• Sonuç bulunamadı

Osman Pamukoğlu‟nu Siyasete TaĢıyan Etkenler

1.2. SĠYASAL KATILMA KAVRAMI

2.1.2. Osman Pamukoğlu‟nu Siyasete TaĢıyan Etkenler

Bu bölümde, Osman Pamukoğlu‟nu siyasete taĢıyan etkenler, Pamukoğlu‟nun ifadeleri doğrultusunda ortaya konulmaya çalıĢılacaktır. Kendisiyle 27 Kasım 2010 tarihinde Hak ve EĢitlik Partisi Genel Merkezi‟nde röportaj yapılmıĢtır. Osman Pamukoğlu‟nun yoğun programı nedeniyle kendisine sorulamayan sorular yazılı olarak gönderilmiĢ, bu soruların bir kısmına cevap vermiĢ ve 19 Mayıs 2011 tarihinde tarafıma posta yoluyla gönderilmiĢtir. Osman Pamukoğlu‟nun söylemlerine, katıldığı televizyon programlarından, kendisine yöneltmiĢ olduğum sorulardan ve partinin çıkarmıĢ olduğu çeĢitli yayınlardan ulaĢılmıĢtır.

Osman Pamukoğlu Hak ve EĢitlik Partisi Parti Rehberi‟nde (2009: 10–11) “siyaset nedir, niçin yapılır?” sorusunu Ģu Ģekilde yanıtlamıĢtır:

Siyaset, üstün bir ideal uğruna rahatından ve güvenliğinden ödün vererek bir davaya katılma arzusudur.

Siyaset, idealist bir harekettir. Bizim dimağ ve ruhumuzda kuvvetle yer tutmuĢ fikir ve duygu, halka dayanma ihtiyacımızdır.

Siyaset, insanların yaĢam mücadelesini dünyada var olabilmek için sürdürme sanatıdır. Tüm mücadele temelde nüfusu besleyecek yeterli toprağa sahip olmak ve elde tutmak için yapılır. Halkın gücü silah stoklarından çok daha üstündür. Esas güç halkın kararlılığı, azmi ve inancıdır.

Siyaset, bir devletin politik, ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik konularında politikalar üreterek halkın refah ve mutluluğu için yürütülen tüm faaliyetlerdir.

Siyaset, halk içindeki çeliĢmelerin halk yararına düzenlenmesi sanatıdır. Bu nedenle siyaset erdemli ve onurlu bir mana taĢımaktadır. Ama ne var ki, idealistten demagoga kadar her türlü insanın at oynatabileceği yer de siyaset meydanıdır.

Halkın mevcut düzenden ve siyasetten kirlenmiĢ partilerden umudu kalmamıĢtır. Halk sahipsiz, doğruluk ve dürüstlüğe hasrettir. Kaynayan kazan kapak tutmaz.

Siyaset ülkenin geleceğine sahip çıkmak için yapılır.

Siyaset, ulusal yapısı ikiye bölünmeye doğru giden ve milli ekonomisi yok edilmiĢ bir ülkeden geriye bir Ģey kalmadığı için yapılır.

Siyaset, ülkenin baĢına gelen her Ģeyden yurttaĢ olan herkes, birebir sorumlu olduğu ve kimsenin olup biteni ürkerek, çekinerek, korkarak kenardan seyretme hakkı olmadığından yapılır. Çünkü ülkenin yazgısı kiĢilerin de yazgısı olacaktır.

Siyasette insan inandığına denktir, yapabileceği ise düĢündüğü kadardır. Ġnsanlar yetenek ve enerji açısından fakirleĢirse, örgütün de yeteneksiz ve değersizlere kalma riski vardır.

Siyaset zor, çok zor bir iĢtir. Siyaset düĢmanı bol olmak demektir. Cesur, atılgan, vatanını ve milletini çok seven ve bu yolda her Ģeyi göze alabilen insanlar ister.

YokuĢlar insanı susatır. YokuĢlarda susayacağını bileceksin.

