1. İbn Rüşd: “Ebû Hanife: “Eğer köle savaşa katılmamış ise eman veremez.”
demiştir.”745
“Savaşa katılmasına izin verilmeyen kölenin emanı geçerli değildir.”746
2. İbn Rüşd: “İmam Mâlik: “Köle, deli ve kilise adamları öldürülmezler ve
mallarından yaşayabilecekleri kadar kendilerine bırakılır.” denmiştir. Ayrıca çok yaşlı kişilerde böyledir denmiştir. Ebû Hanîfe de bu görüştedir.”747
“Deliyi, kadını, çocuğu, amayı, kötürümü, sağ eli kesik olanı, pir-î faniyi öldürmemek gerekir. Savaşmadıkları ve yardımcı olmadıkları halk arasına karışmadıkları takdirde kilise adamları da öldürülmez.”748 Mallarından yanlarına yaşayabilecekleri kadar bırakılır şeklinde ayrıca bir kayda rastlayamadık.
3. İbn Rüşd: “Ulemanın çoğu imam anlaşmada bir maslahat görürse
anlaşmanın caiz olduğunu söylemişlerdir. Ebû Hanife’de bunlardandır.”749
“Eğer devlet reisi müslümanlar için antlaşmanın yararlı olduğunu düşünürse antlaşma yapmada bir sakınca yoktur.”750
739 İbn Rüşd, I, 388. 740 Kâsânî, II, 134. 741 İbn Rüşd, I, 388, 389. 742 Mevsılî, I, 162. 743 İbn Rüşd, I, 392. 744 Mevsılî, I, 173. 745 İbn Rüşd, I, 397. 746 Mevsılî, V, 163. 747 İbn Rüşd, I, 398.
748 Mergînânî, II, 424; Mevsılî, IV, 120. 749 İbn Rüşd, I, 402.
4. İbn Rüşd: “Düşman toprağına Kur’ân-ı Kerim’le yolculuk etme meselesinde
ulema Resulullah’tan sabit olmak üzere bunu caiz görmemişlerdir. Ebû Hanîfe emniyetli askerler içinde olmak şartıyla caiz görmüştür.”751
“Yenilme kaygısı yoksa ordu beraberinde Kadın ve Kur’ân-ı Kerim ile yolculuk edebilir. Aksi halde mekruh görülmüştür.”752
5. İbn Rüşd: “Ücretle tutulan kimse hakkında, bu ancak Sultan tarafından
gerekli görülürse ve zaruret hâsıl olmuş ise caizdir denmiş, Ebû Hanife’de bu görüştedir.”753
“Ebu Hanife müslümanların güçlü oldukları müddetçe ücret almaları ve vermelerini mekruh görmüş, ama güçlü değillerse bunu caiz görmüştür.”754
6. İbn Rüşd: “Ebû Hanife’ye göre, islam askerleri ülkesine dönmemişken
onlara katılıp ganimetlerin muhafazasında hizmet edenlere hisse düşer.”755
“Ordu dâr-ı harpte iken, sonradan katılan takviye kuvvetlerde ganimette evvelkilere ortaktırlar.”756
7. İbn Rüşd: “Ulema, piyadelere birer sehim verildiği hususunda müttefik
iseler de, süvariler hakkında ihtilaf etmişlerdir. Ebû Hanife: “Bir sehim kendilerinin, bir sehimde atlarının olmak üzere iki sehimdir.” demiştir.”757
“Süvariler iki, piyadeler bir hisse alırlar denmiştir. Ebû Hanife’den kıyas atın hisse sahibi olmasına manidir, çünkü o silah gibi bir alettir dediği rivayet olunduğu gibi sehimlerden birinin sebebi at diğerinin sahibi olduğuda rivayet edilmiştir.”758
8. İbn Rüşd: “Savaş bittikten sonra maktulun selebi eğer imam onu öldürene
vermezse ona düşmez denmiştir. Ebû Hanife’de bunu benimser.”759
“Öldürülen düşmanın üzerindeki eşyalar, atı, aletleri ve yanında bulunan mallarıdır. Bu eşyalar öldürülene vadedilmediğinde umûmi ganimete dahil olurlar.”760
9. İbn Rüşd: “Kâfirlerin mülkiyetine geçen malardan Ebû Hanife, ümmü veled
olan cariye ile müdebber olan köleyi istisna etmiştir.”761
751 İbn Rüşd, I, 404. 752 Mergînânî, II, 428. 753 İbn Rüşd, I, 407. 754 Serahsi, Şerhu’s-Siyeri’l-Kebir, I, 155. 755 İbn Rüşd, I, 407. 756 Mergînânî, II, 434. 757 İbn Rüşd, I, 408. 758 Semerkandî, I, 553; Kâsânî, V, 126; İbn Rüşd, I, 408. 759 İbn Rüşd, I, 411. 760 Mevsılî, V, 133. 761 İbn Rüşd, I, 414.
