• Sonuç bulunamadı

Polis’te Sosyal Sınıflar

Sosyal sınıfları, Marx’ın ortaya attığı şekliyle “üretim ilişkileri” üzerinden belirleyebiliriz. İnsan yaşamı üzerinden önemi en fazla olan ve uzun dönemde diğer etkenleri de belirleyebilecek olan şey üretim ilişkileridir. Sınıf oluşumunun nesnel belirlenmesi üretim süreci içerisinde insanların bulundukları yere ve rollere göre şekillenmektedir. İnsanların içine girdikleri toplumsal ilişkilerdir (Belek, 2015: 45). Marx, diğer etkenleri de reddetmez. Marx, sınıf’ı felsefenin harekete geçirici kıvılcımını bekleyen bir toplumsal güç olarak görür ve çözümlemesini yalnızca ekonomi üzerinden değil sosyal bir kategori olarak da değerlendirir (Öngen, 2002: 15-20). Sınıf, her şeyden önce bir karşıtlığın ifadesidir. Üretim araçları belirli bir grubun kontrolünde olduğunda “sınıfların üretim araçları ve emekle olan ilişkileriyle kendi aralarındaki ilişkiler üzerinde tanımladıkları sınıflı bir toplumla” (Croix, 2013: 53) ilgileniyoruz demektir. Croix sınıfı, mülksüzlerin mülk sahibi sınıf tarafından sömürülmesi olarak değerlendirmiştir (2013: 97). Weber, sınıf ve sınıf çatışması olgularını görmezden gelmemekle birlikte siyasetin ekonomiden bağımsız bir alan olduğunu ileri sürerek, ekonomik bir olgu olan sınıfsal durum ile toplumsal hareket arasında tarihsel bir ilişki kuramayacağımızı söyler (Öngen, 2002: 9-10). Statü kavramını da, yaşam tarzındaki, eğitimdeki ve mesleki koşullarda benzerlik sağlayan gruplar için kullanır. Statü, ortak yaşam tarzıyla alakalı bir konumken, sınıf ekonomik bir konumdur ve toplumsal ilişkiler ve kişinin toplumsal konumu ile ilgili belirleyici olan statü konumudur (Belek, 2015: 74). Finley, Marksistlerin sınıfı, insanların üretim araçlarına sahip olup olmamaları ve buna bağlı olarak kendileri için mi yoksa başkasının işçisi olarak mı çalıştığı üzerinden belirlediklerini fakat günümüz sınıflarının Antik dünya toplumlarına uygulamada sorunlar çıkacağını iletmiştir (2007: 42- 43). Antik Yunan konusu olduğunda sosyal farklılıklardan doğan sınıflardan ziyade, meslek unsurunun öncelik taşıdığını söylemiştir. Solon’un belirlediği sınıf sistemini kendisinin tabaka olarak tanımladığını söyler. Tabakayı ise imtiyaz, görev ve dezavantajlarla donanmış, hukuken tanımlanmış bir kategori biçiminde tanımlamıştır. Solon’un belirlediği sistemde de, yasal olarak durumları belirlenmiş ve belirlenmemiş gruplar arasında farklar olduğunu belirterek, tabakanın sınıftan önce geldiğini iletmiştir. Ayrıca Finley, Georg Lukacs’ın

kapitalizm öncesi toplumlarda statü bilincinin sınıf bilincini ortadan kaldırdığı tezini benimseyerek, ekonomideki zümrelerle yasal zümrelerin tamamıyla karıştığını ve birbirlerinden ayrılamayacaklarını iletmiştir. Tezimiz ise Antik Yunan’da, özellikle de Atina polisinde sınıfların var olduğu ve demokrasiye giden sürecin de sınıf mücadelesinin bir ürünü olduğu üzerine inşa edilmektedir. Tarihsel maddeci sınıf kuramındaki öncelik, toplumsal sınıflardan çok, sınıf mücadelesindedir (Özuğurlu, 2002: 32). Burada toplumsal sınıflar, artı ürüne el koyma ilişkisi içinde değerlendirilir. Ayrıca toplumsal sınıflar tarihsel oluşumlardır ve Antik Yunan özelinde kavranabilmeleri tarihi süreç incelenerek yapılabilir.

