• Sonuç bulunamadı

Ariş’in Napolyon Tarafından Zabtı

1.1. NAPOLYON’UN HAYATI VE SİYASİ BİR AKTÖR OLARAK ORTAYA

1.1.3. Napolyon’un Malta’yı Zaptı ve İngilizlerin İskenderiye’ye Gelişi

1.2.6.1. Ariş’in Napolyon Tarafından Zabtı

Ahmet Cevdet Paşa, Napolyon Bonapart‟ın İskenderiye ve Mısır istilalarından sonra yönünü Suriye üzerine çevirdiğinden bahsetmiştir.

Şöyle ki: Napolyon Bonapart, Mısır‟daki durumunun kötüleşmesi üzerine farklı alternatifler üzerinde durmaya başladı. O‟na göre Mısır‟da daha fazla kalabilmek için Cezzar Ahmet Paşa‟nın yenilgiye uğratılması gerekiyordu. Bu yüzden Napolyon, Cezzar Ahmet Paşa‟nın ordusunu bozarak Şam bölgesini ele geçirmek niyetindeydi. Bonapart, bu doğrultuda ordusu ile birlikte Belbis ve Salahiye tarafında toplanıp takım takım askeri bir araya getirdi. Dimyat muhafızı General Kleber o taraftaki Fransa askeriyle birlikte kara yoluyla olmak üzere harekete geçti. Ayrıca İskenderiye Limanı‟nda bulunan Fransa gemileri “kıyı sıra gitmek üzere” düzene konuldu. Mısır Kalesi‟ne yeterli asker bırakıldıktan sonra Bonapart harekete hazırdı. Ramazan ayının başlarında divan azası olan bütün görevlileri meclise davete ederek bunlara hitaben:

“Benim kılıcımdan firar eden Kölemenler, Cezzar Paşa‟ya iltica edip o dahi onlara asker vermekle bu tarafa gelmekle katl-ı ibad ve tahrib-i bilad etmek üzere Ariş‟te toplanmışlar, bu ise benim gayretime dokunmakla Cenab-ı Hakka istihare ettikten sonra azmettikte o tarafa gideyim ve „Avn-i Bari‟ ile onları ibret-ül sairin ve memleketi şerr ve fesatlarından mahfuz ve emin edeyim ey hazar size de lazım olan budur ki memleketin asayiş ve emniyetine ihtimam idesiz. Bir iki aya kadar gidip gelirim şayet ki gıyabımda askere karşı edna bir hareket vukua gelir ise top ile şehri tahrip etmek üzere memurlara emir vermişimdir.” demesi üzerine mecliste hazır bulunanlar kendisine teminat vermişlerdir (Cevdet, VII, 1309: 15). Napolyon Bonapart‟ın Suriye Seferi‟ne çıkmasındaki sebeplere bakacak olursak; Napolyon, Osmanlı Devleti‟nin Rusya ve İngiltere ile anlaşma yapmasından sonra Osmanlı

ordusunun Suriye üzerine harekete geçeceğini tahmin etmişti. Bunun için beklemek yerine taarruza geçmeyi tercih etti. Suriye‟de başarılı olursa, Mısır dışında Lübnan ve Basra Körfezi‟nden itibaren Irak ve Anadolu üzerine gidebilir ve hayalindeki Doğu İmparatorluğu‟nu kurabilirdi (Soysal, 1999: 273). Ayrıca tarih boyunca Mısır‟da hakimiyet kurmuş olan Firavunlar, Fatımiler, Eyyubiler, Memlükler gibi devletler Suriye‟ye de yerleşmişlerdi. Denilebilir ki Mısır‟da hakimiyet kuran devletler için Suriye‟yi almak coğrafi bir zorunluluktu. Napolyon, Suriye‟ye sahip olmakla Doğu Akdeniz‟de mükemmel limanlara ve Mısır‟da olmayan ormanları da ele geçirmiş olacaktı (Karal, 2007: 39).

Bonapart bu şekilde meclistekileri korkutmakla beraber Mısır‟da kimin davası varsa ulema ve kadıya gitsinler babında “tellallar nida ettirmek” yoluyla İslam ahalisinin memnuniyetine vesile olacak bazı hareketlerde bulunmuştur (Cevdet, VII, 1309: 15).

