• Sonuç bulunamadı

POLİTİK RİSKİN FİNANSAL PİYASALARA ETKİSİNE YÖNELİK

Cartner ve Wellershoff (1995) çalışmalarında, 1960-1990 yılları arası (30 yıl) ABD hisse senedi verileri ile regresyon analizi uygulanarak ABD hisse senedi fiyatlarında seçim döngüsünün varlığı araştırılmıştır. Yapılan regresyon analizi sonucunda ister Demokratlar ister Cumhuriyetçi yönetim altında ABD hisse senedi fiyatlarında dört yıllık seçim döngüsünün varlığı tespit edildi. Çalışmada ayrıca hisse senedi fiyatları cumhurbaşkanlığının ilk yarısında düşmekte ve ikinci sırada yükseldiği sonuçlarına ulaşılmıştır.

Özdinçer, (1996) çalışmasında, politik olayların borsaya etkisini araştırmıştır. Önemli politik olayların borsa endeksini etkilediği tespit edilmiştir. Türkiye’nin politik çevresinde yaşanan olumlu bir olay, borsayı olumlu etkilerken; politik çevrede yaşanan negatif bir olay, borsayı olumsuz veya belirsizlik yönünde etkilediği tespit edilmiştir.

Börtüçene, (1998) çalışmasında, hisse senedi piyasalarının hükümetlerin uyguladığı makro ekonomik politikalardan etkilenip etkilenmediği araştırmıştır. 1990 yılı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası hisse senedi piyasası verileri regresyon analizine tabi tutulmuş ve hisse senedi piyasasının hükümetlerce uygulanan makro ekonomik politikalar sonucu oluşan enflasyondan etkilendiği ve bu yüzden hisse senedi piyasasında gerçek bir kaynak dağılımının sağlanamadığı tespit edilmiştir.

Lobo (1999) çalışmasında, ABD seçimlerindeki partizan siyasetin borsa üzerindeki etkisini sıçrama-yayılma modelini kullanarak araştırmıştır. Ocak 1965- Aralık 1996 kadar günlük hisse senedi getiri verileri ile sıçrama-yayılma modelleri kullanılarak seçim dönemlerinde yaşanan belirsizliklerin hisse senedi getirilerine etkilerini araştırdığı çalışmasında ABD seçimlerinin, borsa için önemli bir belirsizlik kaynağı olduğu sonucuna ulaşmıştır. Hisse senetlerinin seçim öncesi yıllara kıyasla seçim yıllarında getirilerinin daha düşük ve oynaklık oranın daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Pantzalis, Stangeland ve Turtle (2000) çalışmalarında, 1974-1995 siyasi seçim tarihlerinden önceki 2 hafta ile alakalı 33 ülkede borsa endekslerinin davranışlarını bir olay çalışması metodolojisi kullanılarak araştırmıştır. Seçim öncesinde daha yüksek derecede bir belirsizlik olduğu için hisse senedi fiyatlarında bir artış tespit edildi.

Perotti ve Oijen, (2001) çalışmasında, 1988-1995 yılları arasında 31 gelişmekte olan ülkeye ait yerel borsa verileri kullanılarak yapılan regresyon analizinde siyasi riskin, gelişmekte olan ülkelere ait yerel borsalara etkisi araştırılmıştır. Genel olarak bulunan sonuçlar, siyasal riskteki değişimlerin, yerel borsa üzerinde güçlü bir etkiye sahip olma eğiliminde olduğudur. Başarılı özelleştirmeden kaynaklanan siyasi risk, gelişmekte olan ülke borsaların büyümesine ve söz konusu borsalardan aşırı getiri elde edilmesine neden olur.

Kim ve Mei, (2001) çalışmalarında, Hong Kong hisse senedi piyasalarında 1989-1993 dönemini (günlük) verileri, ARCH GARCH analizi sonucunda politik riskin hisse senedi piyasasına etkisi araştırılmıştır. Siyasi haberlerin, Hong Kong hisse senedi piyasalarında beklenmedik dönüşüm sıçramalarına neden olduğu; kötü siyasi haberlerin iyi siyasi haberlere kıyasla daha fazla oynaklık etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen ampirik sonuçlar, Hong Kong'daki siyasi gelişmelerin piyasa oynaklığı ve getirisi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu yönündedir.

