• Sonuç bulunamadı

I. LEHİSTAN VERASET SAVAŞLARI VE BELGRAD SÜRECİNDE İRAN MUHAREBELERİ’NİN (1722-1746) ROLÜ

İran muharebelerini bu konu başlıklarına dahil etmemizin sebebi, Osmanlı İmparatorluğu’nun İran ile mücadelesinde Rusya’nın Avusturya ile yaptığı antlaşmalara ve Lehistan Veraset Savaşları’nda uyguladığı politikalara etkisini inceleyeceğiz. Bu doğrultuda Afgan Gılzay Aşireti’ne mensup Mir Üveys, Kandehar Hâkimi Gürcü Yorgi’yi ortadan kaldırarak, yerel halkın desteğiyle başa geçmişti. Bu isyan İran Şahı’na karşı yapılan bir başkaldırıydı. Mir Üveys’in yerine kardeşi Abdullah Kandehar Valisi olunca, tekrar şahın idaresinde bulunmak istemeyen halk Mir Üveys’in oğlu Mahmud’a destek vererek amcası Abdullah’ı yerinden ederek Kandehar’a hâkim olmasını sağlamıştı. Mahmud’un Kandehar Valisi olmasıyla hedefini İsfahan’a çevirmişti. Ve Mahmud, Şah Hüseyin’i tahtından indirmek için İsfahan’a sefer düzenlemişti.365

Petro, İran’daki Safevi hâkimiyetinin sarsılmaya ve isyanların patlak verdiğiyle ilgili haberleri bölge içerisindeki Ermeniler’den alıyordu. Ruslar’ın Ortodoks dindaşları onların temel destekçisi ve bilgi kaynağı konumuna gelmişlerdi. XVIII.

yüzyılda Osmanlı reayası olan Rum “papazları” ve Balkan “vladikalar”ı nasıl

365 Vürûd-ı haber-i istilây-ı İbn-i Mîr Üveys be-dârül- mülk-i Isfahan: “On altı on yedi seneden mukaddem aksâ-yı hudûd-ı Acem’de sâkin Afgan nâm kabîle-i meşhûre beyi olup şâh-ı memâlik-i İran olan Şâh Hüseyin’in Sünnî nâmına olan müslimânâna tezâyüd-i zulm ü udvânından nâşî adem-i tahammül birle mu’âzadat-ı şimşîr-i intikâma tevessül etmeğin, memâlik-i Acem’den Kandehar gibi bir hısn-ı üstüvâr-ı nâm-dârı zûr-ı bâzû-yı hud’a vü tedbîr ile feth ü teshîr ve beher sene şâh-ı Acem tarafından üzerine ta’yîn ü irsâl olunan leşker-i hezîmet-eser-i Revâfız’ı pâ-mâl-i sademaât-ı kahr u tedmîr eden Mîr Üveys’in oğlu olup pederi vefâtından sonra hükûmet-i Kandehar müsellem-i dest-i tasarruf u iktidârı olan Mahmud Hân nâm Mîr-i besâlet-unvân dâ’iye-i teshîr-i memâlik-i İran ve Kandehar’dan hareket eyleyüp, pîş-âmede-i reh-güzârı olan büldân ü emsârı teshîr ve gerden-keşân-ı muhâlif ü i’tizâli urza-i şimşîr-i temdir ederek kürsî-i memâlik-i İran ve karârgâh-ı Şâh-ı güm-râhân olan Isfahan ‘a iki merhale karîb Verze nâm mahalle geldiğinden Şâh-ı bî-intibâh habîr ü âgâh oldukda sermâye-i âsâyiş ü ârâmı tebâh olup her ne hâl ise müdâfa’a vü mukâbele mu’muyla bil-cümle Isfahan’da mevcûd tavâif-i mütenevvi’ayı cem ü istishâb ve tertîb-i mühimât-ı müdâfa’aya şitâb eyledi.”

Mehmed Efendi, Âsım Efendi, Târîh-i Râşid ve Zeyli, C. II, s. 1287; 1720-1724 Osmanlı-İran Münâsebetleri ve Siâhşör Kemâni Mustafa Ağa’nın Revân Fetihnâmesi, Haz. Münir Aktepe, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1970, s. 9-10.