Kadı Efendi ve Mustafa Kethüda ile savaşa memur edilen bazı ulema ve asker, takım takım Mısır‟dan çıkarak çadırların bulunduğu alana gittiler. Bonapart ise Ramazan‟ın beşinci günü Mısır‟dan çıkarak Salahiye‟ye doğru yol almıştır. Ancak Salahiye‟ye vardıklarında ulema bu çöllerden ve dağlardan geçebilecek güce sahip değiliz diye itiraz etmeleri üzerine Napolyon kendilerine Mısır‟a dönmeleri için izin verdi (Cevdet, VII, 1309: 15).

Bonapart‟ın Şam üzerine sevk ettiği orduda, “beş alay talimli piyade, dört alay talimli süvari, bin nefer başı bozuk süvari, bin altı yüz topçu ve bir takım istihkam askeri olmak üzere toplam yirmi bin bir dört yüz nefer olup donanması ise altmış dörder parça top çeker, yedi adet fırkateyn, altı parça korvet, üç kıta brik, on parça şalope, yedi parça golet, ile on yedi parça nakliye gemisinden ibarettir.” Kleber Dimyat‟tan Ariş üzerine hareket etmişti. Yolu şaşırıp üç gün boyunca zahiresiz kaldılar. At ve deve eti yiyerek “güç hal ile” yollarını bulup Ariş‟e vardıklarında Cezzar Paşa tarafından Ariş kalesine zahire getiren bir miktar asker Fransızları görüp telaşa kapılarak firar etmişlerdir. Bunun üzerine Kleber bu zahireyi alıp “memnun olarak” üç gün boyunca askerini idare ettikten sonra Napolyon‟a yetişip Ariş önlerinde ordusunu kurmuştur (Cevdet, VII, 1309: 16).

Kalede yedi sekiz bin kadar asker olup Mısır‟ın ünlü kumandanlarından bazıları da oradaydı. Napolyon kalenin kendisine teslim edilmesi için içerdekilere haber

gönderdi. Ancak kaledekiler bu talebi geri çevirdiler. Bunun üzerine Napolyon kaleyi top ile dövmeye başladı. Sekiz gün süren kuşatmalar üzerine zahire ve cephaneleri iyice azalmaya başlamıştı. Bunun üzerine kalede bulunanlar, Bonapart‟tan “aman” dilediler. Napolyon, silahsız bir şekilde kaleden çıkmaları koşuluyla gidebileceklerini söylemiştir. Ancak bu koşulu kabul etmeyen kale halkı tekrar savaşmaya devam ettiler. İki gün sonra Mısır ümerasından Kasım El-Meskubi bir miktar asker ve cephane ile imdada gelerek geceleyin kaleye girmek için şehre uzak bir mesafede durmuştu. Fransızlar o gece onlara baskın yapıp Kasım Bey ve beraberindekilerden çoğunu öldürmüşlerdi. Ayrıca yanlarında getirmiş oldukları cephaneye de el koymuşlardı. Bu olayın, kale halkı tarafından duyulması üzerine hepsi şaşkınlık içerisinde yeniden silahları ile beraber kaleden çıkmaları koşuluyla Bonapart‟a başvurdular. Onun da bu teklifi kabul etmesi ile kaleyi Napolyon‟a teslim etmişlerdir (Cevdet, VII, 1309: 16).

Bunun üzerine Napolyon, Şam halkına bir bildiri yayınlamıştır. Bu bildiride Fransız askerlerinin bu taraflara geliş nedenleri Kölemenler ve Cezzar Ahmet Paşa‟nın “def ve tardı içindir.” Cezzar Ahmet Paşa, Fransızlar hakkında olumsuz düşüncelere sahip olmasının yanı sıra Fransa askeri ile mücadeleye hazırlanmaktadır. Dolayısıyla, biz de onunla muharebeye hazırız dedikten sonra halkın memleketlerinde rahat dolaşmaları konusunda kendilerine teminatta bulunmuştur (Cevdet, VII, 1309: 17).