• Sonuç bulunamadı

Pratik Değeri Olmayan Alıştırmaların Ayıklanması

1.3. NAHİV HAKKINDA YAPILAN YENİLİKÇİ VE KOLAYLAŞTIRIC

1.3.2. Nahvi Yenilemeye Dair Görüşler, Öneriler, Eleştiriler ve Dilbilimcilerin

1.3.2.4. İbn Madâ el-Kurtûbî

1.3.2.4.6. Pratik Değeri Olmayan Alıştırmaların Ayıklanması

Bu konu, İbn Madâ’nın, nahvi kolaylaştırma ve sadeleştirme bağlamında seslendirdiği son konudur. Çünkü ona göre bu tür alıştırmalar, nahivcilerin, Arapçanın pratiği konusunda lüzumsuz ve farazî olarak getirdiği alıştırmalardır. İbn Madâ, buna dair şöyle demiştir: “Nahivden atılması gerekenlerden bir konu da şudur: Şunu, şunun için yap türünden ifadelerdir. Mesela عََّبَّْيَّْلا kelimesi için ل ْع ف vezninde bir

örnek getirilecek olursa )عَّْوَّ ب( denir. عََّبَّْيَّْلا’ deki Ya, harfi Vâv harfine dönüştürülmüştür

Çünkü bunun aslı عَّ بَّْي idi. عَّ بَّْي şeklinde kullanılması dile oldukça ağır gelmekteydi. Yâ’nın mâkabli dammeli olduğu için Vâv’a dönüşmüştür. Bu türden farazi misaller, kullanılmayan misallerdir. Arapçada günlük hayatta konuşmalarda da bir karşılığı bulunmamaktadır.132

İbn Madâ, çağrısında nahvi karmaşıklıktan ve zorluklardan kurtarma konusuna yoğunlaşmıştır. Ne var ki ona muhalif olan zamanın nahivcileri, onun dediklerine kulaklarını tıkamıştır. Onlar, neredeyse sayılamayacak derecede zor ve çok karmaşık konuları içeren hacimli eserler yazmaya devam etmişlerdir.133

Modern çağda İbn Madâ’nın görüşlerine katılanlar olmuştur. Bu konuda Şevkî Dayf’ı örnek verebiliriz. Dayf, İbn Madâ’nın er-Redd ‘ale’n-Nuhât adlı eserini tahkik ederek yayımlamış, esere yenilikçi unsurları ele alan bir mukaddime yazmıştır. Mukaddimesinde nahvin maruz kaldığı sorunların çözümüne dair yararlı görüşlere yer verdiğini söylememiz mümkündür.134

131

İbn Madâ Kitâbu’r-Redd ‘ale’n-Nuhât,s. 38, 134.

132

İbn Madâ, Kitâbu’r-Redd ‘ale’n-Nuhât,s. 43, 134.

133

Bkz. Dayf, Teysîru’n-Nahv..., s. 25.

134

42

İKİNCİ BÖLÜM

MODERN ÇAĞDA NAHVİ YENİLEMEYE DAİR YAPILAN

ÇALIŞMALAR

XIX. asrın bitiminden itibaren günümüze kadarki zaman diliminde nahvi yenileme ve kolaylaştırmaya dair birçok çalışma yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalar Mısır, Şam ve Irak gibi yörelerde yapıldığı gibi daha sonra Fas ve Tunus gibi yerlerde de yapılmıştır. Bu süreçteki çalışmaların birçok amacı olmuştur. Metodolojik farklılıklardan kaynaklanan modern ve gelenekçi yönelişler neticesinde bu çalışmalarda çeşitlilik ortaya çıkmıştır.

Çalışmaların bir kısmı, nahvi kolaylaştırma ve öğrencinin zihin dünyasına yakınlaştırma veya nahvin temel kuralları bağlamında yeni teoriler üretme bağlamında olmuştur. Kimi çalışmalar ise Batı’nın eğitimle ilgili geliştirdiği çeşitli bilimsel modern eğitim teorilerinden etkilenerek yapılmıştır. Söz konusu uzun süreçte bu alanda birçok kapsamlı çalışma yapılmış, çeşitli kitaplar yazılmış, nahvin yenilenmesi ve düzeltilmesine dair araştırmalarda bulunulmuştur.

