A. Müellifin İsabetli Naklettiği Görüşler
1. İbn Rüşd: “Ebû Hanîfe öğleden önce görülen hilâli akşam üzeri görülmüş
gibi ertesi güne saymaktadır.”373
“Hilâl zevâlden önce ya da sonra görülürse gelecek gece içindir.”374
2. İbn Rüşd: “Bir kişinin hilâli görmesiyle oruç bozulmaz, Ebû Hanife’ de
bunu benimser.”375
“Bayram hilâlini gören tek kişi olursa bayram yapılmaz.”376
3. İbn Rüşd: “Tek başına hilâli görüp iftar eden kimseye Ebû Hanife’ye göre
sadece kazâ lazım gelir.”377
“Tek başına hilâli görüp iftar edene keffâret gerekmeyip sadece kazâ
gerekir.”378
4. İbn Rüşd: “İmam Ebû Hanife: “Eğer hava kapalı ise bir kişinin ve eğer
kapalı olur ve aynı zamanda şehir de büyük olursa ancak büyük bir kitlenin şahitliğiyle
367 İbn Rüşd, I, 245. 368 Mevsılî, I, 91. 369 İbn Rüşd, I, 252. 370 Kâsânî, I, 314. 371 İbn Rüşd, I, 256. 372 Mergînânî, I, 112; Mevsılî, I, 95. 373 İbn Rüşd, I, 261. 374 Semerkandî, I, 165; Kâsânî, II, 82. 375 İbn Rüşd, I, 262. 376 Mergînânî, I, 147; Mevsılî, I, 130. 377 İbn Rüşd, I, 262. 378 Mevsılî, I, 130.
kabul olunur.” demiştir. Kendisinden havanın açık olduğu zamaniyi halli iki şahidin kabul olunduğu da rivayet olunmuştur.”379
“Tek kişinin hilâli görmesiyle iftar edilemez. Hilâlin görülmesine engel varsa
iki adamın veya bir adam iki kadının, hava açıksa bir topluluğun şehadeti gerekir. Ebû Hanife’ den hava açıkken de iki adamın şehadetinin yeterli olacağı da nakledilmiştir.”380
5. İbn Rüşd: “Oruçlu için hacamat, Ebû Hanife’ ye göre mekruh değildir ve
orucu da bozmaz.”381
“Hz. Peygamber (s.a.s.)’den gelen rivâyette kusma, hacamat, ve ihtilamın orucu
bozmadığı rivayet edilmiştir. Ebû Hanife’ den hâcim ve mahcûm oruçları bozuldu zannı ile iftar ederse şüpheden dolayı kefaret gerekmez şeklinde bir rivâyet vardır. Hâcim ve mahcûmun hacamattan dolayı orucu bozulmaz.”382
6. İbn Rüşd: “Ebû Hanife: “Kişinin mutlak olarak oruca niyet etmesi yeterlidir.
Başka bir oruca niyet edilse de kâfidir, ramazan orucuna dönüşür. Ancak yolcu olması hali hariçtir.”383
“Ramazan orucuna mutlak olarak ya da başka bir nafile niyeti ile niyet edip
tutmak câizdir. Ancak hasta ve yoldulukta olan kimse başka bir vâcib niyeti ile tutarsa o vâcibi tutmuş olur.”384
7. İbn Rüşd: “Ramazan orucu ve belli günlerde tutulması nezredilen oruçlar
gibi muayyen bir vakte mahsus oruçlarla, nafile oruçlarda fecirden sonra niyet câizdir. Fiz zimme oruçta fecirden önce niyet şarttır.”385
“Kazâya kalmış ramazan orucu, zamanı tayin edilmeden adanan oruçlar ve
keffaret orucu gibi oruçlar için geceden niyet gerekir.”386
8. İbn Rüşd: “Ebû Hanîfe vâcib-i muayyenin niyet yerine geçen bir vakti
olduğu için niyete muhtaç olmadığını fakat vâcib-i fiz zimme’ nin belirli bir vakti olmadığı için niyete muhtaç olduğunu düşünerek bu iki vâcib arasında ayrım yapmıştır.”387 379 İbn Rüşd, I, 262. 380 Mevsılî, I, 130. 381 İbn Rüşd, I, 267. 382 Kâsânî, II, 92, 100. 383 İbn Rüşd, I, 268. 384 Mergînânî, I, 144; Mevsılî, I, 127. 385 İbn Rüşd, I, 269. 386 Semerkandî, I, 167; Mergînânî, I, 144. 387 İbn Rüşd, I, 270.