132 etkiliyse Kafkas hattında Ermeni “katalikos”ları da aynı şekil de etkindi. İran Ermenileri ve Kafkas yerleşkesindeki olanlar önemli bir bilgi kaynağıydı.366 1710’da Petersburg idaresi, İran ile ticari antlaşmalar yapmıştı. Bu konuda en çok yardımını gördüğü grup İran tebaasından olan Ermeni tüccar taifesiydi.

Safevi idaresinin zayıflamasıyla Rus ticaretinde önemli bir güzergâh olan Şemahi’nin Hacı Davud’un eline geçmesi Rus ticaretini olumsuz etkileyen bir gelişmeydi. Bundan dolayı Petro, 1714 ve 1717 yılları arasında Kafkasya’ya seferler düzenleyerek askeri istihkâmlar kurmaya başlamıştı. Kafkasya’nın güneyi ve Hazar kıyılarını ele geçirme düşüncesini, Orta Asya’nın içerisine kadar Hive ve Türkistan hanlıklarını itaat altına alma planları uygulamaya sokmuştu. Orta Asya macerasının başarısız olmasıyla Petro, hedefini Kafkasların güneyine ve Hazar’a doğru çevirmişti.

Kafkas bölgesinin dağlık bölgelerinde bulunan Hacı Davud’un Şirvanlılar’ın başına geçmesi ve Lezgileri’nde desteklemesiyle Şamahi, Şabran, Ereş, Berda ve Erdebil gibi yerler ele geçirilip, Osmanlı Sultanı adına hutbe okutulmuştu. Babıâli’ye gelen raporlarda Şirvan Hanı Hacı Davud’un liderliğini kabul etmelerini ve desteklerini beklediklerini yazıyorlardı. Babıâli’de bulunan Rus Elçisi Neplüyev’in Petersburg’a gönderdiği raporda; Şirvan taifesinin ve etbaının Sünni mezhebine mensubiyeti dolayısıyla Osmanlı’ya bağlılıklarını bildirmeleri arasında dini bir aidiyetin ve isyancı taifenin hami olarak Osmanlı’yı kabul ettiklerini yazıyordu. Petro, gelen haberleri detaylandırmak için Prut murahhası Şafirov’un yardımcısı Artemius Volinski’yi İran’a sefir olarak (30 Haziran 1717) göndermişti. Görevi ticari ilişkileri geliştirmek olsa da asıl amacı İran hakkında detaylı bilgiler toplamaktı. Toplaması gereken bilgiler arasında en dikkat çekici olanı ise Hindistan tarafından akıp da Hazar Denizi’ne dökülen bir akarsuyun olup olmadığıyla ilgili bilgiydi. Volinski’nin yolladığı raporlarda İran’ın içten içe çürümeye yüz tuttuğunu ve idaresinde zayıf bir yönetimin iş başında olduğuyla ilgili bilgiler içermekteydi. Ayrıca verilen bilgiler arasında vakit kaybetmeden Hazar kıyılarına akınlar düzenlenmesi ve ele geçirilmesinin zaruretini bildirmişti. 367 Petro, İsveç ile olan savaşını sonlandırmadan, böyle bir işe girişmeye niyeti yoktu, çünkü Osmanlı ile Prut barışını yenilerken, İsveç ile yaptığı antlaşma sayesinde Doğu Avrupa bloknu stabil hale getirdikten sonra yeni hedefine

366 Osmanlı-İran-Rus İlişkilerine Ait İki Kaynak, s. 1-51.

367 Ünal, XVIII. Asır Türk-Rus Münasebetlerinde Neplüyev, s. 38-41

133 odaklanabilecekti. Petro, Hazar kıyılarını ve Kafkas hattını ilhak etmek için yeni sefer hazırlıklarına başlamıştı.