Chan vd. (2001), çalışmalarında, göze çarpan siyasi ve ekonomik haberlerin gün içi hisse senedi dönüş volatilitesi, hisse senedi fiyat oynaklığı, sayısı işlem gören hisse senetleri ve işlem sıklığına etkisi regresyon analizine tabi tutularak araştırılmıştır. Hong Kong ŽSEHK Borsasında Hang Seng Endeksine ait 33 kurucu hisse senedi işlem verileri kullanarak yapılan regresyon analizi sonucunda, siyasi haberlerin, ekonomik haberlere kıyasla hisse senedi piyasası faaliyetleri üzerinde belirgin bir etkisi olduğu tespit edilmiştir.

Bilson, Brailsford ve Hooper, (2002) çalışmalarında, gelişmekte ve gelişmiş ülke hisse senedi borsalarında siyasi risk ve hisse senedi getirileri arasında ilişki araştırılmıştır. Ocak 1984 - Aralık 1997 dönemi toplam 17 gelişmekte olan hisse senedi piyasasına ait hisse senedi aylık verileri ve 18 gelişmiş hisse senedi piyasası hisse senedi aylık verileri kullanılarak yapılan regresyon analizi sonucunda elde edilen ampirik bulgular; gelişmiş pazarlara kıyasla gelişmekte olan piyasalarda (özellikle de

Pasifik Havzası) siyasi risk daha belirgin olduğu tespit edildi. Gelişmiş pazarlar için siyasi risk, gelişmekte olan piyasaların aksine, toplu seviyede önemsizdir. Sonuçlar, 1990'ların son bölümü gelişen piyasalarda siyasi risk ve borsa getirileri, toplam ilişkinin en belirgin olduğu dönemdir.

Turanlı vd. (2002) çalışmasında, İMKB 30 Endeks içinde yer alan hisse senetlerine ilişkin getiriler ve riskleri araştırdığı çalışmasında yatırım kararı alırken getiri ve riskin yanı sıra, hisse senedi ile piyasa riski arasındaki ilişkinin ölçütü olan beta katsayısının dikkate alınması gerektiği bulgusuna ulaşmıştır. Eğer gelecek dönemde piyasaya (dolayısı ile piyasa endeksine) yönelik olumlu beklentiler söz konusu ise, en yüksek beta değerli hisse senetlerine (bunlar aynı zamanda büyük risk taşımaktadır), tersi durumda yani piyasada bir düşme bekleniyorsa en küçük (negatif) beta katsayısına sahip hisse senetlerine yatırım yapılması daha uygundur. Yapılan regresyon analizi sonucunda elde edilen ampirik bulgular; seçimin ertelenmesi ve Irak sorununun tartışıldığı söz konusu dönemde piyasanın düşme eğiliminde olması nedeniyle beta katsayısı en küçük, diğer bir ifade ile endeks ile ters yönde hareket eden hisselere yatırım yapılmasının daha uygun olduğu yönünde olmuştur.

Fong ve Koh, (2002) çalışmalarında, siyasi riskin borsa volatilitesine etkisini araştırmıştır. Hong Kong borsa verileri kullanılarak siyasi riskin, borsada piyasa oynaklığına neden olup olmadığının araştırıldığı çalışmada politik riskinin olduğu dönemlerde yüksek oynaklık, belirgin oynaklık asimetrisi ve yüksek volatilite oranları dikkat çekici düzeyde bulunmuştur.

Mandacı, (2003) çalışmasında, Türkiye’deki genel seçimlerin İMKB-100 endeksi getirisine etkisi olay çalışması yöntemi ile araştırmıştır. İMKB’nin faaliyete geçişinden bu yana 20 Kasım 1991, 24 Aralık 1995, 18 Nisan 1999 ve son olarak 3 Kasım 2002 olmak üzere dört genel seçim yapılmıştır. Bu seçim dönemlerinde 1991 seçimleri hariç diğerlerinde, özellikle seçimlerden sonraki bir kaç gün anormal getiri elde edildiği tespit edilmiştir.

