• Sonuç bulunamadı

Afganistan 19. Yüzyılda olduğu gibi 20.Yüzyılda da modern ulus devlet kurma çabaları sürecini yaşamaktaydı. Ancak farklı etnik grupları barından ve ülkesel olarak muazzam dağlar ile birbirinden ayrılan bölgelerden oluşan Afganistan sözkonusu modernleşme ve ulus devlet kurma sürecinde birçok sorunlarla karşılaşmıştır. Örneğin,

65 Ibid, s.208-209.

66 Saikal (2004), op.cit., s.118-119.

1919’da Afganistan’ın bağımsızlığı kazanan Amir Amanullah Han; babası ve dedesi gibi merkezi ve modern bir yapıya sahip bir devlet kurma çabaların girmiş olsa da farklı bölgelerin gelen tepkiler sonucu bu amacına ulaşamamış ve hatta yönetimden feragat ederek ülkeden kaçmak zorunda kalmıştır. Kısa bir aradan sonra Musahiban hanedanı yönetimi iktidara gelecek ancak devletin hâkimiyeti daha çok başkent Kabil ve sayılı birkaç şehir merkezleri üzerine olmuştur. Merkezi yönetim tarafından uygulanmaya çalışılan askerlik ve milli eğitim gibi her modern girişim taşra yöneticileri ve halkı tarafından şüphe ile karşılanmış ve dönem dönem isyanlara neden olmaktaydı. Musahiban hanedanı bunun bilincinde olarak sözkonusu bu politikalarında temkinli yaklaşmakta ve böylece modernleşme projeleri şehirlerle sınırlı kalmıştır. Dolaysıyla yirminci yüzyılın yarısına kadar Afganistan’a bir ulusal birlik ve bu ulusal birliği teşmil eden bir güçlü ve merkezi ulus devletten bahsetmek mümkün değildir. Ancak merkezi devlet bir taraftan kendi iktidarını güçlendirmek diğer taraftan ulusal birliği sağlamak için bir ‘‘öteki ’ye’’ ihtiyaç duymakta idi ve bu öteki görevini hep İngilizler ve İngiltere İmparatorluğu yerine getirmişti67.

İkinci Dünya Savaşı ardından İngilizlerin Hint topraklarından çekilmesi ve Pakistan’ın Afganistan doğusunda kurulması ile birlikte Afgan devleti ve Afgan ulusunun ötekisi Pakistan olacaktı. Pakistan’ın öteki olarak gösterilmesi İngilizler konusunda olduğu gibi din farkı veya emperyalizm üzerine bina edilemeyeceği için yeterince tarihi arka planı mevcut olan toprak sorunu yani Peştunistan meselesi üzerine kurulmuştur. Böylece Afganistan’ın Peştunistan sorununu destekleyerek varmak istediği sonuçlardan biri, içteki

67 Meredith L., Runion, The History of Afghanistan, London, Greenwood Press, 2007, S.92-94.

ayrılmayı çözmek, Afganistan halkını ortak dış sorunla birleştirerek merkezi yönetimin gücünü yaymak ve güçlü bir modern ulus devlet kurmak olmuştur68.

Afganistan’ın Peştunistan meselesindeki ilk girişimi İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942’de İngilizlerden Peştunistan bölgesi için yapılacak plebisitin yeniden gözden geçirilmesi şeklinde olmuştur. Savaş sonrasında Pakistan kurulduğunda ise Afganistan Peştunistan politikasını daha keskin biçimde benimseyecek ve bu iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini belirleyecek ve bu güne kadar devam eden sorunun ilk adımlarını atmış olacaktı69.