Bu arada İran’da Afgan Gılzay Aşireti’ne mensup Kandehar Valisi Mahmud, Safevi tahtının yer aldığı İsfahan üzerine 1722’de askeri bir harekât düzenleyerek, şehri kuşatmıştı. Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu, sınır beylerinden gelen haberlerin hem doğruluğunu gözlemlemek hem de Pasarofça Antlaşması’nın (1718) İranlı tüccarları alakadar eden konu hakkında İsfahan hükümetine malumat vermek için Ahmed Dürri Efendi’yi elçi olarak (Ağustos 1720) görevlendirmişti. İsfahan hükümeti, Babıâli’nin bir sefir yolladığı haberini işitince telaşa kapılmışlardı. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu vaziyetten haberdar oldukları ve kendilerinden toprak talep edeceklerini düşünmekteydiler. Hatta Revan ya da Kerkük şehrini teklif bile etmeyi düşünmüşlerdi. Dürri Efendi’nin İsfahan’a avdet etmesiyle konunun sandıklarının aksine bir malumat içerdiğini görünce rahatlamışlardı. Dürri Efendi, Sadrazam İbrahim Paşa’nın kendisine bildirdiği şekilde, İran hakkında malumat toplamasını tembih etmişti. Dürri Efendi’nin İstanbul’a gelmesiyle (5 Aralık 1721) sunduğu raporda, durumun sınır hatlarından gelen bilgileri desteklediği görülmekteydi.368 İsfahan’ın kuşatıldığı haberi gelince, Babıâli bir divan toplantısı gerçekleştirerek (15 Mayıs 1722) durumu kritize etmişlerdi.369

15 Mayıs 1722’de toplanan Divan-ı Humâyûn’da İran ile ilgili çıkan kararda;

Osmanlı topraklarını güvenceye almak ve doğuda asayişi sağlamak için sefer kararı çıkmıştı.370 Babıâli, İsfahan düşmeden herhangi bir askeri hareketin yapılmasını istememesine karşı; Petersburg, ticaret kervanlarına zarar veren Lezgileri cezalandırma bahanesiyle bir sefer başlatmıştı.371 Babıâli, Rusya’ya elçi olarak (Ekim

368Ahmed Dürri Efendi’nin İran Sefâretnâmesi, Haz. Ayhan Ürkündağ, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon, Eylül 2006, s. 66-101; Münir Aktepe, “Dürri Ahmed Efendi’nin İran Sefâretnâmesi”, Belgelerle Türk Tarih Dergisi, C. I, S. 3, s. 64-66.

369 Aktepe, 1720-1724 Osmanlı-İran ve Silâhşör Kemâni Mustafa s. 12; Şemdanizâde Fındıklı Süleyman Efendi, Müt’i’t-Tevarih, C. I, Haz. Münir Aktepe, İstanbul Edebiyat Fakültesi Matbaası, İstanbul, 1976, (vrk. 354b-355a) s. 21-22; Abdurrahman Ateş, Avşarlı Nadir Şah ve Döneminde Osmanlı-İran Mücadeleleri, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, Isparta, 2001, s. 25-27.

3701720-1724 Osmanlı-İran Münâsebetleri ve Siâhşör Kemâni Mustafa, s. 13-14.

371“Moskov Çarı’nın Devlet-i Aliyye ile akd eylediği sulh-ı müebbedin devâm ü istihkâmına kemâl-i ihtimâmı olduğunu müş’ir kelimât ve “bir buçuk seneden mukaddem Lezgi tâifesi şâh-ı Acem’e isyân itdiklerinde Şemahı’da bulunan Moskov tüccârını kati ve emvâl-i firâvânlarını gasb itmeleriyle, Çar

134 1722) giden Nişli Mehmed Efendi, Babıâli’nin ittifak fikrini gündeme taşıyarak, Petersburg hükümetinin de bu fikre sıcak bakması halinde Babıâli’deki kapıkethüdasına bildirerek müspet veya menfi bir cevabın alınabileceğini iletmişti.

Sadrazam, Rus Kapıkethüdası İvan İvanoviç Neplüyev’e tedafüi ve taarruzi bir ittifak antlaşma düşüncesinden bahsettiğinde: “Bu ittifakla biz bütün dünyayı dize getiririz.

Biz Türkler, Ruslarla farklı dinden olsak da bu durum ittifakımıza engel değildir, çünkü inanç ahiret hayatı içindir. Bu dünyada ittifak antlaşmaları dine göre değil, devletlerin menfaatlerine göre yapılır.” Bu görüşmelerin ardından Petersburg, Babıâli’nin Hive Hanlığı ile bir ittifak içine girdiği haberini almıştı.372 Bu konuyu değerlendirmeye alan Petersburg hükümeti, Babıâli nezdinde teşebbüslerde bulunarak antlaşmaya yanaşmıştı. Mehmed Efendi, elçilik faaliyetini tamamlayarak payitahta geri (17 Şubat 1723) dönerek sefaret raporunu sunmuştu.373 1721’de Babıâli’ye gelen Neplüyev,374 1735’e kadar Rus kapıkethüdası olarak görev yapmıştı.

