• Sonuç bulunamadı

Postmodern Hayatta ve Sanatta Sanallık ve Etkileri

Latince “virtualis” sözcüğünden gelen “sanal” kavramı, varolmayan ancak sanrılarla varolduğu düĢünülen Ģeyler için kullanılır. Ġngilizce’ye “virtual” olarak geçen kavramın Türkçe karĢılığı sanal olarak belirlenmiĢtir. Sanal “gerçekte yeri

olmayıp, zihinde tasarlanan, mevhum, farazi, tahmini.” 42

dir. Kelime gerçekte var olmayan olgular, kavramlar ve mekanlar için kullanılırken terimin kökü ise sanmak fiilinden gelmektedir.

Sanal sanat konusuna geldiğimizde ise dijital sanat veya sayısal sanat olarak adlandırılan, bilgisayar ortamında üretilen sanat türü olarak nitelendiğini görürüz. Genel anlamda sanalın gerçekte olmayıp, zihinde farazi Ģekilde tasarlanan ve tahmini olan anlamları göz önüne alındığında bu yakıĢtırmanın hayli yerinde olduğu tespit edilecektir. Sanal sanat kısaca üretiminde fiziksel materyallerin ve geleneksel yöntemlerin yer almadığı, buna karĢılık olarak yaratım sürecinde geniĢ ölçüde bilgisayarın rol oynadığı yaratıcılık biçimidir. Sanal gerçeklik ortamları bir bilgisayar veya yazılım sistemi yoluyla elde edilir. Bu yolla çok çeĢitli görsel, iĢitsel, hatta duyusal ve duygusal tecrübeler oluĢturulabilir. Bu tür sanat eserlerinin materyalize edilmiĢ hali ise bu verilerden elde edilen çıktılardır.

Sanal sanat eseri oluĢturulmasında dijital olarak kaydedilmiĢ herhangi bir veri tabanı, bir görsel veri, bir yazı, ses veya program kullanılabilir. Bu noktada bilgisayar, geleneksel yaratıcı süreçten farklı olarak sayısal veri tabanlı bir yaratıcılık ortamı sunar. Sanal gerçeklik ise bilgisayarlar tarafından “simüle” edilen ortamlar

42

olarak tanımlanır. Simülasyon Baudrillard’ın tanımı ile “Bir köken ya da bir

gerçeklikten yoksun gerçeğin modeller aracılığıyla türetilmesine” 43

denir.

Dijital sanat yaratımının geliĢimi daha çok bilim ve teknolojinin geliĢimine paralel olarak ortaya çıkar. Bu anlamda dijital sanatta ilk denemelerin bilim adamları tarafından gerçekleĢtirildiği görülür. “1946 yılında silah ve nükleer hesaplamalar

için elektronik veri işleme kapasitesine sahip ilk bilgisayar ENIAC (Elektronic Numerical Integrator and Computer), ABD‟li bilim adamları tarafından geliştirilmiştir. ENIAC ile başlayan ilk bilgisayar örneklerinde matematiksel hesaplamalar yapılmaya başlanmış, bu hesaplamalar sonucunda elde edilen veriler estetik amaçlar doğrultusunda kullanılmıştır.” 44

Bu doğrultuda yapılan ilk

çalıĢmalar bilim ile sanat arasında, fotoğrafın bulunuĢundan sonra yapılan en büyük yakınlaĢma niteliğindedir. 1966 yılında New York’ta “Amerikan Sanat ve Teknoloji

Deneyleri” (EAT) isimli bir kuruluĢ oluĢturulur. Daha sonra bu kuruluĢun benzerleri

Japonya, Ġngiltere, Arjantin ve Yugoslavya’da da kurularak dijital sanat anlamında çeĢitli sergiler düzenlenir ve dijital sanat böylece tüm dünyada yaygınlaĢmaya baĢlar.

Tarihsel geliĢimi içinde ele alınan sanatsal üretim biçimleri ve materyaller artık önceki dönemlerle bir değildir. Söz konusu üretim biçimi ve materyaller sanal sanat üretiminde “manuel” “elle” değil, teknik bir ortam vasıtası ile Ģekillendirilir. Sanal sanatta genel anlamı ile bu teknik ortamın sağladığı imkanlar arasından yapılan seçimler olarak değerlendirilir ve temel olarak dijital ortamın sağladığı imkânları kullanır.

