• Sonuç bulunamadı

Veri Zarflama Analizi (Data Envelopment Analysis) – VZA, birden fazla girdi ve çıktıya sahip kurumlar kümesinde, hem girdilerin hem de çıktıların nesnel biçimde bir verimlilik indeksi içinde birleĢtirilemediği durumlarda göreceli verimlilik ölçümü için kullanılan bir yöntemdir (KavuncubaĢı, 2000: 347).

Veri Zarflama Analizine dayalı etkinlik ölçümünün temeli Farrell’in 1957 tarihli çalıĢmasına dayanmaktadır. Farrell bu çalıĢmasında etkinlik ölçümü için, parametrik olmayan bir doğrusal zarflama yöntemi yardımıyla, en iyi performanslara dayanılarak bir etkinlik sınırı oluĢturulması ve bu sınıra göre etkinliğin belirlenmesi önerisini dile getirmiĢ ve bu öneri ilk kez 1978 yılında Charnes, Cooper ve Rhodes tarafından uygulanarak VZA’nın temeli atılmıĢtır. Ġlk baĢta kâr amacı gütmeyen iĢletmelerin karĢılaĢtırmalı etkinliğinin ölçülmesini hedefleyen bu yöntem, daha sonra kâr amaçlı üretim ve hizmet sektörlerinde de iĢletmeler arası göreli etkinliğin ölçümünde yaygın biçimde kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Yöntemin getirdiği önemli yenilik; tek çıktılı üretim ortamı yerine, birçok çıktının söz konusu olduğu üretim ortamlarında da etkinlik ölçümünün gerçekleĢtirilebilmesine olanak sağlamasıdır. Charnes, Cooper ve Rhodes’in Ölçekten Sabit Getiri varsayımı (CRS – Constant Return to Scale) altında geliĢtirdikleri ilk model (CCR), daha sonra Banker, Charnes ve Cooper (1984) tarafından Ölçekten Değişken Getiri (VRS - Variable Return to

Scale) formunda da düzenlenerek, etkinlik ölçümüne yeni bir boyut kazandırılmıĢtır. VZA’nın bu formu ise BCC modeli olarak anılmaktadır (Aktaran: Özata, 2004: 92).

VZA, ürettikleri mal ya da hizmet açısından birbirine benzer ekonomik karar birimlerinin göreli etkinliklerinin ölçülmesi amacıyla geliĢtirilmiĢ olan parametresiz bir etkinlik ölçme yöntemidir. Diğer etkinlik ölçüm yöntemlerinin, çok sayıda girdi ve çıktının karĢılaĢtırılmasını zorlaĢtıran yetersizlikleri bu yöntem ile aĢılmaya çalıĢılmıĢtır. Yöntemin önemli özelliklerinden biri, birden fazla girdi kullanılarak birden fazla çıktının elde edildiği üretim ortamlarında, parametrik yöntemlerde olduğu gibi önceden belirlenmiĢ herhangi bir analitik üretim fonksiyonunun varlığına gereksinim duymadan ölçüm yapılabilmesidir (Alptekin, 2007: 89).

Veri Zarflama Analizini sağlıklı bir Ģekilde uygulayabilmek için aĢağıda ana hatlarıyla belirtilen hedefleri içermelidir (Öztürk, 2009: 144):

1. Her bir karĢılaĢtırılacak birimdeki göreli etkinlik miktarının ve kaynakların, girdi-çıktı boyutları itibariyle tanımlanması,

2. Her bir birimin kendi etkinlik sonuçlarına göre sınıflandırılması, 3. KarĢılaĢtırılan birimlerin yönetim anlayıĢının değerlendirilmesi,

4. Kontrol dıĢı kalan birimlerdeki program ve yönetim etkinsizliği arasındaki farklılıkların, politika ve iĢleyiĢi ne Ģekilde etkilediğinin araĢtırılması,

5. Değerlendirmesi yapılan birimlerin arasındaki kaynak tahsisinin yeniden yapılması için bir kantitatif (nicel) temelli analiz yaratılması ve arzulanan çıktının daha etkin biçimde gerçekleĢtirilmesi için kaynakların dağıtımı yapılarak, sınırların belirlenmesi,