Osmanlı-Romanov ortaklığının söz konusu olacağı toplantının Babıâli’de görüşülmeye başlamasından önce Derbent, Rus kuvvetlerince alınarak, Hazar Denizi’nin kuzey ve güney hattını kontrol altına almışlardı. Böyle bir girişimin yapılmasının nedeni Osmanlı’nın Hazar kıyılarını ele geçirme planının önüne geçmekti. Oysaki Babıâli, Şirvan Hani Davud’a İstanbul’da Petersburgla görüşmelerin başlamadan önce Hazar kıyılarını ve Bakü’nün Osmanlı askerleri tarafından ele

mezbûrların üzerlerine nâçâr hareket ve Derbend ahâlisi ilticâ itmeleriyle kal’a-i mezbûreye muhâfızlar koyup henüz Lezgi tâifesinden ahz-ı intikâm itmemişiken Devlet-i Aliyye tarafından sâhib çıklmağla, mezbûrlardan keff-i yed ancak memâlik-i İran’da zuhûr iden erbâb-ı tuğyândan havza-i memleketini te’mîn kasdıyla Bahr-ı Hazar taraflarına asker gönderüp Bakü ve Gilan tarafına muhâfızlar ta’yîn itmişidi” deyü temhîd-i mukaddimâtdan sonra” Mehmed Efendi, Âsım Efendi,Târîh-i Râşid ve Zeyli, C. III, s. 1369.

372 Ünal, XVIII. Asır Türk-Rus Münasebetlerinde Neplüyev, s. 44.

373 “… Bu iki büyük devlet dahi ittifâk olup birlik olur ise ol zaman Nemçe’nin yüreği çatlar ve ziyâde havflerinden hasedi derler’ dedük de biz dahi ‘Şüphe yok, ancak çar hazretleri bizden ittifâk husûsunu sâhib-i devletten kendi kulağınız ile işitdin mi?’ deyüp ‘Beli işitdik’ deyü takrîr eylediğimizde ‘kendüleri sükût idüp reddi kelâm etmediler’ dediğimizde ya niçe başların eğip şöyle itdiler ve ‘Siz bu husûsu kendülüğünüzden dostluğa binâen söylediniz. Eğer Devlet-i Aliyye tarafından söylediler iseniz cevap virmek değil temessük bile veririz. Bu husûsu siz bir kat isterseniz biz iki kat isteriz’ dediklerinde biz dahi “Kapukethüdanıza yazın mukadder ise olur’ deyüp ‘Beli yazdık’ deyü cevap eylediler.” Nişli Mehmed Ağa’nın Rusya Sefâretnâmesi (1722-1723), (vrk: 33/b) s. 125.

374 Petro, denizcilik alanında yetişmiş öğrencileri donanmaya eklemek ve 1716 tarihinde denizcilik alanında modern eğitim almaları için Batı’ya öğrenci gönderme kararı almıştı. 1717’de Venedik’e giden bir kısım öğrenciler arasında yer alan Neplüyev 1717’de Korfu’yu Osmanlı donanmasına karşı savunmak için Jentela adlı geminin mürettebatı arasında yer almıştı. Daha sonradan Rusya’ya dönemsi ve İtalyan diline hâkim olması nedeniyle diplomatik faaliyette bulunması için İstanbul’a elçi olarak gönderilmişti. Ünal, XVIII. Asır Türk-Rus Münasebetlerinde Neplüyev, s. 27.

135 geçilmesini hedeflemişse de başarılı olmamıştı.375 Bu durum Avrupalı devletleri endişeye sevk eden bir durumdu, çünkü Ruslar’ın ipek ticaretinin güzergâhını Astrahan üzerinden taşıma ihtimali söz konusu olmuştu.376 Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi durumunda İngiltere, Hollanda, Venedik,377 Fransa ve Osmanlı’nın Levanten ticaretine darbe vuracak bir adımdı.

