• Sonuç bulunamadı

ve VI. Michael Stratiotikos (1056-1057)

BÖLÜM 3: PEÇENEKLER, HAZARLAR VE DE ADMINISTRANDO

3.1.3. Peçeneklerde Kültür ve Medeniyet

Çeşitli etkenler yüzünden bir türlü yerleşik hayata geçemeyen Peçenekler üç yüz yıllık tarihleri boyunca merkezi bir devlet teşkilatı kuramamışlardır. Sekiz boyun her birinin lideri müstakil gibi hareket etmiştir. Bu yüzden de zayıf bir siyasi bünyeleri olmuştur (Kurat, 1997: 541). “Sekiz vilayet, kırk bölgeye bölünmüştür ve bu bölgelerin küçük prenslikleri mevcuttur” (Porfirogenitos, 1949: 167).

Ayrıca sayılarına nazaran çok geniş bir coğrafyada yaşamış olmalarının da devlet teşkilatının oluşmamasında etkisi vardır.

Dönemin en güçlü devletleri ve tüm diğer komşu kavimlerle Peçeneklerin ilişkileri tamamen çıkarlarına dayalı bir şekilde gelişmiştir. Zaman zaman birlikte hareket ettiği

her hangi bir topluluğa kısa bir zaman sonra düşman olarak saldırması da bu nedenledir. Örneğin, Hazar ordusunda paralı asker olarak bulunan Peçenekler vardı ama zaman zaman da yine bizzat bu Peçenekler Hazarlara karşı hareket etmişlerdir (Tektaş, 2007: 328). 917’de ise Bizanslılara Bulgarlarla olan mücadelede yardımcı olmuşlardır. 934’te Trakya’yı ele geçirmek için Macarlarla ittifak kurmuşlar, 944’te ise Bizans’a karşı Ruslarla ittifak kurmuşlardır. Bir yandan saldırılar düzenledikleri Bizans ve Rus ordularında paralı asker olarak yer almışlar hatta 972 yılında Kiev prensi Svyatoslav’ın öldürülmesinde Bizans tarafından kullanılmışlardır (Roux, 2007:. 157-9; Chaliand, 2001: 77).

Çeşitli milletlerle değişik şekillerde ilişkiler kurmuş olmaları elbette karşılıklı olarak kültür alış verişine neden olmuştur (Kurat, 1937: 62). Özellikle de komşuları olan Uzlar ve Hazarların önemli etkileri olmuştur. Aynı şekilde Rusların ve Bizanslıların etkisini de göz ardı edilemez. Daha düzenli teşkilatlara sahip bu milletlerle olan yakınlıklarına rağmen, Peçenekler göçebe bir hayat ve kültüre sahiptiler. Mevsimlere göre yaylak ve kışlaklarda yaşamışlardır. Bu hareket her boyun kendine özel olan bölgesi çerçevesinde yapılmaktadır (Kurat, 1937: 67).

Tabiatlarında var olan savaşçılık nedeniyle en iyi organize oldukları alan askeri teşkilatları olmuştur (Kurat, 1937: 64). Bu harekatlarda savaşırken kullandıkları silahlara bakılırsa -ki bu silahlar ok, yay, kılıç gibi daha çok taarruza yönelik silahlardır- silah yapımında iyi oldukları sonucu çıkarılabilir.

3.1.3.2. Ekonomi

Çevrelerinde bulunan milletler ile Peçenekler, yalnızca savaşmamış aynı zamanda çeşitli anlaşmaların ve alışverişlerin yapıldığı da olmuştur. Örneğin Ruslar Peçeneklerden büyükbaş ve küçükbaş hayvan almışlar, karşılığında ise mamûl eşya ya da gıda maddeleri vermişlerdir (Porfirogenitos, 1949: 51). Zengin bir kavim olan Peçeneklerin hayvanları, sürüleri, silahları çok olup altın ve gümüş kap kacakları vardır (Hüseyin Namık, 1933: 57). Peçeneklerde zenginlik, sürülerin çokluğu ile ifade edilmekteydi. Bu sürüler için de geniş ve elverişli mera ihtiyaçları olmuştur. Komşularıyla yaptıkları mücadelelerin çoğunun sebebi de ya toprak elde etme isteği, ya da hayvan sürülerinin korunmasını, hatta komşu kavimlerin sürülerini ele geçirerek sayılarını arttırmak istemeleridir. Ekonomileri hayvancılığa dayalı olan bu kavmin en

çok beslediği hayvanlar ise at, koyun, keçi, öküz ve deve olduğu bilinmektedir (Kurat, 1937: 64). Atın diğerlerine nazaran daha ayrı bir yeri vardır. Askerî seferlerde sürekli atlı olarak hareket ettikleri için ata değer verilmektedir.