İkinci Dünya Savaşı akabinde İngiltere’nin Hint topraklarından çekilmesi ile Hindistan’la beraber yeni kurulan güçsüz Pakistan Afganistan’ı harekete geçirmeye yetmiştir. Afganistan’ın daha evvel Britanya’ya karşı Peştunistan üzerinden etkin iddialarda bulunamaması muhatabının yani Britanya’nın kendisinden her bakımdan inanılmaz oranda daha güçlü olmasıydı. Ancak, İngilizlerin bölgeyi terk etmesi ile birlikte Afganistan’ın yeni komşusu ve muhatabı, daha kurulma aşamasında olan ve bundan dolayı da birçok sorunla boğuşan ve kendisinden daha zayıf olan Pakistan olmuştur. Bu Afganistan’a bölgedeki güç boşluğunun kendisi tarafından doldurulması fırsatını oluşturmuştur. Afganistan bu fırsatı iyi değerlendirdiği takdirde, hem eski toprakları olan bölgelerin bir kısmını ele geçirme ve

68 Ibid., s.95.

69 Julian, Schofield, ‘’Diversionary wars: Pashtun unrest and the sources of the Pakistan-Afghan confrontation’’, Canadian Foreign Policy Journal, c.17, n.1, 2001, s.40.

hem de bölgede önceleri yapamadığı daha etkin bir politika sergileyebilme şansını elde edeceğini düşünmekteydi70.

Ayrıca, Afganistan’ın denize çıkışının olmayışı bu ülkenin ekonomisi için büyük bir engel teşkil etmekteydi ve bundan dolayı Afgan yöneticileri modern devletleşme yolunda ellerindeki az kaynaklarla yetinmek zorunda kalmıştı. Peştunistan konusundaki toprak kazanımı gibi bir başarı Afganistan’ın denize ulaşımını kolaylaştıracak ve bunun sonucunda artan ticaret hacmi ülkenin ekonomisini güçlendirecekti. Oysaki yeni kurulacak devletin (Pakistan) Afganistan’ın denize ulaşımı konusunda ve ticari yollarını açması konusunda ne tür bir tavır sergileyeceği meçhuldü.

Afganistan ikinci tepkisini 30 Eylül 1947 tarihinde BM Genel Kurulunda ortaya koymuştur. İşbu tarihte Pakistan BM’ye üye olarak katılırken yapılan oylamada Afganistan’ın BM temsilcisi Kuzey Batı Sınır Eyaletini Pakistan ülkesinin bir parçası olarak kabul etmediğini ve bu konumunu bölgedeki halka kendi kaderini tayin hakkı verilene kadar devam edeceğini söyleyerek ret oyu kullanmıştır. Yeni kurulduğunda doğusunda kendisinden daha güçlü ve aralarında göç ve Keşmir sorunu gibi büyük meselelerin da mevcut olduğu Hindistan’la uğraşırken; batısında da daha ilk baştan toprak iddiası ile yaklaşan Afganistan’la karşı karşıya gelmişti. Üstelik Pakistan’ın üyeliği için Hindistan dahi hayır oyu kullanmazken; Afganistan karşıt oyu kullanan tek ülke olarak kayıtlara geçmiştir71.

70 Saikal (2004), op.cit., s.112-114.

71 Pakistan ve Yemen’in BM’ye üye olarak kabul edilişi: Birinci komite raporu (A/399 nolu dosya), http://www.un.org/en/ga/search/view_doc.asp?symbol=A/PV.92&Lang=E (Erişim Tarihi: 12.05.2014).

Pakistan’ın kuruluşunu bu şekilde protesto eden Afganistan daha sonra bu ülkenin Keşmir konusu üzerine Hindistan’la savaşa girdiği sırada yaptığı cihat çağrısı bunun için Afganistan’dan mücahit taleplerini de reddetmiştir. Bunun üzerine Pakistan Afganistan’ın denize ulaşım talebini reddedecek ve 2009’a kadar devam eden ve Hint pazarına Afganistan’ın erişimini engelleyen ve ülke ekonomisini derinden etkileyen ambargo uygulamıştır72.

Pakistan’ın kuruluşuna birçok tepki gösteren Afganistan bu ülke ile kuruluşunun ilk yıllarında başkaca sorunlar da yaşamıştır. Örneğin, Pakistan’daki Peştun ayrılıkçılara himayeci politika benimsemeye başlayan Afganistan Pakistan hava araçlarınca bombalanış ve 1940ların sonlarına doğru tansiyonun artmasına neden olmuştur73.