• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Ordusu ile Fransızlar Arasında Savaş

1.1. NAPOLYON’UN HAYATI VE SİYASİ BİR AKTÖR OLARAK ORTAYA

3.1.4. Osmanlı Ordusu ile Fransızlar Arasında Savaş

Fransızlar Serdar-ı Ekrem‟in kararsızlığından istifade ederek Cize‟deki askerlerini geri döndürmüşlerdir. Savaş hazırlıklarını tamamlayan Kleber top atışına başlamıştı. Murat Bey, Nasuh Paşa‟yı Fransızların saldırıya geçeceği konusunda uyarmıştı. Ancak Nasuh Paşa Fransızların bu kadar büyük bir ordu üzerine saldırabileceğine ihtimal vermemiştir. Fransızlar üçüncü top atışından sonra saldırıya geçmişlerdir (Cevdet, VII, 1309: 74). General Kleber‟in bu sefer için istekli olmasının birkaç sebebi vardı. Fransa‟dan Mısır‟a, bu esnada, gelen Albay Maubourg, Fransa‟da olup bitenleri Kleber‟e haber vermiştir. Kleber, hem birkaç ay önce Napolyon‟u eleştiren raporunun etkisini azaltmak hem de Napolyon‟un Fransa‟da hakimiyet kurmasıyla kendisine yardım geleceği ümidinin artmasıyla bu savaşa cesaret edebilmiştir (Soysal, 1999: 298).

Fransızlar sabahın ilk ışıkları ile Osmanlı ordusunu şaşırtmıştı. Ancak Nasuh Paşa emrindeki askerler derhal toplanıp düzen aldıktan sonra “Nil Nehri ile Fransız ordusu arasından Mısır‟a doğru” yürümeye başladılar (Cevdet, VII, 1309: 75). Kleber bunların üzerine bir miktar Fransız süvarisi gönderdi. Ancak Osmanlı süvarileri “bunları ihata ederek kılıçla doğramaya başladıklarından” Kleber hemen yardım amacı ile Uci (?) ve Dragon (?) bölüklerini göndermiştir. Ancak kendisi için Metriye (?) Köyü daha önemli olduğu için Osmanlı ordusu o tarafa ulaşmadan derhal General Reynier‟i o köy üzerine sevk etti. Yeniçeriler derhal Fransızların üzerine hücuma geçmiş ancak Fransızlar “keskin ateş etmekle” çok sayıda yeniçeriyi şehit veya yaralamışlardır. Buna rağmen yeniçeriler geri durmayıp “göğüs göğüse gelerek kılıç ve bıçak oynatmaya başlamış” iseler de Fransızların iki kol üzerinden yeniçerilere saldırmaları üzerine bozulup geri dönmek zorunda kalmışlardır. Ardından birleşen iki kol Metriye Köyü‟nü (?) zapt etmeyi başarmışlardır. Bozulan yeniçeriler Nasuh Paşa ile birleşip Mısır‟a doğru gitmişlerdir. Ayrıca yeniçerilerin köyde bıraktıkları topları çivileyip askerlerini

dört kola ayırıp General Reynier iki kolu, diğer iki kolunu ise General Friban kumandasında ilerletmişti (Cevdet, VII, 1309: 76).

Serdar-ı Ekrem Metriye Köyü‟ne yardıma gitmeye çalışmışsa da o gelmeden Fransızlar burayı ele geçirmişlerdi. Merc ve Serkus (?) köyleri arasında iki taraf karşılaşmış, Fransız topçularının usta bir şekilde Osmanlı askerleri üzerine saldırmaları pek çok kayba sebebiyet vermiştir. Bir fırka Osmanlı süvarisi General Friban (?) üzerine hızlı bir şekilde saldırıya geçmiş ancak “sıcağın şiddetinden yerler derin derin yarılmış olduğundan, atlar istenilen hızda değildi” (Cevdet, VII, 1309: 76). Bu süvarilerin çoğunluğu Fransızların attıkları şiddetli ateş neticesinde çoğu “şehit” düşmüştür. Bunun üzerine tekrar saldırıya geçilmiş ise de “çaresiz” geri dönmeye mecbur kalınmıştır (Cevdet, VII, 1309: 77).