Ma, Sun ve Tang, (2003) çalışmalarında, beklenmedik bir siyasi risk olayının, Çin'deki yabancı yatırımlar üzerindeki etkisini araştırdıkları çalışmasında ve 1979- 1993 yılları arası Çin hükümetinin yabancı ortak girişime izin verdiği dönem ele alınmıştır. Özellikle, Tiananmen Meydanı'nı, araştırmayı yapmak için politik risk olayı olarak

seçildi. Ana konular şunlar: Böyle bir beklenmedik olay, müşterek girişim şirketlerinin hisse senedi fiyatlarını nasıl etkileyebilir ve bu etkiler uzun sürer mi? 1979-1993 döneminde 74 NYSE / AMEX firmaları tarafından yapılan 94 adet ABD şirketlerinin ortak girişim duyurusundan, 55'i olaydan önce kurulmuş ve 39’u olaydan sonra kurulmuştur. Duyuru günündeki olumlu AR, Çin'deki ortak girişimleri olan yabancı hissedarların zenginliklerini arttırdığını düşündürdü. Yapılan regresyon analizi sonucunda elde edilen ampirik bulgu, ortak girişimleri olan ABD'li firmaların ve borsanın bu olaydan etkilendikleri gözlendi. Ampirik sonuçlar olay gününde önemli ölçüde negatif AR gösteriyor. Bu, olayın Çin'de ortak girişimleri olan ABD'li firmalar üzerinde gerçekten önemli bir etkisi oldu ve borsa bu olaya etkili bir şekilde tepki gösterdi. Yabancı yatırımcılar için AR'nin küçüklüğü (ortak girişimlerin riske maruz kalma oranı), yüksek riskli gruptaki firmalar için önemli sonuçlar ve düşük riskli gruptaki firmalar için önemsiz sonuçlar doğurmuştur. Bu olayın etkisi, bölgesel ve kısa süreli bulundu. Olayın ardından Çin'deki ABD ortak girişim sayısındaki artışın nedenleri arasında yabancı yatırımcıların Çin hükümetine olan güvenleri, açık kapı ekonomi politikaları ve reform programları ve Çin'in uzun vadeli ekonomik kalkınma ve umutları gösterilebilir.

Amihud ve Wohl (2004) politik olayların hisse senedi fiyatlarına etkisini araştırdıkları çalışmalarında Saddam'ın düşüş ihtimalinin artması ve yaşanan siyasi belirsizliğin pozitif ve önemli ölçüde hisse senedi fiyatlarını etkilediği ve düşürdüğünü tespit etmişlerdir.

Döpke ve Pierdzioch, (2006) çalışmalarında, Almanya'daki 1980-2002 yılları arası borsa hareketleri ile siyasetin etkileşimi araştırılmıştır. Vector Auto Regressive (VAR) modeli kullanılarak Almanya’daki siyasi sürecin hisse senedi piyasasındaki getirilere etkisinin araştırıldığı çalışmada siyasi veya seçim dönemlerinin Almanya borsasını etkilediğine dair güçlü bir kanıt bulunamamıştır.

Wang vd.(2008) çalışmalarında, uzun ve kısa vadeli dönemlerde siyasi değişimlerin, Amerikan, Japon, İngiliz ve Fransız hisse senetleri piyasalarında hisse senedi getirilerine etkisi araştırılmıştır. Analiz sonucunda siyasi değişimle, Amerikan, Japon, İngiliz ve Fransız hisse senedi getirisi arasında negatif ilişki tespit edildi.

Bialkowskivd. (2008) çalışmalarında, 27 OECD ülkesinin ulusal seçimlerinin, borsa oynaklığına etkisini araştırdıkları çalışmasında 27 OECD ülkesinin borsaları, zorunlu oylama yasalarının eksikliği, hükümetin siyasal yöneliminde yapılan değişiklikler, parlamento çoğunluğuyla bir hükümet kurma başarısızlığı ve seçim şokunun büyüklüğüne bağlı olarak volatilite riskine doğrudan veya dolaylı maruz kaldığı bulgusuna ulaşmışlardır. Ayrıca çalışmada seçim dönemlerinde gelecekteki hükümetle ilgili belirsizlikler nedeniyle borsadaki hisse senedi fiyatlarında geçici ve yüksek volatilite seviyeleri tespit edilmiştir.