“Fecirden sonra borç olan oruca niyet etmek câiz olmaz. Muayyen oruçlarda
farz olsun vâcib olsun, nafile olsun câizdir.”388
9. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre sabah faslı evine varacağını düşünen kimse
oruçlu imiş gibi davranır. Hanefiler: “Günün ortasında Ramazan olduğunu öğrenmesi nasıl nasıl yemekten sakınmasını gerektiren bir sebep ise günün ortasında yolcunun evine varmasıdayemekten sakınmayı gerektirir.”demişlerdir.”389
“Gündüzden bir miktar daha varken aybaşı kanından temizlenen kadın ile, yolculuktan dönen kimsenin, gündüzün geri kalan kısmında oruçlu gibi davranıp orucu bozan şeylerden sakınması gerekir.”390
10. İbn Rüşd: “Ebû Hanîfe hamile ve emzikli kadının oruç tutmadığı için fidye
vermeyip kaza yapması gerektiği görüşündedir.”391
“ Hamile ve emzikli kadın durumundan endişe ederse oruç tutmaz daha sonra kaza eder.”392
11. İbn Rüşd: “Oruca dayanamayan yaşlı ve aciz için fidye lazım gelir denmiş,
Ebû Hanîfe de bunu benimser.”393
“Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı kimse, tutmaz her gün için bir fakiri doyurur.”394
12. İbn Rüşd: “Bilerek yiyip içen ve orucunu mazeretsiz olarak bozan kimseye
hem kaza hem keffaret gerekir denmiştir, Ebû Hanîfe de bunu benimser.”395
“Bilerek yiyip içen kimseye hem kaza hem keffaret gerekir396.”
13. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre Ramazan da oruçlu olduğunu unutup cima
eden kimseye ne kaza ne de keffaret gerekir.”397
“Bir kimse unutarak cinsi münasebette bulunursa kendisine ne kaza ne de keffaret gerekir.”398
14. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre kadını oruçlu iken cimaya zorlayan
kocasına kadın diretmezse gönüllü olursa, kocasına lazım geldiği gibi kadına da keffaret lazım gelir.”399 388 Semerkandî, I, 167; Kâsânî, II, 84. 389 İbn Rüşd, I, 283,284. 390 Mergînânî, I, 154. 391 İbn Rüşd, I, 276. 392 Mevsılî, I, 138. 393 İbn Rüşd, I, 277. 394 Mevsılî, I, 135. 395İbn Rüşd, I, 278. 396 Mevsılî, I, 131. 397 İbn Rüşd, I, 279. 398 Mevsılî, I, 133. 399 İbn Rüşd, I, 280.