“Mükâteb ve müdebber, ümmü veledler ve hür insanlar kâfirlerin mülkiyetine girmezler. Bir köle kaçıp gitse ona mâlik olamazlar.”762
10. İbn Rüşd: “Elinde müslümanın malı bulunan kâfir müslüman olursa o mal
ona helal midir? Ebû Hanîfe helal olduğunu benimser.”763
“Düşmanlar müslümanlardan aldıkları mal yanlarında iken müslüman olurlarsa veya zımmîlik statüsüne geçerlerse aldıkları mal onlara helal olur.”764
11. İbn Rüşd: “Ebû Hanîfe çalmak suretiyle kâfirlerin ülkesinden bir
müslümanın malını getirenkimse için; “O mal getirenin hakkıdır, şayet sahibi isterse ancak parasını vermek suretiyle alabilir.” demiştir.”765
“Kâfirler müslümanların mallarını ele geçirip kendi ülkelerine götürdükleri takdirde ona mâlik olurlar. Deve kaçıp düşman toprağına girerse ona mâlik olurlar, müslüman tüccar deveyi satın alıp islam toprağına getirirse sahibi onu ancak parasını ödeyerek alır.”766
12. İbn Rüşd: “Ebû Hanife: “İmam, araziyi haraç karşılığında müslüman
olmayan eski sahiplerinin elinde bırakmakla müslümanlara dağıtmak arasında muhayyerdir.” demiştir.”767
“Devlet reisi bir beldeyi zorla fethederse isterse o beldeyi ganimet ehli arasında paylaştırır, isterse de sahiplerini orada bırakır. Onları cizye ile mükellef kılar, arazilarine de haraç tarh eder.”768
13. İbn Rüşd: “Ebû Hanife: “Cizye oniki, yirmidört ve kırksekiz dirhem
gümüştür. Yoksuldan on iki dirhemden aşağı ve zenginden kırk sekiz dirhemden fazla alınmaz. Orta halli olanlardan ise yirmi dört dirhem alınır.” demiştir.”769
“Zengin kırk sekiz, orta halli yirmi dört, fakir on iki dirhem cizye olarak verir, sene başında tahakkuk eder ve her ay bir aya düşen alınır. Cizye savaş neticesinde alınan ve anlaşmalı olan olmak üzere iki türlüdür.”770
14. İbn Rüşd: “Hz Ömer’in Beni Tağlib hiristiyanlarından müslümanlardan
alınan zekâtın iki katını aldığı rivayet edilmiştir, Ebû Hanife’de bunu benimser.”771
762 Mergînânî, II, 444; Mevsılî, V, 134. 763 İbn Rüşd, I, 414.
764 Mevsılî, V, 134. 765 İbn Rüşd, I, 408. 766 Mergînânî, II, 442. 767 İbn Rüşd, I, 415.
768 Mergînânî, II, 431; Mevsılî, V, 134. 769 İbn Rüşd, I, 414.
770 Mevsılî, V, 137. 771 İbn Rüşd, I, 419.
“Beni Tağlib hiristiyanlarından müslümanlardan alınan zekâtın iki katı olarak cizye alınır. Onların Kadınlarından da cizye alınır.”772
15. İbn Rüşd: “İmam Mâlik ve Ulemanın bir çoğu: “İslam ülkesinde cizye
karşılığı oturan gayr-i müslim tüccarların Medine’den başka bir şehirden diğer bir şehire naklettikleri ticaret eşyasından 1/ 10vergi vâciptir. Medine’ye naklettiklerinden 1/20 alınır.” demişlerdir. Ebû Hanife’de buna katılmış ancak hangi şehirde olursa olsun 1/20 alınır demiş nisab ve havli şart koşmuştur.”773
“Gayr-i müslim tüccarlardan yirmide bir vergi alınır, nisap ve havlde şarttır.”774