Babıâli’deki İngiliz Elçi Stanyan, Rusya’nın Kafkasya seferlerini ve Hazar kıyıları ile ilgili haberlerin Avrupa basınında yer aldığı gazete manşetlerini Babıâli’ye göstererek Rusya’ya karşı askeri bir harekât düzenlenmesi için baskı yapıyordu. Ama Petro’nun ölmesiyle yerine tahta geçen I. Katerina, her yıl on beş bin askerin kayıp verildiği ve yüksek maliyete sebep olan Kafkasya harekâtını sınırlandıracaktı.

Rusya’nın bu girişimini olası kılma düşüncesi bir sorun teşkil etse de Levant ticaretini yürüten devletlerde endişeye sebep olmuştu. Bu endişe İran ipek ticaretinin büyük çoğunluğunu elinde tutan İran Ermenileri’nin dindaşları olan Ruslara sadakatini gündeme getirmişti. Hatta İngiliz elçisi Abraham Stanyan, Osmanlı’nın Rus harekâtına müdahale etmemesi durumunda İngiltere ve diğer devletlerle olan dostluk ilişkilerine zarar geleceğini söylemişti. Diğer taraftan Dörtlü İttifak’ın bir parçası olan Fransa’dan ricada bulunarak, Babıâli üzerindeki nüfuzunu kullanmasını ve Rusya üzerine kışkırtmasını istemişti. Babıâli’deki Fransa Elçisi Marki de Bonnac ise “Family Compact” ilişkilerinin gerektirdiği bir politika izlemekteydi. İngiltere Kralı I. George, Rusya’nın amansız düşmanı kesilmişti, çünkü kendi çıkarlarını tehlikeye atan ve girişimleri sabote etmeye yönelik girişimlerini engellemek istiyordu. Hatta Avusturya-Rusya arasında imzalanan gizli antlaşmayı (1726) bildirmesine rağmen Babıâli tepkisiz kalmıştı, çünkü yeni bir cephe açmanın vereceği zararları gördüğünden böyle bir riske girmek istemiyordu. Önceliği İran üzerindeki kazanımlarını bir neticeye kavuşturmak istiyordu. Ayrıca I. George’un 1727 tarihinde ölmesiyle Rus politikası değişim göstermişti.378

375 BOA, A.DVNSMHM.d. nr. 131, s. 209; BOA, A.DVNSMHM.d. nr. 131, s. 213.

376 Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C. IV, s. 303; Christine Laidlaw, Levant’taki İngilizler, Çev.

Hakan Abacı, Alfa Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2014, s. 41-44.

377 Venedik için “San Marco Cumhuriyeti” veya “Serenissima Cumhuriyeti” tabirleri de kullanılmaktadır.

378 Massie, Büyük Petro, s. 981. Wood, “The English Embassy at Constantinople 1600-1762”, s. 551-552.

136 Bu girişimler ışığında Osmanlı-Rusya arasında İran taksimi için gerçekleştirilen görüşmelerde, İran Mukasenâmesi’ne katılanlar: Reisülküttab Mehmed Efendi, Defter Emini Hacı Mustafa Efendi, Fransız Kapıkethüdası Marquis de Bonnac ve Rus Kapıkethüdası İvan Neplüyev katılmıştı. Hazar kıyıları üzerinden karşılıklı anlaşmazlıklardan dolayı üç aylık bir ara verilmişti. Bu görüşmelere aracılık eden Babıâli’deki Fransız Elçisi Marki de Bonnac’da kendi devletinin amacını devreye sokmak için Fransa, Osmanlı ve Rusya ittifakı peyda etmeye çalışıyordu. Lakin Bonnac’ın teşebbüsü hiçbir sonuç vermediği gibi görüşmelerin gerçekleşeceği bir sonraki tarihe kadar Rusya, bir askerî harekât daha düzenleyerek, Bakü’yü ele geçirmişti.