“Kadında bu işte gönüllü ise o da keffaretle mükellef olur.”400
15. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre keffaret müteretteb olup önce köle azadı,
olmazsa oruç tutmak, buna da güç yetmezse yoksulları doyurmaktır.”401
“Ramazanda orucunu bilerek bozan kişiye zıhar keffareti gibi keffaret gerekli görülmüştür. Zıhar keffaretinde hadiste geçtiği üzere önce köle azadı, sonra oruç, olmazsa yedirmek vardır.”402
16. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre yedirmede her miskine yarım sa‘ verilir.”403
“Oruç tutamayacak kadar güçsüzleşen kimseler her bir gün için bir yoksula keffaretlerdeki gibi yarım sa‘ buğday ya da bir sa‘ kuru hurma veya arpa verirler.”404
17. İbn Rüşd: “Ebû Hanife, farklı günlerde keffaret vermeden cima edene bir
keffaret gerektiği görüşündedir.”405
“Orucu bozan bir fiillden keffaret gereken kimse, keffaret vermeden yine orucunu bozsa sadece bir keffaret gerekir.”406
18. İbn Rüşd: “Tatavvu orucunu özür nedeniyle bozana Ebû Hanife’ye göre
kaza lazım gelir.”407
“Nafile olan bir namaz ve oruca başladıktan sonra yarıda bırakana kazası lazım gelir.”408
19. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre itikafta Allah’ı zikretmek, Kur’ân okumak,
namaz kılmak dışında birşey yapılmaz.”409
“İtikafta Kur’an, hadis ve ilmi okumalar yapılabilir.”410 Sadece namaz kılınabileceği ve namaz kılınabileceğine dair bir sınırlamaya rastlayamadık. Naklin hatalı olduğu kanaatindeyiz.
20. İbn Rüşd: “Ebû Hanife: “İtikafa her mescitde girilebilir” demiştir.”411
Ebu Hanife ‘den içinde bütün namazların kılındığı her mescitde itikafa girilebilir şeklinde rivayet edilmiştir.412Burada beş vakit namazın içinde kılındığı
400 Kâsânî, II, 98; Mevsılî, I, 131. 401 İbn Rüşd, I, 281. 402 Mergînânî, I, 150 ; Mevsılî, I, 31 403 İbn Rüşd, I, 281. 404 Mergînânî, I, 152. 405 İbn Rüşd, I, 282. 406 İbn Abidin, II, 101. 407 İbn Rüşd, I, 288. 408 Mergînânî, I, 153. 409 İbn Rüşd, I, 290.
410 İbn Abidin, II, 185; Ceziri, I, 589. 411 İbn Rüşd, I, 291.
mescitler kastedilmektedir. İbn Rüşd’ün mescitten kastı açık olmamakla beraber biz cemaat mescidini kastettiğini düşünerek görüşün isabetli olduğu kanaatindeyiz.
21. İbn Rüşd: “Ebu Hanife kadın itikafa ancak evindeki mescitde girebilir
demiştir.”413
“Ebu Hanife; kadın cemaat mescidinde itikafa girebilir ama dilerse evindeki
mescitde de itikafa girebilir ki bu onun için daha faziletlidir. Asl’da kadın ancak evinde ki mescitde itikafa girebilir cemaatle namaz kılınan mescitde giremez”414 diye rivayet edildiği de naklediliyor. İbn Rüşd mescidden kastı hususunda biraz daha açık ifade kullanılsa idi daha anlaşılır olacaktı, biz cemaat mesciterini kastettiğini düşünerek görüşün isabetli olduğu kanaatindeyiz.
22. İbn Rüşd: “İtikaftan çıkış vakti Ebû Hanife’ye göre güneşin
batmasıyladır.”415
“İtikafa giren kimse güneş batana kadar bekler ve mescitten çıkar.”416
23. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre oruçsuz itikaf olmaz.”417
“Oruçsuz itikaf olmayacağına dair rivayet edilen hadise dayanarak, oruçsuz itikaf olmayacağı belirtilmiştir.”418
24. İbn Rüşd: “Cima olamaksızın itikafın bozulması için Ebû Hanife’ye göre
öpme ve dokunma dan dolayı inzal olmak gerekir, inzal olmadıkça itikaf bozulmaz.”419 “Kadınla tenasül uzvu dışında ilişkide bulunmak veya öpmekle inzal olmadıkça itikaf bozulmaz.”420
25. İbn Rüşd: “Mutlak olarak nezredilen itikafta Ebû Hanife’ye göre tetabû
şarttır.”421
“Bir kaç gün müddetle itikafa girmeyi nezredene o günlerin gecesinde de peş peşe itikafta kalması gerekir.”422
24. İbn Rüşd: “İtikafta girenlerin mescidden başka bir yere girip
giremeyeceğinde ihtilaf edilmiş, İmam Mâlik ve İmam Ebû Hanîfe girebileceklerini söylemişlerdir.”423 413 İbn Rüşd, I, 291. 414 Kâsânî, II, 113. 415 İbn Rüşd, I, 293. 416 Kâsânî, II,110. 417 İbn Rüşd, I, 293.