Wong ve Mcaleer (2009) çalışmalarında 40 yıl içinde Standard&Poor's 500 Kompozit Fiyat Endeksi haftalık hisse senedi verileri alınarak ampirik analize tabi tutulmuş ve 4 yıllık Başkanlık Seçimi Döngüsü’nün ABD’de hisse senedi piyasalarında haritalandırılması araştırılmıştır. Yapılan EGARCH analizi sonucunda elde edilen ampirik bulgular, genel olarak, Başkanlığın ilk yarısında hisse senedi fiyatları düştüğü, Başkanlığın ikinci yarısında yükseldiği ve üçüncü veya dördüncü yılda zirveye ulaştığı yönündedir.

He vd. (2009) çalışmasında, 2000 yılı başkanlık seçimlerinde, gün içi düzeydeki hisse senedi alım satımının bilgi ve bilgi dışı maliyet bileşenlerini araştırmıştır. ABD S & P 500 hisse senedi borsasına ait 2000 yılı panel verileri kullanılarak yapılan regresyon analizi sonuçları, Bush / Gore platformlarında politik açıdan duyarlı firmaların bilgi maliyetinin, seçim sonuçlarının gecikmesinden etkilendiğini göstermektedir. Seçim sonuçlarındaki alışılmadık gecikme, bu hisse senetlerinin performanslarına ilişkin farklı yorumlara ve spekülatörler kendi özel bilgilerine veya üstün tahminine dayanan ticarete açıklık getirmektedir. Sonuç olarak, piyasa yapıcıları, bu hisse senetlerinin alım satım emirlerini yerine getirirken daha yüksek bilgi maliyetine maruz kalmışlardır.

Goodell ve Bodey, (2012) çalışmalarında, ABD’nin altı başkanlık seçim dönemlerinde fiyat/kazanç oranlarındaki (P / E) değişikliği araştırmışlardır. Çalışmada seçim dönemlerinde, sosyotropik seçmenlere etki etmeye yönelik yapılan başkanlık kampanyaları, kamu politikası ve finansal piyasalarda yaşanan belirsizlikler nedeniyle; finansal piyasalar fiyat/ kazanç (P / E) oranlarındaki düşüşlerle yanıt verdiği bulgusuna ulaşılmıştır.

Demir ve Çene, (2012) çalışmalarında, AKP hükümetinin iktidara geldiği tarih olan 04.11.2002-25.11.2011 tarihleri arası, İMKB Ulusal 100 endeksi serisindeki günlük kapanış verileri kullanılarak, finansal serilere ait özelliklerden, kalın kuyrukluk ve volatilite kümelenmesi kavramları araştırmışlar; ardından dönem iki alt döneme ayrılarak, çeşitli ARCH modelleri denenerek finansal serilerin başka bir özelliği olan kaldıraç etkisi araştırmışlardır. Elde edilen bulgular İMKB endeksinde zayıf da olsa negatif yönlü bir kaldıraç etkisinin var olduğu ve borsaya etki eden olumsuz haberlerin, volatiliteyi olumlu haberlerden daha çok etkilediği yönündedir.

Hammoudeh vd. (2013) çalışmalarında, BRICS'nin ekonomik, finansal ve siyasal ülke risk dereceleri arasındaki ilişkileri ve bu risk faktörlerinin, kendi büyük ulusal hisse senedi piyasalarıyla, dünyanın önde gelen borsa ve petrol piyasasının temsilcilerinin katılımıyla ilişkisini araştırdıkları çalışmasında sadece Çin borsalarının tüm faktörlere duyarlı olduğu bulgusuna ulaşmışlardır.

Goodell ve Vahamaa, (2013) çalışmalarında, ABD başkanlık seçimi döngüleri sırasındaki politik belirsizlik ve politik süreçlerin hisse senedi piyasası değişkenliği üzerindeki etkileri araştırdıkları çalışmalarında ABD başkanlık seçim dönemlerindeki siyasi belirsizliğin, hisse senedi borsası oynaklığını etkilediği ve yatırımcıların beklentilerini gelecek makroekonomik politikalara bağlı olarak belirleyip revize ettikleri için başkanlık seçim sürecinin piyasa endişesi yarattığı yönünde olmuştur.