6. Birimler arası kıyaslama yapabilmek için, direkt olarak amaçla iliĢkili olmayan birimlerin etkinliğinin tanımlanması ve etkin girdi-çıktı iliĢkisinin belirlenmesi (örneğin, yeni bir ürünün denenmesi amacıyla test pazarının belirlenmesi için VZA sonuçlarının kullanılması gibi),

7. Gerçek performans karĢısında belirli girdi-çıktı iliĢkilerindeki geçerli olan standartların seçim kontrolünün ve analizinin yapılması,

VZA yaklaĢımı, yöneticilere diğer yaklaĢımlara oranla daha fazla bilgi sağlamaktadır. VZA aracılığı ile bir yönetici, hangi girdileri, ne miktarda verimsiz kullandığını (israf) veya üretme potansiyeli bulunmasına karĢın hangi çıktıları, ne miktarda yetersiz ürettiğini belirleyebilir (KavuncubaĢı, 2000: 348).

VZA, ortaya çıkıĢını kamu sektörü etkinlik araĢtırmalarına borçlu olsa da, zaman içinde hem kamu sektöründe hem de özel sektörde geniĢ uygulama alanı bulmuĢ, gerek teorik gerekse de pratik açıdan ilerleme kaydetmiĢtir. Giderek daha fazla kullanılmasına rağmen, VZA’ya mucizevî bir yöntem olarak bakmak doğru değildir. Kamu sektöründe de hizmet sektöründe de rahatlıkla kullanılabilmesine karĢın bu alanlarda çıktıların ölçülmesi sorunu hala mevcuttur. VZA’nın güçlü ve zayıf yönleri aĢağıdaki Ģekilde özetlenmeye çalıĢılmıĢtır (Yavuz, 2001: 54-55):

VZA, etkinsiz bir karar biriminin performansını ve kümesindeki göreli olarak etkin karar birimlerinin seviyesine çıkarmak için alternatif yollar belirler. Ancak yöntem, etkinsiz karar birimini etkin üretim iliĢkisine ulaĢtıracak tek bir yol önermez. Burada karar birimine uygun iyileĢtirme yolunu seçmek araĢtırmacının yargısına ve tecrübesine kalmıĢtır.

VZA, genel olarak fiziksel çıktı ve girdi ölçüleri ile test edilmiĢtir ve bu durumda sonuç olarak yöntem teknik girdi-çıktı etkinliği ile sınırlıdır. Etkinsizlik belirlendiğinde, VZA aynı çıktıların daha az girdi ile üretilebileceğini söyler. Yöntemin yetenekleri çıktı ve girdilere (eğer mümkünse) göreli fiyatlar veya öncelikli ağırlıklar tahsis etmek suretiyle güçlendirilebilir. Ayrıca fiziksel olmayan çıktı ve girdi ölçüleri sonuçları zayıflatabilmektedir. Örneğin, çıktı ölçüsü olarak bir kalite indeksi kullanılması yanıltıcı sonuçlara götürebilmektedir.

VZA yalnızca etkinsizliği belirler ve etkililiği incelemeye almaz.

Yöntemin kullanımı, VZA’nın kullanılmasının uygun olup olmadığının belirlenmesinden sonuçların yorumlanmasına kadar, kullanıcı tecrübe ve bilgisine bağımlı olabilir.

Bazı etkinsizlik durumları kontrol edilemeyen bileĢenlere bağlı olabilir. Bu durumda belirlenen hedeflere ulaĢmak mümkün değildir.

Bir VZA etkinlik çalıĢması için ilgili çıktı ve girdilerin belirlenme yöntemleri çok önemlidir. Ġlgili girdi ve çıktılar inceleme dıĢı bırakıldığında, bunların ölçülmesi çok zor veya imkânsız olduğunda, yöntemin verdiği sonuçlar yanıltıcı ve yanlı olabilir.