418 Semerkandî, I, 180; Mergînânî, I, 158; Kâsânî, II,113 . 419 İbn Rüşd, I, 294.
420 Semerkandî, I, 182; İbn Abidin, II, 185. 421 İbn Rüşd, I, 294.
422 Mevsılî, I, 137. 423 İbn Rüşd, I, 295.
“Özürsüz olarak bir müddet dışarı çıkanın itikafı bozulur.”424 Burada kastedilen mescide ait bir başka odadır ki bu durumda kişinin itikafı bozulmaz.425 Nakledilen görüş doğrudur.
25. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre hastalıkla tetâbû kesildiği zaman sadece
geri kalan günlerini tamamlamak lazım gelir.”426
“Birkaç gün itikafı kendisine vacip kılan gece gündüz peşpeşe itikafta kalır. İtikafa başlanırsa onu tamamlamak ve bırakılırsa kaza etmek lazım gelir.”427 Yani riddet dışında bir nedenle itikafı ifsad olursa ve itikafı muayyen olursa ifsad eden şeyin hasıl olduğu günlerin bedelini kaza eder ve itikafa evvelinden başlamaz. Gayr-i muayyen ise itikafa yeniden başlar.428 Nakil bu bağlamda doğrudur.
B. Müellifin Hatalı Naklettiği Görüşler
1. İbn Rüşd: “Ölüpte orucunu kaza edememiş olan için; Ebu hanife: “Yakınları
yerine oruç tutar bu da olmazsa fidye verir.” demiştir.”429
“Ölü yakınları ölü yerine ne namaz kılabilir ne de oruç tutabilir. ”430
2. İbn Rüşd: “Ebu Hanife, orucunu bilerek bozan ve orucunu bozduktan sonra
oruç tutmamayı mübah kılan, kadının aybaşı haline girmesi, hastalanma, adamın yolculuğa çıkması gibi hallerde kişiye keffaret lazım gelmeyeceğini benimser.”431
“Kadın adet görür veya erkek oruç açmayı mübah kılan bir hastalığa
yakalanırda oruçlarını açarlarsa keffaret yükümlülüğü kalkar”432 “Bir kimse Ramazan da mukimken orucunu bozup üzerine keffaret gerektikten sonra yolculuğa çıksa da keffaret sakıt olmaz.”433
3. İbn Rüşd: “Ebu Hanife itikafın azı için belirli bir süre olmadığını
benimser.”434
Hasan İbn-i Ziyad’ın Ebu Hanife’den rivayetinde: “ Hiç bir itikaf bir günden az
olamaz”435şeklinde nakledilmiştir. Ancak nafile için sınırlama yoktur.
424 Mevsılî, I, 138. 425 Kâsânî, II, 115. 426 İbn Rüşd, I, 295. 427 Mevsılî, I, 138, 139.
428 İbn Abidin, II, 182; Ceziri, I, 588. 429 İbn Rüşd, I, 275. 430 Mergînânî, I, 153. 431 İbn Rüşd, I, 283. 432 Kâsânî, II, 101; Mevsılî, I, 131. 433 Kâsânî, II, 100, 101. 434 İbn Rüşd, I, 292. 435 Mergînânî, I, 158; Mevsılî, I, 137.