Yüzyıllardır Ģekillenen geleneksel sanat üretim tekniklerinin tersine sanal bir ortamda yapımı gerçekleĢtirilen sanatsal üretimin yansımaları da elbette biçim ve

43

Jean Baudrillard, Simülakrlar ve Simülasyon, Çev. Oğuz Adanır, 1. Basım, Dokuz Eylül Yayınları, Ġzmir, 1998, 11 s. 44

içerik bakımından farklılık gösterecektir. Bu anlamı ile sanatsal tasarım, üretim ve sunuĢ biçimi sanat eserine konu edilen materyal ile değil onu algılayıcıya aktaran teknik ortam ile alakalı olarak Ģekillenir. Bu anlamda sanal sanat sanatçılara, söz konusu teknik ortamı esin kaynağı, alet ve ortam olarak kullanabilme seçimini vermiĢtir. Hatta bu yolla gerçekleĢtirilen röprodüksiyonlar ile sanat ürünleri, zamanın etkilerine karĢı korunurken, kültürel devamlılık da sağlanmıĢ olur. Zaten dijitalin sanata bir baĢka katkısı da sanat yapıtlarının bilgisayar ortamında el değmeden uzun yıllar saklanabilmesi ve çoğaltılabilmesi yönündedir.

1990'larda tüm dünyada gerçekleĢen dijital devrim sonrası sayıları artan dijital ressamlar, müzisyenler ve fotoğrafçılar, yazılım sanatı ve internet sanatı gibi dallarda müzelere girmeyi baĢarırlar. Dahası dünyanın dört bir yanında web müzeleri yaygınlaĢmaya baĢlar. Sanal sanat bir tür “multimedia” ortamı yaratıp fotoğraf, film, ses, animasyon, video, yazı vs. dallarının birlikte kullanımını sağlayarak bu yöntemi yaygın hale getirir. Bu da bir bakıma sanatsal üretimin uzun bir süreç istediği ve çok zorlu teknikler vasıtası ile gerçekleĢtirilmesi gerektiği düĢüncesine karĢı bir meydan okumadır.

Dijital çalıĢmalar baĢlangıçta doğaldır ki bilgisayarcılar tarafından yürütülür. Bilgisayarın çok kısa bir sürede resim, heykel, mimari, fotoğraf, müzik, edebiyat, animasyon ve endüstriyel tasarımda kullanımından söz edebiliriz. Yapılan çalıĢmaların temel gayesi bilgisayar teknolojisinin kullanımını arttırmak ve sanatçıları da bu teknolojileri kullanma yönüne sevk etmekti. Bu noktada yapılan her çalıĢma sonuçta bir sanat eseri olarak nitelendirilmese de sanatsal yaratım sürecinin yeniden gözden geçirilmesini sağlıyordu. Yapılan çeĢitli araĢtırmalar sonucunda bilgisayar en etkin biçimde, fotoğrafta, film sektöründe ve grafik sanatlarda kullanım gördü.

Sonuç olarak sanat ve teknoloji arasında yakın bir bağın oluĢması konusunda yapılan yorumlar, daha çok sanatın sanal yaratım süreci ile birlikte daha demokratik bir hale geldiği ve halka yayıldığı yönündedir. Tıpkı fotoğrafın geniĢ halk kitlelerine kendi görüntüsünü elde etme hakkı tanıması karĢısında yapılan yorumlar gibi. Öyle görünüyor ki gün geçtikçe sanal uygarlık tüm dünyayı saracak, internet ortamı tam bir anarĢi durumu yaratacak, yaĢanan tüm bu geliĢmeler, kaçınılmaz bir Ģekilde yepyeni yaratma ortamları ve Ģekillerini de beraberinde getirecektir. GerçekleĢen tüm bu yeni geliĢmelerin de insanlık ve sanat için hayırlı olup olmayacağını ise ancak zaman gösterecektir.