VZA ile etkin olmadığı saptanan karar birimleri, veri kümesindeki diğer karar birimleri ile karĢılaĢtırıldığında katı bir Ģekilde etkinsizdir. Ancak etkinsiz karar birimleri, karĢılaĢtırmada toplam veri kümesinden daha küçük bir veri kümesine (göreli olarak etkin karar birimlerinden oluĢan etkinlik referans grubu) oranla etkinsiz bulunduğundan, araĢtırmacının dikkatini etkinsizliğin kaynağı ve doğası üzerinden yoğunlaĢtırması mümkün olur.

VZA’nın uygulanması, özellikle denetim elemanlarının üretim çevresini tüm ilgili girdi ve çıktıları tanımlamak suretiyle daha iyi tanımalarını sağlar. VZA’nın bir diğer yararı, yeniden baĢvuruyu mümkün kılan bir veri tabanı yaratmayı özendirmesidir. Dokümantasyonu güçlendirir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SAĞLIK SEKTÖRÜNDE PERFORMANS YÖNETĠMĠ: KAMU-ÖZEL HASTANELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ÜZERĠNE BĠR UYGULAMA

4.1. AraĢtırmanın Amacı ve Hipotezleri

Günümüz sağlık yöneticilerinin faaliyetlerin etkinliğini geliĢtirme maliyetleri kontrol altında tutma ile ilgili sürekli bir sorumluluğu vardır. Hastaneler arasındaki rekabet ortamından ötürü yöneticilerin kurumlarının performansını geliĢtirmek için yeni yöntem ve teknikler geliĢtirme ve benimsemeleri gerekmektedir. Bununla birlikte son yıllarda meydana gelen değiĢmeler hastane yöneticilerini, yönetim bilgi ve teknolojilerini hastanelere etkili bir Ģekilde entegre etmeye zorlamaktadır. Performans değerlendirme, hastanelerde henüz yeterince geliĢtirilmemiĢ bir yönetim alanıdır. Bu alan hastanelerin yönetimini geliĢtirmek için çok büyük fırsat sağladığı gibi bireysel ve örgütsel düzeyde büyük getirileri de söz konusu olmaktadır. Dinamik bir performans değerlendirme sisteminin iyi tasarlanması, uygulanması ve devam ettirilmesi yoluyla bireysel ve kurumsal performans denetlenerek ve artırılarak örgüt daha etkili ve verimli bir biçimde hedeflerini gerçekleĢtirebilir.

Hekimler, sağlık hizmetleri üretim ve sunumunda rol oynayan sağlık personelidir. Hastane maliyetlerinin büyük bir kısmı, hekimlerin kararlarıyla ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle hekim personelin performansının, hastanenin verimliliği ve etkililiği üzerine önemli etkisinin bulunduğu söylenebilir.

Kamu hastaneleri ve özel hastanelere yönelik olan bu çalıĢma; hekimlerin mevcut performans değerlendirme sistemi konusundaki algı ve tutumlarını belirlemek, uygulamada karĢılaĢılan sorunları tespit ederek bu sorunların çözümü için öneriler sunmak ve hatalardan daha fazla arınmıĢ bir performans değerlendirme sistemini kurulmasına yardımcı olabilmek amacıyla hazırlanmıĢtır. AraĢtırma ile hastaneler açısından oldukça önemli olan ve son günlerde sıklıkla üzerinde durulan performans değerlendirme sürecinin, kamu hastaneleri ve özel hastanelerde ne derece uygulanabildiğini saptamak ve bu doğrultuda elde edilecek sonuçların mukayeseli olarak değerlendirebilmek amaçlanmıĢtır.

Yukarıda belirtilen araĢtırma amaçları çerçevesinde araĢtırmayla ilgili geliĢtirilen hipotezleri Ģu Ģekilde belirtmek mümkündür:

Hipotez 1: Doktorların performans değerlendirme algılaması kamu-özel hastanelerine göre farklılık göstermemektedir.

Hipotez 2: Performans yönetimindeki sorunlar kamu-özel hastanelerine göre farklılık göstermemektedir.

Hipotez 3: Performans değerlendirmede yapılan hatalar kamu-özel hastanelerine göre farklılık göstermemektedir.

Hipotez 4: Kamu-özel hastanelerindeki zaman içerisindeki değiĢim farklılık göstermemektedir.