Ġçine vatan kaygısı çökmeyen insan siyaset yapamaz. Gönülden bir vatan ve halk adamı olmak Ģarttır.

Siyaset üzerine net ve kapsamlı tanımlamalar yapmanın güçlüğü göz önünde bulundurulduğunda, birçok siyaset bilimcinin farklı tanımlamalar yaptığı görülmektedir. Karl Marx ve Engels‟e göre siyaset temeldeki üretici güçlerin niteliğini belirlediği bir üst yapı olarak tanımlanmaktadır. Max Weber ise siyaseti, bir toprak parçası üzerinde, gerektiğinde fiziki zora baĢvurma olanağı olan, yönetsel bir örgüt tarafından, verilen emirleri uygulatan egemen gruba dayandırmaktadır. Dahl‟e göre siyaset, güç, rol ve otorite kavramları ile ilgili insan iliĢkilerini içinde barındırmaktadır. Bu tanımlamalara bakılarak ortak noktalar göz önünde bulundurulduğunda, siyaset örgütlü güç, yetki ve denetim kurumları olarak karĢımıza çıkmaktadır (Çam, 1999: 22-23). Osman Pamukoğlu‟nun yapmıĢ olduğu bu tanımlamalara bakıldığında, siyaset için kesin bir tanım yapamadığı görülmektedir. Siyaseti tanımlama çabasının, daha ziyade ülkenin içinde bulunduğu koĢullara göre Ģekillendiği göze çarpmaktadır. Osman Pamukoğlu‟nun “Siyasetin, ulusal yapısının ikiye bölünmeye doğru giden, ekonomisi

yok edilmiş bir ülkede yapılması gerektiği” söylemini, ülke gündeminde devamlı yer

bulan Kürt sorunu ve AKP‟nin ekonomik istikrar söylemleri nedeniyle yaptığı anlaĢılmaktadır. Pamukoğlu‟na göre genel anlamıyla siyaset idealist bir harekettir, halkın refahı ve huzuru için ve ülkenin geleceğine sahip çıkmak için yapılmalıdır.

Osman Pamukoğlu‟na sorulan “siyaseti ne olarak tanımlıyorsunuz?” sorusuna,

“siyasetin bir güçler mücadelesi olduğunu, siyasete geniş katılımın birçok sorunu çözeceğini, bunun demokrasi olduğunu ve bireylerin alınyazısının ülkenin alınyazısı olacağı” Ģeklinde cevaplamıĢtır. Ancak bu ifadelerinden yine net bir siyaset tanımı

ortaya konamamıĢtır. Pamukoğlu, Dahl‟in tanımlamasına benzer bir Ģekilde siyasetin bir güçler mücadelesi olduğunu vurgulamıĢ, yine ülkenin içinde bulunduğu koĢullara atıf yapılarak geniĢ katılımlı siyaset anlayıĢının, ülke içerisindeki sorunları gidereceğini belirtmiĢtir.

Bir diğer taraftan Osman Pamukoğlu emekli olduktan sonra, özel Ģirketlerde, Ġstanbul, Ġstanbul Teknik, Uludağ, Erciyes, Pamukkale Üniversitesi gibi birçok üniversitenin öğrenci kulüplerinin davetlisi olarak “liderlik” konferansı vermiĢ, ayrıca yazmıĢ olduğu kitaplar ve Serdar Akinan‟ın hazırladığı “Kan Uykusu” isimli belgeselle insanların zihninde yer etmeye baĢlamıĢtır.