Yapılan çalışmaların, amaçları ve ekolleri konusunda farklılık olduğu gibi ölçülü, dengeli ve radikal olması konusunda da farklılık olmuştur. Bu süreçte kimi modern araştırmacılar, gelenekçi muhafazakâr çizgiyi takip ederek nahvi kolaylaştırmaya dikkat çekmiş ama nahvin temel kurallarına ilişkin elle tutulur gözle görülür somut bir delil getirmemiştir. Kimisi de, çeşitli modern teoriler ışığındaki dilbilim verilerini kullanmak suretiyle nahvin öğrencilere verilmesini seslendirmiştir. Radikaller, eninde sonunda işi, nahivdeki i’râbın getirdiği zincirlerden tamamen kurtulmaya, fasih Arapça ile halk Arapçası arasında orta bir dil oluşturmaya, fasih Arapçayı tamamen atıp yerine halk Arapçasını getirmeye kadar vardırmışlardır.

43

Modern araştırmacıları nahvin yenilenmesini seslendirmeye iten faktörleri, şu üç nedene dayandırmak mümkündür:

1- Nahvin zorluğu, konularının karmaşıklığı ve öğrencilerin ondan hoşlanmaması.

2- Şevkî Dayf’ın, İbn Madâ’nın er-Redd âlâ’n-Nuhât adlı eserini yayımladıktan sonra İbn Madâ’nın görüşlerinin bu alanda ses getirmesi.

3- Batı’da metodolojik teorileri içeren çeşitli modern dilbilim araştırmalarının ortaya çıkması.

Modern araştırmacılar da nahvin yenilenmesine dair önemli çalışmalar yapmışlardır. Farklı hedef, yöneliş ve ekolleri olmasına rağmen nahve dair yapılan bu çalışmalardaki farklılık ve çeşitlilikten söz etmeden önce, aralarındaki benzerliği eser olarak tasnif etmeye çalışacağız. Bu çalışmaları iki şekilde açıklamak mümkündür:

Birincisi, kültüre dayalı çalışmalardır. Bundan kastedilen şey, Arapçanın arı duru olan kültüründen hareket ederek yapılan çalışmalardır. Başka bir ifadeyle bu, önceki nahvin kendi ilke ve kuralları bağlamında oluşan, içerden ve dışardan ona karşı çıkılmamış olan sağlam şeklini ve çerçevesini esas almaktır. Bu alana dair araştırmacıların çalışmaları, nahvi ıslah etmekten kaynaklandığı gibi eleştirileri de kültürel bağlamda olmuştur. Ama ne var ki onların çalışmaları, modern dilden, onun metot ve etkilerinden oldukça uzak kalmıştır.

İkincisi, Batı’daki dilbilime dair yapılan araştırmalardan etkilenen çalışmalardır. Yani bunlar, Batı’da geliştirilen çeşitli modern dil metotları teorilerine dayalı olan çalışmalardır. Bu çalışmalar, bu teorilerle nahiv kültürünü eleştiriye tabi tutmuş, önceki nahivcilerin metotlarındaki yanlışları ve nedenleri tespit etmiştir. Kimi zaman Batı’da yapılan araştırmalar ışığında nahvin konu ve sorunlarına parmak basılmıştır. Bu çalışmalarda nahvin sorunlarına işaret edenler, ne yazık ki nahiv kültürü ve işlevine dair verilerin dışında bir şey önermemişlerdir.

44

2.1. KÜLTÜRE DAYALI YAPILAN ÇALIŞMALAR

Modern çağda nahvin yenilenmesi ve kolaylaştırılmasına dair yapılan çalışmalar, XX. asırdan itibaren, nahvin konularının zorluğu ve karmaşıklığı hakkındaki eleştirel saldırılarla başlamıştır. İlk başta olay, nahvin bazı konu ve sorunlarına itiraz etmek; onları düzeltmek ya da elemek şeklinde lokal bazı mülahazalar şeklinde başlamıştır. Daha sonra bu çalışmalar, dile ait bazı projeler oluşturma amacı şeklinde devam etmiştir. Bundan amaçlanan ise Arapçayı ve niteliğini bu bağlamda açıklamaktır. Bu çalışmalar, meşruluğunu ve mevcudiyetini ise önceki nahiv teorilerini eleştirme ilkesinden almıştır. Bu eleştirilerde Mısır dilbilimcilerinin büyük payı vardır.