Nasuh Paşa, Salahiye tarafına doğru gitmiş ancak Fransızların kendilerini takip etmeleri üzerine geri çekilmeye devam etmişlerdir. Her iki taraf arasında zaman zaman çarpışmalar meydana geliyordu.

Mısır ahalisi Fransız generallerinin çıkardıkları olayları korkuyla izliyorlardı. Mısır üzerine şiddetli saldırılarda bulunuyorlardı. Bu şiddetli mücadelelerde pek çok insan hayatını kaybetmiş ve çok sayıda hane içindekilerle beraber kül olup gitmişti. Kleber tarafından üç gün süre ile mütareke olunarak barış görüşmelerine başlanmıştı. Bu barışa göre Nasuh Paşa, Osman Efendi ve İbrahim Bey, Osmanlı askeri ile birlikte Nisan ayının ortalarına kadar Mısır‟dan çıkmalarına karar verilmiştir (Cevdet, VII, 1309: 81).

Üç gün süren mütareke dönemi de dahil edildiğinde otuz yedi gün süren bu şiddetli savaşların ardından Mısır halkının çektikleri zorluğu tarif etmek mümkün değildi. Mısır‟da bulunan pek çok değerli eşya ile birlikte Mısır şehri tarumar edilmiştir. Bu durum ise Mısır halkı üzerinde büyük bir üzüntüye sebebiyet vermiştir (Cevdet, VII, 1309: 81).

Fransızlar birkaç kişi yüzünden Mısır çöllerinde çok sayıda insanın canına kıymalarının yanı sıra bunca eski eserleri de harap etmeleri “garip meyanındadır.” Böylece Mısır yine Fransızların eline geçti. Kleber, Mısır ahalisi hakkında genel af ilan etti. Ancak toplamış olduğu savaş tazminatı çok fazlaydı. Mısır halkı bunu ödemek istemediğinde kendilerinden zorla bu para tahsis edilmiştir. Bu esnada Murat Bey

(Fransızlarla işbirliği yaparak), Derviş Paşa‟yı Said‟den çıkartıp Paşa‟nın toplamış olduğu çok sayıda eşya ile beraber dört bin koyunu dahi Kleber‟e takdim etmiştir. Fransızların, Mısır‟ı boşaltacakları esnada Serdar-ı Ekrem tarafından toplanan yetmiş kadar ticaret gemisi içlerinde bulunan mallarla birlikte İskenderiye Limanı‟na girmişti. Kleber bu gemilere de el koyup içlerinde bulunan malzemeleri satmıştır (Cevdet, VII, 1309: 81).

Böylece Kleber ekonomik durumunu oldukça düzeltmişti. İskenderiye‟de büyük istihkamlar inşa ettirmiş, kale ve tabyaları tamir ettirmişti. Asker eksikliğini ise Kıpti ve diğer Hıristiyan “taifesinden” ve Darfur‟dan getirmiş olduğu “siyah kölelerden” tedarik etmişti. Bu esnada Napolyon‟un Fransa‟da hakimiyeti ele geçirdiğini ve yakında Mısır‟a yardım göndereceği ümidi ile Fransız ordusu yeniden Mısır‟a yerleşmişti (Cevdet, VII, 1309: 82).

İngilizler Kleber‟in abartılı “tahriratına aldanarak” Serdar-ı Ekrem‟in imzalamış olduğu mukaveleyi reddetmiş ve Mısır‟da bulunan Fransızların esir düşürmek sevdasına düşmeleri üzerine iş buralara gelmişti. İngilizler geri adım atarak Fransızların yukarıda adı geçen anlaşmaya göre ülkelerine dönmelerine izin vermişler ise de Fransızlar Mısır‟dan çıkmayı kabul etmeyerek Napolyon‟dan gelecek olan yardımı beklemeye başlamışlardı (Cevdet, VII, 1309: 82). İngilizlerin böyle acele bir karar vermesi hem Mısır‟ın tahliyesini geciktirmiş hem de Mısır‟da maddi manevi pek çok kayıpların yaşanmasına sebebiyet vermiştir.