Osman Pamukoğlu‟nun siyasete katılmasındaki en büyük etken, mevcut siyasi partilerin, düzenin partileri haline gelmesi ve bu partilerle siyasi ya da ekonomik bağımsızlık mücadelesi verilemeyecek olmasıdır. Partilerin, düzenin partileri haline gelmesindeki kastı, mevcut partilerin dünya siyasetine yön veren emperyalist devletlerin emrinden çıkamayan ya da çıkmayan, onların dediklerini harfiyen yerine getiren partiler olduğu düĢüncesidir. Bu nedenle Avrupa Birliği‟nin dayatmaları doğrultusunda, ülkedeki belli baĢlı unsurların yok edildiğini ve ekonomik olarak dıĢa bağımlı hale getirilmek istendiğimizi belirten Pamukoğlu, AB ile iliĢkileri dondurmak istemektedir. Siyasi partilerin hepsinin “tornadan çıkmıĢ” gibi göründüğünü, bazılarının Atatürk‟ten, bazılarının milliyetçilik gibi unsurlardan beslendiğini, yeni bir siyasi hareketin ortaya çıkması gerektiğini hissetmesi nedeniyle parti kurma ihtiyacı duyduğunu açıklamıĢtır15

. Aynı zamanda Ģu anda “hak” ve “eĢitlik” kavramlarının ülkemizde olmamasından yakınmaktadır16.Osman Pamukoğlu‟nun hak ve eĢitlik kavramlarındaki kastı, ülkemizde

en çok yenen ve en çok çiğnenen Ģeyin “hak”, hiç olmayan Ģeyin de “eĢitlik” olduğudur. Bu kavramlardaki ana unsurun insan olduğu anlaĢılmakta; kavramlardan vatandaĢların hak ettiği düzende, adilane ve eĢitlikçi bir yaĢam sürmeleri gerektiği düĢüncesinin olduğu anlaĢılmaktadır.

01 Aralık 2009 tarihinde Habertürk kanalında yayınlanan “Teke Tek” isimli programın sunucusu Fatih Altaylı‟nın yönelttiği “Niye girdiniz siyasete?” sorusuna Osman Pamukoğlu üniformayı çıkartınca hemen siyasete girmediğini, yedi sene sonra girdiğini, Ģu anki siyaset anlayıĢını benimsemediğini ve yaklaĢık son iki yılda ülkenin içinde bulunduğu koĢulların yeni bir siyasi parti kurulması ihtiyacını doğurduğunu, halkın talebi üzerine, halk tipi bir parti olarak kurulduklarını belirtmiĢtir.

Pamukoğlu‟nun ifadelerine göre halk mevcut iktidarın politikalarından memnun olmamaktadır ve halk avutulduğunu, uyutulduğunu düĢünmektedir. Bu nedenle halkın partinin kurulmasını talep ettiğini belirtmektedir. Pamukoğlu, partinin halkın gönüllülük esasına göre hareket ederek kurulduğunu, büyük paralar harcanarak kurulmadığını belirtmektedir. Partiye katılmak isteyen vatandaĢların, partinin kuruluĢu süresince

15

27.11.2010 tarihli Osman Pamukoğlu ile yapılan röportaj 16

ellerinde ne varsa yardım/bağıĢ yapması ve örgütün bir anda büyümesini sağlamaları nedeniyle, Osman Pamukoğlu partisine halk tipi parti demektedir.

Osman Pamukoğlu‟nun bu söylemi düĢünmeye değerdir. Pamukoğlu‟nun mevcut düzenden kastı AKP hükümetleridir. 2002 yılında % 34,3 oy oranıyla iktidara gelen AKP‟nin, 2007 seçimlerinde oy oranını % 46,6‟ya çıkardığı bilinmektedir. Seçmenin neredeyse yarısının AKP‟ye oy vermesine bakılırsa, oy veren kesimin avutulduğunu ve uyutulduğunu düĢünmediği anlaĢılmaktadır. Hatta 2002‟den 2007 yılına kadar geçen zamanda, oy oranlarının artmasının AKP icraatlarının beğenildiğini göstermektedir. HEPAR‟ın kuruluĢuna katkı sağlayan “halk”ın, AKP iktidarının çalıĢmalarını benimsemediği Osman Pamukoğlu‟nun söylemlerinden çıkarılabilirken, tüm Türkiye halkının AKP karĢıtı ve HEPAR sempatizanıymıĢ gibi gösterilmesi, oldukça popülist bir söylem olarak karĢımıza çıkmaktadır.