Tunçel, (2013) yatırımcıların siyasi gelişmelere olan tepkisini araştırdığı çalışmasında, yatırımcıların siyasi gelişmelere olumsuz tepki verdikleri, özellikle Mayıs 2006'da Danıştay'a yönelik saldırıda yatırımcıların tepkilerin Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanını seçim sürecinin yatırımcıların anormal getirilerini etkilediği bulgusuna ulaşılmıştır.

Tuncay, (2014) çalışmasında, Türkiye verileri kullanılarak politik risklerin 12 alt başlık halinde ele alınması ve bunların hisse senetleri piyasasındaki getirilerle etkisi araştırmıştır. Bu tez çalışmasında, iki etaplı regresyon analizinin uygulandığı FVFM modeli kullanılmıştır. 1997-2013 dönemi için çalışma sonucunda, FVFM modeliyle uyumlu olarak Türkiye’de beta ile beklenen getiri arasında doğrusal ve pozitif yönlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Politik risk faktörlerine ilişkin incelenen hükümet istikrarı, politikada ordunun payı, içsel çatışmalar ve dışsal çatışmalar olmak üzere dört

politik risk değişkeninin, beklenen getiri üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir.

Uzun (2014) çalışmasında, Menkul kıymet borsaları üzerine etki eden anomalileri seçim dönemleri için araştırmıştır. Analiz sonucunda seçim dönemlerinin menkul kıymet borsaları üzerinde anomali etkisine sahip olduğunu göstermektedir.

Chau vd.,(2014) çalışmalarında, MENA bölgesinde 2009-2012 yılları arası büyük hisse senedi piyasalarının değişimi üzerine siyasi belirsizliğin (Arap dünyasındaki sivil ayaklanmaların neden olduğu "Arap Baharı" nın etkisi) araştırmışlardır. Analiz sonucunda özellikle, siyasi karışıklıklar döneminde İslam endekslerinin oynaklığındaki belirgin bir artışı tespit edilmiştir. Genel olarak, bu sonuçlar güçlü to model spesifikasyonu ve siyasi belirsizliğin mali dalgalanmaya katkıda bulunduğu fikriyle tutarlıdır.

Ayaydın ve Karaaslan (2015) politik belirsizliğin firmaların finansal performanslarına etkisini araştırdıkları çalışmalarında politik belirsizlik göstergesi olarak 29 Mart 2009 Genel Mahalli İdareler seçimini temsilen kullanılan değişken ve 12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Referandumunu temsilen kullanılan değişken ile finansal performans göstergesi olarak kullanılan değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamış, 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimini temsilen kullanılan değişken ile finansal performans göstergesi olarak kullanılan değişkenler arasında istatistiksel olarak negatif ve anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuç, “seçimler belirsizlik nedeniyle verimsiz sermaye tahsisi kanalıyla şirket performansını düşürebilir” önermesini doğrulamaktadır.

Lehkonen ve Heimonen, (2015) çalışmalarında, demokrasinin ve siyasi riskin borsaya etkilerini araştırmışlardır. 2000-2012 yılları arası 49 gelişmekte olan piyasaya ait yıllık panel verilerini kullanarak demokrasi ve siyasi riskin hisse senedi piyasası getirileri üzerinde etkileri regresyon analizi yardımı ile test edildi. Analiz sonucunda demokrasi ve politik risk parabolik olduğu yani politik risk azalmaya başladıktan sonra demokrasinin düzeyi artmaya başlayacağı yönünde olmuştur.

Dimic vd. (2015), çalışmalarında, politik risk faktörünün belirleyicilerinin gelişmiş, gelişmekte olan ve sınırdaki piyasaların hisse senedi getirilerini nasıl etkilediği araştırmışlardır. Analiz sonucunda toplam politik risk faktörünün, gelişmiş, gelişmekte

olan ülkelerin hisse senedi getirilerini etkilediği, ancak gelişmekte olan ve sınırda olan borsalarda bireysel politik risk bileşenlerinin etkisinin piyasaya göre değiştiği bulgusuna ulaşılmıştır. Her üç piyasa kategorisinde de önemli olan politik riskin ortak kaynağı, hükümettir.

2.3. POLİTİK RİSKİN DÖVİZ PİYASASINA ETKİSİNEYÖNELİK YAPILAN

Benzer Belgeler