Atina polisinde sınıf mücadelesi merkezi bir yer tutmaktaydı. Arazilerini oldukça fazla sayıda köle ile ekip biçen ve bedensel işlerle hiçbir şekilde ilgilenmeyen büyük toprak sahipleri ile daha küçük çiftçi ve zanaatçılar kitlesi arasındaki sınıf mücadelesiydi (Harman, 2013: 75). Ekonomi ve toplumsal yapı bölümlerinde açıkladığımız üzere eupatrid’lerin (iyi doğmuşlar) tarımdaki ürün değişiminden büyük kazançlar elde etmeleri ve küçük çiftçiyi köleleştirmesi sonrası ezilen kesimler başkaldırdı ve İ.Ö. 632’de geçici de olsa iktidarı ele geçirdiler. Aristokratlara karşı asıl mücadeleyi verecek olan sınıf, zanaat ve ticaretle uğraşan kentlilerdi. Ekonominin gelişmesi sonucu zenginleşerek büyüyen orta sınıftı5 ( “burjuvazi” de diyebiliriz (Şenel, 1968: 74; Ağaoğulları, 2006: 23)). Croix, antik dönem söz konusu olduğunda orta sınıf kullanımından kaçındığını, bu terim yerine alt ve üst sınıflar terimlerini kullanmayı tercih etmiştir (2013: 119). Bu sınıf, savaşlara hoplit olarak katılıyordu. Savaş sistemindeki falanks değişikliği ile de saygınlıkları giderek artmıştı. Sınıf savaşında

demiurgoi (ticaret ve zanaatlarla zenginleşen kentli orta sınıf), eupatrid’lere (büyük toprak

sahibi soylular) karşı georgoi’ler (küçük toprak sahibi fakir köylüler) ve thetes’lerin6

(toprağı ve belirli bir işi olmayan kentli emekçiler) desteğini almaya özen gösterdi. Bu sınıflar arasındaki çatışmalar hem poliste siyasal rejim değişikliklerine hem de siyasal düşünüşün gelişmesinde doğrudan etki gösterdi (Ağaoğulları, 2006: 24).

Siyasi gelişmeler başlığı altında detaylandıracak olan Kylon önderliğindeki ayaklanma sonrası aristokratlar tarafından hazırlattırılan Drakon yasaları çatışmaları dindirmeye engel olamadı ve Solon tarafından hazırlanan reformlarla (İ.Ö. 594) birlikte Atina’da toplumsal sınıflar yeniden belirlenmiş oldu. Bu yasaya göre sınıflar soyluluk esasına göre değil yıllık

5

Orta sınıf terimi genellikle sanayi devrimi sonrası dönemi açıklamak için kullanılan bir kavram olmasına karşın, Antik Yunan uygarlığında bulunan üretim ilişkileri temel alındığında üretim araçları farklılık gösterse de, üretim ilişkilerinin sanayi devrimi sonrası dönemdeki ilişkilere çok yakın olması mahiyetiyle orta sınıf terimini kullanacağız.

6 Thetes kelimesi Atina polisinde geleneksel anlamda toprağa ve bir efendiye bağlı serf anlamına gelmekteydi.

gelirlerinin buğday, şarap veya zeytinyağı cinsinden ölçüsüne göre belirlenmişti. Yurttaşlar dört sınıfa ayrıldılar.

500 medimnos (kile) buğday ya da buna eşit değerde şarap veya zeytinyağı üretenler veya başka yollardan bunların değerinde gelirleri olanlar “500 medimnos’luklar ya da

pentakosiomedimnos’lar ” birinci sınıfı oluşturuyorlardı. Bu sınıf genel olarak büyük toprak

sahibi aristokratlardan (eupatrid) oluşuyordu.

İkinci sınıf aynı mantık ile hesaplanacak olan “300 medimnos’luklar ya da hippeis (atlılar)” idi. Kentli demiurgos’lar (burjuva ya da orta sınıf) bu sınıfın çoğunluğunu oluşturuyordu.