Bu durum Kafkas bölgesi seraskerliğinde bulunan İbrahim Paşa’nın sefer organizasyonunu ağırdan almalarını söylemişti. Lakin Osmanlı kumandanları arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden Bakü, Ruslar’ın eline geçmişti. Bu vaziyetin yaşanmasında Şirvan Hanı Davud’a zamanında yardım edilmemesi hem Bakü’nün hem de Derbend’in elden çıkmasına ve Kafkaslar’ın güneyinde Osmanlı’nın pasif kalmasına neden olmuştu. Serasker İbrahim Paşa görevinden azledilerek yerine 1723’te Tiflis valisi Arifi Ahmed Paşa seraskerliğe getirilmişti.379 Osmanlı Devleti ise yapılan görüşmelerden çok önce Tiflis, Tebriz, Erivan, Hemedan, Kirmanşah ele geçirmesine380 karşılık toplantının tekrar teşekkül etmesiyle Bakü’nün Ruslarca alınması, Hazar kıyıları ile ilgili tartışmaların Babıâli tarafından savaş boyutuna getirmişti. Yapılan görüşmelerin ardından“İran Mukasenâmesi/İstanbul Antlaşması”

(24 Haziran 1724) yapılarak taraflar arasındaki anlaşmazlıklar çözülmüştü.381 Bu antlaşmaya göre: Derbend, Bakü ve Hazar Denizi’nin güneyinde yer alan Geylan, Mazenderan ve Eterabad Rusya’ya bırakılırken Gence, Şirvan, Karabağ, Erivan, Mogan, Azerbaycan ve Irak-ı Acem diyarının bazı kısımları Osmanlı’ya bırakılarak

3791720-1724 Osmanlı-İran Münâsebetleri ve Siâhşör Kemâni Mustafa Ağa, s. 19.

380 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. V, s. 175-182; Elvin Valiyev, XVIII. Yüzyılın İlk Yarısında Güney Kafkasya: Osmanlı, Safevi ve Rusya Kıskacında, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2014, s. 56-57.

381 BOA, A.DVNSMHM.d. nr. 7/49; BOA, A.DVNSMHM.d. nr. 7/50; BOA, A.DVNSMHM.d. nr.

7/55; BOA, CH. nr. 187/9328; Mehmed Efendi, Âsım Efendi, Târîh-i Râşid Ve Zeyli, C. III, s. 1369-1384; Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C. IV, s. 14; Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, C. I., s. 292; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi., C. XIV., s. 64-65;

Mehmed Yılmaz Akbulut, The Scramble for Iran: Ottoman Militarys and Diplomatic Engagements During The Afghan Occupation of Iran 1722-1729, Boğaziçi University, Master of Arts in History, 2015, 59-76; Marki de Bonnac’ın Tarihi Hatırat ve Belgeleri, , s. 227-229.

137 sınır düzenlmeleri yapılmıştı.382 Ayrıca maktul Şah Hüseyin’in oğlu Şah Tahmas’ın antlaşmayı tanıması durumunda, İsfahan tahtını işgal eden Afganları ülkeden süreceklerdi. Oysa antlaşma metninde Petersburg hükümeti, Osmanlı-Safevi hududundaki toprakların ilhakına vereceği desteği yanı sıra Afganlar’ın ülkeden sürülmesiyle ilgili yükümlülükleri yerine getirmeyerek antlaşmayı teorik bir metin haline getirmişti.383

Sabık Şah Hüseyin’in oğlu Tahmas, askeri becerileri yüksek bir komutan olan Nadir’i ordunun başkumandanı yaparak, işgal edilen topraklarını tekrar almak ve toparlamak için savaşa sevk etmişti. 1725’te Afgan Şahı Mahmud’un öldürülmesiyle başlayan süreçte, tahta Eşref’in geçmesi ve yer yer isyanların baş göstermesi, İsfahan’da yönetimi zayıf kılmıştı. Nadir Han, 1729’da Afgan Şahı Eşref’i İsfahan yakınlarında yapılan savaşta mağlup ederek, Tahmas’ın tahta cülus etmesinden sonra seferlerine devam etmişti. Afgan tehlikesini büyük oranda bertaraf edilmesiyle sıra Rusya ve Osmanlı’nın ilhak ettiği topraklara gelmişti.384 Rusya’nın İran’da işgal ettiği toprakları Rus Murahhası Vasili Levaşev ve İran Murahhası Mirza Muhammed İbrahim arasında Reşt Antlaşması’nı (21 Ocak 1732) imza ederek, Ruslar topraklardan geri çekilmişti. Rusya’nın ticari imtiyazlar elde etmesinin yanında Osmanlı

