmektedir. 2. firma sahibi proaktiflik boyutunun, İK politikalarının üzerindeki etkisini şu şekilde vurgulamıştır:

“Öncü olmak için en önemli faktör çalışanlardır... Rakiplerimizden önce bilgi alırız fakat bilgiyi avantajlı bir şekilde kullanmak için çalışanlarımızın yetenekleri yoksa bilginin hiçbir faydası yoktur.

Yetenekli çalışanlar almak için rakiplerimizden önce en yetenekli kişiler almayı çalışıyoruz… Rutin bir şekilde [çalışanları]

seçmiyoruz…ihtiyaçlarımıza göre uygun yöntemleriyle [çalışanları]

seçiyoruz”.

Firmaların proaktif olarak yeni ürünlerinin geliştirilmesi ve pazardaki yeni fırsatlardan faydalanması, insan sermayesinin yetenekleri ve eğitimine bağlıdır. Firmalar rakiplerden önce yeni ürünün geliştirilmesi için çalışanlara finansal teşvik vermektedir.

Yeni eğitim gerekirse onun için çalışanlara gerekli kaynaklar sağlamaktadır. 7. firma sahibine göre:

“Çalışanlarımızın motivasyonu ve eğitimi bizim gibi firmalar için çok önemlidir. [Çalışanları]en yeni ve yarınki teknolojilerin öğrenilmesi için kongrelere ve seminerlere katılmayı teşvik ediyoruz…eğitim için çalışanlarımıza çok sık Teknokent’in eğitim merkezine gönderiyoruz.

Prim gibi politikalarla çalışanlarımıza motivasyon veriyoruz.... bu [İK]

uygulamalar firmamızın ilerici vizyonunda kaynaklanıyor”.

Benzer bir ifade 5. firma sahibi böyle anlatmaktadır:

“İleri teknoloji sektöründe hayatta kalmak ve müşterileri elde tutmak, ancak sürekli yeni ürünlerin sunulmasıyla mümkündür…

Çalışanlarımızın yetenekleri, yeni ürünlerin geliştirmesinde kritik rol oynamakta. Biz onların yeteneklerinden maksimum faydalanmak için çok esnek İK politikaları uyguluyoruz… Yeni projeler ve ürünlerin geliştirme süreçlerinde çalışanlarımız için yaratıcılığa uygun ortam sağlıyoruz.

Onlara hem maddi hem de manevi destek veriyoruz.”

Firmalar rutin veya tepkisel İK politikaları yerine daha proaktif İK politikalarını uygulamaktadır. Proaktiflik boyutu firmaların İK politikalarında yeniden yapılandırmasını kolaylaştırmaktadır. Böylece firmalar insan kaynaklarında bir problem oluşmadan önce tedbir almaktadır. Proaktif olarak firmalar İK politikalarına odaklayarak gelecekteki stratejik hedeflerine ulaşmak için insan sermayesini geliştirmektedir. 4.

firmanın yöneticisine göre:

“Çalışanları işe alırken, bu kişi gelecekte firmamıza nasıl değer yaratabilir? ona bakıyoruz… Farklı kriterlere göre çalışanlarımızın performansı ölçüyoruz. Performansı düşükse hem çalışanımıza performansı yükseltmek için tavsiye ve motivasyonu veriyoruz hem de varsa firmanın insan kaynakları politikalarından hatayı düzeltiyoruz.

Yani iki taraflı geri besleme mekanizması kullanarak, problemi büyümeden önce çözmeyi çalışıyoruz”.

Proaktif olarak firmalar iç kabiliyetlerini, dış çevrenin ihtiyaçlarına göre yenilenmektedir. Bunun için, insan kaynaklarının sadece müşteri odaklı bilgiye sahip olması yeterli değildir.. Bunun yanı sıra, temel sosyal eğilimlerin bilinmesi de önemlidir.

Çünkü, bu eğilimler gelecekteki ihtiyaçları belirtmektedir. Görüşmelerde, yeni fikirlerin geliştirilmesi için çalışanların firma içi ve firma dışı sosyal bağlarına firmalar tarafından çok önem verildiğini ortaya çıkmaktadır. Çalışanların sosyal bağlarından aldığı bilgiler, yeni ürünlerin geliştirilmesi ve pazara en önce ürün sunulması için çok önemlidir. Bu yüzden firmalar, İK politikalarında çalışanların iç ve dış sosyal bağlantılarını sağlamak için proaktif İK politikalar üretmektedir. Konuyla ilgili 1. firma sahibi:

“Yeni ve nadir bilginin alınması için gayri resmi kaynaklar ve ortamlar da çok önemlidir. Firmamızda politika olarak çalışanlarımıza sosyal bağlar kurmalarını teşvik ediyoruz… Tüm çalışanlarımız haftada bir defa birlikte akşam yemeği yiyorlar ve aldıkları yeni bilgileri ve tecrübeleri paylaşıyorlar. Toplumdaki farklı derecede öneme sahip kişileri de firmamıza davet ediyoruz… Özellikle, firmamız açısından faydalı olan yurt dışındaki bağlarının sağlaması için çalışanlarımıza gerekli destekleri veriyoruz”.

Sonuç olarak girişimci odaklılığın proaktiflik boyutu, hızla değişen dış çevreyi tarayarak firmaların insan kaynakları politikalarının geliştirmesi ve yeniden yapılandırmasını olumlu bir biçimde etkilemektedir.