Kuzey ticaret yollarının ülkelerinden geçmesinin avantajını kullanan Peçenekler, özellikle Konstantinopolis ile ticaret yapmak isteyenlerin bedel ödemesini gerektirecek bir konumdaydılar. Bizzat kendileri de komşuları ile ticaret yapmışlardır. Ruslarla olduğu gibi diğer komşuları Kersonlular ile de alışverişleri olmuştur. Kersonlulardan mor kumaşlar, kurdeleler, ipekler, biber ve Pers derisi gibi mallar almışlardır (Porfirogenitos, 1949: 53).

Diğer Türk kavimlerinde olduğu gibi avcılık da yapılmaktaydı. Bunun yanı sıra Ruslara ve Bizanslılara hayvan satmaları ve bilhassa Müslüman tacirlere köle temin etmeleri sayesinde de iyi gelir elde etmişlerdir. Ayrıca Ruslar Bizans ile yaptıkları ticaret sırasında geçiş güzergâhlarını kontrol altında bulunduran Peçeneklere geçit parası da ödemek zorunda kalmışlardır. Çünkü Peçenekler o dönemin en önemli ticaret yollarından birine sahipti ve diğer önemli yolların da çok yakınında yerleşmişlerdi (Pritsak, 2002: 513).

3.1.3.3. Dil

Henüz kendi dillerinde yazılmış bir metin ortaya çıkmadığı için dilleri hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Şimdiye kadar ancak kabile ve kale isimlerine, şehir isimlerine ve Peçeneklerden etkilenen diğer milletlerin dillerinde görülen bazı kelimelere rastlanır ki bu da maalesef Peçeneklerin dilinin asıl özelliklerini açıklığa kavuşturmak için yeterli değildir (Vörös, 2002: 693). Divan-ı Lügati’t Türk’te Kaşgarlı Mahmud’un Peçeneklere dair ifadelerinden hareketle Peçeneklerin konuştukları dilin Kıpçak Türkçesi’ne benzediği sonucuna varılmıştır. Anne Komnen’in de Peçenekler ile Kumanların aynı dil özellikleriyle konuştuklarını belirtmesi üzerine ünlü bilim adamı Német, bu kanıyı benimseyerek Peçeneklerin dili üzerine ciddi araştırmalarda bulunmuştur (Demir 2002: 709-713).

3.1.3.4. Din

Bizanslar, Ruslar, Müslümanlar gibi topluluklarla temaslarda bulunmalarına rağmen Peçenekler, büyük dinlerden birine girmemişlerdir. Ticaret için ülkelerine gelen

Müslümanlar, Peçenekler arasında İslamiyet’i yaymaya çalışmışlardır. Bazı bilim adamlarına göre bu faaliyetler neticesinde çok sayıda Peçenek Müslümanlığı benimsemiştir. Bazılarına göre ise Bizans etkisiyle Hıristiyanlaşan Ruslar, Peçeneklerin de Hıristiyan olması için çalışmışlardır. 997 senesinde Hıristiyanlığı yaymak için Piskopos Adalbert harekete geçmiştir ve Peçeneklere de gelmiştir. Ancak dinlerine sadık Peçenekler Adalbert’i öldürmüşlerdir (Hüseyin Namık, 1933: 16). Bundan sonra da zaman zaman misyonerler gelerek bir grup Peçenek üzerinde etkili olmuşlar ve Hıristiyanlığı kabul ettirmişlerdir. Sümer, bu iddianın hiçbir kısmını kabul etmez ve 1007’de Bruno tarafından girişilen Hıristiyanlık propagandalarının başarısızlıkla sonuçlandığını ifade eder (Sümer, 2007: 214).

Mezarlarında yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen bulgular, Peçeneklerin kamlık inançlarına bağlı olduklarını göstermiştir. Şamanlıkta ölünün gömüldükten sonra tekrar dirileceğine inanıldığı için mezara yiyecek ve ölünün silahları ve kullandığı eşyalar konurdu.