382 BOA, A.DVNSMHM.d. nr. 136, s.62-63; BOA, A.DVNSMHM.d. nr. 136, s. 79.

383 Beşinci Madde: “zikr olunduğu üzre Devlet-i Aliyye’me tahsis olunan memleketler Çar-ı müşârûn-ileyhin tavassutuyla sühûlet ile Devlet-i Aliyye’me teslim olunduğu hînde, ol vakitde Devlet-i Aliyye’m tarafından Tahmasb’a Acem Şâhlığı’nı teslim ve istikrârı husûsunda kendüye emn-i küllî verilmekle Devlet-i Aliyye’mden münâsib olan vechile i’ânet ve nâme-i hümâyûn irsâliyle akd-i musalaha olundukdan sonra müşârün-ileyh Çar-ı bâ-vakâr, Tahmasb ile olan ta’ahhüdü muktezâsınca Tahmasb’a taht-ı mevrûsesi olan Isfahan’ı memâlik-i Acem’i Mîr Mahmud’un yed-i tasallutundan tahlîs içün akd olunan mevâdın muktezâsı üzre i’ânetini fi’le getürüp icrâ eyleye. Ve bu esnâda Mîr Üveysoğlu Mîr Mahmud tarafından Devlet-i Aliyye’me bağy ü tuğyânı zâhir olup ber-muktezâ-yı şer-i kavîm üzerine ba’a-i ecnâd olunmak lâzım gelür ise ol vakitde Devlet-i Aliyye’m dahi şer’an üzerine hareket ve şerâre-i bağy ü teğyânın bi’l-külliye itfâya dikkat ve tamâmen memâlik-i Acem’den tard u ib’âdına mübâderet ve müşârün-ileyh Çar-ı bâ-vakâr ile haberleşüp tarafeynin hareketiyle işbu mevâd muktezâsınca Isfahan teshîr olundukda Devlet-i Aliyye’m Tahmasb ile musalaha üzre bulunmak takrîbiyle pâyitahtında istikrârı husûsunda Çar-ı müşârün-ileyh ile muvâfakat edeler.” Altıncı Madde:

“Eğer Tahmasb müşârün-ileyh Çar-ı bâ-vakâr vesâtatıyla Devlet-i Aliyye’me teslîm olunacak memâlikin teslîminde veyâhûd müşârün-ileyhe tahsis eylediği memâlik müşâruün-ileyh Çar-ı bâ-vakâr yedinde kalmasına muhâlefet gösterir ise, bu iki devlet kendülere tahsis eyledikleri hisselerini evvelâ zabt idüp memâlik-i İran’da olan ihtilâf ber-taraf ve Acem’de müstehıkk-ı verâset olan hükûmetinde müstakill ü müstakarr olup cüzî ve küllî hükûmetine müdâhale olunmayup sâir Acem şâhlarına olan muâmelât ile mu’âmele ve kemâ fi’l-evvel âsûde-hâl olmak vechile tarafeyn ittifâku ittihâd üzre nizâm verüp Mir Mahmud’un îrâdını kabûl etmeye.” Mehmed Efendi, Âsım Efendi, Târîh-i Râşid Ve Zeyli, C. III, s. 1383.

384 Massie, Büyük Petro, s. 981; Ayrıca bkz: Lawrence Lockhard, Nadir Shah: A Critical Study Based Manly upon Contemporary Sources, London 1938.

138 düşmanlığını körükleyerek saldırılarda bulunması için İran’a destek vermişti.385 Bunun altında yatan sebep Çariçe Anna’nın, Osmanlı topraklarını işgal etme planlarına yardım sağlayacak bir girişim olarak görmüştü, çünkü 1734’te Osmanlı üzerine planlanan Rus sefer harekâtı, Lehistan’daki taht savaşlarıyla tehir edilmişti.

Osmanlı İmparatorluğu ise hükümdar değişikliğine yol açan Patrona Halil İsyanı ve Nadir Han’ın Herat seferinde olmasını fırsata çevirip kendini göstermek isteyen Şah Tahmas, Osmanlı idaresindeki topraklara saldırı düzenleyerek prestij

Osmanlı İmparatorluğu ise hükümdar değişikliğine yol açan Patrona Halil İsyanı ve Nadir Han’ın Herat seferinde olmasını fırsata çevirip kendini göstermek isteyen Şah Tahmas, Osmanlı idaresindeki topraklara saldırı düzenleyerek prestij