Üçüncü sınıf “150 ya da 200 medimnos’luklar ya da zeugites’ler” olarak belirlenmişti. Bu sınıfın çoğunluğunu küçük çiftçilerin oluşturduğu düşünülmektedir çünkü zeugos sözcüğü Antik Yunan dilinde bir çift öküzü bulunan anlamına gelmekteydi.7

(Thomson, 1991: 347) 150 ya da 200 medimnos’un altında geliri olanlar ise dördüncü sınıfı oluşturdular (Şenel, 2014: 125; Ağaoğulları, 2006: 31-32).

Oluşan bu yeni sınıflara göre polisin siyasal yaşamında yurttaşların hakları da belirlenmiş oldu. İlk üç sınıf askerlik ve dolayısıyla seçme seçilme haklarını elde ederken dördüncü sınıf askerlikten ve vergiden muaf tutularak sadece seçme hakkına sahip oldu fakat çeşitli devlet görevlerine seçilebilme hakkı bu sınıfa verilmedi. Meteikos’lar (yabancılar), kadınlar ve köleler de siyasal yaşamın dışında tutuldular.

Perikles8, ünlü cenaze söylevinde yaptığı konuşma üzerinden yurttaşların kanun önünde eşitliğini vurgulayarak sınıf çatışmasının nedeninin yoksul yurttaşlar içerisinde bir grubun, “çalışarak kazanmak yerine, zenginlerin malına el konulmasını savunduğu ve demokratik kurumlardaki faaliyetleri bu amaçla yaptığını” (Uygun, 2015: 94) söylemiştir. Oysa tarihsel süreci incelediğimizde Perikles ‘in cenaze töreninde övünerek bahsettiği kanun eşitliği, Atina polisinde demokrasinin yerleşmesi sonucu oluşan, yani sınıf mücadelesinin sonucu olan bir durumdur. Yurttaşların tamamı henüz Solon yasalarında dahi kanun önünde eşit olarak tüm haklara kavuşamamıştı. Yoksul yurttaşların çalışmadan zenginlerin mallarına el koymak amacı ile sınıf mücadelesine girmesi konusu da yine tarihsel gerçeklikle uyuşmamaktadır. Drakon yasaları ve sonrasında çıkarılan Solon yasalarına kadar bahsi geçen yoksul yurttaşlar, zenginlerin kölesi olarak satılan bir meta haline dönüşmüşlerdir. Atina polisindeki sınıf mücadelesi öncelikle küçük çiftçi ve zanaatçıların özgür bir yaşam mücadelesi idi. Daha geniş perspektiften baktığımızda ise, siyasal hakların tamamını elinde

7

Üçüncü sınıfın medimnos ölçüsü konusunda iki farklı görüş belirtilmekte olduğundan bu sınıfın medimnos ölçüsü 150 ya da 200 olarak belirtilmiştir.

bulunduran eupatrid’lerin, yani aristokratların karşısına çıkan demiurgos (orta sınıf burjuvazi),

georgoi (küçük toprak sahibi fakir köylü) ve thetes’lerin (emekçi) siyasal hakları elde etme

konusundaki mücadeleleriydi.

Sosyal sınıfların görünümleri Atina polisinin siyasi düzenindeki değişikliklerle birlikte değişikliğe uğramıştır. Özellikle demokrasinin yerleşmesi ve thetes’lerin de demokratik sisteme tüm haklarıyla katılmaları, polisi demokratik yönetime ulaştırmıştır. Bu duruma ulaşmada Atina polisinin Pers savaşları sonrası özellikle donanmada güçlenmesine paralel olarak, işsiz emekçi sınıfın bu alanda ücretli olarak çalışmaya başlaması, savaş olmayan dönemlerde de polis merkezinde bulunan bu insanların yönetime katılma oranı, köylü yurttaşların yönetime katılma oranlarından daha yüksek olmuştur. Atina demokrasi hayatını önemli şekilde etkileyen bu durum siyasi yapı ve siyasi gelişmeler başlığında detaylı olarak incelenecektir.